.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Salava10


Join the forum, it's quick and easy

.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Salava10
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Kimler hatta?
Toplam 36 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 36 Misafir :: 1 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 206 kişi 31.07.17 12:04 tarihinde online oldu.
En son konular
» Kutsalınıza Hakaret Edilmesi İncitiyormuş Değil mi?
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime122.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN

» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime112.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN

» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime112.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN

» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime117.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN

» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN

» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN

» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN

» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN

» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN

» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN

» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN

» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN

» Ne NeDiR?
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime120.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN

» ÖĞÜT VEREN AYETLER
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime120.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN

» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime122.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN

» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN

» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN

» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Icon_minitime111.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN

Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN

Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Anket

İRFaN MeCLiSi & RaH-ı AŞK FoRMuMuZa NaSıL ULaŞTıNıZ?

KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_lcap67%KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_rcap 67% [ 4 ]
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_lcap0%KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_rcap 0% [ 0 ]
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_lcap0%KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_rcap 0% [ 0 ]
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_lcap0%KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_rcap 0% [ 0 ]
KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_lcap33%KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Vote_rcap 33% [ 2 ]

Toplam Oylar : 6

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Mayıs 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
  12345
6789101112
13141516171819
20212223242526
2728293031  

Takvim Takvim


KUR'AN-I KERİMDE İNSAN -2

Aşağa gitmek

KUR'AN-I  KERİMDE İNSAN -2 Empty KUR'AN-I KERİMDE İNSAN -2

Mesaj tarafından Berzah 20.03.10 18:09

Kur'an-ı Kerimde İnsan -2


Bir takım insanlar sadece ve sadece kendi çıkarlarını düşünürler. Herşeyi kendi hesaplarına kullanmayı ahlak edinmişlerdir. Aslında hiç kimse ve hiç birşey kendileri kadar önemli değildir. Dostlukları, arkadaşlıkları, komşulukları, alış-verişleri, birliktelikleri hep bu hesap üzere döner. O kadar ki, mukaddesata dair önemli hususlarda bile kendilerini bu tür anlayıştan alamazlar. Kur'an, bu zavallı kimseleri şöyle resmeder:
"Öyle insanlar vardır ki, Allah'a, sırf bir hesaba binaen, imanla küfrün arasında bir yerde ibadet eder. Şayet umduğu faydayı elde ederse onunla huzur bulup sevinir, eğer bir sıkıntı ve imtihana mâruz kalırsa yüzüstü dönüverir. Dünyayı da âhireti de kaybeder. İşte besbelli olan hüsran budur." (Hacc, 22/11) Yani, kârı olduğu, kazanç elde ettiği, rahatı bozulmadığı müddetçe, dinin emirlerini yerine getirir. Dini hizmetlerde görünür, dine hizmet edenlerle yârânlık eder. Ancak asla sıkıya gelemez. Eğer iş gelip ağır fedakarlıklar ortaya koymaya dayanırsa, bir kısım sıkıntılar baş göstermeye başlarsa, kazancında bazı firelerin olacağı endişesi içini kaplarsa hiç duramaz, Hakk'ın imtihanına tahammül edemez. Hemen aradan sıvışıverir. İyi günde ahkam keser, kötü günde sırra kadem basar.
Kendileri her zaman işin kenarında dururlar. Asla tam ortasında bulunmazlar. Dine inanan ve hizmet edenlere akıldânelik ederler. "Şöyle yapsak iyi olur, böyle etsek iyi olur" derler.. bunu derken de olabilecek en kötü ihtimalleri de sıralayarak "sizi uyarayım da" demeyi ihmal etmezler. Aslında derdi, içinde kurguladığı endişeleri paylaşarak rahatlamak veya kendi yapamadığı için yapanların biraz da moralini bozmaktır. Ancak, yükün altına girmeye gelince hep kıyıda dururlar. Akıl vermek her zaman daha kolaydır. Eğer hizmet edenler muvaffak olurlarsa, başarıyı paylaşmada, ganimeti üleşmede en önde yerlerini alırlar. "İşte böyle, müthiş oldu, bunun gibisini kimse yapamaz, her zamanki gibi bana ne iş düşerse hazırım" derler. Eğer, bir zarara uğrasalar, "ben size demedim mi, ben sizi uyarmadım mı, hiç kulak vermiyorsunuz ki…" şeklinde tepelerine ekşir, başlarının etini yer, günah keçisi bulmaya çalışır ve iş daha da zora bindimi ortalıklardan kaybolur gider.
Zaman zaman içlerinde inanma, teslim olma, Hakk'a boyun eğme ve gereği ne ise yerine getirme duyguları eser bu tiplerin bazılarında, ancak kendilerine belli kriterler koymadıkları için bunlar sadece birer esinti olarak kalbe çarpar geçer. İçlerinden şüphelerini, endişelerini bir türlü atamazlar. Zira, iman kalplerinde rüsûh bulmamış, oturaklaşmamıştır. Esen en ufak muhalif bir rüzgar onları hemen kararından caydırıverir.
Bunlar kendilerin ile alakalı mevzularda, Allah'ın nimetlerine mazhar olduklarında sevinir, "iyi ki de buradayım, bu işleri yapıyorum, Rabbime teslim olmuşum" derler. Ne zaman da nimetleri elinden alınıp, bazı yokluklarla imtihan edilmeye başlasınlar, hemen şikayete, isyana, memnuniyetsizliğe yeltenirler. Bunların inançları da, ibadetleri de sadece menfaat endekslidir.
Bu mütereddid insanların ruh hallerine benzer bir ruh haleti Kureyşli müşrikler için anlatılır Kur'an'da. Efendimiz'in onları tevhîde davetine mukabil verdikleri cevap şöyledir:
“Doğru söylüyorsun, ama biz sana tâbi olup o doğru yolu tutarsak,yerimizden yurdumuzdan olur, burada barınamayız” dediler.Oysa tarafımızdan bir rahmet olarak Biz, onları her türlü ürünün getirilip toplandığı, güvenli, dokunulmaz bir yere (Mekke-i Mükerreme'ye) yerleştirmedik mi?Ne var ki onların çoğu bu nimetin kadrini bilmezler." (Kasas, 28/57)
"Kureyş'in ilâhî mesaja karşı çıkmasının en büyük nedeni yalnızca atalar dinine körükörüne bağlılık değildi. Onlar mesajı kendi çıkarları için de tehlikeli görmekteydiler. Zanlarınca, putperestliğin yanlış, tevhidin doğru olduğu aklî delillerle ispatlansa bile, tevhidi kabul etmek onlar için yıkım olacaktı. Zira böyle yaptıkları anda bütün Arabistan kendilerine karşı ayaklanacaktı. Sonra Kâbe muhafızlığından çıkarılacaklar, putpererest kabilelerle yaptıkları bütün dostluk anlaşmaları, kurdukları tüm dostane ilişkiler bozulacak ve böylece ticaret kervanlarını anlaşmalı kabile topraklarından emniyetle geçirmenin yegane garantisi ortadan kalkmış olacaktı. Dolayısıyla bu yeni inanç yalnızca dinî nüfuzlarının değil, aynı zamanda ekonomik refahlarının da sonu demek olacaktı; hatta belki diğer Araplarca Mekke'den bile sürülebilirlerdi." (Tefhîmu'l Kur'ân) Kureyş, eskiden beri Kâbe'nin muhafızı ve aynı zamanda nimetlerinden istifade eden bir kavimdi. Efendimiz sallallâhu aleyhi vesellem'in ivazsız garazsız hakka daveti karşısında onları derin derin düşündüren şey aslında çıkarlarının akibeti idi. Bir hadiste özetle şöyle bir hadise anlatılır. Ebû Cehil, bir gün Muğire ibn Şu'be (henüz o zaman müslüman olmamıştı) ile birlikte yürürlerken, Fahr-i Âlem Efendimiz onların karşılarına çıktı ve tebliğde bulundu. Ebû Cehil "Yâ Muhammed, eğer sen bütün bunları, ahirette Allah sana soracak da sen de "ben vazifemi yaptım" demek için yapıyorsan, yemin ederim ben ahirette senin vazifeni yaptığına dair şehadet edeceğim, bırak bizi gidelim" dedi. Efendimizin anlattıkları o kadar akla ve kalbe yatıyordu ki, Efendimiz de onları öyle samimi dillendiriyordu ki, Muğire, Ebû Cehil'e sordu: "Gerçekten sen bu zatın söylediklerinin doğru olduğuna inanmıyor musun?" Ebû Cehil "Evet, doğru söylüyor ama hacılara su dağıtma hizmeti onlarda, Kâbenin bakımı hizmeti onlarda (bu iki şerefin yanında) bir de Peygamberlik (şerefinin) onlarda olmasına tahammül edemem, bu yüzden reddediyorum" diyor. Burada kuru bir gurur, asabiyet ve kavimciliğin yanında, o makamın kazandıracağı itibar, şeref vs’nin de Efendimizin sülalesine geçmesine tahammül edememişti. Yani, bir kısım çıkar endişesi de o ve onun gibi pekçoğunu bile bile inkara sevketmiştir.
Bu ayetle yakından alakası olan bir diğer ayette Cenâb-ı Erhamürrâhimîn şöyle buyurur:
"İnsanlara bir nimet, bir bolluk tattırdığımızda onunla sevinip şımarırlar. Şayet kendi yaptıkları sebebiyle başlarına bir fenalık gelirse, hemen ümitsizliğe düşerler." (Rûm, 30/36)
Bu ayetle Yüce Mevlâ, insanın hafifliğini ve hasisliğini tenkid eder. Yâni, insan, biraz nimet, güç, servet, makam, hürmet vs'ye nail oldu mu, kendini kaybeder. Elde ettiklerini kendisine bağlar, nimetin geldiği yeri unutur. Hakk'a şükürle yönelmesi, tevâzû kanatlarını yerlere sermesi gerektiği yerde, kendine güvenmeye, başarılarından dolayı gurur duymaya, hatta etrafındakileri aşağılamaya başlar. Fakat işler hep böyle iyi gitmez de bir gün ters yüz oluverir. Ne vakit, elindeki bu nimetler alınıverse tam bir çöküntü yaşar. Cesaretini yitirir, iç dünyası büyük sarsıntılar geçirir hatta ümitsizliğe gider saplanır.
Evet, insan bencil bir tabiata sahiptir. En çok kendini sever, kendine meftundur, kendine ait şeylere değer verir. Bu hal, dünyaya ham olarak gelmiş bir insanın terbiye edilmeden önceki halidir. Rabbü’l-âlemin, merhameti gereği insanın kendini tanıması, eksiklerini gidermesi, doğruyu bulması ve nihayet Rabbin rızasını kazanarak Cennetlere ehil hale gelmesi için Kur’an’ı ve onun mübelliği Habîb-i Edîbin’i birer muallim olarak göndermiştir. İşte bu sebeple Kur’an bu tiplemeleri ele alırken sırf kınamak maksadıyla anlatmaz. Bunları insanın önündeki birer problem olarak ona tarif eder. “Sakın ola ki, böyle yapmayınız, yoksa Hakk’ın gazabını celbeder, hem dünyada hem ukbâda hüsrana uğrarsınız” diyerek onu irşad eder.
İnsandan istenen odur ki, bencilliği bıraksın, mürüvvet sahibi olsun, Nimeti Veren’i hep minnetle yad etsin. Ondan gelen herşeyi de memnuniyetle karşılasın. Kahrı lütfu bir bilsin. Tıpkı bağrı yanık Hakk dostunun dediği gibi…
Cana cefa kıl ya vefa,
Kahrın da hoş, lutfun da hoş,
Ya derd gönder ya deva,
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Hoştur bana senden gelen:
Ya hilat-ü yahut kefen,
Ya taze gül, yahut diken..
Kahrında hoş lutfun da hoş.
Gelse celalinden cefa
Yahut cemalinden vefa,
İkiside cana safa:
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
Ger bağ-u ger bostan ola.
Ger bendü ger zindan ola,
Ger vasl-ü ger hicran ola,
Kahrın da hoş, lutfun da hoş.
Ey padişah-ı Lemyezel!
Zat-ı ebed, hayy-ı ezel!
Ey lutfu bol, kahrı güzel!
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Ağlatırsın zari zari,
Göstermezsin hiç dildari
Verirsen cennet-ü huri,
Kahrında hoş, lutfun da hoş.
Gerek ağlat, gerek güldür,
Gerek yaşat gerek öldür,
Aşık Yunus sana kuldur,
Kahrında hoş, lutfun da hoş. (Yunus Emre)
Berzah
Berzah
VEFALI ÜYEMİZ
VEFALI ÜYEMİZ


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön

- Similar topics

 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz