Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 185 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 185 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
AŞK ÜZERİNE - 2
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: ALLAH (CELLE CELALUH) :._.·´¯) :: RAH-I AŞK
1 sayfadaki 1 sayfası
AŞK ÜZERİNE - 2
AŞK ÜZERİNE - 2
Aşk itminana ermektir. Çünkü aşk insana kendi varlığını unutturur.. unutturur ve insanı sevdiğinin varlığıyla bütünleştirir. Artık âşık garazsız-ivazsız sadece maşukunu dinleyip onun arzu ve istekleri yolunda eriyip gider. Evet aşk insanı bütün bütün yakıp kül ettiği için, âşık gözlerine başka hayallerin girmesini haram kabul eder ve bilir ki böyle bir haramı irtikabın neticesi aşkın yani âşığın kendisinin ölümü demektir.
Eğer talihin yâver gider de bir gün bir yerde gerçek âşıklara rastlar isen onlarda aşkı okumaya çalış. O zaman göreceksin ki aşk; kalbin alakası, iradenin meyli ve duyguların maşukun rüya ve hülyalarından gayri hiçbir şey hissetmemesi halidir ve bu sebeple âşık her davranışında sevgiliye ait bir mana ile parıldamaktadır. Kalbi, ona olan iştiyakla atmakta, dili hep onu mırıldanmakta, gözleri onun hayaliyle açılıp kapanmaktadır. Esen yelde, yağan yağmurda, ağaran sabah ve kararan gecede hep yârinin bakışını duymakta, her esintide ona ait solukları hissedip neşelenmekte ve kim bilir kimi zaman yârinin sitemlerini sezip inlemektedir.
-Peki, materyalizmin boğucu atmosferinde yaşamak zorunda kalan günümüz insanı yani bizler nasıl bu bahsettiğiniz aşka nail olacağız?
-Öncelikle hayata bakışımızın, dünya görüşümüzün değişmesi gerek, zannediyorum. Bugün hemen herkes kendimize ait bir hayat felsefemiz olmadığında hemfikir. Hatta sadece bizim ülkemizde değil büzüşüp bir köy haline gelen dünyamızda şu anda sanki tek bir anlayış hakim; o da ruhsuz, metafizikten yoksun şımarık bir felsefe.
Bu felsefe ise bence aşkın en sinsi ve en amansız düşmanı.
Çünkü bu felsefe toplum hayatının dayanak noktasını kuvvet kabul ediyor. Rahatlıkla "hak kuvvettedir" diyebiliyor. Bu kuvvetin hedefini "menfaat" olarak tesbit ediyor. Toplumun ayakta kalabilmesi ve ilerlemesi olarak kabul ettiği prensip; mücadele. Bütün bunların neticesinde devşirmek istediği ürün; nefsanî duyguları tatmin, beşeri arzuları kamçılamak.. kamçılayıp yeni beşerî arzular ortaya çıkarmak. Şimdi böyle bir dünyada fedekarlık, hasbilik, başkası için yanıp yakılma gibi esaslara dayanan aşkın canlılığını sürdürebilmesi mümkün mü?
Bu felsefe ekseninde dönüp duran dünyamızın manzarasi ise ortada:
Kuvvet tabiatı icabı tecavüzde, zulümde bulunuyor, her şey menfaate endekslendiğinden, menfaat de sınırlı olup her arzuya kafi gelmediğinden menfaatler üzerinde boğuşmaları netice veriyor, mücadele düsturu kendi içinde çarpışmayı besliyor ve neticede dünya frankeşteynlerin dünyası oluyor.
-Zavallı biz.. O zaman bizler hiç âşık olamayacağız.
-Hayır, yüzbin kere hayır. Çünkü dünya sadece bu felsefeden ibaret değil. Biz de kendi dünyamızı yeniden inşa edebiliriz.
Hatırlasana bizim de kendimize göre bir dünyamız vardı. Ve o dünya adeta cennetin yeryüzündeki izdüşümü gibiydi. Va esafa kaybettik o dünyayı. Ama şu anda millet hatta insanlık olarak o yitik cennetin peşindeyiz denilebilir.
- Ama nasıl yeniden kavuşacağız o yitik cennete.
- Biraz önce bahsettiğimiz "kuvvet"e bedel hak düşüncesini, hak arayışını yerleştireceğiz zihinlerimize, gönüllerimize. "Menfaat" yerine fazileti ve Sonsuz Kudret'in rızasını hedef tutacağız. Birbirimizle boğuşmak yerine dayanışma ve yardımlaşmayı esas alacağız. Hayallerimizi, hülyalarımızı kendi nefsanî heveslerimiz teşkil etmeyecek.. teşkil edip zulme, tecavüze sebebiyet vermeyecek.. ruhumuzu hakim kılacağız bedenimize.. Böylece ulvî duygularla coşup tatmin olabileceğiz ve âşık olabilecek seviyeye erişebileceğiz. Bir kere de aşkın o karşı konulamaz çekim sahasına girdik mi, artık gidip aşk yurdunda muhabbet otağına kurabileceğiz. Ne dersin, denemeye değmez mi..!
Aşk itminana ermektir. Çünkü aşk insana kendi varlığını unutturur.. unutturur ve insanı sevdiğinin varlığıyla bütünleştirir. Artık âşık garazsız-ivazsız sadece maşukunu dinleyip onun arzu ve istekleri yolunda eriyip gider. Evet aşk insanı bütün bütün yakıp kül ettiği için, âşık gözlerine başka hayallerin girmesini haram kabul eder ve bilir ki böyle bir haramı irtikabın neticesi aşkın yani âşığın kendisinin ölümü demektir.
Eğer talihin yâver gider de bir gün bir yerde gerçek âşıklara rastlar isen onlarda aşkı okumaya çalış. O zaman göreceksin ki aşk; kalbin alakası, iradenin meyli ve duyguların maşukun rüya ve hülyalarından gayri hiçbir şey hissetmemesi halidir ve bu sebeple âşık her davranışında sevgiliye ait bir mana ile parıldamaktadır. Kalbi, ona olan iştiyakla atmakta, dili hep onu mırıldanmakta, gözleri onun hayaliyle açılıp kapanmaktadır. Esen yelde, yağan yağmurda, ağaran sabah ve kararan gecede hep yârinin bakışını duymakta, her esintide ona ait solukları hissedip neşelenmekte ve kim bilir kimi zaman yârinin sitemlerini sezip inlemektedir.
-Peki, materyalizmin boğucu atmosferinde yaşamak zorunda kalan günümüz insanı yani bizler nasıl bu bahsettiğiniz aşka nail olacağız?
-Öncelikle hayata bakışımızın, dünya görüşümüzün değişmesi gerek, zannediyorum. Bugün hemen herkes kendimize ait bir hayat felsefemiz olmadığında hemfikir. Hatta sadece bizim ülkemizde değil büzüşüp bir köy haline gelen dünyamızda şu anda sanki tek bir anlayış hakim; o da ruhsuz, metafizikten yoksun şımarık bir felsefe.
Bu felsefe ise bence aşkın en sinsi ve en amansız düşmanı.
Çünkü bu felsefe toplum hayatının dayanak noktasını kuvvet kabul ediyor. Rahatlıkla "hak kuvvettedir" diyebiliyor. Bu kuvvetin hedefini "menfaat" olarak tesbit ediyor. Toplumun ayakta kalabilmesi ve ilerlemesi olarak kabul ettiği prensip; mücadele. Bütün bunların neticesinde devşirmek istediği ürün; nefsanî duyguları tatmin, beşeri arzuları kamçılamak.. kamçılayıp yeni beşerî arzular ortaya çıkarmak. Şimdi böyle bir dünyada fedekarlık, hasbilik, başkası için yanıp yakılma gibi esaslara dayanan aşkın canlılığını sürdürebilmesi mümkün mü?
Bu felsefe ekseninde dönüp duran dünyamızın manzarasi ise ortada:
Kuvvet tabiatı icabı tecavüzde, zulümde bulunuyor, her şey menfaate endekslendiğinden, menfaat de sınırlı olup her arzuya kafi gelmediğinden menfaatler üzerinde boğuşmaları netice veriyor, mücadele düsturu kendi içinde çarpışmayı besliyor ve neticede dünya frankeşteynlerin dünyası oluyor.
-Zavallı biz.. O zaman bizler hiç âşık olamayacağız.
-Hayır, yüzbin kere hayır. Çünkü dünya sadece bu felsefeden ibaret değil. Biz de kendi dünyamızı yeniden inşa edebiliriz.
Hatırlasana bizim de kendimize göre bir dünyamız vardı. Ve o dünya adeta cennetin yeryüzündeki izdüşümü gibiydi. Va esafa kaybettik o dünyayı. Ama şu anda millet hatta insanlık olarak o yitik cennetin peşindeyiz denilebilir.
- Ama nasıl yeniden kavuşacağız o yitik cennete.
- Biraz önce bahsettiğimiz "kuvvet"e bedel hak düşüncesini, hak arayışını yerleştireceğiz zihinlerimize, gönüllerimize. "Menfaat" yerine fazileti ve Sonsuz Kudret'in rızasını hedef tutacağız. Birbirimizle boğuşmak yerine dayanışma ve yardımlaşmayı esas alacağız. Hayallerimizi, hülyalarımızı kendi nefsanî heveslerimiz teşkil etmeyecek.. teşkil edip zulme, tecavüze sebebiyet vermeyecek.. ruhumuzu hakim kılacağız bedenimize.. Böylece ulvî duygularla coşup tatmin olabileceğiz ve âşık olabilecek seviyeye erişebileceğiz. Bir kere de aşkın o karşı konulamaz çekim sahasına girdik mi, artık gidip aşk yurdunda muhabbet otağına kurabileceğiz. Ne dersin, denemeye değmez mi..!
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
Similar topics
» AŞK ÜZERİNE - 1
» KiŞiSeL BaŞaRı üZeRiNe 80 ALTıN SöZ
» …Kur’an, Şiddet ve Fitne Üzerine Bazı Tesbitler
» KiŞiSeL BaŞaRı üZeRiNe 80 ALTıN SöZ
» …Kur’an, Şiddet ve Fitne Üzerine Bazı Tesbitler
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: ALLAH (CELLE CELALUH) :._.·´¯) :: RAH-I AŞK
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN