Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 197 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 197 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
KaLBiN DeVaSı....
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
KaLBiN DeVaSı....
Kalbin Devası
_____________
Kalbin devâsı beştir:
1 - Kur'an'ı düşünerek okumak.
2 - Açlığa riâyet etmek.
3 - Allah'ı çok zikretmek.
4 - Seher vaktinde Allah'a tazarru' ve niyâzda bulunmak. Gece İbâdet etmek.
5 - Sâlihlerle oturmak.
Bunlara riâyet eden kalb hastalığına duçar olmaz. Mü'min, kalb hastalarına bunları tavsiye etmeli ve mezmum sıfatlardan kurtulmaya sa'y etmelidir.
Bilesin ki ni'met, kadrini bilmeyenin ve şükrünü edâ etmeyenin elinden alınır.
Akıllı olan; her haline dikkat edip içinde bulunduğu zamanı değerlendirmeğe sa'y eden ve tûl-i emeli terkedendir. Rasûlullah -sallu aleyhi ve sellem-:
"Zeki insan nefsine hâkim olan ve ölümden sonrası için çalışandır. Fâcir ise nefsini hevâsına tabi' kılandır." buyurmuşlardır.
Hadîsde vârid olmuştur ki:
Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil:
1 - İhtiyarlamadan evvel gençliğin kıymetini bil;
2 - Hastalanmadan evvel sıhhatinin kıymetini bil;
3 - Meşguliyetten evvel boş vaktinin kıymetini bil;
4 - Fakru zarurete düşmeden evvel elindekinin kıymetini bil.
5 - Ölmeden evvel hayatının kıymetini bil."
Rasûlullah'ın şu hadisi üzerinde düşün:
Beş şey, beş şeyin bedelidir:
1 - Fâiz yenilmesi çoğaldığı vakit âfetler ve zelzeleler artar.
2 - Hâkimler zulmettikleri vakit yağmurlar azalır kıtlık olur.
3 - Zinâ çoğaldığı vakit ölüm artar.
4 - Zekât verilmediği vakit hayvanlar helâk olur.
5 - Zimmilere zulmedildiği vakit devlet onların eline geçer.
Zünnûn-i Mısrî demiştir ki:
İnsanların arasına fesâd altı şeyden girmiştir:
1 - Âhiret ameline niyyetin zayıflığından,
2 - Bedenlerinin şehvetlerine rehin olmasından,
3 - Ecellerinin yakın olduğu halde emellerinin uzun olmasından,
4 - Mahlûkların rızâsını Hâlık'ın rızasına tercih ettiklerinden,
5 - Kendi hevâlarına tâbi olup Peygamberinin sünnetlerini arkaya atmalarından,
6 - Selefin küçük zellelerini yaşayış şekillerine hüccet alıp onların asıl her zamanki hayatlarını örnek edinmediklerinden.
_____________
Kalbin devâsı beştir:
1 - Kur'an'ı düşünerek okumak.
2 - Açlığa riâyet etmek.
3 - Allah'ı çok zikretmek.
4 - Seher vaktinde Allah'a tazarru' ve niyâzda bulunmak. Gece İbâdet etmek.
5 - Sâlihlerle oturmak.
Bunlara riâyet eden kalb hastalığına duçar olmaz. Mü'min, kalb hastalarına bunları tavsiye etmeli ve mezmum sıfatlardan kurtulmaya sa'y etmelidir.
Bilesin ki ni'met, kadrini bilmeyenin ve şükrünü edâ etmeyenin elinden alınır.
Akıllı olan; her haline dikkat edip içinde bulunduğu zamanı değerlendirmeğe sa'y eden ve tûl-i emeli terkedendir. Rasûlullah -sallu aleyhi ve sellem-:
"Zeki insan nefsine hâkim olan ve ölümden sonrası için çalışandır. Fâcir ise nefsini hevâsına tabi' kılandır." buyurmuşlardır.
Hadîsde vârid olmuştur ki:
Beş şeyden evvel beş şeyin kıymetini bil:
1 - İhtiyarlamadan evvel gençliğin kıymetini bil;
2 - Hastalanmadan evvel sıhhatinin kıymetini bil;
3 - Meşguliyetten evvel boş vaktinin kıymetini bil;
4 - Fakru zarurete düşmeden evvel elindekinin kıymetini bil.
5 - Ölmeden evvel hayatının kıymetini bil."
Rasûlullah'ın şu hadisi üzerinde düşün:
Beş şey, beş şeyin bedelidir:
1 - Fâiz yenilmesi çoğaldığı vakit âfetler ve zelzeleler artar.
2 - Hâkimler zulmettikleri vakit yağmurlar azalır kıtlık olur.
3 - Zinâ çoğaldığı vakit ölüm artar.
4 - Zekât verilmediği vakit hayvanlar helâk olur.
5 - Zimmilere zulmedildiği vakit devlet onların eline geçer.
Zünnûn-i Mısrî demiştir ki:
İnsanların arasına fesâd altı şeyden girmiştir:
1 - Âhiret ameline niyyetin zayıflığından,
2 - Bedenlerinin şehvetlerine rehin olmasından,
3 - Ecellerinin yakın olduğu halde emellerinin uzun olmasından,
4 - Mahlûkların rızâsını Hâlık'ın rızasına tercih ettiklerinden,
5 - Kendi hevâlarına tâbi olup Peygamberinin sünnetlerini arkaya atmalarından,
6 - Selefin küçük zellelerini yaşayış şekillerine hüccet alıp onların asıl her zamanki hayatlarını örnek edinmediklerinden.
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Geri: KaLBiN DeVaSı....
Şu halde yalnız ibâdet ve tâatla maksad'a vusûl mümkün olamıyacağı anlaşılmıştır. Netice i'tibâriyle tarik-i terâkkide, tefeyyüz için herhalde yed-i sahih ile Aleyhi's-salâtu ve's-sellâm Efendimiz'e müntehî olan bir mürşid-i kâmil'e ihtiyaç vardır. İşte ashâb-ı kirâm hazarâtı, Rasûlullah -sallü aleyhi ve sellem- Efendimiz'in sohbet-i saâdetleriyle müşerref ve münevver olmuşlardır. Nâib-i Resûlüllah olan bir zâtı bulmak elzemdir ve belki farzdır.
Mânevî yolda mürşidin muavenetine lüzûm olmadığına kâil olan bazı kimseler vardır ki, kişinin kendi başına sa'y ü gayret göstermesiyle vuslatın mümkün olacağı fikrindedir. Halbuki vâsıtasız, istiânesiz vuslat mümkün olamaz. Her halde mürşid'in muâvenetine kat'î lüzûm vardır.
Âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak:
"- İskender-i Zül'-karneyn Hazretlerine kavminden bir kuvvetle yardım istemeyi" (Kehf sûresi; 95) emir buyurmuştur. Bu duruma göre bizim gibi günahkâr kullar "muavenetten hiç bir sûretle müstağni olamazlar.
Kalb temiz olursa, yani kalbte îmân olursa dâima ibâdet ve tâata sevk eder. İnsanlar ekseriyetle "mü'miniz" derler. Halbuki müslümandırlar. Ya'ni teslim olmuşlardır. Mü'min olmak için her halde îmanın kalb'e duhûlü lâzımdır.
Mü'min-i kâmil olanlar, Cenâb-ı Hakk'ın doksan dokuz sıfatına îmân ederler, hiç şübheleri olamaz. Fakat ba'zı insanlar Cenâb-ı Hak, "Gaffâr"dır. diye ümidlenerek dâr-ı âhiret için çalışmazlar. Fakat "Rezzâk" sıfatına îmanları olmâdığı için dünyâda çalışmayınca aç kalırız, diye korkarlar. İşte bu müslüman ve mü'minlerin işi değildir.
Zâhiren görünen a'zaların her biri bir vazîfe ile muvazzaftır. Göz görmek; kulak işitmek, ayak yürümek içindir. Bütün azaların bir vazifesi vardır. Kalbin vazifesi de muhabbettir. Muhabbet ise Cenâb-ı Allah'a mahsustur. İnsan el, ayak ve göz ile vezâif-i lâzimesini ifâ ettiği gibi kalb de vazîfesini icra eder. Kalbin Cenâb-ı Hakk'a muhabbet etmesi sâir ticâret ve meşguliyetlere mâni teşkil etmez.
(Ramazanoğlu Mahmud Sâmi Musâhâbe - 4, s. 164-167 Musâhâbe - 6 s. 131, 137, 140-141)
(Alıntı)
Mânevî yolda mürşidin muavenetine lüzûm olmadığına kâil olan bazı kimseler vardır ki, kişinin kendi başına sa'y ü gayret göstermesiyle vuslatın mümkün olacağı fikrindedir. Halbuki vâsıtasız, istiânesiz vuslat mümkün olamaz. Her halde mürşid'in muâvenetine kat'î lüzûm vardır.
Âyet-i kerîmede Cenâb-ı Hak:
"- İskender-i Zül'-karneyn Hazretlerine kavminden bir kuvvetle yardım istemeyi" (Kehf sûresi; 95) emir buyurmuştur. Bu duruma göre bizim gibi günahkâr kullar "muavenetten hiç bir sûretle müstağni olamazlar.
Kalb temiz olursa, yani kalbte îmân olursa dâima ibâdet ve tâata sevk eder. İnsanlar ekseriyetle "mü'miniz" derler. Halbuki müslümandırlar. Ya'ni teslim olmuşlardır. Mü'min olmak için her halde îmanın kalb'e duhûlü lâzımdır.
Mü'min-i kâmil olanlar, Cenâb-ı Hakk'ın doksan dokuz sıfatına îmân ederler, hiç şübheleri olamaz. Fakat ba'zı insanlar Cenâb-ı Hak, "Gaffâr"dır. diye ümidlenerek dâr-ı âhiret için çalışmazlar. Fakat "Rezzâk" sıfatına îmanları olmâdığı için dünyâda çalışmayınca aç kalırız, diye korkarlar. İşte bu müslüman ve mü'minlerin işi değildir.
Zâhiren görünen a'zaların her biri bir vazîfe ile muvazzaftır. Göz görmek; kulak işitmek, ayak yürümek içindir. Bütün azaların bir vazifesi vardır. Kalbin vazifesi de muhabbettir. Muhabbet ise Cenâb-ı Allah'a mahsustur. İnsan el, ayak ve göz ile vezâif-i lâzimesini ifâ ettiği gibi kalb de vazîfesini icra eder. Kalbin Cenâb-ı Hakk'a muhabbet etmesi sâir ticâret ve meşguliyetlere mâni teşkil etmez.
(Ramazanoğlu Mahmud Sâmi Musâhâbe - 4, s. 164-167 Musâhâbe - 6 s. 131, 137, 140-141)
(Alıntı)
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN