Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 11 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 11 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
İstişare eden asla kaybetmez
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: SOHBET-İ CANAN
1 sayfadaki 1 sayfası
İstişare eden asla kaybetmez
Hakiki mü'min, Allah'ın rahmet ve inayeti sayesinde her türlü zorluğun altından kalkabileceğine inanmakla beraber fıtrat itibarıyla diğer insanlara muhtaç olduğunu ve insanî yanlarının ancak çevresinin desteğiyle ortaya çıkacağını daha baştan kabul eder ve hiçbir zaman, hiçbir açıdan kendisini yeterli görmez.
O, bir iş ya da makam teklif edildiğinde hemen ileri atılmaz, o yere kendisinden daha ehil kimselerin olup olmadığına bakar ve şayet böyle birini görürse bir adım geriye çekilip onu işaret eder. Bulunduğu konumun hakkını verdiğine hiç inanmaz; sürekli daha verimli olabilmenin yollarını araştırır. Mevcut bilgi birikimiyle yetinmez; okuyup öğrenmeyi mezara kadar sürecek olan bir vazife bilir ve yeni marifet ufuklarına ulaşma gayretinden asla dûr olmaz. Özellikle de, Allah'a yaklaşma mevzuunda durumunu katiyen yeterli saymaz, kurb (yakınlık) adına kat'ettiği mesafeleri kâfi görmez ve her zaman dergâh-ı ilâhîye daha yakın olma cehdinde bulunur. Evet, mü'min kendini yeterli görmeyen ve "Hel min mezîd - Daha yok mu?" deyip her meselede daha iyiyi, daha güzeli arayan bir kuldur.
Kendisini çevresinden müstağnî gören, "Ben kendime yeterim; benim kimseye ihtiyacım yok!" diyen bir insan boşlukta yürüyor demektir. Halkın onun hakkında takdir ettiği izâfî bir karizmaya takılıp kendine bambaşka bir pâye biçen, kimsenin fikrine ihtiyaç hissetmeyen ve kendi kendine kararlar vererek asıp kesen biri faziletsizin ta kendisidir. İş ve plânlarında kendi fikirleriyle yetinen ve hatta onları zorla diğer insanlara da kabul ettirmeye çalışan böyle kimseler, önemli bir dinamizmi elden kaçırdıkları gibi, çevrelerinden de sürekli nefret ve istiskal görürler; dahası onlar, üst üste fiyaskolar yaşayıp her meselede kaybetmeye mahkûmdurlar.
En akıllı insan, başkalarının düşüncelerine en çok saygılı olan, onlardan en çok yararlanan ve herhangi bir konuda doğruya ulaşmak için mutlaka bir başkasının görüşüne de başvuran insandır. Aslında, bugüne kadar bu hususu görmezlikten gelen veya göz ardı eden hiçbir toplum iflah olmamıştır. Zaten Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de ümmetin kurtuluşunu ve geleceğe yürümesini, "İstişarede bulunan asla kaybetmez." sözüyle meşverete (fikir alış-verişine) bağlamıştır. Ayrıca, akıl ve zekâ yönüyle insanların en mükemmeli olan ve aslında başkasına danışmaya ihtiyacı bulunmayan Resûl-i Ekrem (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) Efendimiz, hayatını vahyin aydınlığında sürdürüyor olmasına rağmen, meşveretle memur olduğunu her vesileyle ortaya koymuş ve her meseleyi istişareye sunmuştur. Demek ki, herhangi bir müessesenin başındaki insan, Allah tarafından müeyyed olup sürekli ilhamla beslense de, yine istişâre etme mecburiyetindedir.
Yatakta değil, koşarken ölen bahtiyarlar
Evet, kendini yeterli görmeyen bir mü'min, Allah'ın bahşettiği imkanları yine O'nun yolunda kullanıp ebedîleştirmek için gecesi-gündüzüyle hayatının her anını en iyi şekilde değerlendirmeye çalışır... Rıza-yi ilahî için koştururken bazen evinin yolunu unutur; kimi zaman çocuklarının simasını zor hatırlayacak hale gelir.. gelir ve sürekli salih bir amel peşinde koşar. Benim hayallerimi süsleyen Kur'an talebesi de hizmete giderken solukları tükenen, koşarken kalbi duran ve yatakta değil yolda ölen bahtiyardır. Böyle birinin vefat haberini duysam, gözlerim dolar, hicranla gözyaşı dökerim onun ardından; fakat, aynı zamanda o gözyaşları benim takdir hislerimin de ifadesi olur. Çünkü, hakikî Kur'an talebesi, kalbinin durduğunun farkına varamayacak şekilde bir küheylan gibi koşan ve kendini adadığı dava uğrunda bir vazifeye giderken yolda son nefesini veren insandır.
İşte, böyle bahtiyar bir ruh, yapıp ettikleriyle asla yetinmez; o güne kadarki koşuşunu, hareketlerini, yaptığı işleri ve vesile olduğu onca güzellikleri kâfi saymaz. Allah'ın bahşettiği imkanları tam olarak değerlendirememiş olmanın endişelerini taşır. Yaptıklarını unutup yapabileceklerine yönelir ve "Daha yok mu?" deyip yeni vazifelerin altına girmeye âmâde bulunur. Samimiyet ve faziletin remzi böyle bir insan, ne kabiliyetleriyle, ne aklıyla, ne mantığıyla, ne ortaya koyduğu eserleriyle ve ne fütühatlarıyla... kendisini asla yeterli görmez.
Şunu da unutmamak lazımdır ki, iradenin mevcudiyetini kabul etmek, onun hakkını verme azmi, cehdi ve gayreti içinde bulunmak ve Allah'ın verdiği o temayülü sonuna kadar kullanmak başka bir meseledir; insanın kendine güvenmesi, kendini her şeye yeterli görmesi ve Allah'a ait bir vasıfla kendisini vasfetmesi daha başka bir meseledir.
Hakiki mü'min, bir yandan, Cenâb-ı Hakk'ın verdiği iradeyi en iyi şekilde kullanır; diğer taraftan da, "Allah'ım beni göz açıp kapayıncaya kadar bile nefsimle baş başa bırakma" der. Nefsine değil, Cenâb-ı Hakk'a güvenir. Nefsini ve nefsânî duygularını en azılı düşman sayar; en güzel vekil, yegâne dost ve yardımcı olarak ise yalnızca Allah'ı bilir. Onun güven ve itimâdı sadece Allah'adır.
Gerçekten inanan insan, "Rabbenâ aleyke tevekkelnâ ve ileyke enebnâ ve ileyke'l-masîr" der; "Ey Yüce Rabb'imiz! Yalnız Sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız." (Mümtehine, 60/4) hakikatini seslendirir; -hâşâ- tavır ve davranışlarıyla da olsa, "Aleyye tevekkeltü ve aleyye enebtü..." deme ve "Kendi kendime güvenip dayandım, zâtî güç ve kuvvetime yöneldim!..." şeklinde Firavunca bir iddiada bulunma gaflet ve dalaletine düşmez. Çünkü, böyle bir iddia ve kendini yeterli görme, bir yönüyle Allah'a karşı muarazanın ifadesidir.
ÖZETLE
1- En akıllı insan, başkalarının düşüncelerine en çok saygılı olan, onlardan en çok yararlanan ve herhangi bir konuda doğruya ulaşmak için mutlaka bir başkasının görüşüne de başvuran insandır.
2- Hakiki mü'min, hem Cenâb-ı Hakk'ın verdiği iradeyi en iyi şekilde kullanır; hem de "Allah'ım beni göz açıp kapayıncaya kadar bile nefsimle baş başa bırakma" der. Nefsine değil, Cenâb-ı Hakk'a güvenir.
3- Hayallerimi süsleyen Kur'an talebesi, hizmete giderken solukları tükenen, koşarken kalbi duran ve yatakta değil yolda ölen bahtiyardır. Böyle birinin vefat haberini duysam, gözlerim dolar, hicranla gözyaşı dökerim.
Fethullah GÜLEN
Zaman
O, bir iş ya da makam teklif edildiğinde hemen ileri atılmaz, o yere kendisinden daha ehil kimselerin olup olmadığına bakar ve şayet böyle birini görürse bir adım geriye çekilip onu işaret eder. Bulunduğu konumun hakkını verdiğine hiç inanmaz; sürekli daha verimli olabilmenin yollarını araştırır. Mevcut bilgi birikimiyle yetinmez; okuyup öğrenmeyi mezara kadar sürecek olan bir vazife bilir ve yeni marifet ufuklarına ulaşma gayretinden asla dûr olmaz. Özellikle de, Allah'a yaklaşma mevzuunda durumunu katiyen yeterli saymaz, kurb (yakınlık) adına kat'ettiği mesafeleri kâfi görmez ve her zaman dergâh-ı ilâhîye daha yakın olma cehdinde bulunur. Evet, mü'min kendini yeterli görmeyen ve "Hel min mezîd - Daha yok mu?" deyip her meselede daha iyiyi, daha güzeli arayan bir kuldur.
Kendisini çevresinden müstağnî gören, "Ben kendime yeterim; benim kimseye ihtiyacım yok!" diyen bir insan boşlukta yürüyor demektir. Halkın onun hakkında takdir ettiği izâfî bir karizmaya takılıp kendine bambaşka bir pâye biçen, kimsenin fikrine ihtiyaç hissetmeyen ve kendi kendine kararlar vererek asıp kesen biri faziletsizin ta kendisidir. İş ve plânlarında kendi fikirleriyle yetinen ve hatta onları zorla diğer insanlara da kabul ettirmeye çalışan böyle kimseler, önemli bir dinamizmi elden kaçırdıkları gibi, çevrelerinden de sürekli nefret ve istiskal görürler; dahası onlar, üst üste fiyaskolar yaşayıp her meselede kaybetmeye mahkûmdurlar.
En akıllı insan, başkalarının düşüncelerine en çok saygılı olan, onlardan en çok yararlanan ve herhangi bir konuda doğruya ulaşmak için mutlaka bir başkasının görüşüne de başvuran insandır. Aslında, bugüne kadar bu hususu görmezlikten gelen veya göz ardı eden hiçbir toplum iflah olmamıştır. Zaten Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) de ümmetin kurtuluşunu ve geleceğe yürümesini, "İstişarede bulunan asla kaybetmez." sözüyle meşverete (fikir alış-verişine) bağlamıştır. Ayrıca, akıl ve zekâ yönüyle insanların en mükemmeli olan ve aslında başkasına danışmaya ihtiyacı bulunmayan Resûl-i Ekrem (aleyhi ekmelü't-tehâyâ) Efendimiz, hayatını vahyin aydınlığında sürdürüyor olmasına rağmen, meşveretle memur olduğunu her vesileyle ortaya koymuş ve her meseleyi istişareye sunmuştur. Demek ki, herhangi bir müessesenin başındaki insan, Allah tarafından müeyyed olup sürekli ilhamla beslense de, yine istişâre etme mecburiyetindedir.
Yatakta değil, koşarken ölen bahtiyarlar
Evet, kendini yeterli görmeyen bir mü'min, Allah'ın bahşettiği imkanları yine O'nun yolunda kullanıp ebedîleştirmek için gecesi-gündüzüyle hayatının her anını en iyi şekilde değerlendirmeye çalışır... Rıza-yi ilahî için koştururken bazen evinin yolunu unutur; kimi zaman çocuklarının simasını zor hatırlayacak hale gelir.. gelir ve sürekli salih bir amel peşinde koşar. Benim hayallerimi süsleyen Kur'an talebesi de hizmete giderken solukları tükenen, koşarken kalbi duran ve yatakta değil yolda ölen bahtiyardır. Böyle birinin vefat haberini duysam, gözlerim dolar, hicranla gözyaşı dökerim onun ardından; fakat, aynı zamanda o gözyaşları benim takdir hislerimin de ifadesi olur. Çünkü, hakikî Kur'an talebesi, kalbinin durduğunun farkına varamayacak şekilde bir küheylan gibi koşan ve kendini adadığı dava uğrunda bir vazifeye giderken yolda son nefesini veren insandır.
İşte, böyle bahtiyar bir ruh, yapıp ettikleriyle asla yetinmez; o güne kadarki koşuşunu, hareketlerini, yaptığı işleri ve vesile olduğu onca güzellikleri kâfi saymaz. Allah'ın bahşettiği imkanları tam olarak değerlendirememiş olmanın endişelerini taşır. Yaptıklarını unutup yapabileceklerine yönelir ve "Daha yok mu?" deyip yeni vazifelerin altına girmeye âmâde bulunur. Samimiyet ve faziletin remzi böyle bir insan, ne kabiliyetleriyle, ne aklıyla, ne mantığıyla, ne ortaya koyduğu eserleriyle ve ne fütühatlarıyla... kendisini asla yeterli görmez.
Şunu da unutmamak lazımdır ki, iradenin mevcudiyetini kabul etmek, onun hakkını verme azmi, cehdi ve gayreti içinde bulunmak ve Allah'ın verdiği o temayülü sonuna kadar kullanmak başka bir meseledir; insanın kendine güvenmesi, kendini her şeye yeterli görmesi ve Allah'a ait bir vasıfla kendisini vasfetmesi daha başka bir meseledir.
Hakiki mü'min, bir yandan, Cenâb-ı Hakk'ın verdiği iradeyi en iyi şekilde kullanır; diğer taraftan da, "Allah'ım beni göz açıp kapayıncaya kadar bile nefsimle baş başa bırakma" der. Nefsine değil, Cenâb-ı Hakk'a güvenir. Nefsini ve nefsânî duygularını en azılı düşman sayar; en güzel vekil, yegâne dost ve yardımcı olarak ise yalnızca Allah'ı bilir. Onun güven ve itimâdı sadece Allah'adır.
Gerçekten inanan insan, "Rabbenâ aleyke tevekkelnâ ve ileyke enebnâ ve ileyke'l-masîr" der; "Ey Yüce Rabb'imiz! Yalnız Sana güvenip dayandık, Sana yöneldik ve sonunda da Senin huzuruna varacağız." (Mümtehine, 60/4) hakikatini seslendirir; -hâşâ- tavır ve davranışlarıyla da olsa, "Aleyye tevekkeltü ve aleyye enebtü..." deme ve "Kendi kendime güvenip dayandım, zâtî güç ve kuvvetime yöneldim!..." şeklinde Firavunca bir iddiada bulunma gaflet ve dalaletine düşmez. Çünkü, böyle bir iddia ve kendini yeterli görme, bir yönüyle Allah'a karşı muarazanın ifadesidir.
ÖZETLE
1- En akıllı insan, başkalarının düşüncelerine en çok saygılı olan, onlardan en çok yararlanan ve herhangi bir konuda doğruya ulaşmak için mutlaka bir başkasının görüşüne de başvuran insandır.
2- Hakiki mü'min, hem Cenâb-ı Hakk'ın verdiği iradeyi en iyi şekilde kullanır; hem de "Allah'ım beni göz açıp kapayıncaya kadar bile nefsimle baş başa bırakma" der. Nefsine değil, Cenâb-ı Hakk'a güvenir.
3- Hayallerimi süsleyen Kur'an talebesi, hizmete giderken solukları tükenen, koşarken kalbi duran ve yatakta değil yolda ölen bahtiyardır. Böyle birinin vefat haberini duysam, gözlerim dolar, hicranla gözyaşı dökerim.
Fethullah GÜLEN
Zaman
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Similar topics
» İstişare Eden Pişman Olmaz
» Başkalarını affedin ama nefsinizi asla!
» Nefsin Zincirlerini Kıramayan Asla Özgür Olamaz.
» Başkalarını affedin ama nefsinizi asla!
» Nefsin Zincirlerini Kıramayan Asla Özgür Olamaz.
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: SOHBET-İ CANAN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN