İnsanlık ve Vahiy

tarafından **RüveYde** 20.09.10 10:27

İnsanlık Ve Vahiy

Kendisini hayatın için de bulan insan, yaşayışını bir takım kurallara göre sürdürebilir. Hayat kanunu diyebileceğimiz bu kurallara göre insan, yaşamını devam ettirmeye adeta mahkumdur; bu kurallara karşı çıkmaya gücü yetmez, yada gücü yettiği yerlerde insani yapısından kayıplar verir.

Herşeyi sonsur derecede mükemmel olarak yaratıp idare eden Yüce Allah'ın kâinattaki diğer bütün mahluklar üzerinde tasarrufta bulunma salahiyetine sahip bir şekilde donattığı insan hakkında gayesinin ve talimatının bulunmaması elbette hikmetsizlik ve saçmalık olurdu.

Zaten bu konu da Kur'an-ı Kerim'de çeşitli ayetler bulunmaktadır. Meselâ Mü'minûn Sûresi 115. Ayette:

"Ya siz zannettiniz mi ki, biz sizi boşuna yarattık de bize döndürülmeyeceksiniz."(1)

Yine başka bir ayette:

"İnsan başı boş bırakılacağını mı sanıyor?"(2)

Şu halde, Yaratıcının mahluklarından istedikleri, onlara vereceği bir takım buyrukları olacaktır. Fiilleriyle, hal lisanıyla konuştuğu gibi, kavlen de (söz ile de) konuşacak, Zatını tanıtacaktır. Kendisini, varlığını, birliğini bildirmeyi, yalnız masnûlarının şehadetlerinie bırakmayıp, bizzat hitap edecektir.(3)
İnsanın tabiatı itibariyle kulluk görevlerini, yaratılış gayesine en uygun olarak yerine getirebilmresi için müsait şartların ve ortamın yaratılması da gerkiyordu. İşte bu yüzdendir ki, Yüce Allah, yeryüzünde kendisine halife olma, (Kuran, halifelikten maksadın "insanlar arasın da hak ve adaletle hükmetmek" olduğunu beyan etmektedir.) liyaketini gösterebilmesi için hür iradeyle donatarak yaratılmışlar içerisinde eşsiz bir yer verdiği insana, kulluk görevlerini yerine getirebilme imkanını da vermek amacıyla bir mücadele alanı tesis etmiştir.(4)
Kısacası, insanı uyaracak ve bütün olumsuz faktörlerin etkisinden kurtarıp onu, en doğruya, en güzele ulaştıracak vahiy muhtevalarına ihitiyaç vardır. İşte bu sebepten dolayı, yarattığı mahlukları en iyi bilen Allah Teâlâ, yaratılışına uygun hareket etmeleri, şerre düşmemeleri, isyan etmemeleri, ayrıca;

"Biz bunları bilmiyorduk, bu emir ve hükümlerden habersizdik"(5)

dememeleri için, her devirde insanlara vahiyler göndermiş ve rahmetinin bir eseri olarak da gönderdiği bu vahiy muhtevalarını peygamberleri aracılığıyla onlara duyurmuştur.

Günümüzde "Müslümanım" diyen topluma bakıldığın da bu toplumun her şeyden hissedar olduğu fakat genel de Kur'an ve Sünnet bilgisinden yani Ruhi Özcan'nın ifadelendirdiği gibi "Vahiy Kültürü"nden yeterince hissedar olmadığı görülecektir.En bilinmeyen, farkında olunmayan adeta "Kur'an", en meçhul kişide adeta Hz. Muhammed ()'dir. Oysa her müslümanın kapasitesi ve yapısınca bizzat Kur'an'nından alacağı hisseler, peygamberinin sözlerinden, hadiselerinden alacağı paylar vardır.

Günümüz Müslümanlarının bir numaralı sıkıntısı vahiy kültüründen yoksunluklarıdır. Bu mesele halledilmeden Müslümanlar dini vicdanlarını sızlamaktan alıkoyamayacaklardır.

----------------------------------------------------

(1)DAVUDOĞLU,Ahmed,Kur'an-ı Kerim ve İzahlı Meali.
(2)A.g.e.,Kıyamet:36.
(3)YILDIRIM,Suat,Kur'an-ı Kerim İlimlerine Giriş, s.17.
(4)DEMİRCİ,Muhsin,Vahiy Gerçeği, s.16.
(5)Bkz.Nisa 4/165; Taha 20/134; Kasa 28/47.

Ptsi	Salı	Çarş.	Perş.	Cuma	C.tesi	Paz
1	2	3	4	5	6	7
8	9	10	11	12	13	14
15	16	17	18	19	20	21
22	23	24	25	26	27	28
29	30