ÜMM-Ü HARAM BİNTİ MİLHAN (R.A.)

tarafından Berzah 18.03.10 1:40

Ümm-Ü Harâm Binti Milhân (radıyallahü anhâ)

Hanım sahâbilerin meşhurlarından... Ümm-ü Süleym’in kız kardeşi... Efendimiz (a.s.m.)’ın hizmetinde bulunan Enes b. Mâlik’in teyzesi. Önce Âmr b. Kays’ın, sonra da Ubâde b. Sâmit’in hanımı... Bi’setten önce Medîne’de doğmuş, hicretin 27. veya 29. senesinde Kıbrıs’ta şehid edilmiş ve oraya defnedilmişti. Efendimiz (a.s.m.)’dan 15 hadis rivayet etmiştir.

Câhiliye devrinde Amr b. Kays ile evlenmiş, ondan Kays ve Abdullah adında iki oğlu olmuştu. İslâmiyet ile şereflenince, müslüman olmayan kocası ile ayrılmak zorunda kalmışlardı. Bir süre dul kaldıktan sonra Sahâbe-i Kiram’dan Ubâde b. Sâmit’le evlenmiş, ondan da Muhammed adında bir oğlu olmuştu.

Medîne’de Efendimiz (s.a.v.) onun evini ziyaret eder, bazen orada istirahat buyururlar, uyanınca da ev halkına nafile namaz kıldırırlardı. O da Efendimiz’e (s.a.v.) hizmet etmekten şeref duyar, kendisine ikrâmda bulunurdu. Bir gün yine Allah Rasûlü (s.a.v.) ziyaret için uğramış ve istirahat buyurmuşlardı. Az sonra tebessüm ederek uyanınca Ümm-ü Harâm tebessümün sebebini sordu. Allah Rasûlü (s.a.v.): “Ümmetimden bir kısmını gemilere binmiş, denizaşırı gazâya giderken gördüm.” buyurdu. Ümm-ü Harâm: “Yâ Rasûlallah.. duâ et, ben de onlardan olayım.” deyince de: “Sen onlardansın.” buyurdu. Az sonra tekrar uykuya daldı... Uyandığında yine tebessüm ediyordu. Ümm-ü Harâm merak edince bu defa: “Bu defa da ümmetimden bir kısmının, padişahların tahtlarına kurulmaları gibi ihtişamlı bir kalabalık halinde gazâya gittiklerini gördüm.” buyurdu. Ümm-ü Harâm yine, onlardan olmak için duâ istedi. O zaman Efendimiz (s.a.v.): “Hayır, sen öncekilerdensin.” buyurdu.

Allah Rasûlü’nün (s.a.v.) vefatından sonra Ümm-ü Harâm, Şam’a gönderilen kocası Ubâde b. Sâmit’le birlikte Humus’a yerleşti. O sırada halife olan Hz.Osman (r.a.) Hz.Muâviye’yi (r.a.) Kıbrıs’a sefer düzenlemekle vazifelendirdi. Müslümanların ilk denizaşırı seferi olan bu cihada katılan gönüllüler arasında Ebû Zerr, Ebu’d-derdâ, Ubâde b. Sâmit gibi sahâbenin ileri gelenleri bulunuyordu. Çünkü Efendimiz (a.s.m.) şöyle buyurmuştu: “Ümmetimden denizaşırı gazâya çıkan ilk orduya Cennet vâcib olmuş demektir.” Ümm-ü Harâm bunu çok iyi biliyordu. Bir de kendi evinde Allah Rasûlü’nün (s.a.v.) gördüğü rüya vardı ki, artık bu sefere katılmaması için hiç bir sebep kalmıyordu. 86 yaşında, üstelik bir kadın olmasına rağmen bu zahmetli yolculuğa seve seve katlanıyordu. Gemilere binip, nihayet Kıbrıs adasına çıktılar ve iç kısımlara doğru ilerlemeye başladılar. Ümm-ü Harâm o haliyle bile müslüman askerlere aşk-şevk veriyor, onları cesaretlendiriyordu. Fakat bir aralık atının tökezlemesiyle yere düşünce o yaşlı vücudu buna dayanamamış ve orada bu fâni dünya hayatını şerefle noktalamıştı.
Osmanlılar Kıbrıs’ı fethedince kabrini îmâr edip, oraya tekke ve câmi yaptılar. Hatta Osmanlı gemileri onun türbesi istikametinden geçerken toplarını çevirir, makamını ziyaret maksadıyla top atışıyla selâmlarlardı. Bugün de hâlâ insanlar, Kıbrıs halkının “Sâliha bir kadının kabri” dediği bu mübarek kabri ziyaret etmektedirler.

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ptsi	Salı	Çarş.	Perş.	Cuma	C.tesi	Paz
				1	2	3
4	5	6	7	8	9	10
11	12	13	14	15	16	17
18	19	20	21	22	23	24
25	26	27	28	29	30