Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 175 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 175 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Hz.Ömerin Müslüman Olması
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: SAHABELER :._.·´¯) :: EHL-İ BEYT ve HULEFA-İ RAŞİDİN [DÖRT HALİFE]
1 sayfadaki 1 sayfası
Hz.Ömerin Müslüman Olması
Hz.Ömerin Müslüman Olması
Bir perşembe gecesi, Habîb-i ekrem 'sav', Ömer 'ra' hakkında duâ etti .Düâsı kabûl oldu
Buyurdular ki,
- Yâ Rabbî! Şu iki kişiden hangisi sana sevgili ise dîn-i islâmı onun ile azîz eyle Ömer bin Hattâb veyâ Amr bin Hişâm
Ertesi gün, Kureyşin büyükleri Haremde toplandılar
- İşbu Ebû Tâlibin yetîmi Muhammed Mustafâ 'sav' zuhûr edip, âbâ ve ecdâdımızın dînini ibtâl etdi Putlarımız için, fâide ve zarar vermez diye kötüledi Gayretine dokunmuyor mu ki, yâ Ömer, bu denli kudret ve heybetin, izzet ve satvetin var iken, putlara yardım etmeyi, onu öldürmeği düşünmüyor musun, diye tahrîk etdiler
Hazret-i Ömerin câhiliyye damarı kalkdı Sonu kötü olan bir gayretle, kılıncını takındı Resûlullah 'sav' hazretlerini öldürmeğe giderken, Benî Zühreden Nu'aym 'radıyallahü teâlâ anh' hazretlerine rastladı
- Yâ Ömer, nereye gidersin dedikde, cevâb verip,
- Şu Kureyşin büyüklerine ahmak diyen ve putlarımıza bâtıl diyen, Muhammedi katl etmeğe gidiyorum, dedi
Nu'aym 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Yâ Ömer! Hayret edilecek bir işe yeltenirsin Başa çıkamıyacağın sevdâya düşmüşsün Eğer bu işi başarırsan, Benî Hâşim ve Benî Zühre seni sağ koyacaklarını mı sanıyorsun Yürü var, işine git, deyince,
Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Yâ Nu'aym! Yoksa sende mi, Muhammedin dînine girdin Eğer öyle ise, evvelâ seni katl edeyim
Nu'aym hazretleri dedi:
- Muhammedin dînine sâdece ben mi girdim, sanırsın Kız kardeşin ve enişten de girmişlerdir
Ömer, bu haberi işitince, gadabı dahâ fazla olup, nereden ma'lûm onların müslümân oldukları, dedi
Nu'aym dedi:
- Eğer inanmaz isen, kız kardeşinin evine var Bir koyunu kendi elin ile boğazla, pişirsinler Onlar senin boğazladığın koyunu yimezler ise, o zemân bilmiş olasın ki, onlar islâm dînine girmişlerdir
Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' o tehevvür ile gidip, kapılarına vardı İçeriden kulağına bir ses geldi Dikkat ile dinlediAnladı ki, okudukları kelâm, hiç insan sözüne benzemez Meğer o vakt Tâhâ sûresi nâzil olup; hazret-i Fahr-i kâinât aleyhi efdalüttehıyyât, muhâcirînden Habbâbı 'radıyallahü anh' onlara göndermişdi Onlara, o sûrenin âyetlerini ta'lîm ediyordu O vakt, bunlar hazret-i Ömerin korkusundan, kapıyı bağlamışlardı Ta'lîm ile meşgûl iken, hazret-i Ömer kapı ardından dinledi Dinledikçe, istidâdlı kalblerine, ezelî olan kelâmın rahmânî nûrları gelmeğe başlayıp, şeytânî küfr zulmeti mahv olmağa başladı Sabr etmeğe mecâli kalmayıp, kapıya eli ile vurdu Kapı bağlanmış idi Dikkat kesildikleri gibi, içeride olanlar, korkularından susdular Habbâbı 'radıyallahü anh' gizlediler Sûre-i kerîmeyi saklayıp, kapıya bakdılar ki, gelen hazret-i Ömerdir 'ra' Kılıncı yanında, heybetle ve satvetle gelmiş ki, yüzlerine bakmaz Kız kardeşi,
- Hoş geldiniz deyip, içeri alıp, oturdular
Gelmelerinden dolayı, yiyecek tedârik edip, koyun getirdiler Hazret-i Ömer 'ra' kalkıp, kendi boğazladı Pişirdiler Hazret-i Ömer, ezelî kelâmın te'sîrinden mest olmuş, ne konuşmağa mecâli ve ne oturmağa sabrı ve karârı var idi Ne hâl ise, taâmı pişirip, ortaya getirdiler Hazret-i Ömer dedi, gelin berâber yiyelim Her biri bir özr behâne edip, yimediler Kendileri de birkaç lokma aldılar Dîn-i islâma girdiklerini tahkîk edip, hayreti de çoğaldı Taâmı [yiyeceği] kaldırdıkdan sonra, süâl buyurdular ki;
- Okuduğunuz ne idi
Onlar okuduklarını inkâr eylediler korkularından konuşmağa başladılar
Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' buyurdular ki,
- Bilmiş olunuz ki, ben Kureyş arasında kılınç bağlayıp, o da'vâ ile geldim ki, varıp, Muhammedi katl edeyim Yolda gelirken, sizin de Muhammedül-emînin dînine girdiğinizi işitdim Geldim ki, evvelâ sizi katl edeyim Sonra Muhammedi katl edeyim lâkin, kapıya geldim .Kulağıma bir ses geldi. Dinledikce o kelâmın lezzeti bir hâl verdi ki, o kötü fikr benden gidip, kalbime şevk ve muhabbet dolup, beni tedirgin eyledi Elbette inkâra mecâl vermeyip, getirin okuduğunuzu, dinleyelim, dedi
Kız kardeşi ve eniştesi, bu sözü işitdiklerinde, sevindiler Kalbi islâm tarafına meyl etmişdir diyerek, dediler ki,
- Okuduğumuz, Allahü teâlânın ezelî olan kelâmıdır Hak Sübhânehü ve teâlâ, hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm vâsıtası ile, Resûl-i ekrem 'sav' hazretlerine indirmişdir Dinlemek istersen, evvelâ gusl eyle Ondan sonra okuyalım, göresin
Hazret-i Ömer 'ra' kalkıp, huzûr-ı kalb ile, gusl edip, gelip, kıbleye dönüp oturdu Kız kardeşi kalkıp, ta'zîm ve tekrîm ile, sûre-i şerîfi eline alıp, (Bismillahirrahmânirrahîm) (Tâhâ ) diye okumağa başladı Nazm-ı şerîfin fesâhat ve belâgatinden, kalbi çok yumuşadı (Ben o Allahım ki, benden başka ibâdete müstehak ilâh yokdur O hâlde yalnız bana ibâdet et ve beni hâtırlaman için nemâz kıl) meâlindeki Tâhâ sûresinin 14cü âyetine gelince, Kur'ân-ı kerîmin nûru kalbine nûrâniyyet verip, Kur'ânın eseri açığa çıkıp, küfr ve şekâvet zulmeti gitmeğe başladı Dedi ki, beni, iki cihânın fahri, Muhammed Mustafâ 'sav' hazretlerinin huzûruna ulaşdırın O sırada Habbâb bin Erat, perde arasından dışarı çıkıp, dedi ki,
- Yâ Ömer, müjdeler olsun sana ki, Allahü teâlâya, Resûlullah 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' hazretlerinin etdiği düâsı, senin hakkında, kabûl oldu Allahü teâlâya hamd olsun
Sevinerek, önüne düşüp, hazret-i Sultân-ı Enbiyânın olduğu eve götürdü Bütün Eshâb-ı güzîn 'rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în', hazret-i Ömerin geldiğini görünce, hazret-i Fahr-i kâinâta haber verdiler
- Bırakın gelsin Başında devlet var ise îmâna gelir, buyurdu Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' hazret-i Peygamberin 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' mubârek nûr cemâlini müşâhede ile müşerref oldu
Resûl-i ekrem hazretleri buyurdular ki,
- Yâ Ömer, dahâ küfr ve şekâvetden vazgeçmek yok mu?
Hazret-i Ömer, Peygamberin mubârek cemâline nazar edip, kelâmını duyup, nazarlarına kavuşunca, hemen karârsız kalmayıp, yüksek dergâhlarına yüz sürüp, sonra,
- Yâ Resûlallah, hiç şek ve şübhe kalmadı Hak Peygambersin Bana îmânı arz eyle, dedi
(Eşhedü en lâ ilâhe illallah Ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh) deyip, şecere-i îmânı [îmân ağacını] temîz kalbine dikdi Cümle Eshâb-ı güzîn 'rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în' tekbîr getirip, sürûr-ı kalb ile, hazret-i Ömer ile kucaklaşıp, boynuna sarıldılar Allahü teâlâ hazretlerine hamd ve senâ eylediler Resûlullah 'sav' buyurdu;
- Su getirdiler Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' temizlenip, gusl eyledi Ona Kur'ân ta'lîm buyurdular Kalbini îmân nûru ile doldurdular Nemâzı ve diğer dîni erkânı ta'lîm eyledi Hazret-i Ömer onları gördü ki, mağara gibi gizli bir yerde dururlar
Dedi ki,
- Yâ Resûlallah! Bu ne keyfiyetdir ki, bu mağarada ihtifâ buyurdunuz
Se'âdet ile buyurdular ki,
- Müşriklerin mü'minlere ezâ ve cefâsından dolayı burada dururuz
Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Onlar puta gündüz taparlar Önünde âşikâre yer öperler Niçin biz, Hâlıka gizli taparız, yâ Resûlallah Buyurun billahi varalım, biz de Harem-i beyt-i şerîfde nemâzı âşikâre kılalım Görelim, bize kim mâni' olur
Fahr-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' kalkıp, Sahâbe-i güzîn 'rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în' ile berâber, hazret-i Ömer önlerinde, elinde yalın kılınç, Beyt-i şerîfe doğru yürümeğe başladılar Kureyş müşrikleri önlerinde, hazret-i Ömeri böyle gördüklerinde, sevinip, dediler ki,
- Meğer Ömer bunların hepsini esîr etmişdir, ki getirip karşımızda kırmak ister
Yanlarına geldiklerinde, gördüler ki, hazret-i Ömer bunların herbirine güzel muâmele edip, bunlar ile karışmış güle-güle söyleşip gelirler Ebû Cehl la'în bu hâli gördü Müslümân olduğunu anladı
- Âh! Gördünüz mü? Muhammed Ömeri de, kendi dînine döndürmüş Ben size demedim mi ki, sihrle Muhammed onu aldatır, kendine uydurur Siz dediniz ki, böyle olmaz Eyvâh, gelin görelim, şimdi ne yapalım Ve ona ne söyliyelim Yakınına geldiler Hazret-i Ömer 'ra' kılıncı kaldırıp dedi; (Nazm)
Durun ben geliyorum, bize kıyâma durun,
Genç, ihtiyâr, yaşlı hepsi, efendi köle olsun
Dîn-i islâmı teblîg için, Allah gönderdi,
Bize Peygamber olan Muhammedi 'aleyhisselâm'
Açığa çıkardı, güzel islâm dînini,
Putlar yıkıldı, kalmadı hükmleri
Döndüm Hakka, bunun dînine girdim,
Ey Kureyş! Hepiniz avam ve has böyle bilin!
Kâfirler, bu hâli görüp, içlerinde telâşlanıp, it gibi çağrışdılar Ebû Cehl la'în, yüksek sesle dedi ki,
- Görün Muhammedi ki, Kureyşin büyüklerini müslimân yapmağa başladı Bu işler bize azdır Dedim, gelin onlar çoğalmadan, öldürelim, aldırmadınız Şimdi ejderhâ oldu
Kâfirler, hazret-i Ömerden korkup, hiçbir mü'mine el uzatmağa kâdir olmadılar Her birinin dudağı kuruyup, kaldı Server-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' ileri yürüyüp, Hacer-ül esved ile bâb-ı Kâ'be-i şerîf arasında durup, nemâzı o gün âşikâre kıldılar Gerçi kâfirler çok idi Mü'minler az idi Nemâz bitdikden sonra kalkıp, Kâ'beyi ta'vâf etdiler İbni Mes'ûd 'radıyallahü teâlâ anh' buyurdular ki, hazret-i Ömerin 'radıyallahü teâlâ anh' müslimân olması, mü'minlere feth ve nusret ve rahmet oldu O müslimân oluncaya kadar dîn-i islâm âşikâre olmadı Kâ'be-i mu'azzamada, müslimânlardan hiç kimse nemâz kılmamış idi Nakl edilmişdir ki, hazret-i Ömer 'radıyallahü anh' îmâna geldikde, Peygamberimiz 'sav' hazretleri, mubârek elini Ömerin 'radıyallahü anh' göğsüne koyup, üç kerre buyurdular ki,
- Yâ Rab! Bunun sadrında olan gereksiz sıfatı [göğsünde bulunan kötü sıfatı] ve illeti [hastalığı] çıkarıp, onun yerine îmân ve hikmeti ver
Kaynak:
Menakıb-i Çihar Yar-i Güzin
Bir perşembe gecesi, Habîb-i ekrem 'sav', Ömer 'ra' hakkında duâ etti .Düâsı kabûl oldu
Buyurdular ki,
- Yâ Rabbî! Şu iki kişiden hangisi sana sevgili ise dîn-i islâmı onun ile azîz eyle Ömer bin Hattâb veyâ Amr bin Hişâm
Ertesi gün, Kureyşin büyükleri Haremde toplandılar
- İşbu Ebû Tâlibin yetîmi Muhammed Mustafâ 'sav' zuhûr edip, âbâ ve ecdâdımızın dînini ibtâl etdi Putlarımız için, fâide ve zarar vermez diye kötüledi Gayretine dokunmuyor mu ki, yâ Ömer, bu denli kudret ve heybetin, izzet ve satvetin var iken, putlara yardım etmeyi, onu öldürmeği düşünmüyor musun, diye tahrîk etdiler
Hazret-i Ömerin câhiliyye damarı kalkdı Sonu kötü olan bir gayretle, kılıncını takındı Resûlullah 'sav' hazretlerini öldürmeğe giderken, Benî Zühreden Nu'aym 'radıyallahü teâlâ anh' hazretlerine rastladı
- Yâ Ömer, nereye gidersin dedikde, cevâb verip,
- Şu Kureyşin büyüklerine ahmak diyen ve putlarımıza bâtıl diyen, Muhammedi katl etmeğe gidiyorum, dedi
Nu'aym 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Yâ Ömer! Hayret edilecek bir işe yeltenirsin Başa çıkamıyacağın sevdâya düşmüşsün Eğer bu işi başarırsan, Benî Hâşim ve Benî Zühre seni sağ koyacaklarını mı sanıyorsun Yürü var, işine git, deyince,
Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Yâ Nu'aym! Yoksa sende mi, Muhammedin dînine girdin Eğer öyle ise, evvelâ seni katl edeyim
Nu'aym hazretleri dedi:
- Muhammedin dînine sâdece ben mi girdim, sanırsın Kız kardeşin ve enişten de girmişlerdir
Ömer, bu haberi işitince, gadabı dahâ fazla olup, nereden ma'lûm onların müslümân oldukları, dedi
Nu'aym dedi:
- Eğer inanmaz isen, kız kardeşinin evine var Bir koyunu kendi elin ile boğazla, pişirsinler Onlar senin boğazladığın koyunu yimezler ise, o zemân bilmiş olasın ki, onlar islâm dînine girmişlerdir
Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' o tehevvür ile gidip, kapılarına vardı İçeriden kulağına bir ses geldi Dikkat ile dinlediAnladı ki, okudukları kelâm, hiç insan sözüne benzemez Meğer o vakt Tâhâ sûresi nâzil olup; hazret-i Fahr-i kâinât aleyhi efdalüttehıyyât, muhâcirînden Habbâbı 'radıyallahü anh' onlara göndermişdi Onlara, o sûrenin âyetlerini ta'lîm ediyordu O vakt, bunlar hazret-i Ömerin korkusundan, kapıyı bağlamışlardı Ta'lîm ile meşgûl iken, hazret-i Ömer kapı ardından dinledi Dinledikçe, istidâdlı kalblerine, ezelî olan kelâmın rahmânî nûrları gelmeğe başlayıp, şeytânî küfr zulmeti mahv olmağa başladı Sabr etmeğe mecâli kalmayıp, kapıya eli ile vurdu Kapı bağlanmış idi Dikkat kesildikleri gibi, içeride olanlar, korkularından susdular Habbâbı 'radıyallahü anh' gizlediler Sûre-i kerîmeyi saklayıp, kapıya bakdılar ki, gelen hazret-i Ömerdir 'ra' Kılıncı yanında, heybetle ve satvetle gelmiş ki, yüzlerine bakmaz Kız kardeşi,
- Hoş geldiniz deyip, içeri alıp, oturdular
Gelmelerinden dolayı, yiyecek tedârik edip, koyun getirdiler Hazret-i Ömer 'ra' kalkıp, kendi boğazladı Pişirdiler Hazret-i Ömer, ezelî kelâmın te'sîrinden mest olmuş, ne konuşmağa mecâli ve ne oturmağa sabrı ve karârı var idi Ne hâl ise, taâmı pişirip, ortaya getirdiler Hazret-i Ömer dedi, gelin berâber yiyelim Her biri bir özr behâne edip, yimediler Kendileri de birkaç lokma aldılar Dîn-i islâma girdiklerini tahkîk edip, hayreti de çoğaldı Taâmı [yiyeceği] kaldırdıkdan sonra, süâl buyurdular ki;
- Okuduğunuz ne idi
Onlar okuduklarını inkâr eylediler korkularından konuşmağa başladılar
Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' buyurdular ki,
- Bilmiş olunuz ki, ben Kureyş arasında kılınç bağlayıp, o da'vâ ile geldim ki, varıp, Muhammedi katl edeyim Yolda gelirken, sizin de Muhammedül-emînin dînine girdiğinizi işitdim Geldim ki, evvelâ sizi katl edeyim Sonra Muhammedi katl edeyim lâkin, kapıya geldim .Kulağıma bir ses geldi. Dinledikce o kelâmın lezzeti bir hâl verdi ki, o kötü fikr benden gidip, kalbime şevk ve muhabbet dolup, beni tedirgin eyledi Elbette inkâra mecâl vermeyip, getirin okuduğunuzu, dinleyelim, dedi
Kız kardeşi ve eniştesi, bu sözü işitdiklerinde, sevindiler Kalbi islâm tarafına meyl etmişdir diyerek, dediler ki,
- Okuduğumuz, Allahü teâlânın ezelî olan kelâmıdır Hak Sübhânehü ve teâlâ, hazret-i Cebrâîl aleyhisselâm vâsıtası ile, Resûl-i ekrem 'sav' hazretlerine indirmişdir Dinlemek istersen, evvelâ gusl eyle Ondan sonra okuyalım, göresin
Hazret-i Ömer 'ra' kalkıp, huzûr-ı kalb ile, gusl edip, gelip, kıbleye dönüp oturdu Kız kardeşi kalkıp, ta'zîm ve tekrîm ile, sûre-i şerîfi eline alıp, (Bismillahirrahmânirrahîm) (Tâhâ ) diye okumağa başladı Nazm-ı şerîfin fesâhat ve belâgatinden, kalbi çok yumuşadı (Ben o Allahım ki, benden başka ibâdete müstehak ilâh yokdur O hâlde yalnız bana ibâdet et ve beni hâtırlaman için nemâz kıl) meâlindeki Tâhâ sûresinin 14cü âyetine gelince, Kur'ân-ı kerîmin nûru kalbine nûrâniyyet verip, Kur'ânın eseri açığa çıkıp, küfr ve şekâvet zulmeti gitmeğe başladı Dedi ki, beni, iki cihânın fahri, Muhammed Mustafâ 'sav' hazretlerinin huzûruna ulaşdırın O sırada Habbâb bin Erat, perde arasından dışarı çıkıp, dedi ki,
- Yâ Ömer, müjdeler olsun sana ki, Allahü teâlâya, Resûlullah 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' hazretlerinin etdiği düâsı, senin hakkında, kabûl oldu Allahü teâlâya hamd olsun
Sevinerek, önüne düşüp, hazret-i Sultân-ı Enbiyânın olduğu eve götürdü Bütün Eshâb-ı güzîn 'rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în', hazret-i Ömerin geldiğini görünce, hazret-i Fahr-i kâinâta haber verdiler
- Bırakın gelsin Başında devlet var ise îmâna gelir, buyurdu Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' hazret-i Peygamberin 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' mubârek nûr cemâlini müşâhede ile müşerref oldu
Resûl-i ekrem hazretleri buyurdular ki,
- Yâ Ömer, dahâ küfr ve şekâvetden vazgeçmek yok mu?
Hazret-i Ömer, Peygamberin mubârek cemâline nazar edip, kelâmını duyup, nazarlarına kavuşunca, hemen karârsız kalmayıp, yüksek dergâhlarına yüz sürüp, sonra,
- Yâ Resûlallah, hiç şek ve şübhe kalmadı Hak Peygambersin Bana îmânı arz eyle, dedi
(Eşhedü en lâ ilâhe illallah Ve eşhedü enne Muhammeden abdühü ve Resûlüh) deyip, şecere-i îmânı [îmân ağacını] temîz kalbine dikdi Cümle Eshâb-ı güzîn 'rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în' tekbîr getirip, sürûr-ı kalb ile, hazret-i Ömer ile kucaklaşıp, boynuna sarıldılar Allahü teâlâ hazretlerine hamd ve senâ eylediler Resûlullah 'sav' buyurdu;
- Su getirdiler Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' temizlenip, gusl eyledi Ona Kur'ân ta'lîm buyurdular Kalbini îmân nûru ile doldurdular Nemâzı ve diğer dîni erkânı ta'lîm eyledi Hazret-i Ömer onları gördü ki, mağara gibi gizli bir yerde dururlar
Dedi ki,
- Yâ Resûlallah! Bu ne keyfiyetdir ki, bu mağarada ihtifâ buyurdunuz
Se'âdet ile buyurdular ki,
- Müşriklerin mü'minlere ezâ ve cefâsından dolayı burada dururuz
Hazret-i Ömer 'radıyallahü teâlâ anh' dedi ki,
- Onlar puta gündüz taparlar Önünde âşikâre yer öperler Niçin biz, Hâlıka gizli taparız, yâ Resûlallah Buyurun billahi varalım, biz de Harem-i beyt-i şerîfde nemâzı âşikâre kılalım Görelim, bize kim mâni' olur
Fahr-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' kalkıp, Sahâbe-i güzîn 'rıdvânullahi teâlâ aleyhim ecma'în' ile berâber, hazret-i Ömer önlerinde, elinde yalın kılınç, Beyt-i şerîfe doğru yürümeğe başladılar Kureyş müşrikleri önlerinde, hazret-i Ömeri böyle gördüklerinde, sevinip, dediler ki,
- Meğer Ömer bunların hepsini esîr etmişdir, ki getirip karşımızda kırmak ister
Yanlarına geldiklerinde, gördüler ki, hazret-i Ömer bunların herbirine güzel muâmele edip, bunlar ile karışmış güle-güle söyleşip gelirler Ebû Cehl la'în bu hâli gördü Müslümân olduğunu anladı
- Âh! Gördünüz mü? Muhammed Ömeri de, kendi dînine döndürmüş Ben size demedim mi ki, sihrle Muhammed onu aldatır, kendine uydurur Siz dediniz ki, böyle olmaz Eyvâh, gelin görelim, şimdi ne yapalım Ve ona ne söyliyelim Yakınına geldiler Hazret-i Ömer 'ra' kılıncı kaldırıp dedi; (Nazm)
Durun ben geliyorum, bize kıyâma durun,
Genç, ihtiyâr, yaşlı hepsi, efendi köle olsun
Dîn-i islâmı teblîg için, Allah gönderdi,
Bize Peygamber olan Muhammedi 'aleyhisselâm'
Açığa çıkardı, güzel islâm dînini,
Putlar yıkıldı, kalmadı hükmleri
Döndüm Hakka, bunun dînine girdim,
Ey Kureyş! Hepiniz avam ve has böyle bilin!
Kâfirler, bu hâli görüp, içlerinde telâşlanıp, it gibi çağrışdılar Ebû Cehl la'în, yüksek sesle dedi ki,
- Görün Muhammedi ki, Kureyşin büyüklerini müslimân yapmağa başladı Bu işler bize azdır Dedim, gelin onlar çoğalmadan, öldürelim, aldırmadınız Şimdi ejderhâ oldu
Kâfirler, hazret-i Ömerden korkup, hiçbir mü'mine el uzatmağa kâdir olmadılar Her birinin dudağı kuruyup, kaldı Server-i âlem 'sallallahü teâlâ aleyhi ve sellem' ileri yürüyüp, Hacer-ül esved ile bâb-ı Kâ'be-i şerîf arasında durup, nemâzı o gün âşikâre kıldılar Gerçi kâfirler çok idi Mü'minler az idi Nemâz bitdikden sonra kalkıp, Kâ'beyi ta'vâf etdiler İbni Mes'ûd 'radıyallahü teâlâ anh' buyurdular ki, hazret-i Ömerin 'radıyallahü teâlâ anh' müslimân olması, mü'minlere feth ve nusret ve rahmet oldu O müslimân oluncaya kadar dîn-i islâm âşikâre olmadı Kâ'be-i mu'azzamada, müslimânlardan hiç kimse nemâz kılmamış idi Nakl edilmişdir ki, hazret-i Ömer 'radıyallahü anh' îmâna geldikde, Peygamberimiz 'sav' hazretleri, mubârek elini Ömerin 'radıyallahü anh' göğsüne koyup, üç kerre buyurdular ki,
- Yâ Rab! Bunun sadrında olan gereksiz sıfatı [göğsünde bulunan kötü sıfatı] ve illeti [hastalığı] çıkarıp, onun yerine îmân ve hikmeti ver
Kaynak:
Menakıb-i Çihar Yar-i Güzin
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: SAHABELER :._.·´¯) :: EHL-İ BEYT ve HULEFA-İ RAŞİDİN [DÖRT HALİFE]
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN