.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
HADİS TAHLİLİ-2 Salava10


Join the forum, it's quick and easy

.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
HADİS TAHLİLİ-2 Salava10
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Kimler hatta?
Toplam 35 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 35 Misafir

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 206 kişi 31.07.17 12:04 tarihinde online oldu.
En son konular
» Kutsalınıza Hakaret Edilmesi İncitiyormuş Değil mi?
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime122.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN

» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime112.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN

» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime112.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN

» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime117.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN

» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN

» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN

» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN

» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN

» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN

» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN

» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN

» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN

» Ne NeDiR?
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime120.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN

» ÖĞÜT VEREN AYETLER
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime120.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN

» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime122.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN

» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN

» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN

» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
HADİS TAHLİLİ-2 Icon_minitime111.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN

Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN

Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Anket

İRFaN MeCLiSi & RaH-ı AŞK FoRMuMuZa NaSıL ULaŞTıNıZ?

HADİS TAHLİLİ-2 Vote_lcap67%HADİS TAHLİLİ-2 Vote_rcap 67% [ 4 ]
HADİS TAHLİLİ-2 Vote_lcap0%HADİS TAHLİLİ-2 Vote_rcap 0% [ 0 ]
HADİS TAHLİLİ-2 Vote_lcap0%HADİS TAHLİLİ-2 Vote_rcap 0% [ 0 ]
HADİS TAHLİLİ-2 Vote_lcap0%HADİS TAHLİLİ-2 Vote_rcap 0% [ 0 ]
HADİS TAHLİLİ-2 Vote_lcap33%HADİS TAHLİLİ-2 Vote_rcap 33% [ 2 ]

Toplam Oylar : 6

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


HADİS TAHLİLİ-2

Aşağa gitmek

HADİS TAHLİLİ-2 Empty HADİS TAHLİLİ-2

Mesaj tarafından Berzah 20.03.10 15:33

HADİS TAHLİLİ-2
وعن أبي هريرة رضي الله عنه، عن النبي صلى الله عليه وسلم قال‏:‏ ‏"‏من نفس عن مؤمن كربة من كرب الدنيا نفس الله عنه كربة من كرب يوم القيامة، ومن يسر على معسر يسر الله عليه في الدنيا والآخرة، ومن ستر مسلمًا ستره الله في الدنيا والآخرة، والله في عون العبد ما كان العبد في عون أخيه، ومن سلك طريقًا يلتمس فيه علمًا سهل الله له طريقًا إلى الجنة‏.‏ وما اجتمع قوم في بيت من بيوت الله تعالى، يتلون كتاب الله، ويتدارسونه بينهم إلا نزلت عليهم السكينة، وغشيتهم الرحمة، وحفتهم الملائكة، وذكرهم الله فيمن عنده‏.‏ ومن بطأ به عمله لم يسرع به نسبه‏"
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’ın rivayet ettikleri bir hadis-i şerifte, Efendimiz sallallahu aleyhi ve sellem şöyle buyurdular:
“Bir kimse, bir mü’minden dünya sıkıntılarından birini giderirse, Allah da kıyamet gününde o mü’minin sıkıntılarından birini giderir. Bir kimse darda kalana kolaylık gösterirse, Allah da ona dünya ve âhirette kolaylık gösterir. Bir kimse, bir müslümanın ayıbını örterse, Allah da onun dünya ve âhiretteki ayıplarını örter. Mü’min kul, din kardeşinin yardımında olduğu sürece, Allah da o kulun yardımındadır. Bir kimse ilim elde etmek için bir yola girerse, Allah da ona cennetin yolunu kolaylaştırır. Bir cemaat, Allah Teâlâ’nın evlerinden bir evde toplanıp Allah’ın kitabını okur ve onu aralarında müzakere eder, anlayıp kavramaya çalışırlarsa, üzerlerine sekine iner ve kendilerini rahmet kaplar. Melekler onları kuşatırlar, Allah Teâlâ da onları kendi nezdinde bulunanların arasında anar. Amelinin kendisini geride bıraktığı kişiyi, nesebi öne geçirmez.” (Müslim, Zikr,38. Ayrıca bk. İbni Mâce, Mukaddime,17)
Bu hadisle Kainatın İftihar Tablosu pek mühim mevzuların altını çizmekte, çok önemli dersler vermektedir. Bu mevzulardan birincisi, Efendimizin çok defalar üzerinde durup ısrarla ümmetini belli bir çizgiye çekmeye çalıştığı kardeşliktir. Dünyada hiçbir benzeri olmayan Muhacir-Ensar kardeşliğinin mimarı Fahr-i Alem Efendimiz, bu harikulade projeyi prensipler belirleyerek temellendirmiş ve Kendisinden sonra da Müslümanların buna yakın kardeşlikler kurabilmelerinin yollarını göstermiştir.
Yukarıda arzedilen hadiste Efendimiz, belli başlı şu konuları işlemektedir.
1. Bir mü’min, bir başka mü’min kardeşinin sıkıntısını giderirse, Allah da kıyamet gününde o mü’minin sıkıntılarından birini giderir, buyuruluyor. Bir mü’min, kardeşinin mâlî, ilmî veya maddî herhangi bir müşkilini giderir, ona bir menfaat gelmesine yardımcı olur, bir nasihatte bulunur, bir hayra işaret eder de, böylelikle kardeşinin sıkıntısını giderir, rahat bir nefes almasına yardımcı olursa, buna mukabil ahirette Allah da onun bir sıkıntısını giderir.
Mü’min her halükarda mü’min kardeşinin yardımında olma durumundadır. Şayet mü’min kimse, hata eden, kusur işleyen bir mü’min kardeşine yardım etmezse onu bulunduğu durumda şeytanla başbaşa bırakmış olabilir. Zor anlarda, şeytan insanı isyana sevketmek, dalalete düşürmek, şüphelerle kalbini meşgul etmek gibi tehlikeli oyunlara baş vurur. Bu durumda kişi mümin kardeşlerinin yardımını almazsa, bu imtihanı atlatmakta zorlanabilir. Meselâ, birinin bir kimseye borcu olsa, günü geldiğinde borçlu ödeme imkanına sahip olmasa borcu veren parasını isteme durumundadır. Bu onun hakkı olmakla birlikte, imkanı elveriyorsa borcu ertelemesi veya affetmesi hem Kur’an’ın hem de hadislerin tebcil ettiği bir davranış olur. Bu sayede bir mü’minin sıkıntısı giderilmiş olur ama daha da önemlisi hem çok güzel bir kardeşlik örneği sergilenmiş hem de kardeşinin muhtemel husumetini muhabbete çevirmiş olur. Borçlu muhtemel isyandan kurtulmuş, hamd kapısının eşiğinde kendini bulmuş olur.
Bazen, birinin başındaki sıkıntı başkaları için çok da önemsenmeyebilir. Halbuki, sıkıntı anında, ızdırap içinde olan kimse için, ondan önemli bir şey yoktur. Başkalarının bu büyük hadiseye bigâne kalması onu çileden çıkarabilir, aradaki bağların zayıflamasına sebep olabilir. Hatırlanmak ve yardıma nail olmak ise, unutulmaz bir hayır olarak hafızalarda hep canlı kalır.
Belki böyle durumlarda şu hadiseyi hatırlamak yerinde olur. Adamın birisi denizin kenarında, kıyıya vurmuş deniz yıldızlarını birer birer tutup denize fırlatıyormuş. O sırada bir adam yaklaşmış ve "ne yapıyorsun" diye sormuş. "Ben" demiş adam "deniz yıldızlarını kurtarıyorum". Diğeri " ama sayıları o kadar çok ki, ne farkeder" diye devam etmiş. Adam kumların üzerinden bir deniz yıldızı daha almış ve denize atmış, "bak, onun için çok şey farketti" demiş.
Hadiste zikredildiği şekli ile, insanların ayıplarını örtme, bir anlamda onların hidayet üzerine olmalarına yardım etme sayılır. Evet, perde yırtılmadıkça, kişi kendini toparlama şansını elde edebilir. Perde yırtılıp, ayıbın ifşasından sonra kişinin dönmesi daha zor olacaktır. Şeytan da bu durumda onunla daha fazla uğraşacak ve tevbeye yönelmesine mani olmaya çalışacaktır. Bunun mana alemine nasıl aksettiğini ise ancak gönül erleri hissedebilir. İçi pis kokulu bir şeyle dolu küpü evin içinden çıkarmak daha kolaydır. Küpün ağzı kapalıdır ve onu çıkardığınızda evden pis kokuyu uzaklaştırmış olursunuz. Ancak, küpü kırarsanız, artık kırık küp parçalarını toplayıp çıkarmak hem daha zahmetlidir hem de kötü koku bir kez evin içine yayılmıştır. Evdekilerin içini bulandırmış, temiz havayı bozmuştur. Evin tekrar temiz havaya kavuşması zaman alacaktır. Ayıbı örtecek kimse için ise, bir kimsenin ayıbını örtmeye mukabil, dünyada ve ahirette ayıpların Allah tarafından ötülmesinden daha güçlü bir müşevvik olabilir mi?
2. İkinci bir husus da, mü’mini bir yardım kahramanı olmaya teşvik eden, kişi kardeşine yardım ettiği sürece Allah da onun yardımındadır, cümlesidir. Bu, kişiyi tamamen ihlaslı olmaya sevkeden müthiş bir cümledir. Yardım, Allah’ın yardımını getirecek. Yani, kişi kendi gücü nisbetinde, elinden gelen şekliyle yardımda bulunacak, mukabilinde, kendisi kadar imkana ve kudrete sahip kardeşinin yardımıyla karşılaşmanın ötesinde, her şeyi yaratan, her şeyi bilen ve her şeye gücü yeten Kudret-i Sonsuz’un yardımını kazanacak. Bu da her akıl sahibi için paha biçilmez bir fırsat. Ayrıca, insan alacağı karşılığı Allah’tan umarak, hem daha kârlı bir ticaret yapmış olacak hem de yaptığı yardımı yardım ettiği kişinin başına kakmadan (menn yapmadan) korunmuş olacaktır. Bunu sürekli yaparak ahlakının bir parçası haline getirmesi ise, onda ikinci bir fıtratın oluşmasına ve sevilenler zümresine girmesine vesile olacaktır.
3. Üçüncü husus ise, bunlardan daha farklı bir konudur. Kim ilim tahsil etmek için yollara düşer veya onun yollarına başvurursa Allah ona Cennet’e giden yolları kolaylaştırır, buyuruluyor. Buradaki ilim özellikle şu ilimdir, gibi bir kayıt yoktur. Bu ilim her müslümanın öğrenmekle mükellef olduğu dinin emirleri ve yasakları olabileceği gibi, kişinin dünya ve ukbasına faydası olan veya insanlara faydası dokunan her hangi bir ilim de olabilir. Yani, bu ilim tefsir, hadis, fıkıh ilimleri olabileceği gibi halis bir niyetle yola çıkılarak elde edilen fizik, kimya, matematik, tıp vs. de olabilir. Yeter ki, her ilim kendinden beklenen gayeyi, yani Allah’ın ayetlerini okumayı, her şeyde O’nu bulmayı ve O’nun mahlukatına hizmeti netice versin. Bu durumda Allah’ın ona Cennet’e giden yolda yardımcı olacağı Efendimiz tarafından haber veriliyor. Elde ettiği ilmi ile yakîni ziyadeleşip, kulluğun zirvelerine çıkabilir. İlminden başkalarını istifade ettirip, mahlukatın istifadesine sunabilir. Bu sayede çok gönül alabilir, dua alabilir, hayırlı işlerin kapısını aralayabilir. Bütün bunlar da, onu Cennet’e doğru uçurabilir. Burada, İslam’ın ilme teşviki ne de güçlüdür. Tıpkı, Kur’an’ın pek çok yerde ilmi tafdil ettiği ve “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?” (Zümer, 39/9) ayetiyle ilmin insanı başkalarından farklı kıldığını ifade ittiği gibi, burada da ilmin Cennet’e giden yolda mühim bir vesile olduğunun altı çizilmiş olmaktadır. Evet, Hazreti Adem’i meleklere üstün kılan, insanı Rahman’a halife ve onu Cennet’lere ehil yapan mühim vesilelerden biridir ilim.
4. Dördüncü husus, üçüncü husustan daha husisi bir konu ile alakalıdır. Bu kısım Müslimin bir başka rivayetinde, Ebû Dâvûd, Tirmizî ve İbn Mâce’de de geçmektedir. (Müslim, Zikr, 38. Ayrıca bk. Ebû Dâvûd, Vitr 14; Tirmizî, Kırâat 12; İbni Mâce, Mukaddime, 17) Hadiste Efendiler Efendisi, ilme teşvik yaptıktan sonra, ilimlerin en faziletlisi olanına, Kur’an’a ait ilme vurgu yapmaktadır. Bir grup insan, Allah evlerinden bir evde toplanıyor ve kendi aralarında Allah’ın kitabını okuyor, müzakere ediyor, ders yapıyorlar. Hadiste geçen evden maksat ilk etapta cami ve mescidlerdir. Ancak, hadis alimleri bu maksatla bir araya gelinen, mektep, ev, medrese vs.’yi de bu hükme dahil saymışlardır. Burada bir olma, birlik olma, cemaat halinde bu işi yapmanın bereketine de işaret vardır. Cemaat, Kur’an’ı tilavet ediyor, yani onu okunması gerekli olan şekliyle okuyor. Ancak, sadece metni okuyup bırakmıyor. Aralarında onu ders yapıyor. Ayetleri en doğru şekli ile anlama, hükümlerini kavrama, ibret alma gayreti içine giriyorlar. Hadiste kullanılan fiil, bilenlerin işe iştirak ederek, ilimlerini ortaya koymalarını ve dolayısıyla karşılıklı istifadelerin söz konusu olduğunu ifade etmektedir. Aynı zaman da bilmeyenlere, bilenler tarafından bunların öğretilmesi anlamı da mevcuttur. Bu cemaatte herkes, onu anlamak için bir gayret sarfediyor, bilenlere müracaat ediyor, soruyor, müzakereleri dinliyor ve bir emek ortaya koyuyor.
İşte, böyle bir cemaate Allah sekine indiriyor, gönüllerine iç huzuru, vakar, itminan, sükûnet veriyor. Onları rahmet kaplıyor, merhamete mazhar oluyorlar. Allah’ın re’fetine ve şefkatine nail oluyorlar. Melekler onların etrafını kuşatıyorlar. Bazı hadislerin işaretiyle, o melekler hem ahirette onlar için hüsn-ü şehadette bulunacaklar hem de oradaki mü’minlere dua edeceklerdir. Hadiste anlatılan bu sahneyi aynen bir gönül eri müşahede etmiş ve şöyle aktarmıştı: “Ben, Hocam talebeleriyle ders yaparken kanepede oturuyordum. Ders Arapça ağırlıklı olduğu için pek anlamıyor kendi halimde İhlas okuyor, tesbih çekiyordum. Hafiften dalmışım. Birden yakaza gibi bir halette gördüm ki, kapıdan sarıklı bir sürü adam koşarak içeri girdiler, halkanın etrafını sardılar ve bütün salonu doldurdular. Oturdular ve dersi dinlediler.”Bunun yanında Yüce Mevla, o kimseleri kendi katında hayırla yad ediyor ve belki de iltifat ediyor. Bu mühim kimseler, melekler ve ruhâniler olabilirler. Yani, isimler büyük makamlarda, mühim kimseler nezdinde hayırla yad ediliyor ki, herkesin canı gönülden arzu edeceği bir haldir bu…
5. Hadisin son bölümü ise, tam bir cevâmi’u’l-kelimdir. Yani, kısa bir cümle ama çok mühim manalar ihtiva etmektedir. Kişiyi, ameli geride bırakırsa, nesebi öne geçiremez, buyuruluyor. Bunu ifade eder mahiyette bir Arap atasözü vardır. “Babayiğit, “benim dedem şöyle imiş, babam böyle imiş” diyen değildir. Asıl babayiğit “işte ben buradayım” diyendir.” Evet, kişi, hiç kimsenin yardımının erişmeyeceği mahşer yerine, hesap anına, kitapların dağıtıldığı hengâma hazırlıklı olmalıdır. Zira, oralarda yapayalnız kalacaktır. Ne ana, ne baba, ne akraba ne de bir tanıdıktan yardım erişmeyecektir. Kişi kendi yaptığının karşılığını görecek, ana-ata onu kurtaramayacaktır. Hazreti Nuh peygamber olduğu halde oğluna yardım edemeyecek, Hazreti Lût hanımına ve daha niceleri en yakınına yardım edemeyeceklerdir. Zira, herkes kendine düşeni yapmakla mükelleftir. Elinden geleni yaptıktan sonra eksik kalan kısmı dilerse Allah bağışlar, dilerse sevdiği kullarına şefaat hakkı verir ve kurtarır.


Mevlâm, hakk-ı hak bilip hakka ittiba eden, batılı batıl bilip batıldan ictinâb eden kullarından eylesin…

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah
Berzah
VEFALI ÜYEMİZ
VEFALI ÜYEMİZ


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz