Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 10 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 10 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Kelimeler
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: EDEBİ/YAD
1 sayfadaki 1 sayfası
Kelimeler
İnsanlar arasındaki iletişimin esasını dil oluşturur. Dil ise mantıklı kelimelerin diziliminden oluşur. Aynı kelimeden farklı anlamların çıkarıldığı bir yerde sağlıklı bir iletişimden bahsedilemez. Topal kelimesini kullanan birisinin karşısındaki insan, eline bir top alıp gelse vurgusu anlaşılamadığından dolayı belki mazur görülebilir. Ama başka bir anlam içermesi muhal olan kelimenin, başka bir anlamla anlamlandırılması keyfiyetten başka ne olabilir?
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin Mesnevisinde şöyle bir hikaye anlatılır:
“Sofinin biri gelerek bir tekkeye misafir oldu. Eşeğini götürüp ahıra bağladı yemini suyunu kendi eliyle verdi.
O tekkede bulunan sofiler yoksul kimselerdi. Toplanıp aralarında konuştular, misafire ikram etmek gerekti, kendileri de açtı. Neticede eşeği satmaya karar verdiler. Hemen eşeği satıp yiyecek aldılar, mumları yaktılar. "Tekkede bu gece yemek var, sema var!.." diye ortalığa bir velvele düştü.
Yemek yendi sema başladı sofiler coştukça coştular. Semanın en heyecanlı yerinde çalgıcı "Her berfet (Eşek gitti)" diye bir nağme tutturdu. Dervişler de buna uyarak hep bir ağızdan "Her berfet" "Her berfet" (Eşek gitti - Eşek gitti) diye söylenip oynamaya başladılar. Bu nağme eşeğin sahibi olan o sofinin de hoşuna gitti. Herkesten daha fazla el çırpıyor ve "Her berfet, Her berfet, ey puser her berfet (Ey oğul eşek gitti) diyordu."
Gece yarısından sonra sema bitti sofiler birer ikişer dağılıp gittiler.
Sabahleyin o soficik kalktı eşyalarını topladı eşeğine yükleyip yola koyulacaktı. Ahıra gidince eşeği yerinde bulamadı. Önce "Belki hizmetçi suya götürmüştür." diye düşündü. Bir müddet bekledi. Hizmetçi gelince ona eşeğini sordu. Hizmetçi :
- "Eşek satıldı. Eşeği satıp akşamki ziyafeti tertip ettiler." dedi.
Sofi kızdı :
- "Siz kimin malını kime satıyorsunuz, bu ne adaletsizlik böyle şey olur mu? Neden bana haber vermedin?" diye çıkıştı.
Hizmetçi boynunu büktü :
- "Bana kızmayın efendim. Size haber vermek üzere gelince baktım ki siz herkesten çok "Her berfet - Eşek gitti - " diye bağırıyorsunuz. O zaman siz biliyorsunuz, haberiniz vardır diye düşündüm ve söylemekten vazgeçtim." dedi.
Bu cevap karşısında sofi söyleyecek söz bulamadı... ” (Mesnevi c. 2. s. 30–31)..”
Bizim dilimizde deyim şekline gelmiş ve kavramlaşmış iki kelime duyarım zaman zaman “Hayy’dan gelen, Hu’ya gider” “Hayy ile Hu ile geçti ömür” “Hu” kelimesi “Hayy” kelimesi ile zikredilmese belki hiç üzerinde durma ihtimali aklıma bile gelmeyecek. Çünkü “Hu” bir şahıs zamiridir ve “O” anlamına gelir. Birileri, birilerine “O” diye hitapta bulunabilir ve bu abeste değildir. Fakat “Hayy” kelimesi ile birlikte anılınca tamamen başka bir dehliz açılıyor önümüzde anlam ve içerik bakımından. Ne demektir ? “Hayy” : Diri demektir, bunun zıddına meyyit denir ki, ölü mânasına gelir. Allah Teâlâ ölmez, daima hâzır ve nâzırdır. Yaşayan mahlûkatın hayatını veren de O'dur. O olmasaydı hayattan eser olmazdı.
Bu iki deyim her nasılsa bizim halkımız arasında Boş, işe yaramaz ve faydasız yerler anlamında yerleşmiş veya yerleştirilmiş. Hangi kim? Hangi kimler ? Ve hangi kimlikler? Tarafından meçhul… Kim bilir beklide bir takım ateistler, Tanrı tanımazlıklarını kavramlaştırmak istemiştir. Ölümü “Reankarnasyon” olgusu ile öldürmeye çalıştıkları gibi. Hayat içerisinde Hayat ve Ölüm kavramlarını başka bir şekilde anlamlandırarak psikolojik bir rahatlama yöntemi belki de kim bilir? Yoksa ne diye bu kavramlar dilimizde pelesenk hale getirilsin ve yalama bir vida gibi yuvarlanıp durulsunlar… Zaten böylesine ulvi anlamlar yüklü bir kelimenin içi boşaltılarak, kendilerine göre tevil edilişi,başka bir kisveye büründürülme gayreti, neyle izah edilebilir ki!...
Bu iki kelime üzerinde daha fazla izahata girişmeden, içerdiği anlamı okuyanların inisiyatiflerine bırakmak istiyorum. Ama şunu da söylemeden geçmek istemiyorum; “Hayy’dan gelen, Hu’ya gider” ifadesi ölülerimizin arkasından okuduğumuz ayeti kerimeyi ne kadar da çağrıştırıyor. “Mahakkak Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz.”
Bu kavramları bize sokuşturanların ne kazandığını bilemem. Ama bazı kelimeleri bilmeden, anlamadan kullananların “Eşek gitti” hikayesinde olduğu gibi bir şeyleri kaybetme ihtimali üzerinde daha çok durulması gerektiği kanaatindeyim. Mevlana Celaleddin–i Rumi asırlar önce kaleme aldığı ibretler dolu bu hikayeciği tazeliğini yıllar sonrasına aktaracak kadar da anlam yüklü. Bir şeyin aslını, esasını bilmeden, araştırmadan körü körüne taklit insanı eşeğinden eder. Düşünüyorum da bu taklitçilik ile sadece mal–mülk mü gider?
Kelime deyip geçmemeli. Manası ve muhtevası iyice anlaşılıp öyle kullanılmalı!...
Mevlana Celaleddin-i Rumi’nin Mesnevisinde şöyle bir hikaye anlatılır:
“Sofinin biri gelerek bir tekkeye misafir oldu. Eşeğini götürüp ahıra bağladı yemini suyunu kendi eliyle verdi.
O tekkede bulunan sofiler yoksul kimselerdi. Toplanıp aralarında konuştular, misafire ikram etmek gerekti, kendileri de açtı. Neticede eşeği satmaya karar verdiler. Hemen eşeği satıp yiyecek aldılar, mumları yaktılar. "Tekkede bu gece yemek var, sema var!.." diye ortalığa bir velvele düştü.
Yemek yendi sema başladı sofiler coştukça coştular. Semanın en heyecanlı yerinde çalgıcı "Her berfet (Eşek gitti)" diye bir nağme tutturdu. Dervişler de buna uyarak hep bir ağızdan "Her berfet" "Her berfet" (Eşek gitti - Eşek gitti) diye söylenip oynamaya başladılar. Bu nağme eşeğin sahibi olan o sofinin de hoşuna gitti. Herkesten daha fazla el çırpıyor ve "Her berfet, Her berfet, ey puser her berfet (Ey oğul eşek gitti) diyordu."
Gece yarısından sonra sema bitti sofiler birer ikişer dağılıp gittiler.
Sabahleyin o soficik kalktı eşyalarını topladı eşeğine yükleyip yola koyulacaktı. Ahıra gidince eşeği yerinde bulamadı. Önce "Belki hizmetçi suya götürmüştür." diye düşündü. Bir müddet bekledi. Hizmetçi gelince ona eşeğini sordu. Hizmetçi :
- "Eşek satıldı. Eşeği satıp akşamki ziyafeti tertip ettiler." dedi.
Sofi kızdı :
- "Siz kimin malını kime satıyorsunuz, bu ne adaletsizlik böyle şey olur mu? Neden bana haber vermedin?" diye çıkıştı.
Hizmetçi boynunu büktü :
- "Bana kızmayın efendim. Size haber vermek üzere gelince baktım ki siz herkesten çok "Her berfet - Eşek gitti - " diye bağırıyorsunuz. O zaman siz biliyorsunuz, haberiniz vardır diye düşündüm ve söylemekten vazgeçtim." dedi.
Bu cevap karşısında sofi söyleyecek söz bulamadı... ” (Mesnevi c. 2. s. 30–31)..”
Bizim dilimizde deyim şekline gelmiş ve kavramlaşmış iki kelime duyarım zaman zaman “Hayy’dan gelen, Hu’ya gider” “Hayy ile Hu ile geçti ömür” “Hu” kelimesi “Hayy” kelimesi ile zikredilmese belki hiç üzerinde durma ihtimali aklıma bile gelmeyecek. Çünkü “Hu” bir şahıs zamiridir ve “O” anlamına gelir. Birileri, birilerine “O” diye hitapta bulunabilir ve bu abeste değildir. Fakat “Hayy” kelimesi ile birlikte anılınca tamamen başka bir dehliz açılıyor önümüzde anlam ve içerik bakımından. Ne demektir ? “Hayy” : Diri demektir, bunun zıddına meyyit denir ki, ölü mânasına gelir. Allah Teâlâ ölmez, daima hâzır ve nâzırdır. Yaşayan mahlûkatın hayatını veren de O'dur. O olmasaydı hayattan eser olmazdı.
Bu iki deyim her nasılsa bizim halkımız arasında Boş, işe yaramaz ve faydasız yerler anlamında yerleşmiş veya yerleştirilmiş. Hangi kim? Hangi kimler ? Ve hangi kimlikler? Tarafından meçhul… Kim bilir beklide bir takım ateistler, Tanrı tanımazlıklarını kavramlaştırmak istemiştir. Ölümü “Reankarnasyon” olgusu ile öldürmeye çalıştıkları gibi. Hayat içerisinde Hayat ve Ölüm kavramlarını başka bir şekilde anlamlandırarak psikolojik bir rahatlama yöntemi belki de kim bilir? Yoksa ne diye bu kavramlar dilimizde pelesenk hale getirilsin ve yalama bir vida gibi yuvarlanıp durulsunlar… Zaten böylesine ulvi anlamlar yüklü bir kelimenin içi boşaltılarak, kendilerine göre tevil edilişi,başka bir kisveye büründürülme gayreti, neyle izah edilebilir ki!...
Bu iki kelime üzerinde daha fazla izahata girişmeden, içerdiği anlamı okuyanların inisiyatiflerine bırakmak istiyorum. Ama şunu da söylemeden geçmek istemiyorum; “Hayy’dan gelen, Hu’ya gider” ifadesi ölülerimizin arkasından okuduğumuz ayeti kerimeyi ne kadar da çağrıştırıyor. “Mahakkak Allah’tan geldik, yine O’na döneceğiz.”
Bu kavramları bize sokuşturanların ne kazandığını bilemem. Ama bazı kelimeleri bilmeden, anlamadan kullananların “Eşek gitti” hikayesinde olduğu gibi bir şeyleri kaybetme ihtimali üzerinde daha çok durulması gerektiği kanaatindeyim. Mevlana Celaleddin–i Rumi asırlar önce kaleme aldığı ibretler dolu bu hikayeciği tazeliğini yıllar sonrasına aktaracak kadar da anlam yüklü. Bir şeyin aslını, esasını bilmeden, araştırmadan körü körüne taklit insanı eşeğinden eder. Düşünüyorum da bu taklitçilik ile sadece mal–mülk mü gider?
Kelime deyip geçmemeli. Manası ve muhtevası iyice anlaşılıp öyle kullanılmalı!...
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Similar topics
» "A" Harfi İle Başlayan Kelimeler
» "C "Harfi ile Başlayan Kelimeler
» Kelimeler Kalpten Akan Katrelerin Kabı
» "C "Harfi ile Başlayan Kelimeler
» Kelimeler Kalpten Akan Katrelerin Kabı
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: EDEBİ/YAD
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN