Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 140 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 140 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
SULTAN ABDÜLHAMİD'İ VE OSMANLILAR'I NİÇİN KÖTÜLEMİŞLER?..
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: TARİHİ ÇEVİR :._.·´¯) :: TARİHSEL ARAŞTIRMALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
SULTAN ABDÜLHAMİD'İ VE OSMANLILAR'I NİÇİN KÖTÜLEMİŞLER?..
SULTAN ABDÜLHAMİD'İ VE OSMANLILAR'I NİÇİN KÖTÜLEMİŞLER?..
(Mehmed HOCAOĞLU’nun Bir Hatırası)
Mehmed HOCAOĞLU Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler (İstanbul, 1976) kitabının yazarıdır. Aşağıdaki yazı Mehmet HOCAOĞLU’nun Abdülhamid Han ve Hatıraları; Belgeler isimli kitabının Giriş kısmından iktibastır (Türkiyat Matbaacılık, İstanbul, 1989).
Okul sıralarında iken, tarih kitapları ve hocalarımız Sultan Abdülhamid Han’ı Kızıl Sultan diye adlandırıp; aydınları denize attırdığını, sürgüne yolladığını, hür düşünceye izin vermediğini, memleketi casuslarla (hafiyeler) doldurduğunu, sarayında süt banyosu yaparak cariyeleriyle gün geçirdiğini, her şeyden korkan, evhamlı bir Padişah olduğunu anlatıp, yazdıkları halde, onun zamanını yaşamış yaşlılar bütün bunların tam tersini, II. Abdülhamid zamanının tam manasıyla altın devri olduğunu söylemişlerdi. Bize anlatılan ve yazılanların gerçeklere tamamıyla aykırı olduğunu da belirtmişlerdi. Demokrasi ve hür düşüncenin 1950′de başlaması üzerine tarihin üzerine indirilmiş bu ağır ve karanlık perde yavaş yavaş aralandı. Gerçekler birbiri arkasından gözükmeye başladı.
1955′de Türkiye Büyük Millet meclisinde, basın kanunu hakkında şiddetli tartışmalar yapılıyordu. Bir yaz günü Ankara’da Prof. Osman TURAN ile Özen Kıraathanesinde oturuyorduk. Bir masa ötede Hamdullah Suphi TANRIÖVER’in sesini duyan Osman TURAN, ona doğru bakınca bizi masasına çağırdı. Gittik. Şuradan buradan konuşulurken söz basın kanunu üzerindeki sert tartışmalara geldi. O sıralarda mahut gazetelerden birisi, kendi düşüncesine ters düştüğü halde, Sultan Abdülhamid Han lehinde tefrika yayınlıyordu. Söz buraya gelince Hamdullah Suphi TANRIÖVER’e :
– “Beyefendi! Sultan Abdülhamid birinci Osmanlı Mebusan Meclisini kapamamış olsaydı, şimdiye kadar demokraside bir hayli mesafe almış ve bugünkü sert tartışmalara da yer kalmamış olacaktı.” dedim.
Hamdullah Suphi TANRIÖVER büyük bir kızgınlıkla sandalyesinden kalkıp oturduktan sonra :
– “Sen ? Birinci Osmanlı Mebusan Meclisi’ni bilir misin?” dedi.
Yaşımın bunu bilmeme imkan vermediğini söyleyince :
– “Tarih kitaplarında resmini görmedin mi?”
– “Gördüm.”
– “Hani (Eliyle tarif ederek) lahana başlı hocalar ve yanlarında dal fesli (Sadece fes sarıksız demek) kişilerin resmini gördün mü?”
– “Evet, gördüm.”
– “İşte, o lahana başlı hocalar bu memleketin gerçek sahibinin temsilcisi idiler. Fakat bunlar medresenin yetiştirdiği, günün gidişinden, politikanın gerçek yüzünden, Hıristiyan mebusların kötü niyetlerinden habersizdiler. Dal fesliler de Rum, Ermeni, Yahudi, Arnavut, Durzi, Nasturi ve diğer milletlerin temsilcileri idiler. Bunlar Avrupa’da okumuş, politikanın bütün inceliklerini bilen; devleti içinden yıkmak isteyen hainlerdi. Bu şeytanlar o saf ve temiz hocaları çabucak kandırıp arkalarına kattılar. Memleket çıkarına ters düşen, devleti içinden çökertecek hareketlere giriştiler. Eğer Sultan Abdülhamid Birinci Mebusan Meclisini dağıtmamış olsaydı, İmparatorluk daha o günden dağılmış olacaktı. Buna göre sen ne dersin, İmparatorluk mu çökmeliydi, yoksa Mebusan Meclisi mi dağılmalıydı ?” dedi.
– “Şüphesiz meclisin dağılması daha iyidir.” dedim.
– “Öyle ise, Sultan Abdülhamid de senin dediğini yaptı. Meclis’i dağıtarak İmparatorluğu otuz üç sene daha yaşatmayı başardı.” dedi.
Hamdullah Suphi TANRIÖVER’in bu sözleri kafamı allak bullak etmiş, çocukluğumda yaşlı halkın söylediklerine hak kazandırmış oluyordu. İsyan edercesine :
– “Beyefendi! Öyle ise neden başında bulunduğunuz Maarif Vekilliği Sultan Abdülhamid’i bize kötü tanıttı ?”
Güldü. Derin nefes aldı. Eliyle havada bir çizgi yaptıktan sonra :
– “Bir inkılâp yapılmış, saltanat kaldırılmış, cumhuriyet ilan edilmişti. Politika gereği saltanat ve sultanları kötülemek lazımdı. Biz de öyle yaptık.” dedi.
(Mehmed HOCAOĞLU’nun Bir Hatırası)
Mehmed HOCAOĞLU Tarihte Ermeni Mezalimi ve Ermeniler (İstanbul, 1976) kitabının yazarıdır. Aşağıdaki yazı Mehmet HOCAOĞLU’nun Abdülhamid Han ve Hatıraları; Belgeler isimli kitabının Giriş kısmından iktibastır (Türkiyat Matbaacılık, İstanbul, 1989).
Okul sıralarında iken, tarih kitapları ve hocalarımız Sultan Abdülhamid Han’ı Kızıl Sultan diye adlandırıp; aydınları denize attırdığını, sürgüne yolladığını, hür düşünceye izin vermediğini, memleketi casuslarla (hafiyeler) doldurduğunu, sarayında süt banyosu yaparak cariyeleriyle gün geçirdiğini, her şeyden korkan, evhamlı bir Padişah olduğunu anlatıp, yazdıkları halde, onun zamanını yaşamış yaşlılar bütün bunların tam tersini, II. Abdülhamid zamanının tam manasıyla altın devri olduğunu söylemişlerdi. Bize anlatılan ve yazılanların gerçeklere tamamıyla aykırı olduğunu da belirtmişlerdi. Demokrasi ve hür düşüncenin 1950′de başlaması üzerine tarihin üzerine indirilmiş bu ağır ve karanlık perde yavaş yavaş aralandı. Gerçekler birbiri arkasından gözükmeye başladı.
1955′de Türkiye Büyük Millet meclisinde, basın kanunu hakkında şiddetli tartışmalar yapılıyordu. Bir yaz günü Ankara’da Prof. Osman TURAN ile Özen Kıraathanesinde oturuyorduk. Bir masa ötede Hamdullah Suphi TANRIÖVER’in sesini duyan Osman TURAN, ona doğru bakınca bizi masasına çağırdı. Gittik. Şuradan buradan konuşulurken söz basın kanunu üzerindeki sert tartışmalara geldi. O sıralarda mahut gazetelerden birisi, kendi düşüncesine ters düştüğü halde, Sultan Abdülhamid Han lehinde tefrika yayınlıyordu. Söz buraya gelince Hamdullah Suphi TANRIÖVER’e :
– “Beyefendi! Sultan Abdülhamid birinci Osmanlı Mebusan Meclisini kapamamış olsaydı, şimdiye kadar demokraside bir hayli mesafe almış ve bugünkü sert tartışmalara da yer kalmamış olacaktı.” dedim.
Hamdullah Suphi TANRIÖVER büyük bir kızgınlıkla sandalyesinden kalkıp oturduktan sonra :
– “Sen ? Birinci Osmanlı Mebusan Meclisi’ni bilir misin?” dedi.
Yaşımın bunu bilmeme imkan vermediğini söyleyince :
– “Tarih kitaplarında resmini görmedin mi?”
– “Gördüm.”
– “Hani (Eliyle tarif ederek) lahana başlı hocalar ve yanlarında dal fesli (Sadece fes sarıksız demek) kişilerin resmini gördün mü?”
– “Evet, gördüm.”
– “İşte, o lahana başlı hocalar bu memleketin gerçek sahibinin temsilcisi idiler. Fakat bunlar medresenin yetiştirdiği, günün gidişinden, politikanın gerçek yüzünden, Hıristiyan mebusların kötü niyetlerinden habersizdiler. Dal fesliler de Rum, Ermeni, Yahudi, Arnavut, Durzi, Nasturi ve diğer milletlerin temsilcileri idiler. Bunlar Avrupa’da okumuş, politikanın bütün inceliklerini bilen; devleti içinden yıkmak isteyen hainlerdi. Bu şeytanlar o saf ve temiz hocaları çabucak kandırıp arkalarına kattılar. Memleket çıkarına ters düşen, devleti içinden çökertecek hareketlere giriştiler. Eğer Sultan Abdülhamid Birinci Mebusan Meclisini dağıtmamış olsaydı, İmparatorluk daha o günden dağılmış olacaktı. Buna göre sen ne dersin, İmparatorluk mu çökmeliydi, yoksa Mebusan Meclisi mi dağılmalıydı ?” dedi.
– “Şüphesiz meclisin dağılması daha iyidir.” dedim.
– “Öyle ise, Sultan Abdülhamid de senin dediğini yaptı. Meclis’i dağıtarak İmparatorluğu otuz üç sene daha yaşatmayı başardı.” dedi.
Hamdullah Suphi TANRIÖVER’in bu sözleri kafamı allak bullak etmiş, çocukluğumda yaşlı halkın söylediklerine hak kazandırmış oluyordu. İsyan edercesine :
– “Beyefendi! Öyle ise neden başında bulunduğunuz Maarif Vekilliği Sultan Abdülhamid’i bize kötü tanıttı ?”
Güldü. Derin nefes aldı. Eliyle havada bir çizgi yaptıktan sonra :
– “Bir inkılâp yapılmış, saltanat kaldırılmış, cumhuriyet ilan edilmişti. Politika gereği saltanat ve sultanları kötülemek lazımdı. Biz de öyle yaptık.” dedi.
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: TARİHİ ÇEVİR :._.·´¯) :: TARİHSEL ARAŞTIRMALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN