H A C

O İslâmın beş şartından sadece üçünü yerine getirmekle mükellefti ve
bunları da yerine getiriyordu: Tevhide ve nübüvvete şehadet; bunu dili
ile ikrar ve kalbi ile tasdik ediyor, her gün beş vakit namazını ilk
vaktinde kılıyor, Ramazan orucunu da aksatmıyordu. Zekatını verecek
kadar servet birikimi olmadığından zekata muhtaç olanların, hacca
gidebilmeye de gücü yetmediğinden, Allah (cc)ın bu mevzudaki hakkını
üzerinde taşımıyordu. Bir Anadolu şehrinin ana caddesinin kenarında
seyyar satıcılık yapıyordu. Seyyar satış tezgâhının önünde, yaz-kış
demeden gün boyunca ayakta durarak satmaya çalıştığı, tarak ve benzeri
ucuz şeylerdi. Akşamları gittiği dinî sohbet toplantılarından aldığı
manevî haz ve hız, onda mükellef olmadığı halde, hacca da gitmek
hususunda gittikçe artan bir istek hasıl ediyordu. İsteği vardı; fakat
hacca gidecek parası olmadığı gibi, kasap vb. görevlerle gidebileceği
bir durum da yoktu. Bir hac mevsiminde kendisini göremez olduk ve merak ettik. Acaba
başına bir musibet gelmiş de haberimiz mi olmamıştı? Onu tanıyanlar ve
maddî durumunu bilenler, hacca gitmiş olabileceğini hatırlarına bile
getiremezlerdi; ama gitmişti! Bunun sırrını açıklaması ise çok basitti:
Hacca gitmek arzusunu yenemeyince, seyyar tezgâhının iki köşesine biri
hac parası biriktirmek için, diğeri de günlük maişeti için, iki kutu
yerleştirmiş. Yeterli para birikince de gitmiş.
Mescid-i Nebevîde elektrik mühendisi olarak uzun yıllardan
beri çalışan bir arkadaşım, hacca gelen kişilerin durumunu yıllardır
incelediğini ve hacca gelen kimselerin ihlâsla bu istekte bulunanlar
olduğunu tespit ettiğini söylemişti. Allah (cc), ihlâsla kim ne isterse
verirken, çeşitli hikmetleri bulunan haccı ifa etmek ve kendi beytini
ziyaret etmek isteyenlere, güçleri yetmediği durumlarda da bu
isteklerinin karşılığını vermez mi? Bütün fiillerin asıl sahibi olan
Allah, bunun sebeplerini de elbette yaratır.

AİLEM DERGİSİ

Sabır mevsimi

[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Hacca giden, başkalarına sıkıntı vermediği gibi onlardan gelecek
sıkıntılara da katlanmalı, yumuşak davranmalıdır. Hadis-i şerifte Yumuşak davranmayan hayır yapmamış olur buyuruldu. Sert, kırıcı
olmaktan da kaçmalıdır. Hadis-i şerifte, (Sertlikten ve çirkin şeyden
sakının. Yumuşaklık insanı süsler, çirkinliği giderir) buyuruluyor.