Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 83 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 83 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ALLAH(C.C) Niçin Hesap Sorar?
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: ALLAH (CELLE CELALUH) :._.·´¯) :: ALLAH'IN (C.C) SIFATLARI
1 sayfadaki 1 sayfası
ALLAH(C.C) Niçin Hesap Sorar?
Kader ve kaza konusunda çoklarının sorduğu ve anlamakta zorlandığı soru şudur:
Her şey ALLAH'ın takdiri, dilemesi ve hükmüyle oluyorsa ve bunun dışına çıkmak mümkün değilse,
kendisine takdir edilen çizgide amel eden ve kötülük yapan bir kimseye ALLAH niçin hesap soruyor, ceza veriyor?
Cevap: Önce şunu belirtelim ki, ALLAHu Teala herkese değil,
sadece mükellef olan insanlara, ihtiyarî fiillerinden hesap soracaktır.
İhtiyarî fiil demek, yapıp yapmamakta serbest iken, yapmaya karar verilen fiil demektir.
İnsanın iradesi dışındaki yaptığı işlere "ızdırârî, zarurî, mecburî" fiiller denir.
Bu tür fiillere bir sevap veya günah yoktur.
Midemizin çalışması, kanımızın dolaşması, susuzluk, açlık, uyku gibi haller, irade dışı fiillerdir, mecburi işlerdir.
Mükellef olmak için şu dört şartın bir arada bulunması gerekir:
1-Akıl.
2-İrade,
3-Güç,
4-İlim.
Aklı olmayanlara veya aklı olup da temyiz çağına ulaşmayanlara hesap ve ceza yoktur.
Deliler ve çocuklar gibi. İradesini kullanamayan, irade hürriyyetine sahip olmayan kimse,
yaptıklarından mesul değildir. Uyuyan, unutan, doğru zannıyla yanlışlık yapan,
kesin ölüm tehdidi altında bulunan kimse gibi.
Emredilen şeyi yapmaya gücü olmayanlar mesul değildir.
Kimse yapamadığı, gücünün yetmediği bir amelle mükellef tutulmaz.
Emredilen ibadeti yapmaya vücudu müsait olmayan veya maddi imkanı bulunmayan kimse gibi.
Kendisine ilahi davet ve ilim gelmeyen kimseler mesul değildir.
Neyin haram, neyin helal olduğunu,
ALLAH'a nasıl iman edeceğini ve kulluk yapacağını bilmeyen,
kendisine bunları öğreten bir Peygamber gelmeyen veya o peygamberle gelen davet kendisine ulaşmayan kimseler de mesul değildir.
Şu halde, mesuliyet delile, sebebe ve şartlara bağlıdır. Kimde duyduklarını anlayacak bir akıl, anladıklarını ayırdedip
aralarında tercih yapabilecek bir hür irade,
tercih ettiği şeyleri yapabilecek bir kuvvet mevcutsa ve bir de kendisine neyi nasıl yapacağına dair
ALLAH'tan bir ilim gelmişse o kimse mesuldür; işlediği hayırlar için sevap vardır;
tevbe etmediği veya ALLAH'ın affetmediği kötülükleri için azap vardır.
Çünkü kendisinde bütün mükellefiyet şartları toplanmış, itirazı ortadan kaldıracak deliller önüne konmuştur.
Artık mesuldür. Bu kimsenin kaderini bilmesi lazım ve şart değildir; çünkü o, kendisinden saklanan kaderden değil,
kendisine bildirilen emirlerden sorumludur. Kaderi bilmek değil, ona iman etmek farzdır.
İmam Ahmed b. Hanbel (rah): "Kader, ALLAH'ın kudretidir.
" (Edib, Keylani, Avnü'l-Mürid, II, 605.)sözüyle bu müşkili çözmüştür.
Her mü'min "ALLAHu Teala'nın her şeye gücü yeter, O'nun ilmi ve kudreti sonsuzdur, sınırsızdır." diyerek kaderin ilmini,
kazanın hikmetini Yüce Rabbine havale etmelidir.
Hz. Ömer b. Abdulaziz'in (rah) belirttiği gibi, bizler sadece bize öğretilen ilahi emirlere uyup,
yasaklanan şeylerden kaçınmakla mükellefiz.
Üzerimizde cereyan eden kadere iman başkadır,
yaptığımız işlere rıza göstermek başkadır. Yaptığımız işlerden ALLAH razı değilse biz de razı olmayacağız.
ALLAHu Teala, bize: "Bu halinizi değiştirin, bundan vazgeçin" diye emrediyorsa,
biz de onu değiştirme yollarına başvuracağız.
Çünkü bu ilahi emirler bizden mümkün olan bir şeyi istemektedir.
Kötülüklere bulaşan bir insanın, aynı zamanda iyilikleri yapma kabiliyeti ve imkanı da mevcuttur.
Eğer güneş, ay, ağaç ve hayvanlar gibi, tercih hakkımız, değişme imkanımız olmasa idi bize böyle bir emir verilmezdi.
Nitekim, çocuk iken yaptıklarımızdan sorumlu değiliz.
Alıntıdır
selam ve dua ile kalınız... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Her şey ALLAH'ın takdiri, dilemesi ve hükmüyle oluyorsa ve bunun dışına çıkmak mümkün değilse,
kendisine takdir edilen çizgide amel eden ve kötülük yapan bir kimseye ALLAH niçin hesap soruyor, ceza veriyor?
Cevap: Önce şunu belirtelim ki, ALLAHu Teala herkese değil,
sadece mükellef olan insanlara, ihtiyarî fiillerinden hesap soracaktır.
İhtiyarî fiil demek, yapıp yapmamakta serbest iken, yapmaya karar verilen fiil demektir.
İnsanın iradesi dışındaki yaptığı işlere "ızdırârî, zarurî, mecburî" fiiller denir.
Bu tür fiillere bir sevap veya günah yoktur.
Midemizin çalışması, kanımızın dolaşması, susuzluk, açlık, uyku gibi haller, irade dışı fiillerdir, mecburi işlerdir.
Mükellef olmak için şu dört şartın bir arada bulunması gerekir:
1-Akıl.
2-İrade,
3-Güç,
4-İlim.
Aklı olmayanlara veya aklı olup da temyiz çağına ulaşmayanlara hesap ve ceza yoktur.
Deliler ve çocuklar gibi. İradesini kullanamayan, irade hürriyyetine sahip olmayan kimse,
yaptıklarından mesul değildir. Uyuyan, unutan, doğru zannıyla yanlışlık yapan,
kesin ölüm tehdidi altında bulunan kimse gibi.
Emredilen şeyi yapmaya gücü olmayanlar mesul değildir.
Kimse yapamadığı, gücünün yetmediği bir amelle mükellef tutulmaz.
Emredilen ibadeti yapmaya vücudu müsait olmayan veya maddi imkanı bulunmayan kimse gibi.
Kendisine ilahi davet ve ilim gelmeyen kimseler mesul değildir.
Neyin haram, neyin helal olduğunu,
ALLAH'a nasıl iman edeceğini ve kulluk yapacağını bilmeyen,
kendisine bunları öğreten bir Peygamber gelmeyen veya o peygamberle gelen davet kendisine ulaşmayan kimseler de mesul değildir.
Şu halde, mesuliyet delile, sebebe ve şartlara bağlıdır. Kimde duyduklarını anlayacak bir akıl, anladıklarını ayırdedip
aralarında tercih yapabilecek bir hür irade,
tercih ettiği şeyleri yapabilecek bir kuvvet mevcutsa ve bir de kendisine neyi nasıl yapacağına dair
ALLAH'tan bir ilim gelmişse o kimse mesuldür; işlediği hayırlar için sevap vardır;
tevbe etmediği veya ALLAH'ın affetmediği kötülükleri için azap vardır.
Çünkü kendisinde bütün mükellefiyet şartları toplanmış, itirazı ortadan kaldıracak deliller önüne konmuştur.
Artık mesuldür. Bu kimsenin kaderini bilmesi lazım ve şart değildir; çünkü o, kendisinden saklanan kaderden değil,
kendisine bildirilen emirlerden sorumludur. Kaderi bilmek değil, ona iman etmek farzdır.
İmam Ahmed b. Hanbel (rah): "Kader, ALLAH'ın kudretidir.
" (Edib, Keylani, Avnü'l-Mürid, II, 605.)sözüyle bu müşkili çözmüştür.
Her mü'min "ALLAHu Teala'nın her şeye gücü yeter, O'nun ilmi ve kudreti sonsuzdur, sınırsızdır." diyerek kaderin ilmini,
kazanın hikmetini Yüce Rabbine havale etmelidir.
Hz. Ömer b. Abdulaziz'in (rah) belirttiği gibi, bizler sadece bize öğretilen ilahi emirlere uyup,
yasaklanan şeylerden kaçınmakla mükellefiz.
Üzerimizde cereyan eden kadere iman başkadır,
yaptığımız işlere rıza göstermek başkadır. Yaptığımız işlerden ALLAH razı değilse biz de razı olmayacağız.
ALLAHu Teala, bize: "Bu halinizi değiştirin, bundan vazgeçin" diye emrediyorsa,
biz de onu değiştirme yollarına başvuracağız.
Çünkü bu ilahi emirler bizden mümkün olan bir şeyi istemektedir.
Kötülüklere bulaşan bir insanın, aynı zamanda iyilikleri yapma kabiliyeti ve imkanı da mevcuttur.
Eğer güneş, ay, ağaç ve hayvanlar gibi, tercih hakkımız, değişme imkanımız olmasa idi bize böyle bir emir verilmezdi.
Nitekim, çocuk iken yaptıklarımızdan sorumlu değiliz.
Alıntıdır
selam ve dua ile kalınız... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
*GüLer*- VEFALI ÜYEMİZ
Similar topics
» NiÇiN TaNRı DeĞiLDe ALLAH-Allah'a neden Tanrı denmez?
» DİRİLİŞ VE HESAP VERME
» Sözü Allah’ın yolunu göstermeyen, hâli Allah’a ulaştırmayan kimse ile arkadaşlık etme!
» DİRİLİŞ VE HESAP VERME
» Sözü Allah’ın yolunu göstermeyen, hâli Allah’a ulaştırmayan kimse ile arkadaşlık etme!
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: ALLAH (CELLE CELALUH) :._.·´¯) :: ALLAH'IN (C.C) SIFATLARI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN