Kendini Okumak

tarafından **RüveYde** 28.03.10 14:38

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Kendini Okumak

Rahman ve Rahim olan Allah’ın adıyla
Yaratan Rabbinin ismiyle .
O Rabbin ki, insanı bir kan pıhtısından yarattı.
Oku. Rabbin sonsuz kerem sahibidir.
O, insana kalemle yazmayı öğretendir.
O insana bilmediğini öğretendir.
Fakat insan, kendisini ihtiyaçtan uzak görünce azgınlaşır.
Dönüş ancak Rabbinedir.
(Alak Suresi, 1–8 )
İnsan, kendi varlığını ancak okuyarak keşfeder. Yaratıldıktan ve Allah’ın ruhundan ruhuna üflemesinden sonra, meleklere eşyanın ismini sorduğunda başlar onun okuma serüveni. Bu yüzden yaratılanların hiç birine benzemez. O, yolunu okuyarak bulan tek varlıktır. Allah’ın en yüce kelâmının ilk cümlesinin “Oku!” olmasının en büyük hikmetlerinden biri de bu olsa gerek.
İnsan ilk ve ebedî yurdundan yollanarak, eşyanın hakikatini okuyup öğrenmesi için dünyanın kendisine musahhar kılındığı bir varlıktır. Okumak onun sadece öğrenmesi, dünya kitabını okuyup, maarif seviyeye çıkması için değil, aynı zamanda marifettullaha giden yolda ebedî yurdunu yeniden kazanması için de şarttır. Bu nedenle, insanın okuması kendisine farz kılınmıştır.

Okumak, ama neyi?

Bu gün, okumak kavram olarak çok kısır bir anlama büründürülerek, sadece bir okul, bir kitap, bir gazete, bir dergi veya yazılı herhangi bir metni okumak gibi anlaşılmaya başlanmış. Oysa, bu tek kelime, insana varlığını anlatan, hatırlatan, duyuran, gösteren ve derin sırları haber veren, üç harflik, fakat sınırları olmayan sonsuz bir cümledir. Oku! Neyi? Kendini. Oku! Neyi? Rabbini. Oku! Neyi? Eşyayı ve eşyanın hakikatini. Oku! Yüreğini. Harf harf, kâinat kitabının sırlarını…
Elbette tüm bu okumalara giden yol kitaptan geçiyor. Rabbimiz bize okumayı kitapla öğretiyor. Tâ Âdem’den beri kitaplar yollayarak insanlığın önünü aydınlatıyor. İnsanlar okudukları bu kutsal kitaplarla, kendi kitaplarının serüvenini oluşturuyor. Yazı ve kitap bu yüzden insanlığın en büyük iftiharı. Kitaplar, sonsuz ilmin, hecelenerek, kelime kelime bizlere ulaştığı kılavuzlar. Hakikati öğrenmede yolumuzu aydınlatan el fenerleri.
Tabii insan her yazılanı okumalı mı? Bu da ayrı bir konu. Ama insan merak eden bir varlık. Çünkü bu, eşyanın hakikatinin ona emanet edilmesinden kaynaklanıyor. İnsanlığın tüm arayışları da zaten eşyanın hakikatini sorgulamasının bir toplamı değil mi? Belki de dünya hayatındaki tüm acılarının kaynağı da budur insanın. Bu hakikati keşfettiğinde, dünya sürgününü, ebedî yurdu olan Cennete çevireceği bir sır gizlidir çünkü. Kim olduğunun, nereden gelip, nereye gideceğinin cevabını içinde taşıyan bir sırdır bu. Fakat bu büyük bir cesaret, kabiliyet ve sabır gerektirir.

Okumak, öğrenmek ve bilmek

Peygamberimiz bir ümmîydi. Fakat, insanlığa okumanın manasını ve derinliğini o öğretti. Harflerin, kelimelerin, konuşmanın ve insan olmanın sırlarını ondan öğrendik.
Ümmîliğiyle insanlığa ders veren büyük bir muallim. Bize okumanın da anlamını öğreten bir insanlık kılavuzu.
Bilmek öğrenmeden çok daha öte bir anlam ifade eder. Bunu Yunus dizelerinde ne güzel dile getirir:
İlim, ilim bilmektir/ ilim kendin bilmektir/ Sen kendini bilmezsen/ Bu bir kuru emektir.
Ve ancak kendini bilen Rabbini bilir.
Oku! Yaratan Rabbinin adıyla ! O, insanı bir damla sudan yarattı…

Meryem Tortuk

Ptsi	Salı	Çarş.	Perş.	Cuma	C.tesi	Paz
		1	2	3	4	5
6	7	8	9	10	11	12
13	14	15	16	17	18	19
20	21	22	23	24	25	26
27	28	29	30	31