Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 16 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 16 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Namaz Hırsızı...
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: KISSADAN HİSSE
1 sayfadaki 1 sayfası
Namaz Hırsızı...
Namaz Hırsızı
Hayrola Süleyman abi?
- Namaz kılacağım ya!
- Ne namazı abi akşam oldu.
- Bizimkisi esnaf namazı… son anda yetişiriz.
- Abi dedi Osman gülümseyerek. Gel sana bir hikaye anlatayım.
- Ama…
- Konuyla alakalı… Teşbihte hata olmasın; zamanın birinde senin gibi namazını hep son ana bırakan bir adam ölünce zebaniler onu cehennem çukurlarının birine atacakken o hep “Hani amellerim: Namazım orucum…” der çırpınıp dururmuş. Tam uçurumun kenarından düştüğü anda bir el onu yakalayıvermiş. Güçlükle yukarı çekmiş. İhtiyar ve zayıf birini görünce adam sormuş:
-Sen de kimsin?
-Üzülme demiş ihtiyar adam. Ben senin namazınım. Dünyadayken beni hep son ana ertelerdin; ben de ancak son anda imdadına gelebildim.
- Fakat sonunda kurtulmuş değil mi?
- Doğru; fakat yaşadığı bir kabustan sonra…
- Neyse vakit çıkmadan ben yetişeyim.
Arkasından bakakaldı komşusuna. Sonra kendi kendine mırıldandı “Esnaf namazı ha!”
Ertesi gün cumaydı. Osman namaz çıkışı Süleyman’la iş yerine doğru giderken konuşuyorlardı.
- Doğrusu Süleyman abi böylesi bir hırsızlık hepimizde var.
- Hutbede söyleneni mi kast ediyorsun?
- Evet evet imamın söylediklerini…
- Eh! Ne yapalım arkadaş. Hepimizin işi gücü var. Dalıyor zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Son anda namaz aklımıza geliyor. Hemen aceleyle kılıp dükkâna koşuyoruz. Böylece namazı gereği gibi kılamıyoruz…
- Kılmayınca da namazdan hırsızlık ediyoruz. Yani Allah'a ayıracağımız zamandan işimiz için vakit çalıyoruz.
- Öyle bişey!...
- Peki öyle mi olmalı abi?
- Tabi ki değil. Erkanlarına riayet etmek gerek. Gel gör ki olmuyor işte…
- Ama iyiliğimiz için olmalı…
- Doğru; inşallah olur ya!...
İş yerine doğru yaklaşırken komşu esnafların da birer ikişer namazdan döndüklerini gördüler.
Burası toptan gıda satışının yapıldığı bir iş hanıydı. Esnaf birbirinin yüzüne gülerken arkadan yapmadığı dedikoduyu bırakmıyordu. Haset kin gıybet sıradanlaşmıştı. Adeta şeytan cirit atıyordu bu çarşıda. Dürüst olmama verilen sözü tutmama yalan söyleme bir erdem sayılıyordu bu pazarda. İyi esnaf bu vasıflara sahip olandı. Aksi olursa ticaretten anlamayan damgası yerdi.
O gün Süleyman yoğun bir mesai harcamıştı. Çok yorgun bir o kadar da dalgındı. Aklı hesaplardaydı. Hanın mescidine doğru giderken vakit iyice daralmıştı. Kapıda Osman’ı gördü. Gülümsüyordu. Bu defa Osman’a takılmadan mescide girdi. Kıbleye yönelince “Allah'u Ekber” deyip ellerini bağladı.
Biraz sonra aklına son yaptığı hesap geldi: “Galiba çarpma işlemini yanlış yaptım” diye düşündü. “Doğru ya çuval büyüktü; ben küçük olanın kilosunu yazdım. Hay Allah! Neyse düzeltirim.”
“Yahu ne yapıyorum ben. Namazda böyle şeyler… Estağfurullah… İyi ama kaçıncı rekâttayım. Bir miydi yoksa iki mi… Allah’u Ekber…”
Alnını secdeye koyarken kendisine biraz daha çeki düzen vermeyi kararlaştırmıştı Süleyman. Gözleri yorgunluktan kapanır gibi olduğunda doğrulup teşehhüdü okudu ve selamını verdi. Aceleyle duasını bir çırpıda yapıverdi. Sözlerinin yarısı ise ayakta söylenmiş; elleri mescitten çıkarken yüzüne sürülmüştü.
Mescitten çıktığı anda bir tuhaflık hissetti. Han polis kaynıyordu. Birini arıyorlardı. Komşu bir esnafla göz göze gelince fısıltıyla şunları duydu:
- Seni arıyorlar Süleyman. Çabuk kaç!
Şok olmuştu Süleyman.
- Beni mi? Neden ola ki?
Henüz sözü ağzındayken kendisinin işaret edildiğini gördü. Gayri ihtiyari kaçmaya yeltendi. Uzaktan kendisini gören polis memuru bağırıyordu.
- Dur! Kaçma!
Hızla koridorun sonuna doğru koştu. Arkasından diğer polisler de koşuyordu. Merdivenlerden ikinci kata yönelen Süleyman nefes nefeseydi. Herkes durmuş bu kovalamacayı izliyordu. Süleyman’ın ise önünden geçtiği komşularının aralarındaki konuşmalarıyla şaşkınlığı daha bir artıyordu.
- Hırsızlık yapmış!
- Nasıl olur?
- Bilmem polis öyle diyor.
- Allah Allah!
Bir an koşmak istemedi. Hem neden kaçıyordu ki? Fakat ayakları Süleyman’ı dinlemiyor habire koşuyordu. Üst katlara doğru merdivenlere yönelince arkasından bir el ensesinden yakalayıverdi.
- İşte buraya kadar dedi polis.
Diğerleri de yetişince Süleyman kelepçelendi.
- Bırakın beni? Nereye götürüyorsunuz?
- Derdini hâkime anlatırsın.
- Ne yaptım ben; bırakın…
- Yürü hadi zorluk çıkarma bize.
Elleri kelepçeli bir vaziyette bir müddet sonra hâkimin karşısına çıkarılan Süleyman hala şoktaydı.
- Neden neden suçlanıyorum? diye sordu hakime tepkisel bir şekilde.
- Bilmiyor musun?
- Hayır bilmiyorum.
- Hırsızlık yapıyormuşsun?
- Yalan vallahi de yalan billahi de yalan. Tüm komşular beni tanır. Öyle bir şey yapmam. İftiradır bu.
- Hem de günde beş defa…
- Ne günde beş defa mı? Ama ben…
Hâkim gözlerini Süleyman’a dikti ve tane tane konuştu.
- Sen bir namaz hırsızısın… Ceza olarak sol elin kesilecek…
- Olamaz olamaaaaaz…
Birden sıçradı yerinden. Etrafına baktı. Mescitteydi. Alnı secdeden doğrulmuştu. Anlaşılan günün yorgunluğuyla secdeye giderken uyuyakalmış rüya görmüştü…
M.Ali Gönül
- Namaz kılacağım ya!
- Ne namazı abi akşam oldu.
- Bizimkisi esnaf namazı… son anda yetişiriz.
- Abi dedi Osman gülümseyerek. Gel sana bir hikaye anlatayım.
- Ama…
- Konuyla alakalı… Teşbihte hata olmasın; zamanın birinde senin gibi namazını hep son ana bırakan bir adam ölünce zebaniler onu cehennem çukurlarının birine atacakken o hep “Hani amellerim: Namazım orucum…” der çırpınıp dururmuş. Tam uçurumun kenarından düştüğü anda bir el onu yakalayıvermiş. Güçlükle yukarı çekmiş. İhtiyar ve zayıf birini görünce adam sormuş:
-Sen de kimsin?
-Üzülme demiş ihtiyar adam. Ben senin namazınım. Dünyadayken beni hep son ana ertelerdin; ben de ancak son anda imdadına gelebildim.
- Fakat sonunda kurtulmuş değil mi?
- Doğru; fakat yaşadığı bir kabustan sonra…
- Neyse vakit çıkmadan ben yetişeyim.
Arkasından bakakaldı komşusuna. Sonra kendi kendine mırıldandı “Esnaf namazı ha!”
Ertesi gün cumaydı. Osman namaz çıkışı Süleyman’la iş yerine doğru giderken konuşuyorlardı.
- Doğrusu Süleyman abi böylesi bir hırsızlık hepimizde var.
- Hutbede söyleneni mi kast ediyorsun?
- Evet evet imamın söylediklerini…
- Eh! Ne yapalım arkadaş. Hepimizin işi gücü var. Dalıyor zamanın nasıl geçtiğini anlamıyoruz. Son anda namaz aklımıza geliyor. Hemen aceleyle kılıp dükkâna koşuyoruz. Böylece namazı gereği gibi kılamıyoruz…
- Kılmayınca da namazdan hırsızlık ediyoruz. Yani Allah'a ayıracağımız zamandan işimiz için vakit çalıyoruz.
- Öyle bişey!...
- Peki öyle mi olmalı abi?
- Tabi ki değil. Erkanlarına riayet etmek gerek. Gel gör ki olmuyor işte…
- Ama iyiliğimiz için olmalı…
- Doğru; inşallah olur ya!...
İş yerine doğru yaklaşırken komşu esnafların da birer ikişer namazdan döndüklerini gördüler.
Burası toptan gıda satışının yapıldığı bir iş hanıydı. Esnaf birbirinin yüzüne gülerken arkadan yapmadığı dedikoduyu bırakmıyordu. Haset kin gıybet sıradanlaşmıştı. Adeta şeytan cirit atıyordu bu çarşıda. Dürüst olmama verilen sözü tutmama yalan söyleme bir erdem sayılıyordu bu pazarda. İyi esnaf bu vasıflara sahip olandı. Aksi olursa ticaretten anlamayan damgası yerdi.
O gün Süleyman yoğun bir mesai harcamıştı. Çok yorgun bir o kadar da dalgındı. Aklı hesaplardaydı. Hanın mescidine doğru giderken vakit iyice daralmıştı. Kapıda Osman’ı gördü. Gülümsüyordu. Bu defa Osman’a takılmadan mescide girdi. Kıbleye yönelince “Allah'u Ekber” deyip ellerini bağladı.
Biraz sonra aklına son yaptığı hesap geldi: “Galiba çarpma işlemini yanlış yaptım” diye düşündü. “Doğru ya çuval büyüktü; ben küçük olanın kilosunu yazdım. Hay Allah! Neyse düzeltirim.”
“Yahu ne yapıyorum ben. Namazda böyle şeyler… Estağfurullah… İyi ama kaçıncı rekâttayım. Bir miydi yoksa iki mi… Allah’u Ekber…”
Alnını secdeye koyarken kendisine biraz daha çeki düzen vermeyi kararlaştırmıştı Süleyman. Gözleri yorgunluktan kapanır gibi olduğunda doğrulup teşehhüdü okudu ve selamını verdi. Aceleyle duasını bir çırpıda yapıverdi. Sözlerinin yarısı ise ayakta söylenmiş; elleri mescitten çıkarken yüzüne sürülmüştü.
Mescitten çıktığı anda bir tuhaflık hissetti. Han polis kaynıyordu. Birini arıyorlardı. Komşu bir esnafla göz göze gelince fısıltıyla şunları duydu:
- Seni arıyorlar Süleyman. Çabuk kaç!
Şok olmuştu Süleyman.
- Beni mi? Neden ola ki?
Henüz sözü ağzındayken kendisinin işaret edildiğini gördü. Gayri ihtiyari kaçmaya yeltendi. Uzaktan kendisini gören polis memuru bağırıyordu.
- Dur! Kaçma!
Hızla koridorun sonuna doğru koştu. Arkasından diğer polisler de koşuyordu. Merdivenlerden ikinci kata yönelen Süleyman nefes nefeseydi. Herkes durmuş bu kovalamacayı izliyordu. Süleyman’ın ise önünden geçtiği komşularının aralarındaki konuşmalarıyla şaşkınlığı daha bir artıyordu.
- Hırsızlık yapmış!
- Nasıl olur?
- Bilmem polis öyle diyor.
- Allah Allah!
Bir an koşmak istemedi. Hem neden kaçıyordu ki? Fakat ayakları Süleyman’ı dinlemiyor habire koşuyordu. Üst katlara doğru merdivenlere yönelince arkasından bir el ensesinden yakalayıverdi.
- İşte buraya kadar dedi polis.
Diğerleri de yetişince Süleyman kelepçelendi.
- Bırakın beni? Nereye götürüyorsunuz?
- Derdini hâkime anlatırsın.
- Ne yaptım ben; bırakın…
- Yürü hadi zorluk çıkarma bize.
Elleri kelepçeli bir vaziyette bir müddet sonra hâkimin karşısına çıkarılan Süleyman hala şoktaydı.
- Neden neden suçlanıyorum? diye sordu hakime tepkisel bir şekilde.
- Bilmiyor musun?
- Hayır bilmiyorum.
- Hırsızlık yapıyormuşsun?
- Yalan vallahi de yalan billahi de yalan. Tüm komşular beni tanır. Öyle bir şey yapmam. İftiradır bu.
- Hem de günde beş defa…
- Ne günde beş defa mı? Ama ben…
Hâkim gözlerini Süleyman’a dikti ve tane tane konuştu.
- Sen bir namaz hırsızısın… Ceza olarak sol elin kesilecek…
- Olamaz olamaaaaaz…
Birden sıçradı yerinden. Etrafına baktı. Mescitteydi. Alnı secdeden doğrulmuştu. Anlaşılan günün yorgunluğuyla secdeye giderken uyuyakalmış rüya görmüştü…
M.Ali Gönül
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: Namaz Hırsızı...
Rabbim namazlarımızı tadili erkanına uygun , çalmadan kılmayı nasip etsin...
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: KISSADAN HİSSE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN