Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 278 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 278 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Mademki girdin yola,ne olur kurallara uya!..
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
Mademki girdin yola,ne olur kurallara uya!..
NAKŞİBENDİ YOLU :TERK YOLU....
Eğer Hak ise maksûdin sivâsından elin çek
Ana ehl olamazsın gayriden usanmayınca...
"Der tarik-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk / Terk-i dünya terk-i ukbâ terk-i hestî terk-i terk" buyurmuş Şah-ı Nakş-bend Baba (kuddise sirruhu ).
Hakikate ulaşmak için Nakşi yolunda giden bir müridin dört şeyi terk etmesi gerekir. Bunlardan birincisi dünyayı terk etmektir. Yani dünyanın kalbi oyalayacak şeylerinden elini eteğini çekmesi demektir. Bu sebeple çok veli zatlar münzevi yaşamışlar bırak dünyanın gereksiz ve lüzumsuz işlerini zaruri işlerinde bile çok azla kanaat etmişler.
Hoca Nakşbend [Kuddis Sirruhu] hazretleri her zaman fakirlik hali yaşadı; dünyaya değer vermedi yüce Allah'tan başka hiçbir şeyi önemsemedi; varlığında yok etti eritti. Her zaman fakirliği över saliklerini ona teşvik eder ve: "Biz her ne bulduksa fakirlik sıfatıyla bulduk" derler idi. O derce yoksul bir hayat sürdürmekte idi ki evinde bulunan mescidlerine kış günü yayacak kilim olmadığından lime lime hale gelmiş köhne bir kilim yayarak üzerinde ibadetlerini geçirirdi.
Dünyayı terk etme mevzuuna en güzel misallerden biri Hazreti Eyyûb aleyhisselam'ın hâlidir: Hazreti Eyyûb'un sabır ve tevekkülünü sadece yakalandığı hastalıklarda maruz kaldığı yara-berede değil hayatının ve geçirdiği imtihanların tamamında görmeye çalışmak lazım. Allah Teala onu çok çeşitli şekillerde imtihan etmişti. Eyyûb aleyhisselam bir gün koyunlarının kurtlar tarafından telef edildiğini; diğer bir gün ekinlerinin rüzgar ve fırtınayla mahv olduğunu öğrenmiş bu haberler karşısında hiç şikayette bulunmadığı gibi tam bir teslimiyet içinde eşine "Üzülme! O malı-mülkü bana Rabbim vermişti; şimdi de aldı. Hamd olsun onları bana verip istifade ettirene ve sonra da emanetini geri alana!.." demişti. Bir başka gün de bir zelzele sonrasında çocuklarının öldüğünü haber almış onlara olan şefkatindan dolayı gözlerinden yaşlar gelse de yine aynı sabır tevekkül ve teslimiyetle “Bana emanet çocuklar verip sonra da geri alan Allah'a hamd olsun” demişti. Her felaket sonrasında Şeytan Hazreti Eyyûb'un yanına koşup “Sen ibadet ediyorsun kendini bütün bütün kulluğa veriyorsun ama Allah çocuklarının canını aldı malını-mülkünü telef etti. Dahası hastalığın da gün geçtikçe şiddetleniyor; hâlâ mı ibadet u taat diyeceksin?” sözleriyle onu isyana sürüklemeye çalışıyordu ama boşuna uğraşıyordu. Eyyûb aleyhisselâm bütün dert ve belalar karşısında sabrını muhafaza ediyor Allah'tan gelen musibetleri gönül hoşnutluğuyla karşılıyor ve “Hamdolsun Allah'a; O vermişti yine O aldı.” diyordu. Bunu söylerken de “O'nun verdikleri bir emanet ben de bir emanetçiydim; beni emanet yükünden kurtardı.” diyecek kadar inşirah içinde bulunuyordu. İşte insan dünya işlerinden kazandığı şeyleri bu anlayış içinde karşılar; onların bazılarını ya da hepsini kaybedince de yine aynı hâl ve tavrını korursa o dünyayı terketmiş demektir.(F.G.)
İkincisi terk-i ukbadır. Yani ibadet ve niyette cennet sevdası ve cehennem korkusu maksat ve gaye olmayacak tam manası ile her şey Allah’ın rızası için olacak. Cennet için namaz kılmak bu yolda olmaz demektir.
Üçüncüsü terk-i hestidir. Hesti; kelime olarak varlık var olma ve mevcudiyet manalarına geliyor. Terim olarak benlik ve enaniyet davası demektir. Yani insana emanet olarak verilen cihaz ve kabiliyetlere haksız bir şekilde sahiplenmek demektir.
Terk-i hesti ise Allah’a karşı benlik ve varlık davasını bırakıp kulluk ve ubudiyet tavrına girmektir. Ölmeden evvel ölmenin sırrına ermektir.
Kıyamazsan başa cana ırak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar kesilir hiç soran olmaz .
Yûnus gibi "Al gider benden benliği doldur içime senliği" demek....
“Benim” demek benliktir. Açıktır ki köleliktir. Cüz’ü küll’e terk etmek bir bardak suya “o benim suyum” demeyip onu denize dökmektir. Asıl özgürlük de budur. Köleliği / benliği terk etmektir. Vazgeçebilmektir.
Hoca Bahaüddin-i Nakşbend [K.S.] hazretleri bir gün binek olarak bulundurdukları hayvanlarına binip arkasında kalabalık bir derviş gurubu ile yolculuğa çıktılar. O sırada Hoca hazretleri şiddetle ağlamaya başladı. Onu yaya olarak takip eden dervişlerde aynı şekilde şiddetle ağlamaya başladılar. Fakat kimse Hoca hazretlerinin ağlama sebebini bilmiyordu. Bu hal uzun süre devam ettikten sonra bükük bir boyun ve ezik bir yürekle Hoca hazretleri şöyle buyurdular:"Ben bugüne kadar hayatı hiç bir işe yaramamış boşa geçmiş müflis bir kimseyim. Benim gibi birisine selam vermeye bile değmez. Verdiğim selam da zaten almaya değmez. Rabbim beni bunca insan arasında maskara eyledi. Bunca insan beni bir şey sanıp etrafımda toplandılar. Ne yazık ki kimse benim bu perişan ve işe yaramaz halimi bilmemektedir."
Dördüncüsü ise terk-i terk etmektir. Yani dünya ukba ve benliği terk eden birisi ben bunları terk ettim diyerek böbürlenip kendinin üstün bir mevki ve makamda olduğunu tevehhüm dahi etmemelidir. İşte terk ettiklerini de terk etmek daha ve ince ve latif bir terbiye ve ahlaki olgunluktur.
Bütün bu terklerden sonra insanın aklına “Ben dünyayı terkettim ukbayı terkettim kendimi de terkettim. Ben O'nun uğruna her şeyden vazgeçmiş bir insanım” şeklinde bir duygu ve düşünce gelebilir. Şâh-ı Nakşibend orada bir terkden daha bahsediyor ve “terk-i terk” de lazım diyor. Yani bu terkleri de terketmen; terkettiğini de unutman gerek. “Şunu terkettim bunu terkettim” mülahazasına takılıyorsan onları hiç bırakamamış sayılırsın.”buyuruluyor.(f.g.)
Candan talep kıl Yâr’ini ver cânı bul dildârunı
Yok eyle kendi varunı kim var ola Cânân sana.(Mısri )
Hep varlığını Dost yolına küllî fenâ kıl
Yok ol yüri var bu varlık-ile var ele girmez.
Sen senliğini Dosta verüb Dostu al gör
Geçme bu bâzârı bu bâzâr ele girmez.(Eşrefoğlu )
Söz Sultanı ile ikmal edilsin yazımız.Alemlerin Efendisi (aleyhisselam ) ferman buyuruyorlar :"Benden sonra size dünya nimetlerinin ve ziynetlerinin açılmasından (gönlünüzü onlara kaptırmanızdan) korkuyorum." "Şüphesiz her ümmetin bir fitnesi vardır ümmetimin fitnesi (imtihan vesilesi) de maldır." "Altın gümüş kumaş ve abaya kul olanlar helâk oldular. Eğer onlara istedikleri verilirse hoşnut olur verilmezse hoşnut olmazlar."
"Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar mala ve mevkiye (aşırı) düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir."
alıntıdır...
Eğer Hak ise maksûdin sivâsından elin çek
Ana ehl olamazsın gayriden usanmayınca...
"Der tarik-i Nakşibendî lâzım âmed çâr terk / Terk-i dünya terk-i ukbâ terk-i hestî terk-i terk" buyurmuş Şah-ı Nakş-bend Baba (kuddise sirruhu ).
Hakikate ulaşmak için Nakşi yolunda giden bir müridin dört şeyi terk etmesi gerekir. Bunlardan birincisi dünyayı terk etmektir. Yani dünyanın kalbi oyalayacak şeylerinden elini eteğini çekmesi demektir. Bu sebeple çok veli zatlar münzevi yaşamışlar bırak dünyanın gereksiz ve lüzumsuz işlerini zaruri işlerinde bile çok azla kanaat etmişler.
Hoca Nakşbend [Kuddis Sirruhu] hazretleri her zaman fakirlik hali yaşadı; dünyaya değer vermedi yüce Allah'tan başka hiçbir şeyi önemsemedi; varlığında yok etti eritti. Her zaman fakirliği över saliklerini ona teşvik eder ve: "Biz her ne bulduksa fakirlik sıfatıyla bulduk" derler idi. O derce yoksul bir hayat sürdürmekte idi ki evinde bulunan mescidlerine kış günü yayacak kilim olmadığından lime lime hale gelmiş köhne bir kilim yayarak üzerinde ibadetlerini geçirirdi.
Dünyayı terk etme mevzuuna en güzel misallerden biri Hazreti Eyyûb aleyhisselam'ın hâlidir: Hazreti Eyyûb'un sabır ve tevekkülünü sadece yakalandığı hastalıklarda maruz kaldığı yara-berede değil hayatının ve geçirdiği imtihanların tamamında görmeye çalışmak lazım. Allah Teala onu çok çeşitli şekillerde imtihan etmişti. Eyyûb aleyhisselam bir gün koyunlarının kurtlar tarafından telef edildiğini; diğer bir gün ekinlerinin rüzgar ve fırtınayla mahv olduğunu öğrenmiş bu haberler karşısında hiç şikayette bulunmadığı gibi tam bir teslimiyet içinde eşine "Üzülme! O malı-mülkü bana Rabbim vermişti; şimdi de aldı. Hamd olsun onları bana verip istifade ettirene ve sonra da emanetini geri alana!.." demişti. Bir başka gün de bir zelzele sonrasında çocuklarının öldüğünü haber almış onlara olan şefkatindan dolayı gözlerinden yaşlar gelse de yine aynı sabır tevekkül ve teslimiyetle “Bana emanet çocuklar verip sonra da geri alan Allah'a hamd olsun” demişti. Her felaket sonrasında Şeytan Hazreti Eyyûb'un yanına koşup “Sen ibadet ediyorsun kendini bütün bütün kulluğa veriyorsun ama Allah çocuklarının canını aldı malını-mülkünü telef etti. Dahası hastalığın da gün geçtikçe şiddetleniyor; hâlâ mı ibadet u taat diyeceksin?” sözleriyle onu isyana sürüklemeye çalışıyordu ama boşuna uğraşıyordu. Eyyûb aleyhisselâm bütün dert ve belalar karşısında sabrını muhafaza ediyor Allah'tan gelen musibetleri gönül hoşnutluğuyla karşılıyor ve “Hamdolsun Allah'a; O vermişti yine O aldı.” diyordu. Bunu söylerken de “O'nun verdikleri bir emanet ben de bir emanetçiydim; beni emanet yükünden kurtardı.” diyecek kadar inşirah içinde bulunuyordu. İşte insan dünya işlerinden kazandığı şeyleri bu anlayış içinde karşılar; onların bazılarını ya da hepsini kaybedince de yine aynı hâl ve tavrını korursa o dünyayı terketmiş demektir.(F.G.)
İkincisi terk-i ukbadır. Yani ibadet ve niyette cennet sevdası ve cehennem korkusu maksat ve gaye olmayacak tam manası ile her şey Allah’ın rızası için olacak. Cennet için namaz kılmak bu yolda olmaz demektir.
Üçüncüsü terk-i hestidir. Hesti; kelime olarak varlık var olma ve mevcudiyet manalarına geliyor. Terim olarak benlik ve enaniyet davası demektir. Yani insana emanet olarak verilen cihaz ve kabiliyetlere haksız bir şekilde sahiplenmek demektir.
Terk-i hesti ise Allah’a karşı benlik ve varlık davasını bırakıp kulluk ve ubudiyet tavrına girmektir. Ölmeden evvel ölmenin sırrına ermektir.
Kıyamazsan başa cana ırak dur girme meydana
Bu meydanda nice başlar kesilir hiç soran olmaz .
Yûnus gibi "Al gider benden benliği doldur içime senliği" demek....
“Benim” demek benliktir. Açıktır ki köleliktir. Cüz’ü küll’e terk etmek bir bardak suya “o benim suyum” demeyip onu denize dökmektir. Asıl özgürlük de budur. Köleliği / benliği terk etmektir. Vazgeçebilmektir.
Hoca Bahaüddin-i Nakşbend [K.S.] hazretleri bir gün binek olarak bulundurdukları hayvanlarına binip arkasında kalabalık bir derviş gurubu ile yolculuğa çıktılar. O sırada Hoca hazretleri şiddetle ağlamaya başladı. Onu yaya olarak takip eden dervişlerde aynı şekilde şiddetle ağlamaya başladılar. Fakat kimse Hoca hazretlerinin ağlama sebebini bilmiyordu. Bu hal uzun süre devam ettikten sonra bükük bir boyun ve ezik bir yürekle Hoca hazretleri şöyle buyurdular:"Ben bugüne kadar hayatı hiç bir işe yaramamış boşa geçmiş müflis bir kimseyim. Benim gibi birisine selam vermeye bile değmez. Verdiğim selam da zaten almaya değmez. Rabbim beni bunca insan arasında maskara eyledi. Bunca insan beni bir şey sanıp etrafımda toplandılar. Ne yazık ki kimse benim bu perişan ve işe yaramaz halimi bilmemektedir."
Dördüncüsü ise terk-i terk etmektir. Yani dünya ukba ve benliği terk eden birisi ben bunları terk ettim diyerek böbürlenip kendinin üstün bir mevki ve makamda olduğunu tevehhüm dahi etmemelidir. İşte terk ettiklerini de terk etmek daha ve ince ve latif bir terbiye ve ahlaki olgunluktur.
Bütün bu terklerden sonra insanın aklına “Ben dünyayı terkettim ukbayı terkettim kendimi de terkettim. Ben O'nun uğruna her şeyden vazgeçmiş bir insanım” şeklinde bir duygu ve düşünce gelebilir. Şâh-ı Nakşibend orada bir terkden daha bahsediyor ve “terk-i terk” de lazım diyor. Yani bu terkleri de terketmen; terkettiğini de unutman gerek. “Şunu terkettim bunu terkettim” mülahazasına takılıyorsan onları hiç bırakamamış sayılırsın.”buyuruluyor.(f.g.)
Candan talep kıl Yâr’ini ver cânı bul dildârunı
Yok eyle kendi varunı kim var ola Cânân sana.(Mısri )
Hep varlığını Dost yolına küllî fenâ kıl
Yok ol yüri var bu varlık-ile var ele girmez.
Sen senliğini Dosta verüb Dostu al gör
Geçme bu bâzârı bu bâzâr ele girmez.(Eşrefoğlu )
Söz Sultanı ile ikmal edilsin yazımız.Alemlerin Efendisi (aleyhisselam ) ferman buyuruyorlar :"Benden sonra size dünya nimetlerinin ve ziynetlerinin açılmasından (gönlünüzü onlara kaptırmanızdan) korkuyorum." "Şüphesiz her ümmetin bir fitnesi vardır ümmetimin fitnesi (imtihan vesilesi) de maldır." "Altın gümüş kumaş ve abaya kul olanlar helâk oldular. Eğer onlara istedikleri verilirse hoşnut olur verilmezse hoşnut olmazlar."
"Bir koyun sürüsünün içine salıverilmiş iki aç kurdun o sürüye verdiği zarar mala ve mevkiye (aşırı) düşkün bir adamın dinine verdiği zarardan daha büyük değildir."
alıntıdır...
Bi_iznillah- SADIK ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN