.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Salava10


Join the forum, it's quick and easy

.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Salava10
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:.
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.
Giriş yap

Şifremi unuttum

Kimler hatta?
Toplam 181 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 181 Misafir :: 2 Arama motorları

Yok

Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
» Kutsalınıza Hakaret Edilmesi İncitiyormuş Değil mi?
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime122.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN

» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime112.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN

» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime112.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN

» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime117.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN

» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN

» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN

» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN

» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN

» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN

» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN

» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN

» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN

» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN

» Ne NeDiR?
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime120.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN

» ÖĞÜT VEREN AYETLER
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime120.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN

» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime122.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN

» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN

» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN

» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Icon_minitime111.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN

Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız var
Son kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN

Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
 
 

Sonuç :
 


Rechercher çıkıntı araştırma

Anket

İRFaN MeCLiSi & RaH-ı AŞK FoRMuMuZa NaSıL ULaŞTıNıZ?

üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_lcap67%üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_rcap 67% [ 4 ]
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_lcap0%üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_rcap 0% [ 0 ]
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_lcap0%üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_rcap 0% [ 0 ]
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_lcap0%üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_rcap 0% [ 0 ]
üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_lcap33%üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Vote_rcap 33% [ 2 ]

Toplam Oylar : 6

RSS akısı


Yahoo! 
MSN 
AOL 
Netvibes 
Bloglines 


Kasım 2024
PtsiSalıÇarş.Perş.CumaC.tesiPaz
    123
45678910
11121314151617
18192021222324
252627282930 

Takvim Takvim


üSTaDıN MeZaRıNı TaŞıYaN AsKeRLeR...

Aşağa gitmek

üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Empty üSTaDıN MeZaRıNı TaŞıYaN AsKeRLeR...

Mesaj tarafından EyLüL 12.08.10 23:25

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

1960’ın 12 Temmuz’u… Vakit, gece yarısına yaklaşıyor. Urfa’daki Halil İbrahim Dergâhı’ndan balyoz sesleri yükseliyor. Etrafı askerlerle çevrili türbede, 111 gün evvel vefat eden Bediüzzaman Said Nursi Hazretleri yatıyor. İhtilal komitesi üstadın mezarını taşıma kararı almış. Ancak balyozları tutan askerler mermeri bir türlü kıramıyor. Nihayetinde komutan sesleniyor: “Mezarı kim kırarsa 30 gün izin.” Pehlivan lakaplı Yusuf öne çıkıyor: “Ben kırarım.” Orada kimin yattığından ne onun ne de diğer askerlerin haberi var. Verilen emir gereği Pehlivan Yusuf olanca gücüyle balyozu sallıyor. Önce mermer kırılıyor, sonra toprak kazılıyor. Said Nursi’nin naaşı bozulmamış kefeniyle kabirden çıkarılıyor.

Bediüzzaman Said Nursi’nin 84 yıllık hayatı sıkıntılarla geçti. Mahkeme mahkeme, şehir şehir dolaştırılıp durdu. Birçok işkenceye maruz kaldı. Kadir Gecesi’ne denk gelen 23 Mart 1960 tarihinde İpek Palas Oteli’nde vefat etti. Ardından on binlerin duası eşliğinde Hz. İbrahim Makamı’na defnedildi. Vefatından üç gün önce Isparta yolunda talebelerine “Bunlar beni anlamadı.” dedi. Bu sözleri adeta vefatından iki ay sonra gerçekleşecek olan 27 Mayıs 1960 ihtilalinin habercisiydi. İhtilal olmuş ve Adnan Menderes’i idam sehpasına götüren süreç başlamıştı. İhtilali yapanlar Bediüzzaman’ı vefatından sonra da rahat bırakmadı. Yeni iktidar mezarın taşınmasına karar verdi. Urfa’dan naaş önce uçakla Afyon’a, oradan da Isparta’ya götürüldü. Askerler Bediüzzaman Hazretleri’ni taşımakla görevlendirildi. Bu sürece şahitlik eden erlerden biri Kahramanmaraş’ın Elbistan ilçesinde, diğeri Gaziantep’in Nizip ilçesinde, bir diğeri ise İstanbul’da yaşıyor. Pehlivan Yusuf ise üç buçuk ay kadar önce vefat etmiş. Said Nursi’nin naaşını taşıyan uçaktaki muhabere subayı ise Bursa’da ikâmet ediyor.
EyLüL
EyLüL
BAĞIMLI ÜYEMİZ
BAĞIMLI ÜYEMİZ


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Empty Geri: üSTaDıN MeZaRıNı TaŞıYaN AsKeRLeR...

Mesaj tarafından EyLüL 12.08.10 23:29

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

KEFENİ HİÇ ÇÜRÜMEMİŞ

12 Temmuz gecesi türbeyi 100 civarında asker kuşatır. İçeriye kimse alınmazken bekçilerin de dışarı çıkmasına izin verilmez. Onu ziyarete gelenler birer avuç toprağı hatıra olarak yanlarında götürmeye başlayınca Adana’dan getirilen mermerlerle mezarın üstü kapatılır. Gece yarısı kabri taşımak için gelen askerler balyoz darbelerine rağmen bu mermerleri kıramaz. Yusuf Hayal (1 Aralık 2005’te vefat etti) “Ben kırarım.” diyerek başlar vurmaya. Dişleriyle 50 kilogramlık çuvalları taşıyan, tek başına bir arabayı 10 dakika boyunca kaldırarak hareket etmesine izin vermeyen Yusuf Hayal, balyozu her indirişinde mermerden de parçalar ayrılır. Mezarın üstündeki toprağı kürekle dışarı atar. Ve kefene sarılı beden ortaya çıkar.

Yusuf Hayal’in kendine anlattıklarını aktaran eşi Emine Hayal, “İçini açmamışlar ama kefen hiç çürümemiş. Aynen bugün konulmuş gibi. Sık sık anlatırdı bize Yusuf. Kendi elleriyle naaşı çıkartmış. Adanalı bir arkadaşı galiba ona yardım etmiş.” diyor. Bu sahnelere şahitlik edenlerden biri de Elbistanlı Tahir Aktaş’tır: “Türbenin etrafı abluka altına alınmıştı. Askerden başka hiç kimse yoktu. Biz kabre 5-6 metre mesafedeydik. Gördüğüm kadarıyla cenaze sanki bugün defnedilmiş gibiydi. Bakıştık birbirimizle. Merak ediyoruz kim çıkıyor diye. Mübarek adamın ismini hiç işitmemiştik. Ama cenazenin çürümemiş olmasından dolayı tüylerimiz diken diken oldu.”

Askere gitmeden önce köylerinde ceset çıkardıklarını, köylünün kokuya dayanamayarak oradan kaçtığını anlatan Aktaş, “Ama bu mübarek insan çıktığında yeni konulmuş gibiydi. 3 ay 21 gün önce vefat ettiği düşünülünce çürümüş olması lazımdı. Ancak kefende bedeni aynen duruyordu.” diyor.

Yusuf Hayal’in anlattıklarını, asker arkadaşı Şenol Başaslan ise şöyle aktarıyor: “Gümüşhaneli Yusuf’a mezarın yerini göster, oradan nasıl çıkarttın diye sordum. Beni götürdü. Mezarın yerini bir iki gün sonra gösterdi. O zaman anlattıklarına inandım. Askerdim, cahildim ama Bediüzzaman Hazretleri’ni seviyordum. Bana ‘Hiç leke yok. Aynen bugün konmuş gibi’ demişti. Kefen toprağa girdikten hemen sonra çürür. Ama o üç aydan fazla kalmış. Mübareğin kefeni çürümemiş.” Başaslan, kırılan mermer parçalarını da alaydaki yemekhane kapısının ardında gördüğünü kaydediyor. Daha sonra nereye götürüldüğüne dair bilgisi ise yok. Yusuf Hayal’in mermeri kırmasından ötürü hak ettiği izni 30 günden 45’e çıkartılır. Bir ay kadar önce çıktığı Gümüşhane’nin Demirören köyüne yeniden döner.

EyLüL
EyLüL
BAĞIMLI ÜYEMİZ
BAĞIMLI ÜYEMİZ


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

üSTaDıN  MeZaRıNı  TaŞıYaN  AsKeRLeR... Empty Geri: üSTaDıN MeZaRıNı TaŞıYaN AsKeRLeR...

Mesaj tarafından EyLüL 12.08.10 23:31

[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]

TABUT, C-47 UÇAĞINA SIĞMADI

Halilürrahman Dergâhı’nda (Hz. İbrahim Makamı) bir saat içinde yaşanır tüm bunlar. Tabut bir arabaya yerleştirilip Şanlıurfa Alay Komutanlığı’na nakledilir. Askerî konvoy nizamiye kapısında durdurulurken sadece Bediüzzaman’ın naaşının olduğu arabanın girmesine izin verilir. Küçük havaalanında Diyarbakır’dan gelen C-47 nakliye uçağı beklemektedir. Uçaktaki dört kişiden pilot Ahmet Kırlay, muhabereci Kadri Özkartal ve diğer ekip gece yarısı apar topar kaldırılıp Urfa’ya yönlendirilir. Kadri Bey’in eşi Hikmet Özkartal taşınan kişinin Bediüzzaman olduğunu daha sonra öğrendiklerini söylüyor. “Biz şehit var sanmıştık. Ama Bediüzzaman Hazretleri olduğunu öğrenince tüylerimiz diken diken oldu.”

Tabut, bu uçağa sığmaz. Naaş, daha küçük bir tabuta yerleştirilir. Yusuf Hayal ve arkadaşlarına ikinci bir emir verilir: “Büyük tabutu şehrin dışında bir yerde yakın.” Benzinle yakılmaya çalışılır, ancak tabut bir türlü alev almaz. Askerlerin bu şaşkınlığını Yusuf Hayal’in eşi Emine Hanım şöyle anlatıyor: “Benzini dökmüşler ama yakamamışlar. Vilayetin dışında bir yere götürmüşler. Tabutuna kaç teneke benzin döktük ama yakamadık derdi. Sonra tabutu oraya gömüyorlar. Bunları üzülerek anlatırdı. O mübareği nereye götürdüler hiç bilemiyordu.”

Gece yarısı Afyon Havaalanı’na inen uçağı vali ve yaklaşık 15 asker karşılar. Buradaki askerlerden biri de Nizipli Ahmet Çam’dır. Isparta’nın merkezindeki 58’inci Tümen Karargâh Bölüğü’nde nizamiye nöbetçisidir. “Biraz atıcı, vurucu olduğumuz için bizi alıp götürdüler. Muhafız olarak gittik, muhafız olarak geldik.” diyen Çam, subayların havaalanında kendilerine katıldığını aktarıyor. Bir ambulansa yerleştirilir Bediüzzaman’ın naaşı. Peşine de 3-4 tane askerî araç takılır. Araçlar dağların arasından süzülüp sessizce yol alır. “Nereden gittiğimizi bilmiyoruz. Dağların tepesiydi. Araba önümüzde gitti, arkadan askerî arabayla gittik. Anayollardan gitmedik, dağ yollarıydı. Karanlıktı.”

3-4 saatlik yolun sonunda gece yarısını geçerken Isparta’da meçhul bir yere gelinir. Yaklaşık 10 metre ötesinde defnedilen kişinin kimliğini dahi bilmeyen Ahmet Çam’ın görevi Bediüzzaman’ı defneden askerlerin tüfeklerini beklemektir. Sabaha karşı defin tamamlanır, ancak Çam, sadece uzaktan seyreder. Defnin ardından bir yüzbaşı erlere “Hiç kimseye söylemeyeceksiniz. Sizi asarlar.” der. Bunun üzerine kimse ne geldikleri yeri, ne de defin işlemini o günlerde başkasına anlatır. Ahmet Çam, defnettikleri kişinin kimliğini günler sonra gazetelerden öğrenir.

Tahir Aktaş, Urfa-Suruç’taki birliğine döndükten sonra ilçenin yaşlıları ile konuşarak gece yarısı gizlice kimi çıkarttıklarını öğrenir. Bediüzzaman Hazretleri hakkında bilgi aldığı kişilerden biri Bostancı köyünün şeyhidir. “Şeyh efendi hadiseyi anlatır ve ağlardı. O kadar duygulanırdı. Ondan bilgi edinmeye çalışırdım yasak olduğu zamanlarda.”

Eski adı Höyüklü yeni adı Ecek olan köyde vekâleten karakol komutanlığını yürüten Tahir Aktaş’ın eline Said-i Nursi’nin toplanma emri verilen eserleri ulaşır: “Şehir merkezi ile pek alakamız yoktu. Köyleri dolaşırken ortaya çıkıyordu eserler. Okumayı bilen köylülerde bulunurdu genelde. Karakol komutan vekilliği yaptığım zamanlarda sık sık geçerdi elime. Said Nursi’nin eserlerinin toplanması emredilirdi yukardan. Ama ben aldığım insanlara geri verirdim. Eserler belli ki bir âlimin yazısıydı. Benim Arapça okumuşluğum vardı. Tehlikeli olmadığı belliydi. Dinî konulardan bahsediyordu. El koymanın bir anlamı yoktu.”

26 Ekim 1959 tarihinde Van’ın Erciş ilçesinde askerliğine başlayan Tahir Aktaş, altı aylık eğitimin ardından Şanlıurfa’nın Suruç ilçesine jandarma olarak gelir. 30 aylık askerliğin ardından memleketine dönerek lokanta açar. Mermeri kıran Yusuf Hayal Van-Erciş’teki okuldan arkadaşıdır. Ancak Hayal’in birliği Şanlıurfa vilayetinin karşısında yer alan, yaklaşık 30 kişiden oluşan toplu birliktir. 72 yaşında vefat eden Yusuf Hayal 1961’de askerlik görevinin sona ermesinden üç yıl sonra Almanya’ya işçi olarak gider. 24 sene kaldığı Duisburg’da demir döküm fabrikasında çalışır. Eşi Emine Hanım’ı dönmesine 5 yıl kala yanına alır. Her altı ayda bir eşini ziyarete gelir. 1988’de İstanbul’a kesin dönüş yapan Pehlivan Yusuf, askerlikteki anılarını eşi Emine Hanım’a ve ikisi kız biri erkek üç çocuğuna anlatır. Emine Hayal, “Bediüzzaman Hazretleri’ni merak ederdi. Kitabı vardı onda, biri aldı götürdü. Nasıl aldı kabirden, nasıl çıkarttı onu anlatırdı. Severdi Bediüzzaman Hazretleri’ni.” diyor.

“BENİM KABRİM BİLİNMEYECEK”

67 yaşındaki Ahmet Çam ise Gaziantep’in Nizip ilçesine bağlı Yeniyazma köyünde ikamet ediyor. Isparta’daki askerliği bir kenara konulacak olursa yaşamı köyünün dışına taşmamış. Bediüzzaman’ın mezarı ile uğraşılmasına şaşırıyor: “Bir adamın cenazesinden asker niye korkmuş ki? Niçin nakletmiş acaba? Şaşırıyor insan. Bir adamdan niye korksun devlet.” diyen Ahmet Çam’ın iki yıl süren askerliğinin başladığı tarih de Üstad’ın vefatından tam bir yıl öncesine denk geliyor: 23 Mart 1959. Mart 1961’de de köyüne dönüyor. 68 yaşındaki Şenol Başaslan ise askerliğin ardından 1963 yılında yerleştiği İstanbul’da Denizcilik İşletmeleri’nde manevracı olarak çalışmış. Kadri Özkartal ise Bursa’da yaşıyor. Kendisi konuşmayı arzu etmese de eşi onun yaşadıkları hakkında kısa bilgiler veriyor.

Bediüzzaman Hazretleri vefatından üç gün önce Isparta’dan talebeleri Bayram Yüksel, Hüsnü Bayram ve Zübeyir Gündüzalp ile gizlice Urfa’ya geldi. Hükümet temsilcilerinin “Bir an önce ayrıl” uyarılarına rağmen, “Ben buraya dönmeye değil kalmaya geldim.” diyerek vefatını haber veriyordu. 21 Mart’ta geldiği, herkese kapısını açan, sofrasına misafirsiz oturmayan Hz. İbrahim’in makamında gözlerini yumdu. Yaşadığı yıllarda mezarının Urfa’da kalmayacağına da işaret ediyordu: “Benim kabrim çoklar tarafından bilinmeyecek.”

EyLüL
EyLüL
BAĞIMLI ÜYEMİZ
BAĞIMLI ÜYEMİZ


Sayfa başına dön Aşağa gitmek

Sayfa başına dön


 
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz