Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
 Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
 SosyalArkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
 Özel MesajGelen Kutusu ÖM Gönder |
 Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 31 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 31 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 206 kişi 31.07.17 12:04 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
akısı
Peygamberimizi (.s.a.v.) Sevmek
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: SİYER-İ NEBİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Peygamberimizi (.s.a.v.) Sevmek
tarafından EyLüL 07.08.10 19:40
Mekke’nin tescilli musrikleri de kendilerinden once helak oluncaya kadar inkarda direnen kafir kavimler gibi “Bize bir melek gonderilmeli degil miydi?” diyen sinifa dahil oldular.
Kur’an’in haber verdigine gore, Rasulullah’i kastederek “Bu nasil peygamber!” diyorlardi, “yiyip-iciyor ve carsilarda geziyor” diyorlardi. Insan olmak serapa kusurdu bu mantiga gore. Anlasilan insan neslinden umut kesmistiler. Aslinda onlar kendilerinden umut kesmistiler. “Insandan adam olmaz” demeye getiriyorlardi, fakat bilinc altinda “Bizden adam olmaz” demis oluyorlardi.
“Sonra altindan bir saray yapsin” dediler. “Su dagi altin etsin”, “Su vadiyi altinla doldursun” dediler. “Goge merdiven dayasin”, “Bize bir melekle gorunsun” vs. vs. dediler.
Onlar gercekte bir peygamber degil, yeryuzunun tum servetine hukmeden ihtisama gomulmus bir imparator istiyorlardi.
Nicin olacak, onlarin gozunde “Buyuk adam” olmanin olcusu altindi, paraydi, guctu, saltanatti, ihtisamdi, iktidardi da onun icin. Onlar sadece bu saydiklarimizin onunde egilirler, bu saydiklarimizla insanlara boyun egdirirlerdi. Bunun disinda, Allah’a, “anlam”a, ahlaka, erdeme teslim olmak onlarin kitabinda yazmazdi.
Eger istekleri gerceklesse, onlara peygamber olarak bir melek gonderilse, veya diger talepleri yerine gelse, inanacaklar miydi dersiniz?
Kur’an bu soruya acik ve net bir bicimde, “hayir” diyor. Pazarlikla baslayan bir surecin sonu iman degil, “alim-satim” islemi olurdu. Onun icin de Allah, onlarin bu tur taleplerini ciddiye almadi. “Bu vahyi gondermis olmamiz onlara mucize olarak yetmedi mi?” diye meydan okudu ve bu tavri istiskal etti. Vahiy, Rasulullah da bu yonde insa etti. O da onlarin bu tur taleplerini ciddiye almadi.
Ve Rasulullah’in oz ellerinde terbiye olmus sahabe de bu tavri gosterdi. Ornek mi, ornek cok. Iste bir tanesi: Islâm ordusu Bedr’e giderken yolda bir bedevi rast gelir. Bedevi Hz. Peygamber’e; “Sen Peygamber misin?” der. “Evet” cevabini alinca, Rasulullah’i bedevice bir teste tabi tutar: “O halde devemin karnindakinin (cinsiyeti) nedir, bil bakalim?”
Sizce, orada bulunan sahabe ne yapmistir?
Mesela, bedeviyi ciddiye alip Efendimizin cevabina kulak mi kesilmislerdir? Bedeviye “Biraz dur da vahiy insin” mi demislerdir. Hayir. Cunku onlara gore Rasulullah’a boyle bir soru sormak abestir ve oradaki sahabeden biri (Seleme b. Selâme), duruma hemen mudahale ederek, “O soruyu Allah Rasulu’ne sorma. Bu tarafa gel bana sor, ben ….” diyerek adami tersler. Adama verdigi cevabin sonu o kadar agirdir ki, Rasulullah dahi Selâme’yi bu agir ifadesinden dolayi kinamistir.
Ya Vakidi’nin ve Ibn Hisam’in naklettigi su ornege ne dersiniz? Rasulullah Tebuk seferinde devesini kaybeder. Allah Rasulu sebeplere tevessul ederek tum imkanlarla devesini aratir. Bir munafik su sozleri sarf eder: “Kendisinin peygamber oldugunu ve gokten haber aldigini soyleyen bir adam, kaybolan devesinin yerini bilmiyor, vallahi hayret!”
Alin size ucuncu ornek: Allah Rasulu vefat ettiginde Bahreyn’de mukim Abdulkays kabilesi “Eger peygamber olsaydi olmezdi” diyerek dinden donmuslerdir.
Durust olalim: Mevcut peygamber tasavvuruyla, bugunun siradan Muslumani bu orneklerdeki dusunme biciminden hangisine yakindir sizce?
Bir Muslumanin peygamber tasavvurunun bu orneklerden hangisine yakin oldugunu anlamanin en net yolu nedir, biliyor musunuz?
El-Cevap: Allah Rasulu’nu oveyim derken gosterdigi gerekceler ve deliller.
“Kim neye talipse, Alemlere Rahmet olanda onu arar” dersek, genelleme yapmis olur muyuz? Oluruz. O zaman degistirelim ve kimseye haksizlik yapmamaya calisalim: Insan olmaya talip olan, peygamberimizin Allah tarafindan ovulen insanligini gorur ve gosterir. Meleklesmeye talip olan (ki bu talebi sunnetullaha aykiri oldugu icin hem gerceklesmeyecek, hem de kendisini onulmaz yanlislara surukleyecektir), Allah Rasulu’nde meleklik arar. Sahih haberler arasinda buna ornek bulamazsa zayiflara, onlarda bulamazsa yalanlara sarilmakta bir beis gormez. Onlarda da bulamazsa, cogu zaman goruldugu gibi kendisi uydurma yoluna gider. Uydurduguna musteri olur, musteri oldugunu uydurur.
Ve ortaya gercegiyle hic alakasi olmayan, Allah’in sectigine ve Kur’an’in tanittigina benzemeyen efsanevi ve mutasavver bir “peygamber” cikar. Cikar cikmasina da, ne kendisinin onu ornek alip ahlakini uretmek gibi bir derdi vardir, ne de davranislari uretilebilecek, adimlari izlenebilecek kadar yeryuzune ve insana yakindir.
Muminler! Gozunuzu ve kulaginizi dort acin! Kimse size Alemlere Rahmet olanin sirtindan rusvet vermeye kalkmasin. Bunu yapanlari uyarin. Ama bu yola tevessul edenlere, Rasulullah askina, Rasulullah’in “hassû alâ vucûhihimu’t-turâb: yuzune toprak sacin” tavsiyesini uygulayin. Bu Arap lisaninda bir deyimdir: “Onu beklentisinden mahrum edin” manasina gelir. Size kim, “Allah Rasul’unu ornek alin!”, “Onu caginiza tasiyin!”, “Onun ahlakini ‘simdi ve burada’nizda yeniden uretin!”, “Onun mirasi vahiydir: ona ihanet etmeyin”, “Onun misyonu risalettir, onu yerde birakmayin!” diyorsa, onu dinleyin, ona uyun!
Kur’an’in haber verdigine gore, Rasulullah’i kastederek “Bu nasil peygamber!” diyorlardi, “yiyip-iciyor ve carsilarda geziyor” diyorlardi. Insan olmak serapa kusurdu bu mantiga gore. Anlasilan insan neslinden umut kesmistiler. Aslinda onlar kendilerinden umut kesmistiler. “Insandan adam olmaz” demeye getiriyorlardi, fakat bilinc altinda “Bizden adam olmaz” demis oluyorlardi.
“Sonra altindan bir saray yapsin” dediler. “Su dagi altin etsin”, “Su vadiyi altinla doldursun” dediler. “Goge merdiven dayasin”, “Bize bir melekle gorunsun” vs. vs. dediler.
Onlar gercekte bir peygamber degil, yeryuzunun tum servetine hukmeden ihtisama gomulmus bir imparator istiyorlardi.
Nicin olacak, onlarin gozunde “Buyuk adam” olmanin olcusu altindi, paraydi, guctu, saltanatti, ihtisamdi, iktidardi da onun icin. Onlar sadece bu saydiklarimizin onunde egilirler, bu saydiklarimizla insanlara boyun egdirirlerdi. Bunun disinda, Allah’a, “anlam”a, ahlaka, erdeme teslim olmak onlarin kitabinda yazmazdi.
Eger istekleri gerceklesse, onlara peygamber olarak bir melek gonderilse, veya diger talepleri yerine gelse, inanacaklar miydi dersiniz?
Kur’an bu soruya acik ve net bir bicimde, “hayir” diyor. Pazarlikla baslayan bir surecin sonu iman degil, “alim-satim” islemi olurdu. Onun icin de Allah, onlarin bu tur taleplerini ciddiye almadi. “Bu vahyi gondermis olmamiz onlara mucize olarak yetmedi mi?” diye meydan okudu ve bu tavri istiskal etti. Vahiy, Rasulullah da bu yonde insa etti. O da onlarin bu tur taleplerini ciddiye almadi.
Ve Rasulullah’in oz ellerinde terbiye olmus sahabe de bu tavri gosterdi. Ornek mi, ornek cok. Iste bir tanesi: Islâm ordusu Bedr’e giderken yolda bir bedevi rast gelir. Bedevi Hz. Peygamber’e; “Sen Peygamber misin?” der. “Evet” cevabini alinca, Rasulullah’i bedevice bir teste tabi tutar: “O halde devemin karnindakinin (cinsiyeti) nedir, bil bakalim?”
Sizce, orada bulunan sahabe ne yapmistir?
Mesela, bedeviyi ciddiye alip Efendimizin cevabina kulak mi kesilmislerdir? Bedeviye “Biraz dur da vahiy insin” mi demislerdir. Hayir. Cunku onlara gore Rasulullah’a boyle bir soru sormak abestir ve oradaki sahabeden biri (Seleme b. Selâme), duruma hemen mudahale ederek, “O soruyu Allah Rasulu’ne sorma. Bu tarafa gel bana sor, ben ….” diyerek adami tersler. Adama verdigi cevabin sonu o kadar agirdir ki, Rasulullah dahi Selâme’yi bu agir ifadesinden dolayi kinamistir.
Ya Vakidi’nin ve Ibn Hisam’in naklettigi su ornege ne dersiniz? Rasulullah Tebuk seferinde devesini kaybeder. Allah Rasulu sebeplere tevessul ederek tum imkanlarla devesini aratir. Bir munafik su sozleri sarf eder: “Kendisinin peygamber oldugunu ve gokten haber aldigini soyleyen bir adam, kaybolan devesinin yerini bilmiyor, vallahi hayret!”
Alin size ucuncu ornek: Allah Rasulu vefat ettiginde Bahreyn’de mukim Abdulkays kabilesi “Eger peygamber olsaydi olmezdi” diyerek dinden donmuslerdir.
Durust olalim: Mevcut peygamber tasavvuruyla, bugunun siradan Muslumani bu orneklerdeki dusunme biciminden hangisine yakindir sizce?
Bir Muslumanin peygamber tasavvurunun bu orneklerden hangisine yakin oldugunu anlamanin en net yolu nedir, biliyor musunuz?
El-Cevap: Allah Rasulu’nu oveyim derken gosterdigi gerekceler ve deliller.
“Kim neye talipse, Alemlere Rahmet olanda onu arar” dersek, genelleme yapmis olur muyuz? Oluruz. O zaman degistirelim ve kimseye haksizlik yapmamaya calisalim: Insan olmaya talip olan, peygamberimizin Allah tarafindan ovulen insanligini gorur ve gosterir. Meleklesmeye talip olan (ki bu talebi sunnetullaha aykiri oldugu icin hem gerceklesmeyecek, hem de kendisini onulmaz yanlislara surukleyecektir), Allah Rasulu’nde meleklik arar. Sahih haberler arasinda buna ornek bulamazsa zayiflara, onlarda bulamazsa yalanlara sarilmakta bir beis gormez. Onlarda da bulamazsa, cogu zaman goruldugu gibi kendisi uydurma yoluna gider. Uydurduguna musteri olur, musteri oldugunu uydurur.
Ve ortaya gercegiyle hic alakasi olmayan, Allah’in sectigine ve Kur’an’in tanittigina benzemeyen efsanevi ve mutasavver bir “peygamber” cikar. Cikar cikmasina da, ne kendisinin onu ornek alip ahlakini uretmek gibi bir derdi vardir, ne de davranislari uretilebilecek, adimlari izlenebilecek kadar yeryuzune ve insana yakindir.
Muminler! Gozunuzu ve kulaginizi dort acin! Kimse size Alemlere Rahmet olanin sirtindan rusvet vermeye kalkmasin. Bunu yapanlari uyarin. Ama bu yola tevessul edenlere, Rasulullah askina, Rasulullah’in “hassû alâ vucûhihimu’t-turâb: yuzune toprak sacin” tavsiyesini uygulayin. Bu Arap lisaninda bir deyimdir: “Onu beklentisinden mahrum edin” manasina gelir. Size kim, “Allah Rasul’unu ornek alin!”, “Onu caginiza tasiyin!”, “Onun ahlakini ‘simdi ve burada’nizda yeniden uretin!”, “Onun mirasi vahiydir: ona ihanet etmeyin”, “Onun misyonu risalettir, onu yerde birakmayin!” diyorsa, onu dinleyin, ona uyun!
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: SİYER-İ NEBİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
» Ne NeDiR?
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.