Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 247 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 247 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Riyazü-s Salihîn Niçin Yazıldı?
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: HADİS-İ ŞERİFLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Riyazü-s Salihîn Niçin Yazıldı?
ÖNSÖZ
Eksiksiz tüm övgüler; âlemlerin Rabbi olan, hakkı batıldan ayırt
ettiren, kitabı indiren Allah’a, salat ve selam da o indirilen Kur’an’ı
bizzat yaşayarak kendi hayatında gösteren, sınır koyma yetkisi kendisine
verilen O’nun Rasûlüne soy ve sopuna olsun.
Allah’ın lütfu ve yardımıyla ömrümüzün son yirmi yılını Kur’an ve hadis
öğrenimi ve öğretimiyle geçirmiş olmamız sebebiyle şu kanaatımızı daima
önde tuttuk ve her zaman ve her yerde tekrarladık; Günümüz insanının hiç
bilmediği veya çok az bildiği Kur’an ve hadis bilgisi mutlaka
öğrenilmeli ve hayata hakim kılınmalıdır. Dinimizin iki temel
kaynağından biri olan, Kur’an’ı anlamaya yönelik Özlü Tefsir
“Tefsirlerin Özü” isimli eserimizin yanı sıra hadisleri anlama, öğrenme,
yaşama konusunda da yani Kur’an’ı evrensel planda yaşama
diyebileceğimiz Peygamberimiz (s.a.v.)’in yaşama tarzı olan Sünnet=Hadis
bilgisi de günümüz insanı tarafından mutlaka öğrenilip anlaşılmaya
çalışılmalıdır. Çünkü Rabbimiz, yüce kitabımızda: Nisa: 4/59, 65, 80 ve
Haşr: 59/7 ve Al-i İmran: 3/31 ayetleriyle; Şura: 42/52 ve Nur: 24/63 ve
Ahzab: 33/21 ayetlerinde kimin ne görevle gönderildiği ve kime uyulması
gerektiği ve anlaşmazlığa düşüldüğünde kime müracaat edilmesi gerektiği
bildirilmektedir.
Ayrıca, “Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”[1] ve
“Dinin kaybolması, sünneti terketmekle başlar. Halat, nasıl ki lif lif
parçalanırsa din de sünnetin birer birer terkedilerek (ve her birinin
yerine bir bid’at geçirilip İslam’ın dışındaki hayat tarzlarından ve
kültürlerinden değişik bir modelin yerleştirilmesiyle) ortadan
kalkar.”[2]
Yukarıdaki ayetler ve bu iki hadis-i şerifiyle Peygamberimiz (s.a.v.)
müslümanım diyenlerin hem Allah’ın kitabı olan Kur’an’a hem de sünnete
sarılmak suretiyle müslüman kimliklerini koruyabileceklerini ifade
etmektedir.
İslam toplumu diyebileceğimiz “Ümmet” kavramı kitap ve sünnet kültürü dediğimiz bu iki kaynakla meydana gelebilir.
Kitap ve sünnet ayrı ayrı düşünülemez.... İkisi birlikte olur veya
sadece birisiyle müslüman olunmaz, müslümanca hayat da ortaya konularak
Ümmet= İslam cemaati ortaya çıkamaz.
Sünnetsiz İslam anlayışı dünyanın her bölgesinde bulunagelmiştir.
Memleketimizde de bu anlayışa sahip kimseler çıkabilir. Bunlar islami
şuurlanmayı temelinden yaralayacak tehlikeli bir akımdır.
Biz Sünnet=Hadis’lerdeki yorumuyla birlikte Kur’an’ı ve İslamı anlayıp
yaşayabileceğimize ve böylece iyi bir müslüman olacağımıza inanıyor, bu
sebeble de tüm sahih hadis kitaplarından istifade edilmesini ve böylece
iyi bir müslüman olunabileceğini kabul ediyoruz.
Bu gerçeği çok iyi anlayan Suriye’nin güneyinde Havran bölgesindeki Nevâ
köyünde 631 yılında doğan, hiç evlenmediği için “Ebu Zekeriyya Yahya”
diye künyelenen ve dini ihya ettiği için kendisine Muhyiddin lakabı
verilen Hafız Fakîh Ebû Zekeriyya Yahya ibni Şeref ibni Muri en Nevevî
diye bilinen kitabımızın müellifi çok küçük yaşlarda hafız olup pek çok
eserleri şerh etmiştir.
Devamlı ve çok yorucu çalışmasıyla kısa zamanda büyük bir şöhrete
ulaşarak pek çok eser vermeye başlamıştır. Kendisinden sonraki
alimlerden Zehebî’nin hadis alimlerinin efendisi diye andığı
müellifimiz; hadis ilimlerinde büyük bir otoriteydi.
Kendi zamanının en büyük ilim merkezi (üniversitesi) durumunda olan
Eşrefiyye kurumunun Dârul-Hadis şeyhliğine = Hadis anabilim dalı
başkanlığına getirildi, vefatına kadar on bir yıl bu göreve devam etti.
Mütevazi yaşantısı içerisinde devrinin yöneticilerine de doğru bildiğini
söylemekten çekinmez, sözlü ve yazılı olarak onları uyarırdı. Haksızlık
olabilecek konularda dünyalık temini için fetva vermez ve para
karşılığında ilmini satmazdı, hediye dahi almamaya gayret ederdi.
Talebelerinden ve büyük fakîh ve muhaddis İbni Ferah el İşbilî
müellifimizin üç ana özelliğini şöyle sayar: Devamlı iyiliği tavsiye
edip kötülükten sakındırır, dünya ve dünya menfaatlerine değer vermez,
ilim ve görev sorumluluğunu iyi bilirdi.
Hayatı, ilmi ve şahsiyeti hakkında pek çok eserler yazılmıştır. Hacimli
yazılan kitapların okunma şansının azlığından dolayı eserlerini özlü ve
kısa olarak yazmıştır. Riyazü's Salihîn bunlardan biridir ki; yıllarca
dini eğitim ve öğretim kurumlarında vazgeçilmez ders kitabı olarak
okunması yanı sıra aynı zamanda geniş kapsamlı konuları içermesi
açısından da va’z ve irşad kitabı görevi de görmüştür. 7-8 asırdır İslam
dünyasında Kur’an-ı Kerimden sonra en çok okunan, en çok basılan bir
eser olmuştur. Bu eserinin yanı sıra Hadis, Fıkıh, Kur’an okuma
kaideleri dil ve gramer konularıyla ve daha değişik konularda da pek çok
eserler vermiştir.
45 yıllık ömrünün 15-20 yıllık bir diliminde birçok eseri ve
tamamlayamadığı pek çok eseri kaleme alan Nevevî’nin bu durumu; Allah’ın
lütfu ve ömürünü bereketli kılması şeklinde açıklanabilir. Vefatı 24
Recep 676 tarihi olup 22 Aralık 1277 yılına tesadüf eder.
Eksiksiz tüm övgüler; âlemlerin Rabbi olan, hakkı batıldan ayırt
ettiren, kitabı indiren Allah’a, salat ve selam da o indirilen Kur’an’ı
bizzat yaşayarak kendi hayatında gösteren, sınır koyma yetkisi kendisine
verilen O’nun Rasûlüne soy ve sopuna olsun.
Allah’ın lütfu ve yardımıyla ömrümüzün son yirmi yılını Kur’an ve hadis
öğrenimi ve öğretimiyle geçirmiş olmamız sebebiyle şu kanaatımızı daima
önde tuttuk ve her zaman ve her yerde tekrarladık; Günümüz insanının hiç
bilmediği veya çok az bildiği Kur’an ve hadis bilgisi mutlaka
öğrenilmeli ve hayata hakim kılınmalıdır. Dinimizin iki temel
kaynağından biri olan, Kur’an’ı anlamaya yönelik Özlü Tefsir
“Tefsirlerin Özü” isimli eserimizin yanı sıra hadisleri anlama, öğrenme,
yaşama konusunda da yani Kur’an’ı evrensel planda yaşama
diyebileceğimiz Peygamberimiz (s.a.v.)’in yaşama tarzı olan Sünnet=Hadis
bilgisi de günümüz insanı tarafından mutlaka öğrenilip anlaşılmaya
çalışılmalıdır. Çünkü Rabbimiz, yüce kitabımızda: Nisa: 4/59, 65, 80 ve
Haşr: 59/7 ve Al-i İmran: 3/31 ayetleriyle; Şura: 42/52 ve Nur: 24/63 ve
Ahzab: 33/21 ayetlerinde kimin ne görevle gönderildiği ve kime uyulması
gerektiği ve anlaşmazlığa düşüldüğünde kime müracaat edilmesi gerektiği
bildirilmektedir.
Ayrıca, “Kim benim sünnetimden yüz çevirirse benden değildir.”[1] ve
“Dinin kaybolması, sünneti terketmekle başlar. Halat, nasıl ki lif lif
parçalanırsa din de sünnetin birer birer terkedilerek (ve her birinin
yerine bir bid’at geçirilip İslam’ın dışındaki hayat tarzlarından ve
kültürlerinden değişik bir modelin yerleştirilmesiyle) ortadan
kalkar.”[2]
Yukarıdaki ayetler ve bu iki hadis-i şerifiyle Peygamberimiz (s.a.v.)
müslümanım diyenlerin hem Allah’ın kitabı olan Kur’an’a hem de sünnete
sarılmak suretiyle müslüman kimliklerini koruyabileceklerini ifade
etmektedir.
İslam toplumu diyebileceğimiz “Ümmet” kavramı kitap ve sünnet kültürü dediğimiz bu iki kaynakla meydana gelebilir.
Kitap ve sünnet ayrı ayrı düşünülemez.... İkisi birlikte olur veya
sadece birisiyle müslüman olunmaz, müslümanca hayat da ortaya konularak
Ümmet= İslam cemaati ortaya çıkamaz.
Sünnetsiz İslam anlayışı dünyanın her bölgesinde bulunagelmiştir.
Memleketimizde de bu anlayışa sahip kimseler çıkabilir. Bunlar islami
şuurlanmayı temelinden yaralayacak tehlikeli bir akımdır.
Biz Sünnet=Hadis’lerdeki yorumuyla birlikte Kur’an’ı ve İslamı anlayıp
yaşayabileceğimize ve böylece iyi bir müslüman olacağımıza inanıyor, bu
sebeble de tüm sahih hadis kitaplarından istifade edilmesini ve böylece
iyi bir müslüman olunabileceğini kabul ediyoruz.
Bu gerçeği çok iyi anlayan Suriye’nin güneyinde Havran bölgesindeki Nevâ
köyünde 631 yılında doğan, hiç evlenmediği için “Ebu Zekeriyya Yahya”
diye künyelenen ve dini ihya ettiği için kendisine Muhyiddin lakabı
verilen Hafız Fakîh Ebû Zekeriyya Yahya ibni Şeref ibni Muri en Nevevî
diye bilinen kitabımızın müellifi çok küçük yaşlarda hafız olup pek çok
eserleri şerh etmiştir.
Devamlı ve çok yorucu çalışmasıyla kısa zamanda büyük bir şöhrete
ulaşarak pek çok eser vermeye başlamıştır. Kendisinden sonraki
alimlerden Zehebî’nin hadis alimlerinin efendisi diye andığı
müellifimiz; hadis ilimlerinde büyük bir otoriteydi.
Kendi zamanının en büyük ilim merkezi (üniversitesi) durumunda olan
Eşrefiyye kurumunun Dârul-Hadis şeyhliğine = Hadis anabilim dalı
başkanlığına getirildi, vefatına kadar on bir yıl bu göreve devam etti.
Mütevazi yaşantısı içerisinde devrinin yöneticilerine de doğru bildiğini
söylemekten çekinmez, sözlü ve yazılı olarak onları uyarırdı. Haksızlık
olabilecek konularda dünyalık temini için fetva vermez ve para
karşılığında ilmini satmazdı, hediye dahi almamaya gayret ederdi.
Talebelerinden ve büyük fakîh ve muhaddis İbni Ferah el İşbilî
müellifimizin üç ana özelliğini şöyle sayar: Devamlı iyiliği tavsiye
edip kötülükten sakındırır, dünya ve dünya menfaatlerine değer vermez,
ilim ve görev sorumluluğunu iyi bilirdi.
Hayatı, ilmi ve şahsiyeti hakkında pek çok eserler yazılmıştır. Hacimli
yazılan kitapların okunma şansının azlığından dolayı eserlerini özlü ve
kısa olarak yazmıştır. Riyazü's Salihîn bunlardan biridir ki; yıllarca
dini eğitim ve öğretim kurumlarında vazgeçilmez ders kitabı olarak
okunması yanı sıra aynı zamanda geniş kapsamlı konuları içermesi
açısından da va’z ve irşad kitabı görevi de görmüştür. 7-8 asırdır İslam
dünyasında Kur’an-ı Kerimden sonra en çok okunan, en çok basılan bir
eser olmuştur. Bu eserinin yanı sıra Hadis, Fıkıh, Kur’an okuma
kaideleri dil ve gramer konularıyla ve daha değişik konularda da pek çok
eserler vermiştir.
45 yıllık ömrünün 15-20 yıllık bir diliminde birçok eseri ve
tamamlayamadığı pek çok eseri kaleme alan Nevevî’nin bu durumu; Allah’ın
lütfu ve ömürünü bereketli kılması şeklinde açıklanabilir. Vefatı 24
Recep 676 tarihi olup 22 Aralık 1277 yılına tesadüf eder.
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: Riyazü-s Salihîn Niçin Yazıldı?
Riyazü-s Salihîn Niçin Yazıldı?
Nevevî’nin yaşadığı dönem olan 7,5 asır öncesi İslam düşmanları dört bir
yandan İslam coğrafyasını kuşatmış içte ve dışta pek çok olumsuzluklar
meydana gelmeye başlamıştı. Yani haçlı orduları ve Tatar baskınları her
tarafı kasıp kavurmaktaydı. Müslümanlardan bir kısmı bugünkü gibi servet
ve şehvet peşine düşmüş, farz ve sünnetleri ihmal ederek değişik bir
yaşantıya bürünmüş, bir kısmı da zühd hayatına yöneldiklerini söyleyerek
dünyada hiç bir sorumlulukları yokmuş gibi dünyadan yüz çevirmişlerdi.
Bir üçüncü grup ta değişik bölgelerde İslam düşmanlarına karşı cihad
gayreti içindeydi. Nevevî, böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini
bilerek o günün insanına neyi nasıl sunması gerektiğini kitap ve sünnete
sarılmak olarak tesbit etti ve o dönemdeki üç gruba ayrılan insanların
hepsini gerçek bir ölçüde birleştirmek istedi, öğrenme ve yaşama
yollarını bu kitabıyla ortaya koymuş oldu. Fert, aile ve toplum planında
yapılması gerekenleri ayet ve hadislerle tam yerine oturtarak her türlü
sapıklık ve bid’atlara düşenlere gerçek islamı göstermeye çalıştı.
İfrat ve tefrite düşmeksizin iddiasız ve gösterişsiz bir islami
yapılanmanın yol ve yöntemini ana başlıklar alt birimler ayet ve
hadislerle bu kitapta ortaya koymuş oldu. Nevevî’nin kulluk ve
samimiyetinin bir meyvesi olarak islam dünyasında bu eseri çok büyük
kabul görerek hedefine ulaşmış oldu.
18 ana bölüm ve 372 bölümden oluşan eser her müslümanın her yıl bir sefer okuması gerektiğini anımsatmaktadır.
Riyaz-üs Salihîn hakkında; çağdaş alimlerimizden Abdulfettah Ebu Gudde
ve Nâsıruddîn el Elbânî ve Şuayb el Arnavut sened yönünden zayıflığı
olan bir kaç hadisin olabileceğini, kendi şahsi tetkik ve
değerlendirmelerine dayanarak söylerler. Fakat sened yönünden zayıf
bulunan bu hadislerin de başka sened ve yollarla takviye edildiğini dile
getiren bu alimlerin yanı sıra yedi asırdır hiç bir alim tarafından
tenkid edilmediğini ve daima takdir edildiğini de söylemek gerekir.
Tesbit edebildiğimiz kadarıyla bu kitapta tekrar edilen hadis sayısı 260
civarındadır. Yani aynı hadis veya başka bir ravi tarafından rivayet
edilen aynı konudaki hadisler bir kaç konuda ilgili olduğu için tekrar
edilmiştir ki bu da sayıyı kabartmak için yapılan bir tekrar olmayıp
gerekli olduğundan dolayı tekrar edilmiştir.
Bu güne kadar bu esere Arapça şerhler yapılmıştır.
Delilül Falihîn – Muhammed ibni Allan (996-1057) (4 Cild)
Şerhu Riyaz-üs Salihîn – Abdulmecid Haşim (2 Cild)
Menhel-ül Varidîn Subhi Salih (Tek cilt)
Nüzhet-ül Müttekîn (5 Kişilik Heyet) (2 Cild)
Ayrıca özetleyerek muhtasarları da yapılan bu eserin İngilizce ve Fransızca tercemeleri de vardır.
Türkçe’de de bir kaç tercemesi yapılmıştır. Farklı cilt sayısı ve
değişik yayınevleri tarafından çeşitli baskıları yapılan eserin
faydalarının yanı sıra cild sayısının fazla oluşu dilinin eski oluşu,
baskı ve tertip arızaları yönünden pek çok anlaşılmayı güçleştiren
durumlarla karşılaşmamız dolayısıyla bu terceme ve tertibe girmiş
bulunmaktayız.
Bu eserimizde de tertip ve usul olarak yaptıklarımızı söylemek gerekirse şöylece özetleyebiliriz:
1. Bölüm başlıklarında verilmek istenen ne ise o söylenmiş oldu, kelime kelime tercemesi yapılmadı.
2. Ayet mealleri Özlü Tefsir çalışmamızdan verilerek daha anlaşılır olması temin edildi.
3. Hadislerde de anlaşılması gereken ne ise –tüm eserlerimizde olduğu
gibi- diğer hadisler ve şerhlerden yararlanılarak tercemesi yapılmış
açıklama gereken hadislere değişik yazı karakteriyle (*) işareti
konularak gerekli açıklamlar yapılmıştır.
4. Mu’cem-ul Müfehres esas alınarak geçen hadislerin bu eser dışındaki
alındığı kaynaklar verilmiştir. Ayrıca hadis araştırıcılarına kolaylık
olması için Kütüb-ü Sitte dediğimiz altı güvenilir hadis kaynağımızla
birlikte İmam-ı Malik'in Muvatta isimli eseriyle Darimi'nin Süneni yani
hadis külliyatımızdan sekiz eserin kitap isimleri, bölüm ve hadis
miktarları birer cetvel halinde sunulmuş olup Türkçe'ye tercüme edilen
bu eserlerin tercemelerde hangi cilde tesadüf ettiği de gösterilmiştir.
5. Hadisler bir kaç yerde geçmiş ise açıklama gereken yerde verilerek diğerlerine de atıflar yapılarak gösterilmiştir.
6. Hadisi rivayet edenlerin isimleri Arapça gramer kurallarına göre değil, Türkçe’deki söyleyişe uygun olarak yazılmıştır.
7. Kullanışlı olması bakımından tek cild olarak düzenlenmiştir.
8. Arapça metinler okuyucunun dikkatini dağıtmaması için arkaya alınmış
olup ihtiyaç duyanların müracaat etmesi için aynı numarayla verilmiştir.
9. Kudsi hadislerin numaraları dişi olarak verilmiştir. 1/1618 de olduğu gibi.
Bu çalışmamızda müslümanlara faydalı olmuş isek bu fayda Allah’ın
yardımı sebebiyledir. Tüm hata, kusur ve yanlışlar bize, doğrular ise
Allah ve Rasûlullah (s.a.v.)’e aittir.
Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, faydasını bol kılıp hidayet vermesi Allah’tandir.
“... Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptırma...” (Al-i İmran: 3/8)
Abdullah PARLIYAN
4 Mart 1999
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Buhari, Nikah 1; Müslim, Nikah 5.
[2] Darimî, Mukaddime 16.
Nevevî’nin yaşadığı dönem olan 7,5 asır öncesi İslam düşmanları dört bir
yandan İslam coğrafyasını kuşatmış içte ve dışta pek çok olumsuzluklar
meydana gelmeye başlamıştı. Yani haçlı orduları ve Tatar baskınları her
tarafı kasıp kavurmaktaydı. Müslümanlardan bir kısmı bugünkü gibi servet
ve şehvet peşine düşmüş, farz ve sünnetleri ihmal ederek değişik bir
yaşantıya bürünmüş, bir kısmı da zühd hayatına yöneldiklerini söyleyerek
dünyada hiç bir sorumlulukları yokmuş gibi dünyadan yüz çevirmişlerdi.
Bir üçüncü grup ta değişik bölgelerde İslam düşmanlarına karşı cihad
gayreti içindeydi. Nevevî, böyle bir durumda ne yapılması gerektiğini
bilerek o günün insanına neyi nasıl sunması gerektiğini kitap ve sünnete
sarılmak olarak tesbit etti ve o dönemdeki üç gruba ayrılan insanların
hepsini gerçek bir ölçüde birleştirmek istedi, öğrenme ve yaşama
yollarını bu kitabıyla ortaya koymuş oldu. Fert, aile ve toplum planında
yapılması gerekenleri ayet ve hadislerle tam yerine oturtarak her türlü
sapıklık ve bid’atlara düşenlere gerçek islamı göstermeye çalıştı.
İfrat ve tefrite düşmeksizin iddiasız ve gösterişsiz bir islami
yapılanmanın yol ve yöntemini ana başlıklar alt birimler ayet ve
hadislerle bu kitapta ortaya koymuş oldu. Nevevî’nin kulluk ve
samimiyetinin bir meyvesi olarak islam dünyasında bu eseri çok büyük
kabul görerek hedefine ulaşmış oldu.
18 ana bölüm ve 372 bölümden oluşan eser her müslümanın her yıl bir sefer okuması gerektiğini anımsatmaktadır.
Riyaz-üs Salihîn hakkında; çağdaş alimlerimizden Abdulfettah Ebu Gudde
ve Nâsıruddîn el Elbânî ve Şuayb el Arnavut sened yönünden zayıflığı
olan bir kaç hadisin olabileceğini, kendi şahsi tetkik ve
değerlendirmelerine dayanarak söylerler. Fakat sened yönünden zayıf
bulunan bu hadislerin de başka sened ve yollarla takviye edildiğini dile
getiren bu alimlerin yanı sıra yedi asırdır hiç bir alim tarafından
tenkid edilmediğini ve daima takdir edildiğini de söylemek gerekir.
Tesbit edebildiğimiz kadarıyla bu kitapta tekrar edilen hadis sayısı 260
civarındadır. Yani aynı hadis veya başka bir ravi tarafından rivayet
edilen aynı konudaki hadisler bir kaç konuda ilgili olduğu için tekrar
edilmiştir ki bu da sayıyı kabartmak için yapılan bir tekrar olmayıp
gerekli olduğundan dolayı tekrar edilmiştir.
Bu güne kadar bu esere Arapça şerhler yapılmıştır.
Delilül Falihîn – Muhammed ibni Allan (996-1057) (4 Cild)
Şerhu Riyaz-üs Salihîn – Abdulmecid Haşim (2 Cild)
Menhel-ül Varidîn Subhi Salih (Tek cilt)
Nüzhet-ül Müttekîn (5 Kişilik Heyet) (2 Cild)
Ayrıca özetleyerek muhtasarları da yapılan bu eserin İngilizce ve Fransızca tercemeleri de vardır.
Türkçe’de de bir kaç tercemesi yapılmıştır. Farklı cilt sayısı ve
değişik yayınevleri tarafından çeşitli baskıları yapılan eserin
faydalarının yanı sıra cild sayısının fazla oluşu dilinin eski oluşu,
baskı ve tertip arızaları yönünden pek çok anlaşılmayı güçleştiren
durumlarla karşılaşmamız dolayısıyla bu terceme ve tertibe girmiş
bulunmaktayız.
Bu eserimizde de tertip ve usul olarak yaptıklarımızı söylemek gerekirse şöylece özetleyebiliriz:
1. Bölüm başlıklarında verilmek istenen ne ise o söylenmiş oldu, kelime kelime tercemesi yapılmadı.
2. Ayet mealleri Özlü Tefsir çalışmamızdan verilerek daha anlaşılır olması temin edildi.
3. Hadislerde de anlaşılması gereken ne ise –tüm eserlerimizde olduğu
gibi- diğer hadisler ve şerhlerden yararlanılarak tercemesi yapılmış
açıklama gereken hadislere değişik yazı karakteriyle (*) işareti
konularak gerekli açıklamlar yapılmıştır.
4. Mu’cem-ul Müfehres esas alınarak geçen hadislerin bu eser dışındaki
alındığı kaynaklar verilmiştir. Ayrıca hadis araştırıcılarına kolaylık
olması için Kütüb-ü Sitte dediğimiz altı güvenilir hadis kaynağımızla
birlikte İmam-ı Malik'in Muvatta isimli eseriyle Darimi'nin Süneni yani
hadis külliyatımızdan sekiz eserin kitap isimleri, bölüm ve hadis
miktarları birer cetvel halinde sunulmuş olup Türkçe'ye tercüme edilen
bu eserlerin tercemelerde hangi cilde tesadüf ettiği de gösterilmiştir.
5. Hadisler bir kaç yerde geçmiş ise açıklama gereken yerde verilerek diğerlerine de atıflar yapılarak gösterilmiştir.
6. Hadisi rivayet edenlerin isimleri Arapça gramer kurallarına göre değil, Türkçe’deki söyleyişe uygun olarak yazılmıştır.
7. Kullanışlı olması bakımından tek cild olarak düzenlenmiştir.
8. Arapça metinler okuyucunun dikkatini dağıtmaması için arkaya alınmış
olup ihtiyaç duyanların müracaat etmesi için aynı numarayla verilmiştir.
9. Kudsi hadislerin numaraları dişi olarak verilmiştir. 1/1618 de olduğu gibi.
Bu çalışmamızda müslümanlara faydalı olmuş isek bu fayda Allah’ın
yardımı sebebiyledir. Tüm hata, kusur ve yanlışlar bize, doğrular ise
Allah ve Rasûlullah (s.a.v.)’e aittir.
Çalışma, gayret ve samimiyet bizden, faydasını bol kılıp hidayet vermesi Allah’tandir.
“... Ey Rabbimiz! Bizi doğru yola ilettikten sonra kalblerimizi bu gerçekten bir daha saptırma...” (Al-i İmran: 3/8)
Abdullah PARLIYAN
4 Mart 1999
--------------------------------------------------------------------------------
[1] Buhari, Nikah 1; Müslim, Nikah 5.
[2] Darimî, Mukaddime 16.
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: HADİS-İ ŞERİFLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN