Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

tarafından **RüveYde** 06.03.10 11:37

BİR BAŞKA SÖZLÜK

Taş: Soğumuş gönül.

Top: Medeniyetin son sözü.

Doktor: Gel sözümü dinle, sadece su iç.

Âlim: Bir şey bilmediğini bilen.

Af: İntikamların en güzeli.

Âlî Bey, Lehçet’ül-Hakayık (Hakikatlerin Dili)

tarafından **RüveYde** 06.03.10 11:42

Diken: Gülün bekçisi.

Şair: Söz kantarcısı.

Şiir: Darası alınmış söz.

Sıdk (sadakat, doğruluk): Ruhun gıdası.

(Alî Bey, Lehçet’ül-Hakayık / Hakikatlerin Dili)

tarafından **RüveYde** 06.03.10 15:40

Çerçeve: resimlere fotoğraflara nüfuz ve önem kazandıran alet.

Çok : yine (de) az.

Damat : kaynana sahibi.

Davet: pusu.

Eda : çirkinlerin tesellisi.

Filozof : daha fazla bedbaht olmadığından dolayı kendisini bahtiyar hisseden kimse.

Hiç : gerçekte herşeyin aslı.

İnsan : ahlakı bozulmus vahşi.

İş Beceren : yaya gezmeyen.

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

tarafından **RüveYde** 06.03.10 15:43

CAN sıkıntısı: Şeytanın avukatı.

Cüce: Bazı büyük adamların yakından görünüşü.

Cesaret: Korktuğunu belli etmemek.

Dostluk: Fırtınalı havada içi dışına dönen şemsiye.

Dün: Bugünün arka tarafı.

Âlî Bey, Lehçetü’l-Hakâyık / Hakikatlerin Dili)

tarafından **RüveYde** 06.03.10 15:46

İnsan ömrü: Dönüş bileti satılmayan bir seyahat.

Kelime: Eşyanın elbisesi.

Gözyaşı: Yüreğin nemi.

Kefen: Moda dergilerine müracaat edilmeden biçilen elbise.

Kuyruk: Maymunlar için faydalı, ama insanlar için zararlı.

Âlî Bey, Lehçet’ül-Hakayık (Hakikatlerin Dili)

tarafından **RüveYde** 06.03.10 15:51

Lisan (dil): Çok uzağı bile vuran bir silâh.

Leylak: Kış mevsiminin yazdığı veda mektubu.

Mezar: Son yatak.

Matbaa: Fikir ve düşünceler mutfağı.

Vakit: Yok ki... Pek nadir.

Yazı: Gözle görülen fikir ve düşünce.

(Âlî Bey, Lehçet’ül Hakayık -Hakikatlerin Dili )

tarafından **RüveYde** 06.03.10 15:55

Kibir : ahmakların ağırbaşlılığı.

Mübalağa : insanların mikroskopu.

Perhiz : iştah açıcı.

Sabır : gözden, mevkiinden düşmüşlerin fazileti.

Tımarhane : güçsüz delilerin barınağı içinde akıllı bulunmayan demektir.

Vahşi : sadece kendi düşmanını yiyen adam.

Aferin : ucuz ihsan

Cesaret : korktuğunu belli etmeme hali

Kuruş : milyon tohumu

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

tarafından **RüveYde** 26.04.10 13:45

Vefasızlık: Habersizce ev taşıma (değiştirme).

Yara: Muharebe fabrikasının markası.

Yalnızlık: Siyah camlı gözlük.

Batıl inanç: Zihin kanseri.

Neşe: En doğru filozofluk.

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

tarafından **RüveYde** 26.04.10 13:49

Bahşiş: Zorla -ister istemez- verilen ihsan.

Beşik: Annelerin en kıymetli cevherlerine mahsus mahfaza.

Beğenmek: Aynaya bakarken hissolunan hal.

Çocuk: Ailenin gerçek reisi (hâkimi).

Tokat: Tesirli delil, belge.

Haydut: Dağ bankeri.

tarafından **RüveYde** 26.04.10 13:51

İlaç: Kaşıkta çıkan kısmet.

Akıl: Sonbahar mevsiminin çiçeği (*)

Mahviyet (aşırı tevazu): Ehliyet kaftanı.

Merak: Bulut.

Merhamet: Baştan çıkarmak.

Müfsid (fesadçı): Dili yaldızlı yılan.

Nezle: Burunların iç tarafındaki koylara mahsus fırtına.

Nisa (kadınlar): Erkeklerin yaptıklarının tersini yapan(lar).

(*) İnsanın genellikle yaşlandıktan sonra tecrübe sahibi olduğuna işaret ediliyor: Gençler bilse, ihtiyarlar yababilse...

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

tarafından **RüveYde** 26.04.10 13:53

Mazi (geçmiş zaman): Hayıflanma çekmecesi.

Mecnun (deli, kaçık): Bizim gibi düşünmeyen (kimse).

Mahbes (hapishane, cezaevi): Vicdan hastalarına mahsus hastahane.

Gözyaşı: Yüreğin nemi (ıslaklığı).

Âlim: Birşey bilmediğini bilen.

Sükût: Belagât, dehşetli söz.

Sevda: Sis.

Dost: Bize hizmete (yardıma) hazır zannettiğimiz kişi.

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

tarafından **RüveYde** 26.04.10 13:54

Ahlâk: Akıl polisi.

Uhuvvet (kardeşlik): Evet ama, kesesi ayrı.

Edeb: Yaldızlı hap.

İsraf: Delik kese.

İkramiye: Züğürt tesellisi.

Altın: Anahtar.

Avukat: Suçluların çamaşır yıkayıcısı.

Barışmak: Sıvayı yenilemek.

Balon: Uçucu, geçici şöhret.

Pire: Şakacı.

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

tarafından **RüveYde** 26.04.10 13:56

İhtiyat: Gençlikte lâzım ama, insan ihtiyarlıkta sahip olabiliyor.

İftira: Ne kadar koparılsa ve temizlense yine de meydana geldiği yerde iz ve eser bırakan zararlı bir ot.

İmtizaçsızlık (geçimsizlik,anlaşmazlık) : İğneli fıçı.

İş beceren: Yaya gezmeyenler.

Uyku: Fakirlerin hovardalığı.

Bahtiyarlık: Artık kimse inanmıyor ama yine de halkın dilinde dolaşan bir yalan dolan.

Bilâ ihtiyar (elde olmaksızın) : Nedense daima da öyle olur.

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

tarafından **RüveYde** 26.04.10 13:57

Milyon: Bir sadık dost ile bir sağlam mideden başka insanı herşeye sahip ve muktedir kılar.

Mumya: İnsan çirozu.

Nedamet (pişmanlık): Vicdan hazımsızlığı.

Nisyan (unutma, unutkanlık): Zamanın rehinine bırakılmış (şey).

Vaad: Ümidin gıdası.

Vasıta (aracı): İş bozucu (kimse).

Âlî Bey, Lehçet’ülHakayık / Hakikatlerin Dili

Ptsi	Salı	Çarş.	Perş.	Cuma	C.tesi	Paz
				1	2	3
4	5	6	7	8	9	10
11	12	13	14	15	16	17
18	19	20	21	22	23	24
25	26	27	28	29	30

Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)

Geri: Bir Başka Sözlük (Hakikatlerin Dili)