Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 57 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 57 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
NURDAN KATRELER
5 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: RİSALE-İ NUR OKUMALARI
2 sayfadaki 3 sayfası
2 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
NURDAN KATRELER
Konunun ilk mesajı :
İnsan zayıftır; belâları çok. Fakirdir; ihtiyacı pek ziyade. Âcizdir; hayat yükü pek ağır. Eğer Kadîr-i Zülcelâle dayanıp tevekkül etmezse ve itimad edip teslim olmazsa, vicdanı daim azap içinde kalır. Semeresiz meşakkatler, elemler, teessüfler onu boğar. Ya sarhoş ya canavar eder.
Risale-i Nur Külliyatı 6.söz'den
İnsan zayıftır; belâları çok. Fakirdir; ihtiyacı pek ziyade. Âcizdir; hayat yükü pek ağır. Eğer Kadîr-i Zülcelâle dayanıp tevekkül etmezse ve itimad edip teslim olmazsa, vicdanı daim azap içinde kalır. Semeresiz meşakkatler, elemler, teessüfler onu boğar. Ya sarhoş ya canavar eder.
Risale-i Nur Külliyatı 6.söz'den
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.
Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.
O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.
(İkinci Lem'a )
Evet günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor.
Herbir günah içinde küfre gidecek bir yol var.
O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.
(İkinci Lem'a )
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
BERAT GECESİ HAKKINDA
Aziz, sıddık kardeşlerim, bu Medrese-i Yusufiye’de ders arkadaşlarım!
Bu gelen gece olan Leyle-i Berat, bütün senede bir kudsî çekirdek hükmünde ve mukadderat-ı beşeriyenin proğramı nev’inden olması cihetiyle Leyle-i Kadr’in kudsiyetindedir. Herbir hasenenin Leyle-i Kadir’de otuzbin olduğu gibi, bu Leyle-i Berat’ta herbir amel-i sâlihin ve herbir harf-i Kur’anın sevabı yirmibine çıkar. Sair vakitte on ise, şuhur-u selâsede yüze ve bine çıkar. Ve bu kudsî leyali-i meşhurede onbinler, yirmibin veya otuzbinlere çıkar. Bu geceler, elli senelik bir ibadet hükmüne geçebilir. Onun için elden geldiği kadar Kur’anla ve istiğfar ve salavatla meşgul olmak büyük bir kârdır.
Bediüzzaman Said Nursî (Ş:505)
ِباسْمِهِ سُبْحَانَهُ
اَلسَّلاَمُ عَلَيْكُمْ وَ رَحْمَةُ اللّهِ وَ بَرَكَاتُهُ اَبَدًا دَائِمًا سَلَّمَكُمُ اللّهُ فِى الدَّارَيْنِ
Elli senelik bir manevî ibadet ömrünü ehl-i imana kazandırabilen Leyle-i Beratınızı ruh-u canımızla tebrik ederiz. Herbiriniz, şirket-i maneviye sırrıyla ve tesanüd-ü manevî feyziyle kırk bin lisanla tesbih eden bazı melekler gibi; herbir hâlis, muhlis Nur şakirdlerini kırkbin dil ile istiğfar ve ibadet etmiş gibi rahmet-i İlahiyeden kanaat-ı tâmme ile ümid ediyoruz.
Bediüzzaman Said Nursî (Ş:506)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Dünyanın üç yüzü
var. Birinci yüzü: Cenâb-ı Hakk’ın esmâsına (isimlerine) bakar. Onların
nukūşunu (nakışlarını) gösterir. Ma‘nâ-yı harfiyle (varlıkların Allah’ı
gösteren cihetiyle), onlara âyinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü, hadsiz
mektûbât-ı Samedâniyedir (Allah’ı ta‘rîf eden mektûblardır). Dünyanın
bu yüzü gāyet güzeldir. Nefrete değil,
aşka lâyıktır. İkinci yüzü: Âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır,
Cennetin mezraasıdır, rahmetin mezheresidir (çiçekliğidir). Şu yüzü
dahi evvelki yüzü gibi güzeldir. Tahkīre değil, muhabbete lâyıktır.
Üçüncü yüzü: İnsanın hevesâtına (heveslerine) bakan ve gaflet perdesi
olan ve ehl-i dünyanın mel‘abe-i hevesâtı (heveslerinin oyuncağı) olan
yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünki fânîdir, zâildir (geçicidir),
elemlidir, aldatır. İşte hadîsde vârid olan (gelen) tahkīr ve ehl-i
hakīkatin ettiği nefret bu yüzdedir. Kur’ân-ı Hakîm’in kâinâttan ve
mevcûdâttan (varlıklardan) ehemmiyetkârâne (ehemmiyet vererek),
istihsankârâne (güzel bularak) bahsi ise; evvelki iki yüze bakar.
Sahâbelerin ve sâir ehlûllahın (Allah dostlarının) merğub (rağbet
edilen) dünyaları, evvelki iki yüzdedir.” (Sözler, 32. Söz, 290)
Dünyanın üç yüzü
var. Birinci yüzü: Cenâb-ı Hakk’ın esmâsına (isimlerine) bakar. Onların
nukūşunu (nakışlarını) gösterir. Ma‘nâ-yı harfiyle (varlıkların Allah’ı
gösteren cihetiyle), onlara âyinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü, hadsiz
mektûbât-ı Samedâniyedir (Allah’ı ta‘rîf eden mektûblardır). Dünyanın
bu yüzü gāyet güzeldir. Nefrete değil,
aşka lâyıktır. İkinci yüzü: Âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır,
Cennetin mezraasıdır, rahmetin mezheresidir (çiçekliğidir). Şu yüzü
dahi evvelki yüzü gibi güzeldir. Tahkīre değil, muhabbete lâyıktır.
Üçüncü yüzü: İnsanın hevesâtına (heveslerine) bakan ve gaflet perdesi
olan ve ehl-i dünyanın mel‘abe-i hevesâtı (heveslerinin oyuncağı) olan
yüzdür. Şu yüz çirkindir. Çünki fânîdir, zâildir (geçicidir),
elemlidir, aldatır. İşte hadîsde vârid olan (gelen) tahkīr ve ehl-i
hakīkatin ettiği nefret bu yüzdedir. Kur’ân-ı Hakîm’in kâinâttan ve
mevcûdâttan (varlıklardan) ehemmiyetkârâne (ehemmiyet vererek),
istihsankârâne (güzel bularak) bahsi ise; evvelki iki yüze bakar.
Sahâbelerin ve sâir ehlûllahın (Allah dostlarının) merğub (rağbet
edilen) dünyaları, evvelki iki yüzdedir.” (Sözler, 32. Söz, 290)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.
Bir matlup ki gurupta gaybûbet etmeye mahkûmdur; kalbin alâkasına,
fikrin merakına değmiyor. Âmâle merci olamıyor. Arkasında gam ve
kederle teessüf etmeye lâyık değildir. Nerede kaldı ki, kalb ona
perestiş etsin ve ona bağlansın, kalsın!
Bir maksut ki fenâda mahvoluyor; o maksudu istemem. Çünkü fâniyim. Fâni olanı istemem, neyleyeyim?
(17. Söz | RNK)
Aşk-ı ebedî için yaratılan ve âyine-i Samed olan kalb ile sevilmez ve sevilmemeli.
Bir matlup ki gurupta gaybûbet etmeye mahkûmdur; kalbin alâkasına,
fikrin merakına değmiyor. Âmâle merci olamıyor. Arkasında gam ve
kederle teessüf etmeye lâyık değildir. Nerede kaldı ki, kalb ona
perestiş etsin ve ona bağlansın, kalsın!
Bir maksut ki fenâda mahvoluyor; o maksudu istemem. Çünkü fâniyim. Fâni olanı istemem, neyleyeyim?
(17. Söz | RNK)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Gel
ey hayata çok müştak ve ömre çok talib ve dünyaya çok âşık ve hadsiz
emeller ile ve elemler ile mübtela bedbaht nefsim! Uyan, aklını başına
al! Nasılki yıldız böceği, kendi ışıkçığına itimad eder; gecenin hadsiz
zulümatında kalır. Bal arısı, kendine güvenmediği için, gündüzün
güneşini bulur. Bütün dostları olan çiçekleri, Güneşin ziyasıyla
yaldızlanmış müşahede eder. Öyle de: Kendine, vücuduna ve enaniyetine
dayansan; yıldız böceği gibi olursun. Eğer sen, fâni vücudunu, o vücudu
sana veren Hâlıkın yolunda feda etsen, bal arısı gibi olursun. Hadsiz
bir nur-u vücud bulursun. Hem feda et. Çünki şu vücud, sende vedia ve
emanettir.
(Sözler |RNK)
Gel
ey hayata çok müştak ve ömre çok talib ve dünyaya çok âşık ve hadsiz
emeller ile ve elemler ile mübtela bedbaht nefsim! Uyan, aklını başına
al! Nasılki yıldız böceği, kendi ışıkçığına itimad eder; gecenin hadsiz
zulümatında kalır. Bal arısı, kendine güvenmediği için, gündüzün
güneşini bulur. Bütün dostları olan çiçekleri, Güneşin ziyasıyla
yaldızlanmış müşahede eder. Öyle de: Kendine, vücuduna ve enaniyetine
dayansan; yıldız böceği gibi olursun. Eğer sen, fâni vücudunu, o vücudu
sana veren Hâlıkın yolunda feda etsen, bal arısı gibi olursun. Hadsiz
bir nur-u vücud bulursun. Hem feda et. Çünki şu vücud, sende vedia ve
emanettir.
(Sözler |RNK)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
"nurdan katreler" ne güzel bir başlık olmuş...
emeğine sağlık kurban...
bir solukta okuyorum paylaşımlarınızı...
yüceler yücesi rabbim zahmetlerinizi rahmet eylesin inşaALLAH...
MESSELAME...
emeğine sağlık kurban...
bir solukta okuyorum paylaşımlarınızı...
yüceler yücesi rabbim zahmetlerinizi rahmet eylesin inşaALLAH...
MESSELAME...
Bi_iznillah- SADIK ÜYEMİZ
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Cesed-i insan; havaya, suya, gıdaya muhtaç olduğu gibi, ruh-u insan da namaza muhtaçtır. Sözler - 778
Cesed-i insan; havaya, suya, gıdaya muhtaç olduğu gibi, ruh-u insan da namaza muhtaçtır. Sözler - 778
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Feyâ Rabbî, yâ Hâlıkî, yâ Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetim, hâcetimdir.
Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem, fıkdan-ı hile ve
fakrimdir. Hazinem aczimdir. Re'sülmâlim, emellerimdir. Şefîim, Habîbin
(aleyhissalâtü vesselâm) ve rahmetindir. Af eyle, mağfiret eyle ve
merhamet eyle, yâ Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm! Âmin.
Mesnevi-i Nuriye'den
Feyâ Rabbî, yâ Hâlıkî, yâ Mâlikî! Seni çağırmakta hüccetim, hâcetimdir.
Sana yaptığım dualarda uddetim fâkatimdir. Vesilem, fıkdan-ı hile ve
fakrimdir. Hazinem aczimdir. Re'sülmâlim, emellerimdir. Şefîim, Habîbin
(aleyhissalâtü vesselâm) ve rahmetindir. Af eyle, mağfiret eyle ve
merhamet eyle, yâ Allah, yâ Rahmân, yâ Rahîm! Âmin.
Mesnevi-i Nuriye'den
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ve sair cihazat, o fabrikanın süflî eğlencelerine bedel, Ramazan-ı
Şerifte melekî ve ruhanî eğlencelerde telezzüz ederler, nazarlarını
onlara dikerler. Onun içindir ki, Ramazan-ı Şerifte mü’minler
derecâtına göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sürurlara mazhar
oluyorlar. Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letâifin o mübarek ayda oruç
vasıtasıyla çok terakkiyat ve tefeyyüzleri vardır. Midenin ağlamasına
rağmen, onlar mâsumâne gülüyorlar.
( Ramazan Risalesi | RNK )
Ve sair cihazat, o fabrikanın süflî eğlencelerine bedel, Ramazan-ı
Şerifte melekî ve ruhanî eğlencelerde telezzüz ederler, nazarlarını
onlara dikerler. Onun içindir ki, Ramazan-ı Şerifte mü’minler
derecâtına göre ayrı ayrı nurlara, feyizlere, mânevî sürurlara mazhar
oluyorlar. Kalb ve ruh, akıl, sır gibi letâifin o mübarek ayda oruç
vasıtasıyla çok terakkiyat ve tefeyyüzleri vardır. Midenin ağlamasına
rağmen, onlar mâsumâne gülüyorlar.
( Ramazan Risalesi | RNK )
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Evet,
evet, evet! Eğer kâinattan risâlet-i Muhammediyenin (a.s.m.) nuru
çıksa, gitse, kâinat vefât edecek. Eğer Kur’ân gitse, kâinat divâne
olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış
olan başını bir seyyâreye çarpacak, bir kıyâmeti koparacak.
Sözler, Onuncu Söz
Evet,
evet, evet! Eğer kâinattan risâlet-i Muhammediyenin (a.s.m.) nuru
çıksa, gitse, kâinat vefât edecek. Eğer Kur’ân gitse, kâinat divâne
olacak ve küre-i arz kafasını, aklını kaybedecek, belki şuursuz kalmış
olan başını bir seyyâreye çarpacak, bir kıyâmeti koparacak.
Sözler, Onuncu Söz
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Evet dünyaya âid işler kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâkī
umûr-ı uhreviye (âhirete yönelik işler) ise, gāyet sağlam elmaslar
kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki (yaratılışındaki) şiddetli merak ve
harâretli muhabbet (sevgi) ve dehşetli hırs ve inadlı taleb (istek) ve
hâkezâ (bunun gibi) şedîd hissiyâtlar (şiddetli hisler), umûr-ı
uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyâtı şiddetli bir sûrette
fânî umûr-ı dünyeviye (dünya işlerine) tevcîh etmek (yönlendirmek),
fânî ve kırılacak şişelere bâkī elmas fiyatlarını vermek demektir.”
(Mektûbât, 9. Mektûb, 25)
Evet dünyaya âid işler kırılmaya mahkûm şişeler hükmündedir. Bâkī
umûr-ı uhreviye (âhirete yönelik işler) ise, gāyet sağlam elmaslar
kıymetindedir. İnsanın fıtratındaki (yaratılışındaki) şiddetli merak ve
harâretli muhabbet (sevgi) ve dehşetli hırs ve inadlı taleb (istek) ve
hâkezâ (bunun gibi) şedîd hissiyâtlar (şiddetli hisler), umûr-ı
uhreviyeyi kazanmak için verilmiştir. O hissiyâtı şiddetli bir sûrette
fânî umûr-ı dünyeviye (dünya işlerine) tevcîh etmek (yönlendirmek),
fânî ve kırılacak şişelere bâkī elmas fiyatlarını vermek demektir.”
(Mektûbât, 9. Mektûb, 25)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
Ramazan-ı Şerif, bu fâni dünyada, fâni ömür içinde ve kısa bir
hayatta, bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ı bâkiyeyi tazammun eder,
kazandırır. Evet, birtek Ramazan, seksen sene bir ömür semerâtını
kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ı Kur’ân ile, bin aydan daha
hayırlı olduğu, bu sırra bir hüccet-i kàtıadır. ( Ramazan Risalesi |
RNK )
hayatta, bâki bir ömür ve uzun bir hayat-ı bâkiyeyi tazammun eder,
kazandırır. Evet, birtek Ramazan, seksen sene bir ömür semerâtını
kazandırabilir. Leyle-i Kadir ise, nass-ı Kur’ân ile, bin aydan daha
hayırlı olduğu, bu sırra bir hüccet-i kàtıadır. ( Ramazan Risalesi |
RNK )
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
“Orucun ekmeli (en
mükemmeli) ise, mi‘de gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi,
hayâli, fikri gibi cihâzât-ı insâniyeye dahi bir nevi‘ oruç
tutturmaktır. Yani muharremâttan (haram şeylerden), mâlâyâniyâttan
(lüzumsuz şeylerden) çekmek ve her birisine mahsus ubûdiyete (kulluğa)
sevk etmektir. Meselâ, dilini yalandan, gıybetten ve g...aliz
(kaba) ta‘birlerden ayırmakla ona oruç tutturmak ve o lisânı, tilâvet-i
Kur’ân (Kur’ân okuma) ve zikir ve tesbih ve salavât ve istiğfar gibi
şeylerle meşgûl etmek (...) gibi sâir cihâzâta da bir nevi‘ oruç
tutturmaktır.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 252)
“Kur’ân-ı Hakîm,
mâdem Şehr-i Ramazan’da nüzûl etmiş (inmiş); o Kur’ân’ın zamân-ı
nüzûlünü istihzâr (hatırlamak) ile o semâvî hitâbı hüsn-i istikbâl
etmek (güzel karşılamak) için Ramazân-ı Şerîf’te nefsin hâcât-ı
süfliyesinden (âdî ihtiyaçlarından) ve mâlâyâniyât-ı hâlâttan tecerrüd
(lüzumsuz hâllerden sıyrılmak) ve ekl ü şürbün (yeme içmenin) terkiyle
melekiyet vaziyetine benzemek ve bir sûrette o Kur’ân’ı yeni nâzil
oluyor gibi okumak ve dinlemek ve ondaki hitâbât-ı İlâhiyeyi, güyâ
geldiği ân-ı nüzûlünde (iniş ânında) dinlemek ve o hitâbı Resûl-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm’dan işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i
Cebrâîl’den, belki Mütekellim-i Ezelî’den (Cenâb-ı Hakk’tan) dinliyor
gibi bir kudsî hâlete mazhar olur.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 251)
mükemmeli) ise, mi‘de gibi bütün duyguları, gözü, kulağı, kalbi,
hayâli, fikri gibi cihâzât-ı insâniyeye dahi bir nevi‘ oruç
tutturmaktır. Yani muharremâttan (haram şeylerden), mâlâyâniyâttan
(lüzumsuz şeylerden) çekmek ve her birisine mahsus ubûdiyete (kulluğa)
sevk etmektir. Meselâ, dilini yalandan, gıybetten ve g...aliz
(kaba) ta‘birlerden ayırmakla ona oruç tutturmak ve o lisânı, tilâvet-i
Kur’ân (Kur’ân okuma) ve zikir ve tesbih ve salavât ve istiğfar gibi
şeylerle meşgûl etmek (...) gibi sâir cihâzâta da bir nevi‘ oruç
tutturmaktır.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 252)
“Kur’ân-ı Hakîm,
mâdem Şehr-i Ramazan’da nüzûl etmiş (inmiş); o Kur’ân’ın zamân-ı
nüzûlünü istihzâr (hatırlamak) ile o semâvî hitâbı hüsn-i istikbâl
etmek (güzel karşılamak) için Ramazân-ı Şerîf’te nefsin hâcât-ı
süfliyesinden (âdî ihtiyaçlarından) ve mâlâyâniyât-ı hâlâttan tecerrüd
(lüzumsuz hâllerden sıyrılmak) ve ekl ü şürbün (yeme içmenin) terkiyle
melekiyet vaziyetine benzemek ve bir sûrette o Kur’ân’ı yeni nâzil
oluyor gibi okumak ve dinlemek ve ondaki hitâbât-ı İlâhiyeyi, güyâ
geldiği ân-ı nüzûlünde (iniş ânında) dinlemek ve o hitâbı Resûl-i Ekrem
Aleyhissalâtü Vesselâm’dan işitiyor gibi dinlemek, belki Hazret-i
Cebrâîl’den, belki Mütekellim-i Ezelî’den (Cenâb-ı Hakk’tan) dinliyor
gibi bir kudsî hâlete mazhar olur.” (Mektûbât, 29. Mektûb, 251)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
Ramazan'ın sıyâmı,
dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeye gelen nev-i insanın
kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a'mâl, bire bindir. Kur'ân-ı Hakîmin, nass-ı
hadisle, herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i
Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte
herbir harfin on değil, bin; ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir
harfi binler; ve Ramazan-ı Şerifin Cumalarında daha ziyadedir. Ve
Leyle-i Kadirde otuz bin hasene sayılır. Evet, herbir harfi otuz bin
bâki meyveler veren Kur'ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ
hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâki meyveleri Ramazan-ı Şerifte
mü'minlere kazandırır.
RAMAZAN RİSALESİ
MEKTUBAT
dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeye gelen nev-i insanın
kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki:
Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a'mâl, bire bindir. Kur'ân-ı Hakîmin, nass-ı
hadisle, herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i
Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte
herbir harfin on değil, bin; ve Âyetü'l-Kürsî gibi âyetlerin herbir
harfi binler; ve Ramazan-ı Şerifin Cumalarında daha ziyadedir. Ve
Leyle-i Kadirde otuz bin hasene sayılır. Evet, herbir harfi otuz bin
bâki meyveler veren Kur'ân-ı Hakîm, öyle bir nuranî şecere-i tûbâ
hükmüne geçiyor ki, milyonlarla o bâki meyveleri Ramazan-ı Şerifte
mü'minlere kazandırır.
RAMAZAN RİSALESİ
MEKTUBAT
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sen o yirmidört saatin yirmiüçünü şu hayat-ı fâniyeye bilâ-tereddüd ve
bilâ-perva sarfediyorsun. Pek uzun seferin için elzem-i zâd olan beş
vakit namazın edasına, bir saatin sarfında tehavün gösteriyorsun. Yani,
ağır davranıyorsun. Hattâ sarfettiğin vakitte bir hisse de dünyaya
çıkarıyorsun ki, namaz içinde dünyanı da düşünüyorsun."
Nur'un İlk Kapısı "
Sen o yirmidört saatin yirmiüçünü şu hayat-ı fâniyeye bilâ-tereddüd ve
bilâ-perva sarfediyorsun. Pek uzun seferin için elzem-i zâd olan beş
vakit namazın edasına, bir saatin sarfında tehavün gösteriyorsun. Yani,
ağır davranıyorsun. Hattâ sarfettiğin vakitte bir hisse de dünyaya
çıkarıyorsun ki, namaz içinde dünyanı da düşünüyorsun."
Nur'un İlk Kapısı "
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Semayı dinle. Nasıl "Ya Celil-i Zülcemal" diyor. Ve arza kulak ver. Nasıl "Ya Cemil-i Zülcelal" diyor.
Ve hayvanlara dikkat et. Nasıl "Ya Rahman, Ya Rezzak" diyorlar.
Bahardan
sor. Bak nasıl "Ya Hannan, Ya Rahman, Ya Rahîm, Ya Kerim, Ya Latif, Ya
Atûf, Ya Musavvir, Ya Münevvir, Ya Muhsin, Ya Müzeyyin" gibi çok esmayı
işiteceksin.
Ve insan
olan bir insandan sor. Bak nasıl bütün esma-i hüsnayı okuyor ve
cebhesinde yazılı. Sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Güya kâinat, azîm
bir musika-i zikriyedir. En küçük nağme, en gür nağamata karışmakla,
haşmetli bir letafet veriyor. Ve hâkeza kıyas et.
( Sözler | Risale-i Nur Külliyatı )
Semayı dinle. Nasıl "Ya Celil-i Zülcemal" diyor. Ve arza kulak ver. Nasıl "Ya Cemil-i Zülcelal" diyor.
Ve hayvanlara dikkat et. Nasıl "Ya Rahman, Ya Rezzak" diyorlar.
Bahardan
sor. Bak nasıl "Ya Hannan, Ya Rahman, Ya Rahîm, Ya Kerim, Ya Latif, Ya
Atûf, Ya Musavvir, Ya Münevvir, Ya Muhsin, Ya Müzeyyin" gibi çok esmayı
işiteceksin.
Ve insan
olan bir insandan sor. Bak nasıl bütün esma-i hüsnayı okuyor ve
cebhesinde yazılı. Sen de dikkat etsen okuyabilirsin. Güya kâinat, azîm
bir musika-i zikriyedir. En küçük nağme, en gür nağamata karışmakla,
haşmetli bir letafet veriyor. Ve hâkeza kıyas et.
( Sözler | Risale-i Nur Külliyatı )
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Dünyayı ve ondaki mahlukatı mana-i harfiyle sev, mana-i ismiyle sevme; 'Ne kadar güzel yapılmış' de. Ne kadar güzeldir.' deme.
( Sözler | Otuz İkinci Söz | 584 )
Dünyayı ve ondaki mahlukatı mana-i harfiyle sev, mana-i ismiyle sevme; 'Ne kadar güzel yapılmış' de. Ne kadar güzeldir.' deme.
( Sözler | Otuz İkinci Söz | 584 )
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İşte, ey sabırsız nefsim! Sen üç sabırla mükellefsin.
Birisi, taat üstünde sabırdır.
Birisi mâsiyetten sabırdır.
Diğeri,musibete karşı sabırdır.
(Risale-i Nur Külliyatından)
İşte, ey sabırsız nefsim! Sen üç sabırla mükellefsin.
Birisi, taat üstünde sabırdır.
Birisi mâsiyetten sabırdır.
Diğeri,musibete karşı sabırdır.
(Risale-i Nur Külliyatından)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
Kur'ân-ı Hakîm mürşidimizdir, üstadımızdır, imamımızdır, her bir âdabda rehberimizdir.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ve her kim hayat-ı bâkıyeye ciddî müteveccih ise, saadet-idâreyne mazhardır. Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da,dünyasını Cennetin intizar salonu hükmünde gördüğü için hoş görür,tahammül eder, sabır içinde şükreder.
( 8.SÖZ | RNK )
Ve her kim hayat-ı bâkıyeye ciddî müteveccih ise, saadet-idâreyne mazhardır. Dünyası ne kadar fena ve sıkıntılı olsa da,dünyasını Cennetin intizar salonu hükmünde gördüğü için hoş görür,tahammül eder, sabır içinde şükreder.
( 8.SÖZ | RNK )
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
“Dünyanınüç yüzü var. Birinci yüzü: Cenâb-ı Hakk’ın esmâsına (isimlerine) bakar.Onların nukūşunu (nakışlarını) gösterir. Ma‘nâ-yı harfiyle (varlıklarınAllah’ı gösteren cihetiyle), onlara âyinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü,hadsiz mektûbât-ı Samedâniyedir (Allah’ı ta‘rîf eden mektûblardır).Dünyanın bu yüzü gāyet güzeldir. Nefrete değil, aşka lâyıktır. İkinciyüzü: Âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır, Cennetin mezraasıdır,rahmetin mezheresidir (çiçekliğidir). Şu yüzü dahi evvelki yüzü gibigüzeldir. Tahkīre değil, muhabbete lâyıktır. Üçüncü yüzü: İnsanınhevesâtına (heveslerine) bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanınmel‘abe-i hevesâtı (heveslerinin oyuncağı) olan yüzdür. Şu yüzçirkindir. Çünki fânîdir, zâildir (geçicidir), elemlidir, aldatır. İştehadîsde vârid olan (gelen) tahkīr ve ehl-i hakīkatin ettiği nefret buyüzdedir. Kur’ân-ı Hakîm’in kâinâttan ve mevcûdâttan (varlıklardan)ehemmiyetkârâne (ehemmiyet vererek), istihsankârâne (güzel bularak)bahsi ise; evvelki iki yüze bakar. Sahâbelerin ve sâir ehlûllahın(Allah dostlarının) merğub (rağbet edilen) dünyaları, evvelki ikiyüzdedir.”
(Sözler, 32. Söz, 290)
“Dünyanınüç yüzü var. Birinci yüzü: Cenâb-ı Hakk’ın esmâsına (isimlerine) bakar.Onların nukūşunu (nakışlarını) gösterir. Ma‘nâ-yı harfiyle (varlıklarınAllah’ı gösteren cihetiyle), onlara âyinedarlık eder. Dünyanın şu yüzü,hadsiz mektûbât-ı Samedâniyedir (Allah’ı ta‘rîf eden mektûblardır).Dünyanın bu yüzü gāyet güzeldir. Nefrete değil, aşka lâyıktır. İkinciyüzü: Âhirete bakar. Âhiretin tarlasıdır, Cennetin mezraasıdır,rahmetin mezheresidir (çiçekliğidir). Şu yüzü dahi evvelki yüzü gibigüzeldir. Tahkīre değil, muhabbete lâyıktır. Üçüncü yüzü: İnsanınhevesâtına (heveslerine) bakan ve gaflet perdesi olan ve ehl-i dünyanınmel‘abe-i hevesâtı (heveslerinin oyuncağı) olan yüzdür. Şu yüzçirkindir. Çünki fânîdir, zâildir (geçicidir), elemlidir, aldatır. İştehadîsde vârid olan (gelen) tahkīr ve ehl-i hakīkatin ettiği nefret buyüzdedir. Kur’ân-ı Hakîm’in kâinâttan ve mevcûdâttan (varlıklardan)ehemmiyetkârâne (ehemmiyet vererek), istihsankârâne (güzel bularak)bahsi ise; evvelki iki yüze bakar. Sahâbelerin ve sâir ehlûllahın(Allah dostlarının) merğub (rağbet edilen) dünyaları, evvelki ikiyüzdedir.”
(Sözler, 32. Söz, 290)
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
Allah'aabd ve asker olmak, öyle lezzetli bir şereftir ki, tarif edilmez.Vazife ise: Yalnız bir asker gibi Allah namına işlemeli, başlamalı. VeAllah hesabıyla vermeli ve almalı. Ve izni ve kanunu dairesinde hareketetmeli, sükûnet bulmalı.
Sözler ( 29 )
Sözler ( 29 )
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NURDAN KATRELER
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Kadınve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet vealâka; yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet birkadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayatdeğildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır. Mademhayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır; elbette... ebedîarkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı başkasının nazarınıkendi mehasinine celbetmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzımgelir. Madem mü'min olan kocası, sırr-ı imana binaen onun ile alâkasıhayat-ı dünyeviyeye münhasır ve yalnız hayvanî ve güzellik vaktinemahsus muvakkat bir muhabbet değil; belki hayat-ı ebediyede dahi birrefika-i hayat noktasında esaslı ve ciddî bir muhabbetle, bir hürmetlealâkadardır. Hem yalnız gençliğinde ve güzellik zamanında değil, belkiihtiyarlık ve çirkinlik vaktinde dahi o ciddî hürmet ve muhabbetitaşıyor. Elbette ona mukabil, o da kendi mehasinini onun nazarınatahsis ve muhabbetini ona hasretmesi mukteza-yı insaniyettir. Yoksa pekaz kazanır, fakat pek çok kaybeder.
(Lem'alar | Risale-i Nur Külliyatı)
Kadınve erkek ortasında gayet esaslı ve şiddetli münasebet, muhabbet vealâka; yalnız dünyevî hayatın ihtiyacından ileri gelmiyor. Evet birkadın, kocasına yalnız hayat-ı dünyeviyeye mahsus bir refika-i hayatdeğildir. Belki hayat-ı ebediyede dahi bir refika-i hayattır. Mademhayat-ı ebediyede dahi kocasına refika-i hayattır; elbette... ebedîarkadaşı ve dostu olan kocasının nazarından gayrı başkasının nazarınıkendi mehasinine celbetmemek ve onu darıltmamak ve kıskandırmamak lâzımgelir. Madem mü'min olan kocası, sırr-ı imana binaen onun ile alâkasıhayat-ı dünyeviyeye münhasır ve yalnız hayvanî ve güzellik vaktinemahsus muvakkat bir muhabbet değil; belki hayat-ı ebediyede dahi birrefika-i hayat noktasında esaslı ve ciddî bir muhabbetle, bir hürmetlealâkadardır. Hem yalnız gençliğinde ve güzellik zamanında değil, belkiihtiyarlık ve çirkinlik vaktinde dahi o ciddî hürmet ve muhabbetitaşıyor. Elbette ona mukabil, o da kendi mehasinini onun nazarınatahsis ve muhabbetini ona hasretmesi mukteza-yı insaniyettir. Yoksa pekaz kazanır, fakat pek çok kaybeder.
(Lem'alar | Risale-i Nur Külliyatı)
belinay- SÜPER MODERATÖR
2 sayfadaki 3 sayfası • 1, 2, 3
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: RİSALE-İ NUR OKUMALARI
2 sayfadaki 3 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN