Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 65 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 65 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
YÖNÜMÜZ KIBLEYE KALBİMİZ NEREYE ?
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: ÖNEMLİ KONULAR :._.·´¯) :: KUTSAL MEKANLAR
1 sayfadaki 1 sayfası
YÖNÜMÜZ KIBLEYE KALBİMİZ NEREYE ?
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
YÖNÜMÜZ KIBLEYE KALBİMİZ NEREYE?
Kemal Süleymanoğlu
Dua için ellerimizi açtığımızda, namaza kalktığımızda, evimizi
düzenlerken, cenazemizi kabre koyarken dikkat ettiğimiz; otururken,
kalkarken, yatarken her zaman ve her yerde yöneldiğimiz bir kıblemiz
var. İçimizdeki yönle aynı olan kıblemiz. Mekke'deki Mescid-i
Haram'daki Kâbe... Bunun ne büyük lütuf olduğunun farkında mıyız?
Namaza durduğumuzda Mekke'ye yöneliriz. Orada bulunan Kâbe'ye; yani
yeryüzünün ilk mescidine, Beytullah'a, Allah'ın evine yöneliriz.
Yüce Mevlâ, kıbleyi Kudüs'deki Mescid-i Aksâ'dan Mekke'deki Mescid-i
Haram'a, Kâbe'ye çevirdiğini Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz'e namaz
esnasında bildirmişti. Hatta namazın iki rekâtını Kudüs'teki Mescid-i
Aksâ'ya doğru kılmış, tam o esnada vahiy gelmişti. Hemen Mekke'ye
Mescid-i Haram'a yönelmiş, arkasında namaz kılan cemaat de onunla
birlikte yönlerini Mekke'ye çevirmişlerdi.
Haber birkaç gün
içinde her tarafa yayıldı. Bütün müslümanlar artık Mescid-i Haram'a
yönelerek namazlarını kılıyorlardı. Rasulullah s.a.v. Efendimiz'e itaat
etme konusunda en ufak bir tereddüt geçirmemişlerdi. Bunun yanında
münafıklar başta olmak üzere, gayr-i müslimlerden bazı kişiler
dedikoduya başlamışlardı. Kalplerinde gizlediklerini de, açığa
vurduklarını da bilen Yüce Mevlâ, onların durumunu Rasulullah s.a.v.
Efendimiz'e şöyle haber vermişti:
“İnsanlardan bir kısım sefihler
şöyle diyecekler: ‘Onları yöneldikleri kıblelerinden çeviren ne ki?'
(Rasulüm) de ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru olan
yola hidayet eder. Böylece biz, sizi adaletli ve dengeli bir ümmet
kıldık ki insanlara (hem dünyada hem de ahirette) şahitler olasınız,
Peygamber de size şahit olsun. Daha önceden yönelmiş olduğun kıbleyi
kıble tayin etmemiz, sadece Rasul'e tabi olanlar ile ökçeleri üzerine
geriye dönenlerden ayırmamız içindir. Bu, Allah'ın hidayet ettiği
kimselerden başkasına elbette ağır gelir…” (Bakara, 142-143)
İbadetlerde bir noktaya yönelmenin hakikatini ise Yüce Rabbimiz şöyle ifade buyuruyordu:
“Yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirmeniz iyilik değildir. Hakiki
iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve nebilere iman
eden; malına olan sevgisine rağmen onu akrabaya, yetimlere, yoksullara,
yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere veren; namazı hakkıyla kılan,
zekâtı veren, verdiği söze sadık kalan; sıkıntı, hastalık ve savaşın
şiddetli anında sabredenlerin iyiliğidir. Onlar sadık ve takva sahibi
olanlardır.” (Bakara, 177)
“Doğu da batı da Allah'ındır. Hangi
tarafa yönelirseniz, Allah'ın vechi (yani sizin yönelişinize muhatap
olacak şekilde O'nun zatı) oradadır (yani O, her tarafta
karşınızdadır). Allah vasidir (her şeyi rahmetiyle kapsar), alîmdir
(her şeyi bilir).” (Bakara, 115)
Böylece Allahu Tealâ, hayatımız
boyunca dikkat etmemiz gereken büyük bir ölçüyü bize bildirmektedir. O
da ºudur: Sadece şekilde şartları yerine getirmek, sadece dış görünüşü
düzeltmiş olmak yeterli değildir. İbadetlerimizde Kâbe'ye yönelmemiz
hatta Kâbe'nin dibinde veya içinde bulunmamız yeterli değildir;
kalplerimizdeki niyetlerimiz, Allah'a karşı hassasiyetimiz yani
takvâmız önemlidir.
Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in şu mübarek sözleri bu hakikati özetler:
“Allah sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz. O sizin kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, İbn Mace)
“Ameller, niyetlere göre değer kazanır.” (Buharî)
Evet, ibadetlerimizde ve işlerimizde öncelikle dikkat etmemiz gereken,
gönlümüz ve niyetimizdir. Fakat bu, şeklî şartların veya dış görünüşün
hiçbir önemi olmadığı anlamına asla gelmez. İnsan olarak dış görünüşe
kolayca mağlup oluruz, şeklî şartları yerine getirmeyi asıl gaye haline
getirebiliriz. Yüce Mevlâ, böyle bir zaafa düşmememiz için
ibadetlerimizde ve yaşayışımızda mananın önemli olduğunu bize
bildiriyor. Bundan sonra şeklî şartlara da riayet etmemizi istiyor.
Cenab-ı Mevlâ, kıbleye yönelmekten maksadın ne olduğunu yukarıdaki
ayetlerde ifade buyurduktan sonra, ibadetlerimizde Kâbe-i Muazzama'ya
yönelmemizin farz olduğunu da şöyle ferman buyuruyor:
“Nereden
yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu, Rabbinden
gelen bir hakikattir. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Evet
ey Rasulüm!) nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram tarafına
çevir. Sizler de nerede bulunursanız bulunun yüzünüzü o tarafa çevirin
ki, zulüm yapmaya şartlanmış olanların dışındaki insanların size karşı
hiçbir delilleri kalmasın. Sakın onlardan korkmayın, yalnız benden
korkun. Böylece size olan nimetimi tamamlayayım da doğru yolu
bulasınız.” (Bakara, 149, 150)
Kıble, hem kalbimize hem kalıbımıza gerek…
YÖNÜMÜZ KIBLEYE KALBİMİZ NEREYE?
Kemal Süleymanoğlu
Dua için ellerimizi açtığımızda, namaza kalktığımızda, evimizi
düzenlerken, cenazemizi kabre koyarken dikkat ettiğimiz; otururken,
kalkarken, yatarken her zaman ve her yerde yöneldiğimiz bir kıblemiz
var. İçimizdeki yönle aynı olan kıblemiz. Mekke'deki Mescid-i
Haram'daki Kâbe... Bunun ne büyük lütuf olduğunun farkında mıyız?
Namaza durduğumuzda Mekke'ye yöneliriz. Orada bulunan Kâbe'ye; yani
yeryüzünün ilk mescidine, Beytullah'a, Allah'ın evine yöneliriz.
Yüce Mevlâ, kıbleyi Kudüs'deki Mescid-i Aksâ'dan Mekke'deki Mescid-i
Haram'a, Kâbe'ye çevirdiğini Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz'e namaz
esnasında bildirmişti. Hatta namazın iki rekâtını Kudüs'teki Mescid-i
Aksâ'ya doğru kılmış, tam o esnada vahiy gelmişti. Hemen Mekke'ye
Mescid-i Haram'a yönelmiş, arkasında namaz kılan cemaat de onunla
birlikte yönlerini Mekke'ye çevirmişlerdi.
Haber birkaç gün
içinde her tarafa yayıldı. Bütün müslümanlar artık Mescid-i Haram'a
yönelerek namazlarını kılıyorlardı. Rasulullah s.a.v. Efendimiz'e itaat
etme konusunda en ufak bir tereddüt geçirmemişlerdi. Bunun yanında
münafıklar başta olmak üzere, gayr-i müslimlerden bazı kişiler
dedikoduya başlamışlardı. Kalplerinde gizlediklerini de, açığa
vurduklarını da bilen Yüce Mevlâ, onların durumunu Rasulullah s.a.v.
Efendimiz'e şöyle haber vermişti:
“İnsanlardan bir kısım sefihler
şöyle diyecekler: ‘Onları yöneldikleri kıblelerinden çeviren ne ki?'
(Rasulüm) de ki: Doğu da batı da Allah'ındır. O dilediğini doğru olan
yola hidayet eder. Böylece biz, sizi adaletli ve dengeli bir ümmet
kıldık ki insanlara (hem dünyada hem de ahirette) şahitler olasınız,
Peygamber de size şahit olsun. Daha önceden yönelmiş olduğun kıbleyi
kıble tayin etmemiz, sadece Rasul'e tabi olanlar ile ökçeleri üzerine
geriye dönenlerden ayırmamız içindir. Bu, Allah'ın hidayet ettiği
kimselerden başkasına elbette ağır gelir…” (Bakara, 142-143)
İbadetlerde bir noktaya yönelmenin hakikatini ise Yüce Rabbimiz şöyle ifade buyuruyordu:
“Yüzünüzü doğu ve batı yönüne çevirmeniz iyilik değildir. Hakiki
iyilik, Allah'a, ahiret gününe, meleklere, kitaba ve nebilere iman
eden; malına olan sevgisine rağmen onu akrabaya, yetimlere, yoksullara,
yolda kalmışlara, dilenenlere ve kölelere veren; namazı hakkıyla kılan,
zekâtı veren, verdiği söze sadık kalan; sıkıntı, hastalık ve savaşın
şiddetli anında sabredenlerin iyiliğidir. Onlar sadık ve takva sahibi
olanlardır.” (Bakara, 177)
“Doğu da batı da Allah'ındır. Hangi
tarafa yönelirseniz, Allah'ın vechi (yani sizin yönelişinize muhatap
olacak şekilde O'nun zatı) oradadır (yani O, her tarafta
karşınızdadır). Allah vasidir (her şeyi rahmetiyle kapsar), alîmdir
(her şeyi bilir).” (Bakara, 115)
Böylece Allahu Tealâ, hayatımız
boyunca dikkat etmemiz gereken büyük bir ölçüyü bize bildirmektedir. O
da ºudur: Sadece şekilde şartları yerine getirmek, sadece dış görünüşü
düzeltmiş olmak yeterli değildir. İbadetlerimizde Kâbe'ye yönelmemiz
hatta Kâbe'nin dibinde veya içinde bulunmamız yeterli değildir;
kalplerimizdeki niyetlerimiz, Allah'a karşı hassasiyetimiz yani
takvâmız önemlidir.
Rasul-i Ekrem s.a.v. Efendimiz'in şu mübarek sözleri bu hakikati özetler:
“Allah sizin şekillerinize ve mallarınıza bakmaz. O sizin kalplerinize ve amellerinize bakar.” (Müslim, İbn Mace)
“Ameller, niyetlere göre değer kazanır.” (Buharî)
Evet, ibadetlerimizde ve işlerimizde öncelikle dikkat etmemiz gereken,
gönlümüz ve niyetimizdir. Fakat bu, şeklî şartların veya dış görünüşün
hiçbir önemi olmadığı anlamına asla gelmez. İnsan olarak dış görünüşe
kolayca mağlup oluruz, şeklî şartları yerine getirmeyi asıl gaye haline
getirebiliriz. Yüce Mevlâ, böyle bir zaafa düşmememiz için
ibadetlerimizde ve yaşayışımızda mananın önemli olduğunu bize
bildiriyor. Bundan sonra şeklî şartlara da riayet etmemizi istiyor.
Cenab-ı Mevlâ, kıbleye yönelmekten maksadın ne olduğunu yukarıdaki
ayetlerde ifade buyurduktan sonra, ibadetlerimizde Kâbe-i Muazzama'ya
yönelmemizin farz olduğunu da şöyle ferman buyuruyor:
“Nereden
yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram tarafına çevir. Bu, Rabbinden
gelen bir hakikattir. Allah yaptıklarınızdan habersiz değildir. (Evet
ey Rasulüm!) nereden yola çıkarsan çık, yüzünü Mescid-i Haram tarafına
çevir. Sizler de nerede bulunursanız bulunun yüzünüzü o tarafa çevirin
ki, zulüm yapmaya şartlanmış olanların dışındaki insanların size karşı
hiçbir delilleri kalmasın. Sakın onlardan korkmayın, yalnız benden
korkun. Böylece size olan nimetimi tamamlayayım da doğru yolu
bulasınız.” (Bakara, 149, 150)
Kıble, hem kalbimize hem kalıbımıza gerek…
belinay- SÜPER MODERATÖR
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: ÖNEMLİ KONULAR :._.·´¯) :: KUTSAL MEKANLAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN