Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 163 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 163 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
4 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: ŞİİR DÜNYASI
1 sayfadaki 1 sayfası
NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Zindanda iki hece.Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Birde geri adam,boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı?..Belki ..Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna ,ne tırnak!
Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde.
Düşün mü,konuş mu, sus mu ,unut mu?
Buradan insan mı çıkar,tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı.
Geçti gitti,birkaç günlük fasıldı
Ondan kalan,boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler,bugün"maruzat"!
Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz;yazısız,pulsuz,dilekçem...
Anlamaz!ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi,bir yırtıcı zil
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekun içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik,mintanlarla et.
Somurtuş gibi bıçak,nara gibi tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat
Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan,sen öp seccadem!
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakikadüşelim,senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan
Karıştırçayını zaman erisin
Kopuk kopuk,duman duman erisin!
Peykeler,duvara mıhlı peykeler
Duvarda,başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara,baş baş gölgeler...
Duvar,katil duvar yolumu biçtin
Kanladolu sünger... Beynimi içtin
Sükut...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Teknokta seçemez dünyada nazar
Yerinde mi acep,ölü ve mezar?
Yeryüzüboşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç varda ,kalan biz miyiz?
Sesdemir,su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir.
Negelir ki elden,kader bu,emir...
Garip pencerecik,küçük daracık;
Dünyayakapalı,Allah'a açık
Dua,dua eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla,hep yoncalanmış
Bir soluk,bir tütsü,bir uçan buğu
İplik ki incecik,örer boşluğu
Ana rahmi zahir ,şu bizim koğuş
Karanlığında nur,yeniden doğuş....
Seslerduymaktayım;Davran ve boğuş!
Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
Zindanda iki hece.Mehmed'im lafta!
Baba katiliyle baban bir safta!
Birde geri adam,boynunda yafta...
Halimi düşünüp yanma Mehmed'im!
Kavuşmak mı?..Belki ..Daha ölmedim!
Avlu... Bir uzun yol... Tuğla döşeli,
Kırmızı tuğlalar altı köşeli.
Bu yol da tutuktur hapse düşeli...
Git ve gel... Yüz adım...Bin yıllık konak
Ne ayak dayanır buna ,ne tırnak!
Bir alem ki, gökler boru içinde.
Akıl almazların zoru içinde
Üstüste sorular soru içinde.
Düşün mü,konuş mu, sus mu ,unut mu?
Buradan insan mı çıkar,tabut mu?
Bir idamlık Ali vardı,asıldı
Kaydını düştüler,mühür basıldı.
Geçti gitti,birkaç günlük fasıldı
Ondan kalan,boynu bükük ve sefil;
Bahçeye diktiği üç beş karanfil...
Müdür bey dert dinler,bugün"maruzat"!
Çatık kaş...Hükumet dedikleri zat...
Beni Allah tutmuş kim eder azat?
Anlamaz;yazısız,pulsuz,dilekçem...
Anlamaz!ruhuma geçti bilekçem!
Saat beş dedi mi,bir yırtıcı zil
Sayım var, maltada hizaya dizil!
Tek yekun içinde yazıl ve çizil!
İnsanlar zindanda birer kemmiyet;
Urbalarla kemik,mintanlarla et.
Somurtuş gibi bıçak,nara gibi tokat;
Zift dolu gözlerde karanlık kat kat...
Yalnız seccademin yönünde şefkat
Beni kimsecikler okşamaz madem
Öp beni alnımdan,sen öp seccadem!
Çaycı getir ilaç kokulu çaydan!
Dakikadüşelim,senelik paydan!
Zindanda dakika farksız aydan
Karıştırçayını zaman erisin
Kopuk kopuk,duman duman erisin!
Peykeler,duvara mıhlı peykeler
Duvarda,başlardan yağlı lekeler
Gömülmüş duvara,baş baş gölgeler...
Duvar,katil duvar yolumu biçtin
Kanladolu sünger... Beynimi içtin
Sükut...Kıvrım kıvrım uzaklık uzar
Teknokta seçemez dünyada nazar
Yerinde mi acep,ölü ve mezar?
Yeryüzüboşaldı habersiz miyiz?
Güneşe göç varda ,kalan biz miyiz?
Sesdemir,su demir ve ekmek demir...
İstersen demirde muhali kemir.
Negelir ki elden,kader bu,emir...
Garip pencerecik,küçük daracık;
Dünyayakapalı,Allah'a açık
Dua,dua eller karıncalanmış;
Yıldızlar avuçta, gök parçalanmış
Gözyaşı bir tarla,hep yoncalanmış
Bir soluk,bir tütsü,bir uçan buğu
İplik ki incecik,örer boşluğu
Ana rahmi zahir ,şu bizim koğuş
Karanlığında nur,yeniden doğuş....
Seslerduymaktayım;Davran ve boğuş!
Sen bir devsin,yükü ağırdır devin!
Kalk ayağa,dimdik doğrul ve sevin!
Mehmed'im,sevinin ,başlar yüksekte!
Ölsek de sevinin,eve dönsek de!
Sanma bu tekerlek kalır tümsekte!
Yarın elbet bizim,elbet bizimdir!
Gün doğmuş ,gün batmış ,ebed bizimdir
RıZa BeRKaN- KuRuCu / YöNeTiCi
Allah Derim
Allah derim |
Sırtımda, taşınmaz yükü göklerin; Herkes koşar, zıplar, ben yürüyemem! İsterseniz hayat aşını verin; Sayılı nimetler bal olsa yemem! Ey akıl, nasıl da delinmez küfen? Ebedi oluşun urbası kefen! Kursa da boşluğa asma köprü, fen, Allah derim, başka hiçbir şey demem! |
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
ALLAH DİYENE
Her şey, her şey şu tek müjdede;
Yoktur ölüm, Allah diyene!
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene!
Akıl, kırık kanadı hiçin;
Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
Bağlı, perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene...
1972
Her şey, her şey şu tek müjdede;
Yoktur ölüm, Allah diyene!
Canım kurban, başı secdede,
İki büklüm, Allah diyene!
Akıl, kırık kanadı hiçin;
Derdi gücü 'nasıl' ve 'niçin'...
Bağlı, perçin üstüne perçin,
Benim gönlüm Allah diyene...
1972
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
BOŞ DÜNYA
Gittiler... Bana dünyam
Birdenbire boş geldi.
Seçilmiş oldu eşyam.
Odalarım loş geldi.
Gözlerim müebbette,
Günü gelir elbette...
Gelir Melek nöbette,
Safa geldi, hoş geldi.
1982
Gittiler... Bana dünyam
Birdenbire boş geldi.
Seçilmiş oldu eşyam.
Odalarım loş geldi.
Gözlerim müebbette,
Günü gelir elbette...
Gelir Melek nöbette,
Safa geldi, hoş geldi.
1982
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Dayan Kalbim
DAYAN KALBİM
Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.
Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
Seni dağladılar, değil mi kalbim,
Her yanın, içi su dolu kabarcık.
Bulunmaz bu halden anlar bir ilim;
Akıl yırtık çuval, sökük dağarcık.
Sensin gökten gelen oklara hedef;
Oyası ateşle işlenen gergef.
Çekme üç beş günlük dünyaya esef!
Dayan kalbim üç beş nefes kadarcık!
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
ANNECİĞİM
Ak saçlı başını alıp eline,
Kara hülyalara dal anneciğim!
O titrek kalbini bahtın yeline,
Bir ince tüy gibi sal anneciğim!
Sanma bir gün geçer bu karanlıklar,
Gecenin ardında yine gece var;
Çocuklar hıçkırır, anneler ağlar,
Yaşlı gözlerinle kal anneciğim!
Gözlerinde aksi bir derin hiçin,
Kanadın yayılmış, çırpınmak için;
Bu kış yolculuk var, diyorsa için,
Beni de beraber al anneciğim!...
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
TABUT
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak
Tahtadan yapılmış bir uzun kutu;
Baş tarafı geniş, ayak ucu dar.
Çakanlar bilir ki, bu boş tabutu,
Yarın kendileri dolduracaklar.
Her yandan küçülen bir oda gibi,
Duvarlar yanaşmış, tavan alçalmış.
Sanki bir taş bebek kutuda gibi,
Hayalim, içinde uzanmış kalmış.
Cılız vücuduma tam görünse de,
İçim, bu dar yere sığılmaz diyor.
Geride kalanlar hep dövünse de,
İnsan birer birer yine giriyor.
Ölenler yeniden doğarmış; gerçek!
Tabut değildir bu, bir tahta kundak.
Bu ağır hediye kime gidecek,
Çakılır çakılmaz üstüne kapak
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
Dua
Bende sıklet, sende letafet...
Allah'ım, affet!
Latiften af bekler kesafet...
Allah'ım, affet!
Etten ve kemikten kıyafet...
Allah'ım, affet!
Şanındır fakire ziyafet...
Allah'ım, affet!
Acize imdadın şerafet...
Allah'ım, affet!
Sen mutlaksın, bense izafet!
Allah'ım, affet!
Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet!
Allah'ım, affet!
(N.F.K) 1982
Bende sıklet, sende letafet...
Allah'ım, affet!
Latiften af bekler kesafet...
Allah'ım, affet!
Etten ve kemikten kıyafet...
Allah'ım, affet!
Şanındır fakire ziyafet...
Allah'ım, affet!
Acize imdadın şerafet...
Allah'ım, affet!
Sen mutlaksın, bense izafet!
Allah'ım, affet!
Ey kudret, ey rahmet, ey re'fet!
Allah'ım, affet!
(N.F.K) 1982
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
Mansur
Mercan mercan, uçuk dudaginda kan,
Inci inci, soluk sakaginda ter.
Ne bas yedi, ne kan içti bu meydan
Bu meydan asiktan canini ister.
Tatliydi akrebin sana kiskaci,
Aciya acida buldun ilaci;
Diyordun, geldikçe üstüste aci:
Bir azap isterim bundan da beter.
Sana tas attilar, sen gülümsedin,
Dervisin bir çiçek atti, inledin,
Bagrimi delmeye tas yetmez, dedin,
Halden anlayanin bir gülü yeter..
Necip Fazıl Kısakürek
Mercan mercan, uçuk dudaginda kan,
Inci inci, soluk sakaginda ter.
Ne bas yedi, ne kan içti bu meydan
Bu meydan asiktan canini ister.
Tatliydi akrebin sana kiskaci,
Aciya acida buldun ilaci;
Diyordun, geldikçe üstüste aci:
Bir azap isterim bundan da beter.
Sana tas attilar, sen gülümsedin,
Dervisin bir çiçek atti, inledin,
Bagrimi delmeye tas yetmez, dedin,
Halden anlayanin bir gülü yeter..
Necip Fazıl Kısakürek
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
Ölünün Odası
Bir oda, yerde bir mum, perdeler indirilmiş;
Yerde çıplak bir gömlek, korkusundan dirilmiş.
Sütbeyaz duvarlarda, çivilerin gölgesi; Artık ne bir çıtırtı, ne de bir ayak sesi...
Yatıyor yatağında, dimdik, upuzun, ölü;
Üstü, boynuna kadar bir çarşafla örtülü.
Bezin üstünde, ayak parmaklarının izi;
Mum alevinden sarı, baygın ve donuk benzi.
Son nefesle göğsü boş, eli uzanmış yana;
Gözleri renkli bir cam, mıhlı ahşap tavana.
Sarkık dudaklarının ucunda bir çizgi var;
Küçük bir çizgi, küçük, titreyen bir an kadar.
Sarkık dudaklarında asılı titrek bir an;
Belli ki, birdenbire gitmiş çırpınamadan.
Bu benim kendi ölüm, bu benim kendi ölüm;
Bana geldiği zaman, böyle gelecek ölüm…
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
Utansın
Tohum saç, bitmezse toprak utansın!
Hedefe varmayan mızrak utansın!
Hey gidi küheylan, koşmana bak sen!
Çatlarsan, doğuran kısrak utansın!
Eski çınar şimdi noel ağacı;
Dallarda iğreti yaprak utansın!
Ustada kalırsa bu öksüz yapı,
Onu sürdürmeyen çırak utansın!
Ölümden ilerde varış dediğin,
Geride ne varsa bırak utansın!
Ey binbir tanede solmayan tek renk;
Bayraklaşamıyorsan bayrak utansın!
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
İSTANBUL
Ruhumu
eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp
geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
...Ay ve güneş
ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve
kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canim;
Vatanim
da vatanim...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var,
surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha
kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar
kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana:
Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu
tepinirken ağlar Karaca Ahmet...
O manayı bul da bul!
İlle
İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal,
kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular
yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir
şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı
odalarda inletir katibi mi...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi
sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef
isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy
süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak
Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı
bahtiyar...
Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl Kısakürek
Ruhumu
eritip de kalıpta dondurmuşlar;
Onu İstanbul diye toprağa kondurmuşlar.
İçimde tüten birşey; hava, renk, eda, iklim;
O benim, zaman, mekan aşıp
geçmiş sevgilim.
Çiçeği altın yaldız, suyu telli pulludur;
...Ay ve güneş
ezelden iki İstanbulludur.
Denizle toprak, yalnız onda ermiş visale,
Ve
kavuşmuş rüyalar, onda, onda misale.
İstanbul benim canim;
Vatanim
da vatanim...
İstanbul,
İstanbul...
Tarihin gözleri var,
surlarda delik;
Servi, endamlı servi, ahirete perdelik...
Bulutta saha
kalkmış Fatih'ten kalma kir at;
Pırlantadan kubbeler, belki bir milyar
kırat...
Şahadet parmağıdır göğe doğru minare;
Her nakısta o mana:
Öleceğiz ne çare?
Hayattan canlı olum, günahtan baskın rahmet;
Beyoğlu
tepinirken ağlar Karaca Ahmet...
O manayı bul da bul!
İlle
İstanbul’da bul!
İstanbul,
İstanbul...
Boğaz gümüş bir mangal,
kaynatır serinliği;
Çamlıca'da, yerdedir göklerin derinliği.
Oynak sular
yalının alt katına misafir;
Yeni dünyadan mahzun, resimde eski sefir.
Her aksam camlarında yangın çıkan Üsküdar,
Perili ahşap konak, koca bir
şehir kadar...
Bir ses, bilemem tambur gibi mi, ud gibi mi?
Cumbalı
odalarda inletir katibi mi...
Kadını keskin bıçak,
Taze kan gibi
sıcak.
İstanbul,
İstanbul...
Yedi tepe üstünde zaman bir gergef
isler!
Yedi renk, yedi sesten şayisiz belirişler...
Eyüp oksuz, Kadıköy
süslü, Moda kurumlu,
Adada rüzgar, ucan eteklerden sorumlu.
Her şafak
Hisarlarda oklar çıkar yayından
Hala çığlıklar gelir Topkapı sarayından.
Ana gibi yar olmaz, İstanbul gibi diyar;
Güleni söyle dursun, ağlayanı
bahtiyar...
Gecesi sümbül kokan
Türkçe’si bülbül kokan,
İstanbul,
İstanbul...
Necip Fazıl Kısakürek
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Kopkoyu bir sis içinde bir akşam Hatırına düşeceğim belki Bir an ıslayacak yağmur yüzünü Birden o tatlı demleri hatırlayacaksın Sonra sıcak yatağında Uzun uzun ağllayacaksın. Ağlayacak! Boğazında bir şeyler düğümlenecek Ah yanımda olsaydı diyeceksin Tüm yıldızlar gülecek haline Ay da göz kırpacak İliklerine işleyecek bensizlik. Kahrolacaksın...! Bir sigara tüttüreceksin ihtimal Ufku seyredeceksin saatlerce Bir rüzgâr kopçalayacak yüzünü Sonra hayalim gelecek karşına Bir şiirimi mırıldanacaksın Hıçkıracaksın..! Gönlünden atamadığın gibi Kafandan da silemeyeceksin beni Düşlerine gireceğim her gece İnce bir hüzün bürüyecek yüzünü Ve çırılçıplak gerçekleri o zaman Anlayacaksın..! Sonra bir şeyler yazmak isteyeceksin Kafan gibi kalemin de işlemeyecek Unutmak isteyeceksin her şeyi Ama unutamayacaksın hiç bir şeyi Kıvranacaksın! Necip Fazıl Kısakürek __________________ | ||
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Senden başkası anlamaz ki beni Başkası duymaz ki sessiz çığlığımı Senden başkası yar olamaz ki garipliğime Başkasına bırakma beni… Kirli sevdaların izlerini kaldır da bir bir Sana kara sevdalı olmakla nurlandır kalbimi… Ben günahkarım ben hastayım yorgunum Kırıldı kalbim büküldü boynum yine kapındayım: Ölüm gözümü Sana açacaksa Yolum Sana varacaksa eğer ha şimdi ha yarın… Yalnız Senin elinde solacaksam; kopar beni dalımdan… Necip Fazıl Kısakürek |
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Ne hasta bekler sabahı ,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı ,
seni beklediğim kadar…
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni,
Bırak vehmimde gölgeni ,
Gelme artık neye yarar…
Necip Fazı Kısakürek
Ne hasta bekler sabahı ,
Ne taze ölüyü mezar,
Ne de şeytan bir günahı ,
seni beklediğim kadar…
Geçti istemem gelmeni,
Yokluğunda buldum seni,
Bırak vehmimde gölgeni ,
Gelme artık neye yarar…
Necip Fazı Kısakürek
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
SAKARYA TÜRKÜSÜ
Insan bu, su misali, kivrim kivrim akar ya;
Bir yanda akan benim, obur yanda Sakarya.
Su iner yokuslardan, hep basamak basamak;
Benimse alin yazim, yokuslarda susamak.
Her sey akar, su, tarih, yildiz, insan ve fikir;
Oluklar cift; birinden nur akar, birinden kir.
Akista denetlenmis, buyuk, kucuk, kainat;
$u cikan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya baska, yokus mu cikiyor ne,
Kursundan bir yuk binmis, kopukten govdesine;
Catliyor, yirtiniyor yokusu sokmek icin.
Hey Sakarya, kim demis suya vurulmaz percin?
Rabbim isterse, sular buklum buklum burulur,
Sirtina Sakarya'nin, Turk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mi dustu bu yuk?
Bu dava hor, bu dava oksuz, bu dava buyuk!..
Ne agir imtihandir, basindaki, Sakarya!
Binbir basli kartali nasil tasir kanarya?
Insandir saniyordum mukaddes yuke hamal;
Hamallik ki, sonunda, ne rutbe var, ne de mal.
Yalniz aci bir lokma, zehirle pismis astan;
Ve ayrilik, anneden, vatandan, arkadastan;
simdi dovun Sakarya, dovunmek vakti bu an;
Kehkesanlara kacmis eski gunleri an!
Hani Yunus Emre ki, kiyinda geziyordu;
Hani ardina cil cil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeslerin, comert Nil, yesil Tuna;
Giden sanli akinci, ne gun doner yurduna?
Mermerlerin nabzinda hala carpar mI tekbir?
Bulur mu deli ruzgar o sedayi: Allah bir!
Butun bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran doktu geceler.
Vicdan azabina es, kayna kayna Sakarya,
Oz yurdunda garipsin, oz vataninda parya!
Insan ucbes damla kan, irmak ucbes damla su;
Bir hayata cattik ki, hayata kurmus pusu.
Geldi olumlu yalan, gitti olumsuz gercek;
Siz, hayat suren lesler, sizi kim diriltevek?
Kafdagini assalar, belki ceker de bir kil!
Bu ifritten sualin, kilini cekmez akil!
Sakarya, saf cocugu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldik Allah yolunun!
Sen ve Ben, gozyasiyla islanmis hamurdaniz;
Rengimize baksinlar, kandan ve camurdaniz!
Akrebin kiskacinda yogurmus bizi kader;
Aldirma, boyle gelmis, bu dunya boyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kivril, ben gideyim, son Peygamber kilavuz!
Yol onun, varlik onun, gerisi hep angarya;
Yuzustu cok surundun, ayaga kalk, Sakarya!..
Necip Fazil KISAKUREK
Insan bu, su misali, kivrim kivrim akar ya;
Bir yanda akan benim, obur yanda Sakarya.
Su iner yokuslardan, hep basamak basamak;
Benimse alin yazim, yokuslarda susamak.
Her sey akar, su, tarih, yildiz, insan ve fikir;
Oluklar cift; birinden nur akar, birinden kir.
Akista denetlenmis, buyuk, kucuk, kainat;
$u cikan buluta bak, bu inen suya inat!
Fakat Sakarya baska, yokus mu cikiyor ne,
Kursundan bir yuk binmis, kopukten govdesine;
Catliyor, yirtiniyor yokusu sokmek icin.
Hey Sakarya, kim demis suya vurulmaz percin?
Rabbim isterse, sular buklum buklum burulur,
Sirtina Sakarya'nin, Turk tarihi vurulur.
Eyvah, eyvah, Sakaryam, sana mi dustu bu yuk?
Bu dava hor, bu dava oksuz, bu dava buyuk!..
Ne agir imtihandir, basindaki, Sakarya!
Binbir basli kartali nasil tasir kanarya?
Insandir saniyordum mukaddes yuke hamal;
Hamallik ki, sonunda, ne rutbe var, ne de mal.
Yalniz aci bir lokma, zehirle pismis astan;
Ve ayrilik, anneden, vatandan, arkadastan;
simdi dovun Sakarya, dovunmek vakti bu an;
Kehkesanlara kacmis eski gunleri an!
Hani Yunus Emre ki, kiyinda geziyordu;
Hani ardina cil cil kubbeler serpen ordu?
Nerede kardeslerin, comert Nil, yesil Tuna;
Giden sanli akinci, ne gun doner yurduna?
Mermerlerin nabzinda hala carpar mI tekbir?
Bulur mu deli ruzgar o sedayi: Allah bir!
Butun bunlar sendedir, bu girift bilmeceler;
Sakarya, kandillere katran doktu geceler.
Vicdan azabina es, kayna kayna Sakarya,
Oz yurdunda garipsin, oz vataninda parya!
Insan ucbes damla kan, irmak ucbes damla su;
Bir hayata cattik ki, hayata kurmus pusu.
Geldi olumlu yalan, gitti olumsuz gercek;
Siz, hayat suren lesler, sizi kim diriltevek?
Kafdagini assalar, belki ceker de bir kil!
Bu ifritten sualin, kilini cekmez akil!
Sakarya, saf cocugu, masum Anadolu'nun,
Divanesi ikimiz kaldik Allah yolunun!
Sen ve Ben, gozyasiyla islanmis hamurdaniz;
Rengimize baksinlar, kandan ve camurdaniz!
Akrebin kiskacinda yogurmus bizi kader;
Aldirma, boyle gelmis, bu dunya boyle gider!
Bana kefendir yatak, sana tabuttur havuz;
Sen kivril, ben gideyim, son Peygamber kilavuz!
Yol onun, varlik onun, gerisi hep angarya;
Yuzustu cok surundun, ayaga kalk, Sakarya!..
Necip Fazil KISAKUREK
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
SABIR
Sabrın sonu selamet ,
Sabır hayra alamet
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selam et !
Felâh mı, onda felâh,
Silah mı, onda silah
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden Allah..
Sabır incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakk 'a tevekkül.
Sabır Hakk 'a itimat.
Sabırda pişer koruk,
Yerle bir olur doruk.
Sabır, sabır ve sabır,
İşte Kur'an 'da buyruk!
Bir sır ki âşikâre ,
Avcı yenik şikâre.
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare....
Sabrın sonu selamet ,
Sabır hayra alamet
Belâ sana kahretsin;
Sen belâya selam et !
Felâh mı, onda felâh,
Silah mı, onda silah
Sen de kim oluyorsun?
Asıl sabreden Allah..
Sabır incecik sırat;
Murat içinde murat.
Sabır Hakk 'a tevekkül.
Sabır Hakk 'a itimat.
Sabırda pişer koruk,
Yerle bir olur doruk.
Sabır, sabır ve sabır,
İşte Kur'an 'da buyruk!
Bir sır ki âşikâre ,
Avcı yenik şikâre.
Yalnız, yalnız sabırda
Çaresizliğe çare....
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
YATTIĞIM KAYA
Bu akşam o kadar durgun ki sular
Gömül benim gibi kedere diyor.
İçimde maziden kalma duygular
Ağla geri gelmez günlere diyor.
Ey gönül, gidenden ümidini kes!
Kaçan bir hayale benziyor herkes,
Sanki kulağıma gaipten bir ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.
Enginden engine koşarken rüzgar,
Bende bir yolculuk heyecanı var...
Yattığım kayaya çarpan dalgalar
Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
Necip Fazıl Kısakurek
Bu akşam o kadar durgun ki sular
Gömül benim gibi kedere diyor.
İçimde maziden kalma duygular
Ağla geri gelmez günlere diyor.
Ey gönül, gidenden ümidini kes!
Kaçan bir hayale benziyor herkes,
Sanki kulağıma gaipten bir ses
Buluşmalar kaldı mahşere diyor.
Enginden engine koşarken rüzgar,
Bende bir yolculuk heyecanı var...
Yattığım kayaya çarpan dalgalar
Çıkıver bir sonsuz sefere diyor.
Necip Fazıl Kısakurek
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
OLMAZ MI ?
Yön yön sarılmışım ne yana baksam;
Sarılan olur da saran olmaz mı?
Kim bu yüzü çizen sanatkâr ressam;
Geçip de aynaya, soran olmaz mı?
Bir parçacığım ben, bütüne hasret;
Zaman döne dursun, o güne hasret;
Ruhumsa zamanın üstüne hasret;
Ebediyet boyu bir an... Olmaz mı?
Necip Fazıl Kısakürek (1973)
Yön yön sarılmışım ne yana baksam;
Sarılan olur da saran olmaz mı?
Kim bu yüzü çizen sanatkâr ressam;
Geçip de aynaya, soran olmaz mı?
Bir parçacığım ben, bütüne hasret;
Zaman döne dursun, o güne hasret;
Ruhumsa zamanın üstüne hasret;
Ebediyet boyu bir an... Olmaz mı?
Necip Fazıl Kısakürek (1973)
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Efendim
Benim efendim !
Ben sana bendim !
Bir üfledin de
Yıkıldı bendim.
Ben ki, denizdim,
Dağbaşı bendim.
Şimdi sen oldun,
Âleme pendim.
Benim efendim !
Benim efendim ,
Feza levendim !
Ölmemek neymiş;
Senden öğrendim.
Kayboldum sende,
Sende tükendim!
Sordum aynaya:
Hani ya kendim?
Benim efendim !
Benim efendim !
Emri yüklendim!
Dağlandım kalbden
Ve mühürlendim.
Askerin oldum,
Başta tülbendim;
Okum sadakta,
Elde kemendim.
Benim efendim.
(NFK/1978)
Efendim
Benim efendim !
Ben sana bendim !
Bir üfledin de
Yıkıldı bendim.
Ben ki, denizdim,
Dağbaşı bendim.
Şimdi sen oldun,
Âleme pendim.
Benim efendim !
Benim efendim ,
Feza levendim !
Ölmemek neymiş;
Senden öğrendim.
Kayboldum sende,
Sende tükendim!
Sordum aynaya:
Hani ya kendim?
Benim efendim !
Benim efendim !
Emri yüklendim!
Dağlandım kalbden
Ve mühürlendim.
Askerin oldum,
Başta tülbendim;
Okum sadakta,
Elde kemendim.
Benim efendim.
(NFK/1978)
RıZa BeRKaN- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: NeCiP FaZıL KISAKÜREK ŞiiRLeRi
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ANNESİ GÜL KOKLASA
Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...
Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa "niçin, nasıl?" ve hayret...
Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür.
Allah diyor ki:"Geçti gazabımı rahmetim!"
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...
Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın!
İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...
-Necip Fazıl KISAKÜREK-
ANNESİ GÜL KOKLASA
Annesi gül koklasa, ağzı gül kokan çocuk;
Ağaç içinde ağaç geliştiren tomurcuk...
Çocukta, uçurtmayla göğe çıkmaya gayret;
Karıncaya göz atsa "niçin, nasıl?" ve hayret...
Fatihlik nimetinden yüzü bir nurlu mühür;
Biz akıl tutsağıyız, çocuktur ki asıl hür.
Allah diyor ki:"Geçti gazabımı rahmetim!"
Bir merhamet heykeli mahzun bakışlı yetim...
Bugün ağla çocuğum, yarın ağlayamazsın!
Şimdi anladığını, sonra anlayamazsın!
İnsanlık zincirinin ebediyet halkası;
Çocukların kalbinde işler zaman rakkası...
-Necip Fazıl KISAKÜREK-
belinay- SÜPER MODERATÖR
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: ŞİİR DÜNYASI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN