.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
HADİS TAHLİLİ-4 Salava10


Join the forum, it's quick and easy

.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
HADİS TAHLİLİ-4 Salava10
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Kimler hatta?
Toplam 33 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 33 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 206 kişi 31.07.17 12:04 tarihinde online oldu.
En son konular
» Kutsalınıza Hakaret Edilmesi İncitiyormuş Değil mi?
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime122.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN

» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime112.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN

» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime112.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN

» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime117.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN

» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN

» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN

» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN

» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN

» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN

» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN

» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN

» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN

» Ne NeDiR?
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime120.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN

» ÖĞÜT VEREN AYETLER
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime120.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN

» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime122.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN

» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN

» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN

» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
HADİS TAHLİLİ-4 Icon_minitime111.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN

Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN

Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Anket

İRFaN MeCLiSi & RaH-ı AŞK FoRMuMuZa NaSıL ULaŞTıNıZ?

HADİS TAHLİLİ-4 Vote_lcap67%HADİS TAHLİLİ-4 Vote_rcap 67% [ 4 ]
HADİS TAHLİLİ-4 Vote_lcap0%HADİS TAHLİLİ-4 Vote_rcap 0% [ 0 ]
HADİS TAHLİLİ-4 Vote_lcap0%HADİS TAHLİLİ-4 Vote_rcap 0% [ 0 ]
HADİS TAHLİLİ-4 Vote_lcap0%HADİS TAHLİLİ-4 Vote_rcap 0% [ 0 ]
HADİS TAHLİLİ-4 Vote_lcap33%HADİS TAHLİLİ-4 Vote_rcap 33% [ 2 ]

Toplam Oylar : 6

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


HADİS TAHLİLİ-4

Aşağa gitmek

HADİS TAHLİLİ-4 Empty HADİS TAHLİLİ-4

Mesaj tarafından Berzah 20.03.10 16:30

Hadis Tahlili-4
وعن النُّعمان بنِ بَشيرٍ رضيَ اللَّه عنهما قال : سمِعْتُ رسُولَ اللَّهِ صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يَقُولُ : «إِنَّ الحَلاَلَ بَيِّنٌ ، وإِنَّ الحَرامَ بَيِّنٌ ، وَبَيْنَهما مُشْتَبِهاتٌ لاَ يَعْلَمُهُنَّ كَثِيرٌ مِنَ النَّاسِ ، فَمَن اتَّقى الشُّبُهاتِ ، اسْتَبْرَأَ لِدِينِهِ وعِرْضِهِ ، وَمَنْ وَقَعَ في الشبُهاتِ ، وقَعَ في الحَرامِ ، كالرَّاعي يرْعى حَوْلَ الحِمى يُوشِكُ أَنْ يَرْتَع فِيهِ ، أَلاَ وإِنَّ لِكُلِّ مَلِكٍ حِمًى ، أَلاَ وَإِنَّ حِمَى اللَّهِ مَحَارِمهُ ، أَلاَ وإِنَّ في الجسَدِ مُضغَةً إذا صلَحَت صَلَحَ الجسَدُ كُلُّهُ ، وَإِذا فَسَدَتْ فَسدَ الجَسَدُ كُلُّهُ : أَلاَ وَهِي القَلْبُ » متفقٌ عليه . ورَوَياه مِنْ طُرُقٍ بأَلْفاظٍ مُتَقارِبَةٍ .

Sahabe-i güzîn efendilerimizden Numan ibni Beşîr (Allah Onlardan razı olsun) Rasulullah (sallallahu aleyhi vesellem)’i şöyle buyururken dinledim dedi:
“Helal olan şeyler bellidir, haram olan şeyler de bellidir. Bu ikisinin arasında halkın bir çoğunun helal mi haram mı olduğunu bilmediği şüpheli konular vardır.
Şüpheli işlerden sakınanlar dinlerini ve ırzlarını korumuş olurlar. Şüpheli şeylerden sakınmayanlar ise zamanla harama dalıp giderler. Aynen sürüsünü başkasına ait bir arazinin etrafında otlatan çoban gibi ki, onların o araziye girme tehlikesi vardır.
Dikkat edin! Her hükümdarın girilmesi yasaklanmış bir arazisi vardır. Unutmayın Allah’ın yasak arazisi de haram kıldığı şeylerdir. Şunu iyi bilin ki, insan vücudunda bir et parçası vardır. Eğer bu et parçası iyi olursa bütün vücut iyi olur. Eğer o bozulursa bütün vücut bozulur. İşte bu et parçası “kalb”dir.” (Buhari, İman, 39; Müslim Müsakat, 109)
Bir grup alim bu hadisin önemine işaret ederek, İslam’ın medarı olan, yörüngesi olan üç önemli hadisten biri olarak zikrederler. Diğer ikisi ise, “Ameller niyetlere göredir…” ve “Mâlâyâniyâtı terk kişinin İslamının (müslümanlığının) güzelliğindendir” hadisleridir. Ebû Dâvûd da, bu hadisleri dört olarak kabul eder ve “Kişi kendi için istediğini kardeşi için de istemedikçe gerçek imanı elde edemez” hadisini ekler.
Bu hadis görüldüğü üzere cami olup, İslam’ın pek çok hususunda kaynak olma özelliğine sahiptir. Hadisin ele aldığı belli başlı konular şunlardır:
Hadiste, Allah Rasûlü sallallahu aleyhi ve sellem ilk önce “helal ve haram”a vurgu yapıyor. Bunların açık ve net olarak belirlendiğine, yani bu hususların bizzat Allah tarafından Kur’an’da veya O’nun bildirmesi ile kendisinin hadislerde açık seçik ifade ettiğine işaret ediyor.
Din helal ve haramlardan ibarettir, dense sezâdır. Zira, din, “Allah tarafından vahiy yolu ile indirilen, peygamberler tarafından tebliğ edilen, insanların dünyada ve ahirette kurtuluşuna vesile olan itikadî ve amelî nizam” olarak tarif edilmiştir. Bu nizamın içeriği de helal ve haramlardan ibarettir. Evet, “helal”, Allah’ın kulları için temiz saydığı.. insanın yemesinde, içmesinde, giyinmesinde, dokunmasında, kullanmasında vs. muhzur olmayan meşru şeyler demektir. Bunun zıddı da haramdır. Bir de bunlar arasında bazı şüpheli şeyler vardır. Bu hususun bilinmesi o kadar önemlidir ki, İbn Arabî, başka hiç bir şey olmasa bu hadis bütün ahkamı çıkarmaya yeter, der. Zira, bu hadiste helali bilmeye, haramı tanımaya teşvik vardır. Şüpheli şeylerden kaçınma da koruluk benzetmesiyle çok enfes anlatılmıştır. Bunda dinin, ırzın muhafazasını temin, şüpheli şeylere karşı uyarma vardır. Sonunda da işlerin kalp ile bağlantısına vurgu yapılmıştır ki, vucudun merkezi hükmündedir. Kurtubî de, bu hadisin önemini ifade ederken, hadiste, önce helal ile diğerlerinin arası ayrılmış, sonra da bütün amellerin kalp ile alakası dile getirilmiştir, der. Zira, insanın yaptığı her şey kalp ile ciddi alakadardır. İnsan, zahirî nazarda şüphe etmeden bir şeyin helal olduğunu bilerek onu tercih ettiğinde kalp bundan huzur duyar, haramı seçtiğinde ise bir kalak, bir sıkıntı çeker. Bir de bunların ikisi arasında her iki tarafın ortasında, her iki tarafın delillerini üzerinde taşıyan hususlar vardır. Yani haram mı helal mi olduğunu anlamada zorlanılan, her ikisinin de olabileceğini gösteren delillerin bulunduğu, ancak az sayıda alimlerin içinden çıkabileceği mevzular. İşte bundan da sakının buyuruluyor. Yani, temizliği, helalliği net belli olanlarla iktifa edin, haramlılığı katî olandan uzak durun, şüpheli olan şeylere de mesafeli yaklaşın, deniyor.
İnsan helal ve harama dikkat ettiğinde, yiyeceğinin, içeceğinin, giyeceğinin, evliliğinin vs. salahını temin etmiş olur. Zira, haram lokmayı ancak ateşin temizleyeceği hadislerde ifade edilmiş, yine haram lokmanın ibadetin neşvesini duymaya, ihlası yakalamaya engel olduğu beyan buyurulmuştur.
İkinci önemli husus, hadiste, şüpheli şeylerden kaçınılması emredilmektedir. Şüpheli şeylerden sakınan dinini ve ırzını korumuş olur, deniyor. Şüpheli şeyler, hakkında helal veya haram olduğunu bildiren kesin bir delil olmayan şeylerdir. Hüküm vermekte zorlanılan bu hususlar da İslam alimleri de farklı kanaatler belirtmişlerdir. Kimisi, bunlar kişiyi zamanla harama götüreceği için haramdır.. kimisi haram değil ama mekruhtur.. kimisi hakkında bir delil olmadığı için ve “eşyada asıl olan ibahadır” diyerek mubah olduğunu.. kimisi de bir hususta hüküm ancak şeriat tarafından bildirilebileceğini söyleyerek tevakkuf etmiş, buna herhangi bir hüküm verilemez demişlerdir. Görülüyor ki, kalp şüpheli şeyler karşısında tatmin değil, hep endişe ve şüphe içinde kalıyor. Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem, bir hadislerinde “Sana şüphe veren şeyi bırak, şüphe vermeyen şeyle amel et” buyurarak bu tür şeyleri terk etmeyi emreder.
Evet, kalbi de, kafayı da, bedeni de şüpheli şeylerden arındırmak, korumak icab etmektedir. Aksi taktirde, tıpkı sürüsünü başkasının arazisinin sınırında veya uçurumun kenarında otlatan adam gibi tehlike içinde kalır. Sürü ya komşunun yasak arazisine girer veya uçurumdan aşağı yuvarlanır gider. Hadisin ifadesinde net yerin bulan “şüpheli şeylerden sakınmak insanı harama girmekten alıkor” kaidesi çok önemlidir. Başta Fahr-i Kâinât Efendimiz olmak üzere, sahabe-i güzin efendilerimiz, ardından gelen müçtehidîn-i izâm, ulemây-ı kirâm, evliyâ-i fihâm efendilerimiz de bu tür şeylere hep mesafeli yaklaşmışlardır.
Meselâ, ‘Ukbe, bir kadınla evlendiğini söylemiş, ardından da siyâhî bir kadın gelerek, her ikisini de emzirdiğini söylemişti. ‘Ukbe, Allah Rasûlü’ne “bu kadın yalancıdır” dediyse de, Efendimiz aleyhi ekmelü’t-tehâyâ, “kadın emzirdiğini söylüyor, sen hâlâ yalan söylüyor diyorsun. Bırak o kadını” diyerek boşanmasını emretmiştir.
Sahabeden birisi Allah Rasûlü’ne gelerek, avlandığı esnasında avla beraber köpeğinin yanında bir başka köpek bulduğunu, ne yapması gerektiğini sormuş, Efendimiz de, “bilmiyorsun hangisi yakalamış” diyerek avını terketmesini emretmiştir.
Yine bir gün, torunlarından Hz. Hasan’ın evde bir hurma bulup ağzına attığına şahid olmuş ve hemen “keh, keh” yaparak onu çıkarmasını temin etmiştir. Sebebi ise, sadaka ve zekatın Allah Rasülüne ve ailesine helal olmaması, bu hurmanın da fakirler için gelmiş sadakadan olması endişesidir. İçinde şüphe olan bir şeyin yenmesini kendi evladı için uygun görmemiştir.
Öte yandan, İmâm-ı Azam ve Süfyân-ı Sevrî, Allah’ın semadan gelen haberiyle amel etmeyi kendi içtihadlarıyla amel etmekten daha sâlim gördüklerini ifade ederek nebîzin bir miktarını helal addederler. Ancak, kendileri asla ve kat’a nebiz içmeyerek “ne içtik ne de içeriz” derler.
Bu arada dikkat edilmesi gereken bir konu da, şüpheli şeylerden kaçınayım derken vesveseye düşmemektir. Vesvese, bir manada takıntıdır. Delilleri iyice nazara alıp inceledikten ve alabildiğine şüpheli şeylerden kaçındıktan sonra yapılacak şey Allah’a sığınmaktır. Mesela, rivayetlerde vardır ki, Allah Rasülü sallallahu aleyhi ve sellem, küçük abdestini bozduktan sonra istibra yapardı. Abdest aldıktan sonra da bir avuç su alır entârisinin altından, aşağıdan yukarıya doğru suyu serperdi. Namazda bir ıslaklık hissettiğinde, bu benim serptiğim sudur şeklinde bir kanaati olurdu. Yine, namazda yellenmiş olduğu endişesiyle gelen birine, ses veya koku yoksa abdestinin devam ettiğini söyleyerek ona hem delilleri öğretmiş hem de ötesinde vesveseye mahal bırakmamasının yolunu göstermiştir. Bir başka sefer de, kendisine gelen ashabı “bir kavim bize et getirdi. Nasıl kestiklerini bilmiyoruz” diye sordular. “Üzerine Allah’ın ismini anın (besmele çekin) ve yiyin” buyurdular. Bu son husus, değişik hadisler de göz önüne alınarak uzunca tahlillere tâbî tutulmuştur ve her mezhebin kendine göre bir görüşü oluşmuştur.
3. Hadiste, insanların çoğunun bu şüpheli şeyleri bilmediği ifade edilmiştir. Bundan maksat, o şüpheli şeylerin helal mi, haram mı olduğunu, yani hükmünü, ekser-i nâs bilmez denmektedir. Bu tür şeylere, Cenab-ı Hak bazı deliller koymuştur. Onları ancak ehil olan alimler çözüp neticeyi çıkarabilir. İnsanların genelinin yapması gereken ise, bunlardan uzak durmaktır.
Şüpheli şeylerden kaçınmakla kişi, dinini noksanlıktan, hatadan.. ırzını da ta’n u teşniden, kınanmaktan korumuş olur. Hadiste bu iki kelimenin zikredilmesi tam vakıaya, realiteye mutabıktır. Bunları yapan, takvaya uygun hareket etmiş, vera’ enginliklerine açılmış demektir ki, Cenâb-ı Hak, Hz. Mûsâ’ya: “Bana yaklaşmak isteyenler vera’ ve zühd gibisini bulamamışlardır” buyurarak bunun önemini belirtmiştir. Bazı alimler, şüpheli şeylere çok dalmak, insanın kalbindeki ilim ve vera’ nurunu söndürür demişlerdir.
4. Hadisteki, “hima” kelimesi koruluk, yasak bölge anlamınlarına gelir. Burada tatlı bir benzetme ile, hayvanların kendileri için belirlenen alanın dışına çıkmamaları için çitlerle çevrilmesi, yasak bölgeden ayrı tutulmaları örnek verilmiştir. Allah’ın kulları için çizdiği çizgiler de bellidir ve çizginin dışı yasak bölge, yani haramlardır. Çizilen çit ise o kadar geniş bir alanı çevrelemektedir ki, bunun içi yani helal dairesi çok geniştir. Katiyyen dairenin dışına çıkmaya, yasak koruluğa girmeye mahal bırakmamaktadır. Yasak bölgede, nefsin hoşuna giden ne varsa, helal dairede bir alternatifi, hem de daha güzel ve temiz bir surette mevcuttur.
5. Hadis, kalbin önemi vurgulanarak son buluyor. Kalp, ana rahmindeyken insanın ilk önce oluşan organıdır. Ruh ona gönderilir. Vücud onun üzerine bina edilir. Bütün damarlar bir manada ona döner, bütün vucuda hayat kaynağı kanı o pompalar. Kulakcık ve karıncıkları ile, bir lokomotif gibi kendinden hareketli olması ile vucutta kendine has müstesna bir yere sahiptir. Onun dublesi, alternatifi ve melekûtî buudu olan “kalb” mekanizması da, şuur, idrâk, ihtisâs, akıl ve irâde gücünün merkezi, ruhânî bir latîfedir. Bu latîfe, insan ruhunun gözü gibidir. Hem idrak etme, hem de idrak edilme hususiyeti vardır. İnsan, ruhuna, cismine, aklına onunla girer.
Kalb, iki yönü olan öyle nurani bir cevherdir ki, bir yönüyle devamlı ruhlar alemine, diğer yönüyle de cisimler alemine bakar. Cisim, şer’î ölçülerin birleştiriciliğinde ruhun emrine girmişse, kalb, ruhlar alemi yoluyla aldığı feyizleri bedene ve cisme taşır; orada da huzur ve itmi’nân esintileri meydana getirir. (Geniş bilgi için Kalbin Zümrüt Tepeleri-1, “Kalb 1-2”yazılarına bakınız)
Aksi durumda da, kalb mâneviyâta, Hakk’tan gelen feyizlere karşı kapalıdır. Dolayısıyla da, diğer his ve duyguları besleyemez. Tıpkı kılcal damarlara kanı ulaştıramayan dublesi gibi bir anlamda işe yaramaz hale gelir. Sonunda da bütün vucut fesada uğrar.


Ya Rab, bizi haramı haram bilip ictinab eden, helali helal bilip iktifa eden, şüpheli şeylerden uzak duran kullarından eyle. Dinimizi ve namusumuzu muhafazada bize yardımcı ol. Kalplerimizi pür nûr eyle, günahlardan arındır ve Sana merbût kıl.

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah
Berzah
VEFALI ÜYEMİZ
VEFALI ÜYEMİZ


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz