DeMoKRaSiYe EVET ReFeRaNDuMDa OYuM EVET!

tarafından **RıZa BeRKaN** 21.08.10 7:34

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Medyanın çeşitli kollarında -özellikle de sosyal medyada- referandum tartışmaları o kadar basite indirgendi ki… Bilemiyorum, belki de bir takım şahıslar son kez bizleri fişleme telaşı içerisindedirler. Zira bu çevrelerde “EVET” diyenler şöyle, “EVET” diyenler böyle şeklinde kampanyavari bir hareketlenme söz konusu. Birileri antipropaganda yapmak için savunduğumuz fikirler yoluyla bize saldırdığında, belden aşağı vurduğunda, durum biraz ahlaksızlaşıyor. Oysa bizi bölücülük ile itham edenlerin, referandumda “EVET” diyeceğimiz için aynı zamanda bizi hor görmesi, suçlaması, bize vatan hainliği, demokrasi düşmanlığı gibi çeşitli yakıştırmalar yapması ne kadar da ironik. Üstelik değişiklik paketini incelediğimizde “EVET”in bölücülüğe karşı ve daha demokratik bir Türkiye’ye doğru atılmış büyük
bir adım olduğu gün gibi ortadayken…

Ortalıkta kamplaşmaya daha dünden hazır bir güruh var ve içten içe bize haykıramadıkları nefretlerini ilk fırsatta yüzümüze kusmak için fırsat kolluyorlar. İşte bu zihniyet, 12 Eylül referandumunu da kamplaşmak ve kendinden olmayana saldırmak adına bir fırsat olarak görüyor. Meydanlarda hiç bir maddeden bahsedemiyor ve sadece “bize güvenin, hayır deyin” diyebiliyor. Hal böyleyken, bu zihniyeti samimi bulup güvenmek ne kadar mümkündür? Varın orasını da siz düşünün… Maddelerden bahsetmiyor da, peki ne diyor bu zihniyet meydanlarda? “Siyasal iktidar yargıya dokunmasın, orduya dokunmasın!” İyi güzel, dokunmasın da, peki kim değiştirecek yargıdaki ve ordudaki bu köhne düzeni? Tabi ki halk! Sen, ben, o, biz, siz, onlar… Güçler ayrılığı çerçevesinden baktığımızda halkı temsil eden güç nedir? Siyasal iktidar. Bu anayasa değişikliği bazılarının bahsettiği gibi siyasal iktidarın bir tasarrufu değil, görevidir. Senin sade bir vatandaş olarak yargıda söz hakkın var mı? Yok; olamaz da. Orduda söz söylemen mümkün mü? Değil; olmamalı zaten. Güçler ayrılığı ilkesi teoride bunu gerektirir. Fakat pratikte, senin dışında kalan güçler, senin haklarını gasp ediyorsa, buna dur diyecek olan da senden başkası değildir. Seni fikirlerinden ötürü yargılayan da, eline pimi çekilmiş bombayı verip ölüme terkeden de, saldırıya uğrayan askeri birliği seyreden ve hiç bir şey yapmayan da bu düzen…

Kafasına estiğinde bir darbeyle tüm özgürlük ve haklarını gasp eden de, seyahat hakkını elinden alan da, fişleyen de, kişisel bilgilerini senin rızana ihtiyaç duymadan kullanan da, idarenin eylemlerinden ötürü haksızlığa uğradığında seni umursamayan da bu düzen… Halkın iradesiyle seçilmiş iktidarın yerine kendini koyan da, sivilleri askeri mahkemelerde yargılayan da, sivil suç işleyen askerleri şıracı-bozacı misali askeri mahkemelerde yargılayan da, askeri mahkemelerdeki ters hiyerarşik yargılama saçmalığını uygulayan da bu düzen…

Bireysel olarak Anayasa Mahkemesi’ne başvuruda bulunmanı engelleyen de, yargının ve ordunun gasp ettiği hakların hesabını sordurmayan da, sendikal haklarını ve grev haklarını kısıtlayan da, memura ve emekli memurlara toplu sözleşme hakkı tanımayan da, kamu görevlilerine verilen cezalara yargı yolunu kapatan da, ekonomiye yön verenlerin ekonomik politikalarda söz hakkına sahip olmasını engelleyen de, temel hak ve özgürlüklerine set çeken de bu düzen…

12 Eylül geleneklerini devam ettiren de, üstünlerin hukukuna seni mahkum eden de bu düzen… Düzenin değişmesini engellemek için elinden geleni ardına koymayan, son sözü sana söyletmemek için bin dereden su getiren, fakat ne kadar uğraşırsa uğraşsın buna hukuki bir kılıf uyduramayan da bu düzen… Bu gidişe “dur” demek işine gelmiyorsa, varolan düzenden memnunsundur. Şayet böylesi çarpık bir düzenden memnun olabiliyorsan, ancak ve ancak çıkarların vardır. Seni yargılayacak olanı senden görüyorsan, düzenin değişmesini istememen, kendi çıkarlarını koruma refleksi göstermen doğaldır. Fakat bana kin duyan, beni ötekileştirmeye uğraşanlar beni yargıladıklarında adaletin tecelli edeceğinin garantisi var mı? Bugüne dek yapılanlar, bundan sonra yapılacak olanların teminatıysa eğer; böyle bir garantiden söz edebilir miyiz? Bugüne kadar yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı diye bir şeyin var olduğundan bahsedebilir miyiz? Bırak onu bunu, yargı bugüne kadar kimin elindeydi de oradan bir başkasının eline geçecek onu söyleyiver! Bugün çıkıp da “yargının bağımsızlığına müdahele var, yargı elden gidiyor” diye şikayet etmek, en hafif tabiriyle samimiyetsizliktir. Hani bir çocuğa, onun olmayan bir topşekeri verip daha sonra elinden aldığınızda ağlar ya; kimilerininki de o hesap…

Yok öyle bütün şekerleri sadece bir çocuğa ve onun arkadaşlarına yedirmek! Herkesin o şekerlerde hakkı var! Ve ben 12 Eylül 2010′da, 30 sene önce daha ben doğmamışken gasp edilen haklarımı geri alabilmek için “EVET” diyeceğim! Demokratik bir Türkiye’den söz edecek yüzüm olsun diye “EVET” diyeceğim! Günümüzde ve gelecekte olası darbelere dur diyecek cüreti kendimde bulabilmek için “EVET” diyeceğim!

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Hatta biliyor musun? Bunu yaparken de kendimle gurur duyacağım…
Peki ya sen? Bu düzenin böyle devam etmesi durumunda, bizi dışlayarak içine kapandığın cephende bir iç hesaplaşma yaşanır ve yarın sıra sana da gelirse, hangi yüzle bugünkü kararını savunacaksın?
Şimdi karar ver!
Demokrasiden yana mısın, yoksa gündelik çıkarlardan yana mısın?
Hukukun üstünlüğünden yana mısın, yoksa üstünlerin hukukundan yana mısın?

tarafından Bi_iznillah 21.08.10 17:06

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

tarafından **RüveYde** 21.08.10 17:56

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Anayasa Reform Paketine evet..EVET..evet!

Ülkemizin son asırda karşılaştığı bu en büyük fırsatı "Evet" ile değerlendirelim..

Düşmanlarımızı üzelim..Dostlarımızı Sevindirelim!

İçeriden dışarıdan bu toplumun düşmanlarına..

Bir asırdır her tarafımızı çiğniye çiğniye bitiremeyen taştan statükoya ve statükoculara gelin hep beraber dudak ısırtalım..

"Nasıl oldu da 27 Mayıs'tan 12 Eylül'e.. Nasıl oldu da 28 Şubat'larda kıskaça aldığımız bu toplum..

Nasıl oldu da (artık iflah olmaz) dediğimiz bu toplum zincirlerini kırdı?" diye acı acı söyletelim..

Ve 12 Eylül'ü Darbe Yıldönümü olmaktan çıkarıp.. Kendimize layık tam bir Demokrasi Bayramı Yapalım!

Milleti ve Devletiyle Güçlü Demokratik Türkiye 'ye evet..EVET.. yüzbin defa EVET!!!

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

Ptsi	Salı	Çarş.	Perş.	Cuma	C.tesi	Paz
				1	2	3
4	5	6	7	8	9	10
11	12	13	14	15	16	17
18	19	20	21	22	23	24
25	26	27	28	29	30

DeMoKRaSiYe EVET ReFeRaNDuMDa OYuM EVET!

DeMoKRaSiYe EVET ReFeRaNDuMDa OYuM EVET!

Geri: DeMoKRaSiYe EVET ReFeRaNDuMDa OYuM EVET!

Geri: DeMoKRaSiYe EVET ReFeRaNDuMDa OYuM EVET!