Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 270 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 270 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Evlilikte Sevgi mi, Vefa mı ?
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: İRFAN MECLİSİ & RAH-I AŞK :._.·´¯) :: GERİ DÖNÜŞÜM KUTUSU
1 sayfadaki 1 sayfası
Evlilikte Sevgi mi, Vefa mı ?
Biz evliliği, Peygamberimizin sünnetidir diye biliyoruz. Bu söz doğrudur, ama evlilik kurumu bu cümleyle özetlenemez. Evet, eğer "sünnet" kavramını Peygamberimizin yolu olarak tarif edersek bu genelleme doğrudur. Ama "fıkhi bir kavram olarak" sorumluluğun boyutu anlamında kullandığımızda, yaptığımız genelleme yetersiz kalır. Yani ne demek? Aslında anlatmaya çalıştığımız şudur:
Kişi evlenmediğinde gayri meşruluğa, yasaklanmış ilişkiye düşeceğinden kesin olarak eminse, evlenmek onun için farz olur, dini bir zorunluluk haline gelir. Evlendiğinde eşine, çocuklarına zulüm edeceğinden eminse, ona da evlilik haram veya en azından mekruh (dinin hoş görmediği) bir hale dönüşür.
Ama böyle bir endişe yoksa evlilik; sünnet, müstehap, mendup gibi teşvik kavramlarıyla ifade edilebilir.
* * *
Peki bu durumda boşanma nedir? Dinin boşanmaya bakışı nasıldır?
Dilerseniz bunun cevabını bulalım, sonra da bugünlerde çoğalan boşanma olaylarını ele alalım, nerelerde hatalar yapıyoruz, bunun üzerinde duralım.
Dinimiz evlenmeyi teşvik ettiği gibi, boşanmayı da zorlaştırır. Bu konuda orta yolu tercih eder. Bazı dinler evlenmeyi hoş görmez, yasaklar. Bazıları da boşanmaya karşıdır. İslam dini ise denge, itidal ve orta yolu bulur. Boşanmayı hoş görmez ama yasaklamaz da. Zorlaştırır, zorlar ve bağı kopartmamaya yönelik tavır alır. Ama kapıyı açık bırakır. Öyle ya, bir evlilik çekilmez hale gelir, yürümez, iki tarafı da hayattan koparacak hale gelirse inat etmenin faydası yoktur.
İslam, sebepsiz boşamaları hoş görmez. Evlilikle oynamayı onaylamaz. Evlilik bağını mukaddes olarak görür. "Başladığın bir bağı koparma, devam ettir, zorla kendini" der. Evlilik bağını öylesine sıkılaştırır ki, Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur:
"Allah katında en sevilmeyen helal, boşanmadır!"Kur'an-ı Kerim boşanmalarda yükü erkeğe havale ederek bir anlamda erkeği cezalandırır. Öyle ya, hangi erkek, kendini bilen hangi insan eşiyle bağını koparır, çok önemli bir gerekçe olmadıkça? Çünkü boşandığı eş, yarın en tabii hakkını kullanarak başka biriyle yeni bir aile kurabilecektir. Çocuklarına da başkası babalık edecektir!
İslam, kadına da kendini kocasından boşama yetkisi vermiştir. Resmi olarak mahkemede zaten her iki taraf da nikáhı bitirme hakkına sahiptir. Ama bütün bunlardan daha önemli olanı, bu noktaya gelinmeden evliliği kurtaracak girişimlerde bulunmak, orta yolu bulmak için gayret sarf etmektir.
Boşanmalar maalesef günden güne çoğalıyor. Yanlış evlilikler, tüketimdeki dengesizlik, hayata dair hedeflerin çeşitlenmesi, başlamış birçok evliliği daha birinci yılında sona erdirmekte. Hatta 20, 30 yıllık evliliklerin bile sarsıldığını görüyoruz. Reklama yönelik, içi boş evlilik ve boşanmalar hariç, samimi insanlara nedenleri sorulduğunda çoğu kez şu cevap veriliyor:
"Heyecanımı kaybettim, artık sevmiyorum, aşkım bitti!"Evliliği bu kavramlara, bu duygulara kurban etmek çıkış yolu mudur?
Uygun mudur?
Yakışık alır mı?
Ortada kalan bir eş, küçükten büyüğe yaşları farklı çocuklar, bu enkaz üzerine kurulacak ama sonunun ne olacağı az çok belli olan yeni evlilikler...
Dağılmış ailelerde en büyük vurgunu, en ciddi darbeyi çocuklar yiyor. Yaşamasına rağmen ortada olmayan bir baba, annelik yapamayan mağdur bir anne (veya tam zıddı), sevgiden yoksun çocuklar.
Bu bir yıkım değil mi? Dağılmışlık, savrulmuşluk ve savurganlık değil mi? Ciddi bir tehlikenin sinyalleri değil mi?
* * *
Hangi noktaya geldiğimizi görmek için TV'lerdeki sabah ve akşamüstü kuşaklarındaki programlara biraz göz atmak yetip de artmıyor mu? Tam 30 senedir babasını görmemiş çocuklar, bilmem kaçıncı kez evlilik yapan insanlar...
Mahkeme salonlarına gitmeye hazırlananlara bir soru sormayı istiyorum, evraka imza atmadan önce: Vefanız, evlenirken evlilik evrakına attığınız imzadan ve evlenirken verdiğiniz sözlerden, kaybettim dediğiniz heyecanınızdan ve aşkınızdan daha mı az önemli?
Allah cc. emanet olunuz selam ve dua ile.
Kişi evlenmediğinde gayri meşruluğa, yasaklanmış ilişkiye düşeceğinden kesin olarak eminse, evlenmek onun için farz olur, dini bir zorunluluk haline gelir. Evlendiğinde eşine, çocuklarına zulüm edeceğinden eminse, ona da evlilik haram veya en azından mekruh (dinin hoş görmediği) bir hale dönüşür.
Ama böyle bir endişe yoksa evlilik; sünnet, müstehap, mendup gibi teşvik kavramlarıyla ifade edilebilir.
* * *
Peki bu durumda boşanma nedir? Dinin boşanmaya bakışı nasıldır?
Dilerseniz bunun cevabını bulalım, sonra da bugünlerde çoğalan boşanma olaylarını ele alalım, nerelerde hatalar yapıyoruz, bunun üzerinde duralım.
Dinimiz evlenmeyi teşvik ettiği gibi, boşanmayı da zorlaştırır. Bu konuda orta yolu tercih eder. Bazı dinler evlenmeyi hoş görmez, yasaklar. Bazıları da boşanmaya karşıdır. İslam dini ise denge, itidal ve orta yolu bulur. Boşanmayı hoş görmez ama yasaklamaz da. Zorlaştırır, zorlar ve bağı kopartmamaya yönelik tavır alır. Ama kapıyı açık bırakır. Öyle ya, bir evlilik çekilmez hale gelir, yürümez, iki tarafı da hayattan koparacak hale gelirse inat etmenin faydası yoktur.
İslam, sebepsiz boşamaları hoş görmez. Evlilikle oynamayı onaylamaz. Evlilik bağını mukaddes olarak görür. "Başladığın bir bağı koparma, devam ettir, zorla kendini" der. Evlilik bağını öylesine sıkılaştırır ki, Hz. Peygamber (SAV) şöyle buyurmuştur:
"Allah katında en sevilmeyen helal, boşanmadır!"Kur'an-ı Kerim boşanmalarda yükü erkeğe havale ederek bir anlamda erkeği cezalandırır. Öyle ya, hangi erkek, kendini bilen hangi insan eşiyle bağını koparır, çok önemli bir gerekçe olmadıkça? Çünkü boşandığı eş, yarın en tabii hakkını kullanarak başka biriyle yeni bir aile kurabilecektir. Çocuklarına da başkası babalık edecektir!
İslam, kadına da kendini kocasından boşama yetkisi vermiştir. Resmi olarak mahkemede zaten her iki taraf da nikáhı bitirme hakkına sahiptir. Ama bütün bunlardan daha önemli olanı, bu noktaya gelinmeden evliliği kurtaracak girişimlerde bulunmak, orta yolu bulmak için gayret sarf etmektir.
Boşanmalar maalesef günden güne çoğalıyor. Yanlış evlilikler, tüketimdeki dengesizlik, hayata dair hedeflerin çeşitlenmesi, başlamış birçok evliliği daha birinci yılında sona erdirmekte. Hatta 20, 30 yıllık evliliklerin bile sarsıldığını görüyoruz. Reklama yönelik, içi boş evlilik ve boşanmalar hariç, samimi insanlara nedenleri sorulduğunda çoğu kez şu cevap veriliyor:
"Heyecanımı kaybettim, artık sevmiyorum, aşkım bitti!"Evliliği bu kavramlara, bu duygulara kurban etmek çıkış yolu mudur?
Uygun mudur?
Yakışık alır mı?
Ortada kalan bir eş, küçükten büyüğe yaşları farklı çocuklar, bu enkaz üzerine kurulacak ama sonunun ne olacağı az çok belli olan yeni evlilikler...
Dağılmış ailelerde en büyük vurgunu, en ciddi darbeyi çocuklar yiyor. Yaşamasına rağmen ortada olmayan bir baba, annelik yapamayan mağdur bir anne (veya tam zıddı), sevgiden yoksun çocuklar.
Bu bir yıkım değil mi? Dağılmışlık, savrulmuşluk ve savurganlık değil mi? Ciddi bir tehlikenin sinyalleri değil mi?
* * *
Hangi noktaya geldiğimizi görmek için TV'lerdeki sabah ve akşamüstü kuşaklarındaki programlara biraz göz atmak yetip de artmıyor mu? Tam 30 senedir babasını görmemiş çocuklar, bilmem kaçıncı kez evlilik yapan insanlar...
Mahkeme salonlarına gitmeye hazırlananlara bir soru sormayı istiyorum, evraka imza atmadan önce: Vefanız, evlenirken evlilik evrakına attığınız imzadan ve evlenirken verdiğiniz sözlerden, kaybettim dediğiniz heyecanınızdan ve aşkınızdan daha mı az önemli?
Allah cc. emanet olunuz selam ve dua ile.
demirci mustafa- SADIK ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: İRFAN MECLİSİ & RAH-I AŞK :._.·´¯) :: GERİ DÖNÜŞÜM KUTUSU
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN