Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 196 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 196 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
SiBeR ALeMiN RaBBi'De ALLAH'TıR.
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: İRFAN MECLİSİ SOHBETLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
SiBeR ALeMiN RaBBi'De ALLAH'TıR.
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
İnsanın diğer canlılardan farkı irade ve akıl sahibi olmasıdır. Kur’an insanın tabiatına uygun düşünmesini akla uygun hareket etmesi (ilim) olarak görür ve aklı, eşyanın tabiatına uygun olarak kullanmak diye de tanımlar.
İnsanın diğer canlılardan farkı irade ve akıl sahibi olmasıdır. Kur’an insanın tabiatına uygun düşünmesini akla uygun hareket etmesi (ilim) olarak görür ve aklı, eşyanın tabiatına uygun olarak kullanmak diye de tanımlar.
Müslümanlar gereğine uygun akletmeyi Peygamberleri aracılığıyla bildirilen Kuran’daki ayetlerden öğrenmişlerdir. İnsanın ilim sayesinde bir çok şeye hakim olmasının temelinde de Kur’an’ın sıkça işaret buyurduğu akıl vardır. Kur’an’ın aklıyla akıllanmak beraberinde O’nun ahlakıyla da ahlaklanmayı getirmiştir. Muhammed ve inananların oluşturduğu toplumsal boyutlara varan ideal akıl ve ahlak bütünlüğü Kur’an’a göre hareket etmenin bir sonucu olarak siyasi bir organizasyonun ortaya çıkmasını da sağlamıştır. Kur’an tabiattaki tüm olan bitenin Allah tarafından konulan değişmeyen bir yasaya uygun olarak işlediğini de belirtmiştir. Allah
Kur’an’da tüm alemlerin rabbi (terbiye edicisi) olduğunu dolayısıyla İslam’ın ve Peygamberi Muhammed’in tüm alemlere rahmet olarak gönderildiğini vurgulamaktadır. Yani İslam alemlere Muhammet ile rahmet
olarak gönderilmiştir.
“Ve (bunun içindir ki, ey Peygamber!) Biz seni yalnızca, bütün alemlere rahmetimiz(in bir işareti) olarak gönderdik.”(Enbiya 107)
Allah’ın mesajının gönderildiği bütün alemler İslam dinine muhtaçtır. Asıl hayatı ahiret hayatı olarak tanımlayan Kur’an bu hayatı kazanmanın şartı olarak geçici dünyada Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyi şart koşmuştur. Çünkü İslam’ın din olarak gönderildiği dünya yaşamı geçicidir. Asıl gerçek olan yaşam ahiret hayatıyla başlar.
“Çünkü (akıllarını kullansalardı bilirlerdi ki) bu dünya hayatı geçici bir zevk ve eğlenceden başka bir şey değildir; oysa sonraki hayat, tek (gerçek) hayattır. Keşke bunu bilselerdi! (Ankebut 64)
Aklını kullanmasını bilenler bilirler ki, dünya hayatının geçiciliğini ne kadar iyi idrak edersek gerçek hayatı kazanmaya o kadar çok yaklaşırız. Geçici dünya bizim de imtihan edildiğimiz dünyadır. Dünyadaki hayatımızı kuşatan tüm düşünce ve davranışlarımızın niteliği, geride bıraktığımız hayatın neliği ve nasıl yaşandığı ile ilgili değerlendirmenin özetidir. Dünya hayatı bu anlamda Müslüman için Allah’ın huzuruna alnının akıyla çıkması için her şeyini (canını, malını) ortaya koyduğu geçici bir ömürdür. Müslümanlar (akıl sahipleri) dünyanın geçiciliğini görebilenlerdir. O yüzden bilirler ki bu dünya bir oyun, eğlence, süs ve insanların mal ve evlat sahibi olma (Amerikan rüyası ya da yaşasın kapitalizm anlayışı) rekabetidir.
“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir”. (Hadid 20)
Yeryüzünde Allah’ın Peygamberleri ile başlattığı Tevhid mücadelesi tarih boyunca uyarı, öğüt, sakındırma, hatırlatma amacıyla hiç taviz verilmeden devam etti. Günümüzde bu mücadele ‘sanal’ dünyada da tüm şiddetiyle devam ediyor. Medyada son dönemde siber savaşlar olarak tanımlanan savaşların perde arkasında Allah’ın yeryüzündeki hakimiyetine karşı kafirler tarafından başlatılan çok daha sistemli savaşlar olduğu gerçeğini biliyoruz. Wikileaks belgeleri de dahil siber alemde kafirlerin tüm çıkışları bu gerçeğin ifadesinden başka bir şey değildir. Dünyada olan biteni, görünürün arkasındaki görünmeyen asıl gerçeği görebilenler yalnızca Allah’ın yardımıyla düşünen ve yaşayan Müslümanlardır..
Kur’an’da kafir kavramı gerçeği örten, hakikatin üzerini örtbas eden olarak tanımlanır.
Müslümanlar olarak sanal dünya içindeki hayatı kuşatanın da Allah’ın hükümleri olduğunu ve bir bütün olarak sorumlu tutulacağımızı unutmamalıyız. İslam dini, ister siber dünya isterse dünya hayatı olsun her ikisinin de geçiciliğini bilerek gerçek dünya olan ahiret hayatına en güzel şekilde hazırlık yapmamız için Allah tarafından tüm insanlara gönderilen tek dinolma özelliğini taşır. Niteliği ne olursa olsun sanal, yapay, geçici, siber, internet dünyası v.s adına ne derseniz deyin, insanların bulunduğu her alemde Allah’ın dinini gereğine uygun olarak en güzel şekilde anlatmak bütün alemlere Kur’an’ı bir öğüt, bir hatırlatma ve bir uyarı olarak tebliğ etmek zorundayız. İslam tüm alemlere gönderilen ve etkisini zaman mekan sınırı tanımadan hissettirebilen yeryüzündeki tek dindir. Kendilerini ve yaptıkları zalimliği bile örtemeyen kafirler İslam’ın tüm alemlere gönderilen tek geçerli din olduğu gerçeğini hiçbir zaman örtememişlerdir.
Müslümanlar her türlü dünyada Allah’ın dinini savunmakla mükelleftirler. Meclisimizin ilkeli duruş ve Tevhid dininin gereği olarak insanların gündemini Kur’an’ın kavramlarıyla belirliyor olması, tavizsiz bir üslupla Tevhit çizgisini devam ettirmesi gerçekten önemlidir.
İnananlar şahitliklerini sanal dünyada da devam ettirmek zorundadırlar. Sanal alemde de Müslümanca düşünmek ve müslümanca yaşamak zorundayız. Müslüman kimliğimizi taşıdığımız ve yüklendiğimiz Rabbani sorumluluğa uygun bir ahlakla hareket ederek sanal alemde de ortaya koymak zorundayız.
Siber alemde de Allah’ın dinini gereğine uygun ilkeli yayın akışıyla ve duruşuyla çizgisini korumaktadır. Sitede yazılan yazıların, yayınlanan yorumların ve gündemdeki önemli başlıkların titizlikle hazırlanmakta olduğunu biliyoruz. Zaman zaman yaptığımız eleştiriler yüz yüze konuşmaktan uzak oluşumuz ya da sanal dünyanın cazibesine kapılmışlığımızın bizlere dayattığı mail ya da dijital yollarla iletişim kurma alışkanlığı ya da yanlışlığından olsa gerek birbirimizi anlama noktasında zaman zaman kırıcı oluyoruz. Müslümanlar sanal tanışıklıklarında da Allah’ın rızasını kazanmak ve ahiret hayatını elde etmek için ilişkilerinin belirleyicisinin Kur’an ahlakı olduğunu unutmamalıdırlar.
“Muhammed Allah'ın Elçisi'dir ve (sadakatle) O'nun yanında olanlar, bütün hakikat inkarcılarına karşı kararlı ve tavizsiz (ama) birbirlerine karşı merhamet doludurlar.” (Fetih 29)
Şeytan insanı ne kadar çok heva ve hevesine çağırırsa o kadar çok müstağni kılar. Müstağni olan insan ise gerçekten azar. Siber alem, insan için müstağni hareket edebileceği sınırsız bir alan sunmuştur.
Oysa ki sanal dünya müslümanın bilinçsiz ve gelişigüzel gezineceği bir alan değildir. O yüzden Müslümanlar sanal aleme çıkarken de İslami kimliklerini mutlaka üzerlerinde taşımak zorundadırlar.
Müslümana getirilen sınırlar siber alem için de geçerlidir. Farz kılınan, haram olan, yasaklanan ya da helal kılınan her ne varsa sanal alemde de geçerlidir. Mail atarken, sitelerde gezinirken, yorum yaparken, müzik dinlerken, haberleri okurken, chat’leşirken Rahman ve Rahim olan Allah’a ibadet ettiğimizi unutmayalım. Firavun’un ilahlığını ilan ettiği yerde Musa’nın Rabbinin ilah olarak haykırıldığı gerçeğini unutmadığımız gibi…
Vesselam..Kur’an’da tüm alemlerin rabbi (terbiye edicisi) olduğunu dolayısıyla İslam’ın ve Peygamberi Muhammed’in tüm alemlere rahmet olarak gönderildiğini vurgulamaktadır. Yani İslam alemlere Muhammet ile rahmet
olarak gönderilmiştir.
“Ve (bunun içindir ki, ey Peygamber!) Biz seni yalnızca, bütün alemlere rahmetimiz(in bir işareti) olarak gönderdik.”(Enbiya 107)
Allah’ın mesajının gönderildiği bütün alemler İslam dinine muhtaçtır. Asıl hayatı ahiret hayatı olarak tanımlayan Kur’an bu hayatı kazanmanın şartı olarak geçici dünyada Allah’ın hükümleriyle hükmetmeyi şart koşmuştur. Çünkü İslam’ın din olarak gönderildiği dünya yaşamı geçicidir. Asıl gerçek olan yaşam ahiret hayatıyla başlar.
“Çünkü (akıllarını kullansalardı bilirlerdi ki) bu dünya hayatı geçici bir zevk ve eğlenceden başka bir şey değildir; oysa sonraki hayat, tek (gerçek) hayattır. Keşke bunu bilselerdi! (Ankebut 64)
Aklını kullanmasını bilenler bilirler ki, dünya hayatının geçiciliğini ne kadar iyi idrak edersek gerçek hayatı kazanmaya o kadar çok yaklaşırız. Geçici dünya bizim de imtihan edildiğimiz dünyadır. Dünyadaki hayatımızı kuşatan tüm düşünce ve davranışlarımızın niteliği, geride bıraktığımız hayatın neliği ve nasıl yaşandığı ile ilgili değerlendirmenin özetidir. Dünya hayatı bu anlamda Müslüman için Allah’ın huzuruna alnının akıyla çıkması için her şeyini (canını, malını) ortaya koyduğu geçici bir ömürdür. Müslümanlar (akıl sahipleri) dünyanın geçiciliğini görebilenlerdir. O yüzden bilirler ki bu dünya bir oyun, eğlence, süs ve insanların mal ve evlat sahibi olma (Amerikan rüyası ya da yaşasın kapitalizm anlayışı) rekabetidir.
“Bilin ki dünya hayatı ancak bir oyun, eğlence, bir süs, aranızda bir övünme ve daha çok mal ve evlât sahibi olma isteğinden ibarettir. Tıpkı bir yağmur gibidir ki, bitirdiği ziraatçilerin hoşuna gider. Sonra kurur da sen onun sapsarı olduğunu görürsün; sonra da çer çöp olur. Ahirette ise çetin bir azap vardır. Yine orada Allah’ın mağfireti ve rızası vardır. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir”. (Hadid 20)
Yeryüzünde Allah’ın Peygamberleri ile başlattığı Tevhid mücadelesi tarih boyunca uyarı, öğüt, sakındırma, hatırlatma amacıyla hiç taviz verilmeden devam etti. Günümüzde bu mücadele ‘sanal’ dünyada da tüm şiddetiyle devam ediyor. Medyada son dönemde siber savaşlar olarak tanımlanan savaşların perde arkasında Allah’ın yeryüzündeki hakimiyetine karşı kafirler tarafından başlatılan çok daha sistemli savaşlar olduğu gerçeğini biliyoruz. Wikileaks belgeleri de dahil siber alemde kafirlerin tüm çıkışları bu gerçeğin ifadesinden başka bir şey değildir. Dünyada olan biteni, görünürün arkasındaki görünmeyen asıl gerçeği görebilenler yalnızca Allah’ın yardımıyla düşünen ve yaşayan Müslümanlardır..
Kur’an’da kafir kavramı gerçeği örten, hakikatin üzerini örtbas eden olarak tanımlanır.
Müslümanlar olarak sanal dünya içindeki hayatı kuşatanın da Allah’ın hükümleri olduğunu ve bir bütün olarak sorumlu tutulacağımızı unutmamalıyız. İslam dini, ister siber dünya isterse dünya hayatı olsun her ikisinin de geçiciliğini bilerek gerçek dünya olan ahiret hayatına en güzel şekilde hazırlık yapmamız için Allah tarafından tüm insanlara gönderilen tek dinolma özelliğini taşır. Niteliği ne olursa olsun sanal, yapay, geçici, siber, internet dünyası v.s adına ne derseniz deyin, insanların bulunduğu her alemde Allah’ın dinini gereğine uygun olarak en güzel şekilde anlatmak bütün alemlere Kur’an’ı bir öğüt, bir hatırlatma ve bir uyarı olarak tebliğ etmek zorundayız. İslam tüm alemlere gönderilen ve etkisini zaman mekan sınırı tanımadan hissettirebilen yeryüzündeki tek dindir. Kendilerini ve yaptıkları zalimliği bile örtemeyen kafirler İslam’ın tüm alemlere gönderilen tek geçerli din olduğu gerçeğini hiçbir zaman örtememişlerdir.
Müslümanlar her türlü dünyada Allah’ın dinini savunmakla mükelleftirler. Meclisimizin ilkeli duruş ve Tevhid dininin gereği olarak insanların gündemini Kur’an’ın kavramlarıyla belirliyor olması, tavizsiz bir üslupla Tevhit çizgisini devam ettirmesi gerçekten önemlidir.
İnananlar şahitliklerini sanal dünyada da devam ettirmek zorundadırlar. Sanal alemde de Müslümanca düşünmek ve müslümanca yaşamak zorundayız. Müslüman kimliğimizi taşıdığımız ve yüklendiğimiz Rabbani sorumluluğa uygun bir ahlakla hareket ederek sanal alemde de ortaya koymak zorundayız.
Siber alemde de Allah’ın dinini gereğine uygun ilkeli yayın akışıyla ve duruşuyla çizgisini korumaktadır. Sitede yazılan yazıların, yayınlanan yorumların ve gündemdeki önemli başlıkların titizlikle hazırlanmakta olduğunu biliyoruz. Zaman zaman yaptığımız eleştiriler yüz yüze konuşmaktan uzak oluşumuz ya da sanal dünyanın cazibesine kapılmışlığımızın bizlere dayattığı mail ya da dijital yollarla iletişim kurma alışkanlığı ya da yanlışlığından olsa gerek birbirimizi anlama noktasında zaman zaman kırıcı oluyoruz. Müslümanlar sanal tanışıklıklarında da Allah’ın rızasını kazanmak ve ahiret hayatını elde etmek için ilişkilerinin belirleyicisinin Kur’an ahlakı olduğunu unutmamalıdırlar.
“Muhammed Allah'ın Elçisi'dir ve (sadakatle) O'nun yanında olanlar, bütün hakikat inkarcılarına karşı kararlı ve tavizsiz (ama) birbirlerine karşı merhamet doludurlar.” (Fetih 29)
Şeytan insanı ne kadar çok heva ve hevesine çağırırsa o kadar çok müstağni kılar. Müstağni olan insan ise gerçekten azar. Siber alem, insan için müstağni hareket edebileceği sınırsız bir alan sunmuştur.
Oysa ki sanal dünya müslümanın bilinçsiz ve gelişigüzel gezineceği bir alan değildir. O yüzden Müslümanlar sanal aleme çıkarken de İslami kimliklerini mutlaka üzerlerinde taşımak zorundadırlar.
Müslümana getirilen sınırlar siber alem için de geçerlidir. Farz kılınan, haram olan, yasaklanan ya da helal kılınan her ne varsa sanal alemde de geçerlidir. Mail atarken, sitelerde gezinirken, yorum yaparken, müzik dinlerken, haberleri okurken, chat’leşirken Rahman ve Rahim olan Allah’a ibadet ettiğimizi unutmayalım. Firavun’un ilahlığını ilan ettiği yerde Musa’nın Rabbinin ilah olarak haykırıldığı gerçeğini unutmadığımız gibi…
Ali Şalcı/Mersin
RıZa BeRKaN- KuRuCu / YöNeTiCi
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: İRFAN MECLİSİ SOHBETLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN