Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 280 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 280 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Okumak farzdır, Okumamak tarzdır!
2 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
Okumak farzdır, Okumamak tarzdır!
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kur’an-ı Kerim’in ilk âyeti, sözü aralarda/meralarda döndürüp dolaştırmadan “!” diye tek bir kelimeyle emreden ve insanları okumayla ilgili eyleme/icraata yönlendiren farzıdır. İslâmiyet’in ilk şartı/tebliği sözdür/kelâmdır, yani kelime-i şehâdet’tir. Bundan sonra okuma eylemi/farzı/emri gelir. Okumayan insanın sözünü/ahdini yenilemesi bir bilgiye/marifete dayanmadığı için eylemsiz sözden öteye geçmez. Çünkü Allah’ı tanımak ve O’na ibadet etmek bilgi temeline ve esasına dayanır. Bilgisizce kelime-i şehadeti tekrarlamak, onu bir nakarat haline getirmenin ötesinde bir şey değildir. Nakarat ilimle desteklendiğinde ve vurgulandığında bir anlam ifade eder. Onun ötesinde bir şarkının maktaı(son bölümü/bitişi) olmaktan başka bir anlam taşımaz.
Okumak, Müslüman’a farz kılınmıştır. Fakat Müslümanlar, “okumamakla” imaj yapmışlardır. Modernize ve pozitivize olmuş Müslümanlar için “imaj”, “farz”dan önce gelir. Müslümanlık tarihinde yakılan kitaplar, suya atılan kitaplar, toprağa gömülen kitaplar ve yırtılıp çöp tenekesine atılan kitaplar bunun açık delilidir. Hele hele “cemaat paradigması”na ters düşen kitapları okumak küfürle eşdeğerdir. Bu gibi durumlarda imanın ve ihtiyarın elden gittiğine inanılır. Vurgulanarak tam dört kez tekrar edilen “!” ilahî emriyle ilgilenmeyen Müslümanlar resmen Allah’ın emrine karşı geliyorlar/direniyorlar. Okumayanlar, Allah’ı ve O’nun emirlerini takmayanlardır. Bu durumda nasıl Allah’a teslim olunabilir ve teslimiyetsiz nasıl Müslüman olunabilir?
Okumak, ilahi bir emir olmanın ötesinde/berisinde; insanı, insan yapan dünyanın en asil eylemidir. Çünkü insan, okuyarak önce kendini tanır/bilir, kendini bilen Allah’ını/Rabb’ını bilir. Mamafih okuyan insan, kör bir nesne olmaktan çıkarak Allah’ın kendi omuzlarına yüklediği özne rolünü hakkıyla yerine getirebilir. Okuyan ve özne olan insan, kâinatı tanır (onun şifrelerini çözer), sanattan sanatçıya giden yolda Mutlak Sanatkâr ile karşılaşır.
Okumak eyleminden sonra, insan ve Müslüman olabilme yolunda ikinci önemli eylem okunanları işitmektir. Peygamberin okuduğu vahyi/kelâmı, küçük birer âlem olan diğer donanımlı insanların okuduklarını (birikimlerini) ve kendi kendisini okuyan kâinatın ve kâinat kitabının arkasındaki “sahibinin sesini” işitebilmektir. İşte bu yüzdendir ki Mevlânâ’nın Mesnevi’si “işit” anlamıma gelen “bişnev” emriyle/tebliğiyle başlar.
Hayatımızın anlamı işte bu yüzden “okumak” ve “işitmek” eylemlerinde dercedilmiştir, yani toplanmıştır. Okumaklardan ve işitmeklerden ne kadar uzak isek, o derece Allah’tan uzağız demektir.
Okumak ve işitmek, günümüz öğrencilerinin yaptığı gibi ders (kitabı) çalışmak ve sonuçta pragmatik/faydacı bir şekil ve anlayışla sınıf geçmek değildir. Gerçi bizim necip milletimiz okumaktan, genellikle “ders geçme” gibi kabzımalist tüccarların anladığını anlar. Çünkü oğlumuz okuyacaktır ve kısa yoldan hayata atılacaktır ve para kazanacaktır. Bu arada da devlet memurluğundan gelen memur maaşına güvenerek güzel bir kızla da evlenecek ve çoluk çocuğa kavuşacaktır. Okulu bitiren kızımız ise ekonomik özgürlüğüne kavuşacağı için kocasına kendisini ezdirmeyecek, gerektiğinde ona rest çekerek kapının önüne koyabilecektir. Allah, Müslümanlara işte bu yüzden “okuyun” demiştir. Peygamberleri, Müslümanlara bu yüzden “ilim tahsil ediniz” demiştir: “Kızınız iyi bir koca, oğlunuz da iyi bir aile kızı bulsun!..” (diye!..)
Neticesi para kazanma gibi “sosyal fayda” esasına dayanmayan “okumak” zararlıdır, insanın gözleri sulanır/bozulur. Ayrıca okumak son derece tehlikelidir ve zararlıdır. Çok okuyanlar hep anarşist olmuşlardır, anarşist olmamışlarsa asapları bozulmuş ve zıvanadan çıkmışlardır. Bu yüzden birer potansiyel tehlike arz ederler. Kitap, insanın karnını doyurmaz, kitaba vereceğin parayla Çorum leblebisi, Antep fıstığı, Hacıbekir lokumu, Mevlânâ şekeri al; boğazına iyi bak. Ne demiş bir Uganda büyüğü, “sağlam kelle, sağlam iskelette bulunur.” Sağlam baş ise,sağlam yemekle ve sağlam def-i hacet yapmakla mümkündür. Yani sağlam vücuda nâil olmanın yolu “Boğaziçi”nden geçer.
Kitaba para vermek, okumak, evde bulundurmak meczupların işidir. Müslümanlar, geç de olsa kapitali keşfettiler. Artık okumak, Müslümanlar için farz değildir; para kazanmak farzdır. Para kazanan ve okuma gibi bir eylemin içinde bulunmayan Müslümanlar piyasada tarz ve imaj yaparlar. İmaj: Bir modern/postmodern çağ putu!
Okumanınfarz olduğu bir İslâm toplumunda hakikaten Müslümanlar okuyor olsalardı, sosyal hayatın her kademesinde birer devrim olurdu. Evlerde vitrinlere imaj olsun diye dizilen kitaplar, okunmadığı için bireyin ve toplumun hayatında herhangi radikal bir değişim vuku bulmuyor. Müslümanlar, okumamakla kendilerine “alaturfranga” bir kimlik edindiler.
Kimlik edinmek, Batı ideolojileriyle ilgili bir durumdur. Müslüman bir kişide “kimlik” olmaz, “hüviyet” olur. Batı ideolojileriyle şahsiyet tanımlanmasının yapılması bir Müslüman için ne kadar acıdır. Batı kültürüyle yetişmiş bir insan para ekseninde bir kimlik edinmiştir. Batı insanının öncelikleri arasında bu yüzden para vardır ve paranın elde edilemediği alanlarda ise derhal sömürgecilik devreye girer. Müslüman bir insan ise, “bulunca şükretme”; “bulmayınca sabretme” makamlarını çoktan aşmış; “bulunca dağıtan”, “bulmayınca şükretme” makamlarına ulaşmış hüviyet sahibi insandır. Hû, Arapçada “O” anlamına gelen ve Allah yerine kullanılan bir zamirdir. Hüviyet ise, kişini Allah’ı bildiğinin/tanıdığının belgesidir. Okumadan, marifet ilmini tahsil etmeden bu hüviyet elde edilemez.
Okumak yetmez; okuduğunu teoriden pratiğe geçirmeden, yani yukarıda zikredilen“dağıtma” ve “şükretme” makamlarına ulaşmadan da “hüviyet” edinilemez. Teorisi ile pratiği örtüşen, yani bir “hüviyet” edinen Müslüman, dünyayı değiştirmeye adaydır. Yoksa dünya Müslüman’ı değiştirir ve ona kendince “francaturka” bir imaj yükleyerek el-âleme rezil eder.
Hulasatü’l-özet okumak farzdır, işitmek de farzdır. Okumayı eyleme (teoriyi pratiğe) dönüştürerek “hüviyet sahibi” olmak da farzdır. Ey iman edenler, farzlar dururken imaj sizin neyinize!..
Hasan Aktaş / Özgün Duruş
Okumak, Müslüman’a farz kılınmıştır. Fakat Müslümanlar, “okumamakla” imaj yapmışlardır. Modernize ve pozitivize olmuş Müslümanlar için “imaj”, “farz”dan önce gelir. Müslümanlık tarihinde yakılan kitaplar, suya atılan kitaplar, toprağa gömülen kitaplar ve yırtılıp çöp tenekesine atılan kitaplar bunun açık delilidir. Hele hele “cemaat paradigması”na ters düşen kitapları okumak küfürle eşdeğerdir. Bu gibi durumlarda imanın ve ihtiyarın elden gittiğine inanılır. Vurgulanarak tam dört kez tekrar edilen “!” ilahî emriyle ilgilenmeyen Müslümanlar resmen Allah’ın emrine karşı geliyorlar/direniyorlar. Okumayanlar, Allah’ı ve O’nun emirlerini takmayanlardır. Bu durumda nasıl Allah’a teslim olunabilir ve teslimiyetsiz nasıl Müslüman olunabilir?
Okumak, ilahi bir emir olmanın ötesinde/berisinde; insanı, insan yapan dünyanın en asil eylemidir. Çünkü insan, okuyarak önce kendini tanır/bilir, kendini bilen Allah’ını/Rabb’ını bilir. Mamafih okuyan insan, kör bir nesne olmaktan çıkarak Allah’ın kendi omuzlarına yüklediği özne rolünü hakkıyla yerine getirebilir. Okuyan ve özne olan insan, kâinatı tanır (onun şifrelerini çözer), sanattan sanatçıya giden yolda Mutlak Sanatkâr ile karşılaşır.
Okumak eyleminden sonra, insan ve Müslüman olabilme yolunda ikinci önemli eylem okunanları işitmektir. Peygamberin okuduğu vahyi/kelâmı, küçük birer âlem olan diğer donanımlı insanların okuduklarını (birikimlerini) ve kendi kendisini okuyan kâinatın ve kâinat kitabının arkasındaki “sahibinin sesini” işitebilmektir. İşte bu yüzdendir ki Mevlânâ’nın Mesnevi’si “işit” anlamıma gelen “bişnev” emriyle/tebliğiyle başlar.
Hayatımızın anlamı işte bu yüzden “okumak” ve “işitmek” eylemlerinde dercedilmiştir, yani toplanmıştır. Okumaklardan ve işitmeklerden ne kadar uzak isek, o derece Allah’tan uzağız demektir.
Okumak ve işitmek, günümüz öğrencilerinin yaptığı gibi ders (kitabı) çalışmak ve sonuçta pragmatik/faydacı bir şekil ve anlayışla sınıf geçmek değildir. Gerçi bizim necip milletimiz okumaktan, genellikle “ders geçme” gibi kabzımalist tüccarların anladığını anlar. Çünkü oğlumuz okuyacaktır ve kısa yoldan hayata atılacaktır ve para kazanacaktır. Bu arada da devlet memurluğundan gelen memur maaşına güvenerek güzel bir kızla da evlenecek ve çoluk çocuğa kavuşacaktır. Okulu bitiren kızımız ise ekonomik özgürlüğüne kavuşacağı için kocasına kendisini ezdirmeyecek, gerektiğinde ona rest çekerek kapının önüne koyabilecektir. Allah, Müslümanlara işte bu yüzden “okuyun” demiştir. Peygamberleri, Müslümanlara bu yüzden “ilim tahsil ediniz” demiştir: “Kızınız iyi bir koca, oğlunuz da iyi bir aile kızı bulsun!..” (diye!..)
Neticesi para kazanma gibi “sosyal fayda” esasına dayanmayan “okumak” zararlıdır, insanın gözleri sulanır/bozulur. Ayrıca okumak son derece tehlikelidir ve zararlıdır. Çok okuyanlar hep anarşist olmuşlardır, anarşist olmamışlarsa asapları bozulmuş ve zıvanadan çıkmışlardır. Bu yüzden birer potansiyel tehlike arz ederler. Kitap, insanın karnını doyurmaz, kitaba vereceğin parayla Çorum leblebisi, Antep fıstığı, Hacıbekir lokumu, Mevlânâ şekeri al; boğazına iyi bak. Ne demiş bir Uganda büyüğü, “sağlam kelle, sağlam iskelette bulunur.” Sağlam baş ise,sağlam yemekle ve sağlam def-i hacet yapmakla mümkündür. Yani sağlam vücuda nâil olmanın yolu “Boğaziçi”nden geçer.
Kitaba para vermek, okumak, evde bulundurmak meczupların işidir. Müslümanlar, geç de olsa kapitali keşfettiler. Artık okumak, Müslümanlar için farz değildir; para kazanmak farzdır. Para kazanan ve okuma gibi bir eylemin içinde bulunmayan Müslümanlar piyasada tarz ve imaj yaparlar. İmaj: Bir modern/postmodern çağ putu!
Okumanınfarz olduğu bir İslâm toplumunda hakikaten Müslümanlar okuyor olsalardı, sosyal hayatın her kademesinde birer devrim olurdu. Evlerde vitrinlere imaj olsun diye dizilen kitaplar, okunmadığı için bireyin ve toplumun hayatında herhangi radikal bir değişim vuku bulmuyor. Müslümanlar, okumamakla kendilerine “alaturfranga” bir kimlik edindiler.
Kimlik edinmek, Batı ideolojileriyle ilgili bir durumdur. Müslüman bir kişide “kimlik” olmaz, “hüviyet” olur. Batı ideolojileriyle şahsiyet tanımlanmasının yapılması bir Müslüman için ne kadar acıdır. Batı kültürüyle yetişmiş bir insan para ekseninde bir kimlik edinmiştir. Batı insanının öncelikleri arasında bu yüzden para vardır ve paranın elde edilemediği alanlarda ise derhal sömürgecilik devreye girer. Müslüman bir insan ise, “bulunca şükretme”; “bulmayınca sabretme” makamlarını çoktan aşmış; “bulunca dağıtan”, “bulmayınca şükretme” makamlarına ulaşmış hüviyet sahibi insandır. Hû, Arapçada “O” anlamına gelen ve Allah yerine kullanılan bir zamirdir. Hüviyet ise, kişini Allah’ı bildiğinin/tanıdığının belgesidir. Okumadan, marifet ilmini tahsil etmeden bu hüviyet elde edilemez.
Okumak yetmez; okuduğunu teoriden pratiğe geçirmeden, yani yukarıda zikredilen“dağıtma” ve “şükretme” makamlarına ulaşmadan da “hüviyet” edinilemez. Teorisi ile pratiği örtüşen, yani bir “hüviyet” edinen Müslüman, dünyayı değiştirmeye adaydır. Yoksa dünya Müslüman’ı değiştirir ve ona kendince “francaturka” bir imaj yükleyerek el-âleme rezil eder.
Hulasatü’l-özet okumak farzdır, işitmek de farzdır. Okumayı eyleme (teoriyi pratiğe) dönüştürerek “hüviyet sahibi” olmak da farzdır. Ey iman edenler, farzlar dururken imaj sizin neyinize!..
Hasan Aktaş / Özgün Duruş
RıZa BeRKaN- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: Okumak farzdır, Okumamak tarzdır!
Okumak, ilahi bir emir olmanın ötesinde/berisinde; insanı, insan yapan dünyanın en asil eylemidir. Çünkü insan, okuyarak önce kendini tanır/bilir, kendini bilen Allah’ını/Rabb’ını bilir. Mamafih okuyan insan, kör bir nesne olmaktan çıkarak Allah’ın kendi omuzlarına yüklediği özne rolünü hakkıyla yerine getirebilir. Okuyan ve özne olan insan, kâinatı tanır (onun şifrelerini çözer), sanattan sanatçıya giden yolda Mutlak Sanatkâr ile karşılaşır. ...
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
YÜCELER YÜCESİ RABBİM RAZI OLSUN....
MAESSELAME....
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
YÜCELER YÜCESİ RABBİM RAZI OLSUN....
MAESSELAME....
Bi_iznillah- SADIK ÜYEMİZ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN