Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 361 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 361 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Acele karar vermeyin
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ÖĞÜT !! NASiHAT !!! HAYAT DERSLERi
1 sayfadaki 1 sayfası
Acele karar vermeyin
Köyün birinde bir yaşlı adam varmış. Çok fakirmiş ama Kral bile onu
kıskanırmış...Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için
ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya
yanaşmamış.. "Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar
mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,at yok. Köylü ihtiyarın başına
toplanmış: "Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları
belliydi.Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.Şimdi ne
paran var, ne de atın" demişler...İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin"
demiş."Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.Ondan ötesi sizin yorumunuz
ve verdiğiniz karar.Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans
mı? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.Arkasının nasıl
geleceğini kimse bilemez." Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla
gülmüşler.Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş...Meğer
çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı
peşine takıp getirmiş.Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür
dilemişler."Babalık" demişler, "Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir
talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün
var.." "Karar vermek için gene acele ediyorsunuz" demiş ihtiyar. "Sadece
atın geri döndüğünü söyleyin.Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne
getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.Birinci cümlenin birinci
kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?"
Köylüler bu defa açıkça ihtiyarla dalga geçmemişler ama içlerinden "Bu herif
sahiden gerzek" diye geçirmişler...Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye
etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin
geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene
gelmişler ihtiyara."Bir kez daha haklı çıktın" demişler. "Bu atlar yüzünden
tek oğlun, bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da
yok.Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın" demişler. İhtiyar
"Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş."O kadar
acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar.
Ama acaba ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan
sonra neler olacağı size asla bildirilmez." Birkaç hafta sonra, düşmanlar
ülkeye kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah
tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık
bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış.
Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya da
esir düşeceğini herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler...
"Gene haklı olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık ama hiç
değilse yanında. Oysa bizimkiler, belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun
bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..." "Siz erken karar
vermeye devam edin" demiş, ihtiyar. "Oysa ne olacağını kimseler bilemez.
Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde... Ama
bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah
biliyor."
"Acele karar vermeyin.Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar
vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir.Karar verdiniz mi, akıl
düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur.Buna rağmen akıl,insanı daima
karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz
yapar.Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar.Bir kapı
kapanırken, başkası açılır.Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin
hemen oracıkta olduğunu görürsünüz."
kıskanırmış...Öyle dillere destan bir beyaz atı varmış ki, Kral bu at için
ihtiyara nerdeyse hazinesinin tamamını teklif etmiş ama adam satmaya
yanaşmamış.. "Bu at, bir at değil benim için; bir dost, insan dostunu satar
mı" dermiş hep. Bir sabah kalkmışlar ki,at yok. Köylü ihtiyarın başına
toplanmış: "Seni ihtiyar bunak, bu atı sana bırakmayacakları, çalacakları
belliydi.Krala satsaydın, ömrünün sonuna kadar beyler gibi yaşardın.Şimdi ne
paran var, ne de atın" demişler...İhtiyar: "Karar vermek için acele etmeyin"
demiş."Sadece at kayıp" deyin, "Çünkü gerçek bu.Ondan ötesi sizin yorumunuz
ve verdiğiniz karar.Atımın kaybolması, bir talihsizlik mi, yoksa bir şans
mı? Bunu henüz bilmiyoruz. Çünkü bu olay henüz bir başlangıç.Arkasının nasıl
geleceğini kimse bilemez." Köylüler ihtiyar bunağa kahkahalarla
gülmüşler.Aradan 15 gün geçmeden at, bir gece ansızın dönmüş...Meğer
çalınmamış, dağlara gitmiş kendi kendine.Dönerken de, vadideki 12 vahşi atı
peşine takıp getirmiş.Bunu gören köylüler toplanıp ithiyardan özür
dilemişler."Babalık" demişler, "Sen haklı çıktın. Atının kaybolması bir
talihsizlik değil adeta bir devlet kuşu oldu senin için, şimdi bir at sürün
var.." "Karar vermek için gene acele ediyorsunuz" demiş ihtiyar. "Sadece
atın geri döndüğünü söyleyin.Bilinen gerçek sadece bu. Ondan ötesinin ne
getireceğini henüz bilmiyoruz. Bu daha başlangıç.Birinci cümlenin birinci
kelimesini okur okumaz kitap hakkında nasıl fikir yürütebilirsiniz?"
Köylüler bu defa açıkça ihtiyarla dalga geçmemişler ama içlerinden "Bu herif
sahiden gerzek" diye geçirmişler...Bir hafta geçmeden, vahşi atları terbiye
etmeye çalışan ihtiyarın tek oğlu attan düşmüş ve ayağını kırmış. Evin
geçimini temin eden oğul şimdi uzun zaman yatakta kalacakmış. Köylüler gene
gelmişler ihtiyara."Bir kez daha haklı çıktın" demişler. "Bu atlar yüzünden
tek oğlun, bacağını uzun süre kullanamayacak. Oysa sana bakacak başkası da
yok.Şimdi eskisinden daha fakir, daha zavallı olacaksın" demişler. İhtiyar
"Siz erken karar verme hastalığına tutulmuşsunuz" diye cevap vermiş."O kadar
acele etmeyin. Oğlum bacağını kırdı.Gerçek bu. Ötesi sizin verdiğiniz karar.
Ama acaba ne kadar doğru. Hayat böyle küçük parçalar halinde gelir ve ondan
sonra neler olacağı size asla bildirilmez." Birkaç hafta sonra, düşmanlar
ülkeye kat kat büyük bir ordu ile saldırmış. Kral son bir ümitle eli silah
tutan bütün gençleri askere çağırmış. Köye gelen görevliler, ihtiyarın kırık
bacaklı oğlu dışında bütün gençleri askere almışlar. Köyü matem sarmış.
Çünkü savaşın kazanılmasına imkân yokmuş, giden gençlerin ya öleceğini ya da
esir düşeceğini herkes biliyormuş. Köylüler, gene ihtiyara gelmişler...
"Gene haklı olduğun kanıtlandı" demişler. "Oğlunun bacağı kırık ama hiç
değilse yanında. Oysa bizimkiler, belki asla köye dönemeyecekler. Oğlunun
bacağının kırılması, talihsizlik değil, şansmış meğer..." "Siz erken karar
vermeye devam edin" demiş, ihtiyar. "Oysa ne olacağını kimseler bilemez.
Bilinen bir tek gerçek var. Benim oğlum yanımda, sizinkiler askerde... Ama
bunların hangisinin talih, hangisinin şanssızlık olduğunu sadece Allah
biliyor."
"Acele karar vermeyin.Hayatın küçük bir dilimine bakıp tamamı hakkında karar
vermekten kaçının. Karar; aklın durması halidir.Karar verdiniz mi, akıl
düşünmeyi, dolayısı ile gelişmeyi durdurur.Buna rağmen akıl,insanı daima
karara zorlar. Çünkü gelişme halinde olmak tehlikelidir ve insanı huzursuz
yapar.Oysa gezi asla sona ermez. Bir yol biterken yenisi başlar.Bir kapı
kapanırken, başkası açılır.Bir hedefe ulaşırsınız ve daha yüksek bir hedefin
hemen oracıkta olduğunu görürsünüz."
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ÖĞÜT !! NASiHAT !!! HAYAT DERSLERi
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN