Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 158 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 158 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Ey Ay Yüzlü Güzel
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: NAAT/KASİDE/ŞİİRLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Ey Ay Yüzlü Güzel
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sen gittin, hazan düştü bahçemize
Sen gittin, tarumar oldu her şey
Sen gittin, geriye
doyumsuz bir aşk bıraktın bize.
Sevgili!
önce kum deryalarına düştük sonra serâba
bugüne kadar umutlardı bizi ayakta tutan
sevdandı kimsesiz çöllerde yürekleri bir tutan,
yalnızlığa açılır bütün kapılar sensiz
sen yoksun diye, sicim sicim karanlık yeşerdi içimizde
dalga dalga hasretindi kalbimizde alevlenen
gönlümüze batan dikenler ne ki
büyüttüğümüz güller sadece sen kokmak içindi.
Sevgili
en haşin haliyle girdaba düştük
sensizliğe sürgün edildik ilkin
sonra mağara arkadaşın bırakıp gitti bizi
sonra kılıçların efendisi
ardından cennet gençlerinin efendileri
ve diğerleri birer birer bırakıp gittiler bizi
dilimiz lâl, âmâ kaldı gözlerimiz
sen olmasaydın kalpler sevmeyi öğrenebilir miydi!
ey, ihsanda nisan bulutunu geçen Sevgili.
örümcek, gözlerde hâlâ en kalın perdedir
sırların sırrı kisranın sarayında
ondört burcunun düştüğü yerdedir.
en büyük mucizen Kur’an’dı, sonra Sen’din
güneşi sağ eline, ayı da sol eline alsaydın
yine de çözülmezdi ebterlerin kalbindeki kir!
ey ay yüzlü güzel!
bütün kelamları yazan kalemin emriydi gidişin
oysa ne kadar çok beklemişti gelişini Hira
ne kadar da çok yolunu gözlemişti Râhip Bahira
bir tek Bilâl değil, cihan alışmıştı sana
hüzündü ardında biriktirdiğimiz
yokluğunun vadilerinde yuvarlanırken
yaralı kalbimizin fısıltısına
günâha battık ama konuşan gözlerimizin hıçkırığına
“tebessüm sadakadır” fermânınla
bir damla bengisu ver n’olur
n’olur nûrunu gönder yoksul umutlarımıza.
asırlardır yetimliğe açılır gözlerimiz
bir pazartesi ilk defa, aşk gibi aşk yaşamıştı dünya
ilk defa karşı karşıya gelince Bedir’de, baba ve oğul
çoğalmıştı dillerdeki keşkeler,
haberler uçuran bir güvercinin kanatları altında
eleverir bizi ahir zaman.
Sen gittin, hazan düştü bahçemize
Sen gittin, tarumar oldu her şey
Sen gittin, geriye doyumsuz bir aşk bıraktın bize.
hicretimiz var kervan kervan yurduna
bizi de coşkuyla karşılar mı Medineli kadınlar
kardeş kabul eder mi ensar bizi de
ondört asırdır takvimlerde kalınca bahar
adı Muhammed olmayan güller dövünür.
omuzlarımızda taşıyamadığımız en ağır yük
bestelenmemiş gidişindi, sevdandı
hasretindi her taşa desen desen nakşettiğimiz!
ey gecemizi gündüze çeviren sevgili
kardeşin “Yusuf’u görüp
ellerini kesen kadınlar
seni görselerdi kalplerini keserlerdi”
nisanı unuttu yokluğunda dünya
nisyan sardı bütün cihanı sen olmayınca
her hayat bir ırmaktır sana akan
yolu sana kavuşamayanın
daim zehirdir damarlarında dolaşan.
yüzünü göster ağustos gülü oluversin ateş, çöller vaha
sen olmayınca gökler bir damla rahmet indirir mi
hasretinden çatlamış dudaklarımıza!
Necâşi’nin Zeylâ’sından davet var yine!
gel ki nisanı nisan gibi, baharı bahar gibi
aşkı aşk gibi yaşalım bir daha!
müjdelediğin gibi altı asırdır
ezanlar hala dalgalanır Konstantin burçlarında.
heybemizde senin özlemin
dünya saltanatına bedel kaç insan
hizmetkarın olmayı istemişti.
şimdi bahtsız bir kıtada iz süreriz sana kavuşmak için
şimdi resimlerle tarifsiz uçurum kenarında dünya
gül iklimini çoktan yitirdik sevgili
hicran mevsimine düştük, masallarla büyütüldük
oysa adın anılınca susuyor bütün masallar
kırmızı kokuyor özlemin, gül kırmızısı
ne çok yakışırsınız birbirinize
Sen ve kırmızı!
Sen gittin, hazan düştü bahçemize
Sen gittin, tarumar oldu her şey
Sen gittin, geriye doyumsuz bir aşk bıraktın bize.
kirli yağmurlarla ıslanıyor dünya
güneş, ışığını suçlu indiriyor yeryüzüne
yokluğunda geceler kavuşur mu gündüze!
gel, yıldızlar dökülsün yollarına
müjdelesinler tek tek Muhammed Mustafa’yı
gel, yorgunluk çöreklendi yokluğunda omuzlarımıza
gel, gülü koparmadan sevmeyi öğret bize
seni yaşayınca gülistan oluyor dünya
seni yaşayınca gül kokuyor insan.
geldin! bin dört yüz seneler geçti
rüzgarlara kapıldık firakınla, izini kaybettik
sen sevmeyi, sevilmeyi öğretirken bize
anne karnında kurşun sesleriyle tanıştı bebekler
sen sevgi ekerken, biz ölüm, biz zulüm
biz sevgisizlik koklamaya başladık
ey Nebi! senin getirdiğin nurla yeniden dirileceğiz
düştüğümüz yerden, kaybolduğumuz yerden kalkacağız yeniden
ey gelişiyle karanlıkları aydınlığa çeviren sevgili!
bugün gibi, yine bir pazartesiydi gidişin
yüz yirmi beş bin değil şimdi milyonlar diyor ki ey Resûl:
"Allah'ın elçiliğini ifa ettin
vazifeni hakkıyla yerine getirdin
bize vasiyet ve nasihatte bulundun!"
"Şâhid ol yâ Rab! şâhid ol yâ Rab! şâhid ol yâ Rab!"
Sen gittin, tarumar oldu her şey
Sen gittin, geriye
doyumsuz bir aşk bıraktın bize.
Sevgili!
önce kum deryalarına düştük sonra serâba
bugüne kadar umutlardı bizi ayakta tutan
sevdandı kimsesiz çöllerde yürekleri bir tutan,
yalnızlığa açılır bütün kapılar sensiz
sen yoksun diye, sicim sicim karanlık yeşerdi içimizde
dalga dalga hasretindi kalbimizde alevlenen
gönlümüze batan dikenler ne ki
büyüttüğümüz güller sadece sen kokmak içindi.
Sevgili
en haşin haliyle girdaba düştük
sensizliğe sürgün edildik ilkin
sonra mağara arkadaşın bırakıp gitti bizi
sonra kılıçların efendisi
ardından cennet gençlerinin efendileri
ve diğerleri birer birer bırakıp gittiler bizi
dilimiz lâl, âmâ kaldı gözlerimiz
sen olmasaydın kalpler sevmeyi öğrenebilir miydi!
ey, ihsanda nisan bulutunu geçen Sevgili.
örümcek, gözlerde hâlâ en kalın perdedir
sırların sırrı kisranın sarayında
ondört burcunun düştüğü yerdedir.
en büyük mucizen Kur’an’dı, sonra Sen’din
güneşi sağ eline, ayı da sol eline alsaydın
yine de çözülmezdi ebterlerin kalbindeki kir!
ey ay yüzlü güzel!
bütün kelamları yazan kalemin emriydi gidişin
oysa ne kadar çok beklemişti gelişini Hira
ne kadar da çok yolunu gözlemişti Râhip Bahira
bir tek Bilâl değil, cihan alışmıştı sana
hüzündü ardında biriktirdiğimiz
yokluğunun vadilerinde yuvarlanırken
yaralı kalbimizin fısıltısına
günâha battık ama konuşan gözlerimizin hıçkırığına
“tebessüm sadakadır” fermânınla
bir damla bengisu ver n’olur
n’olur nûrunu gönder yoksul umutlarımıza.
asırlardır yetimliğe açılır gözlerimiz
bir pazartesi ilk defa, aşk gibi aşk yaşamıştı dünya
ilk defa karşı karşıya gelince Bedir’de, baba ve oğul
çoğalmıştı dillerdeki keşkeler,
haberler uçuran bir güvercinin kanatları altında
eleverir bizi ahir zaman.
Sen gittin, hazan düştü bahçemize
Sen gittin, tarumar oldu her şey
Sen gittin, geriye doyumsuz bir aşk bıraktın bize.
hicretimiz var kervan kervan yurduna
bizi de coşkuyla karşılar mı Medineli kadınlar
kardeş kabul eder mi ensar bizi de
ondört asırdır takvimlerde kalınca bahar
adı Muhammed olmayan güller dövünür.
omuzlarımızda taşıyamadığımız en ağır yük
bestelenmemiş gidişindi, sevdandı
hasretindi her taşa desen desen nakşettiğimiz!
ey gecemizi gündüze çeviren sevgili
kardeşin “Yusuf’u görüp
ellerini kesen kadınlar
seni görselerdi kalplerini keserlerdi”
nisanı unuttu yokluğunda dünya
nisyan sardı bütün cihanı sen olmayınca
her hayat bir ırmaktır sana akan
yolu sana kavuşamayanın
daim zehirdir damarlarında dolaşan.
yüzünü göster ağustos gülü oluversin ateş, çöller vaha
sen olmayınca gökler bir damla rahmet indirir mi
hasretinden çatlamış dudaklarımıza!
Necâşi’nin Zeylâ’sından davet var yine!
gel ki nisanı nisan gibi, baharı bahar gibi
aşkı aşk gibi yaşalım bir daha!
müjdelediğin gibi altı asırdır
ezanlar hala dalgalanır Konstantin burçlarında.
heybemizde senin özlemin
dünya saltanatına bedel kaç insan
hizmetkarın olmayı istemişti.
şimdi bahtsız bir kıtada iz süreriz sana kavuşmak için
şimdi resimlerle tarifsiz uçurum kenarında dünya
gül iklimini çoktan yitirdik sevgili
hicran mevsimine düştük, masallarla büyütüldük
oysa adın anılınca susuyor bütün masallar
kırmızı kokuyor özlemin, gül kırmızısı
ne çok yakışırsınız birbirinize
Sen ve kırmızı!
Sen gittin, hazan düştü bahçemize
Sen gittin, tarumar oldu her şey
Sen gittin, geriye doyumsuz bir aşk bıraktın bize.
kirli yağmurlarla ıslanıyor dünya
güneş, ışığını suçlu indiriyor yeryüzüne
yokluğunda geceler kavuşur mu gündüze!
gel, yıldızlar dökülsün yollarına
müjdelesinler tek tek Muhammed Mustafa’yı
gel, yorgunluk çöreklendi yokluğunda omuzlarımıza
gel, gülü koparmadan sevmeyi öğret bize
seni yaşayınca gülistan oluyor dünya
seni yaşayınca gül kokuyor insan.
geldin! bin dört yüz seneler geçti
rüzgarlara kapıldık firakınla, izini kaybettik
sen sevmeyi, sevilmeyi öğretirken bize
anne karnında kurşun sesleriyle tanıştı bebekler
sen sevgi ekerken, biz ölüm, biz zulüm
biz sevgisizlik koklamaya başladık
ey Nebi! senin getirdiğin nurla yeniden dirileceğiz
düştüğümüz yerden, kaybolduğumuz yerden kalkacağız yeniden
ey gelişiyle karanlıkları aydınlığa çeviren sevgili!
bugün gibi, yine bir pazartesiydi gidişin
yüz yirmi beş bin değil şimdi milyonlar diyor ki ey Resûl:
"Allah'ın elçiliğini ifa ettin
vazifeni hakkıyla yerine getirdin
bize vasiyet ve nasihatte bulundun!"
"Şâhid ol yâ Rab! şâhid ol yâ Rab! şâhid ol yâ Rab!"
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: NAAT/KASİDE/ŞİİRLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN