Giriş yap
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 312 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 312 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Huy Hırsızlığı
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: DİNİ BİLGİLER ve İSLAMİ YAZILAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Huy Hırsızlığı
Modern Hırsızlar Huyumuzu Çalmışlar...
Modern çağın en bariz problemleri arasında yerini alan; fakat ne yazık ki tedavisi için çoğu insanımızın kılını dahi kıpırdatmadığı vahim ve bulaşıcı bir hastalık. Huy hırsızlığı… Bu hastalık kişinin iç dünyasını etkilediği gibi dış dünyasında da büyük tahribatlara sebebiyet veriyor. Çoğu kez tamiri yapılamaz deliklere yol açıyor. Bu hastalığı bulaştırma yönünden en ön saflarda kişinin yakın çevresi rol alıyor. İnsanların huylarını çalmakta kişinin başyardımcısı melun şeytan oluyor. Hırsıza o kadar çok yardım ediyor ki, o kişi adeta şeytanın suretine bürünüyor. Kişi, o an ki hırsızlıkta kullanacağı eşyaları bedeninden temin ediyor. Mesela: Silahı iğneleyici sözleri, bıçağı keskin bakışı, maskesi yüzüne taktığı arsızlığı, çuvalı ise sivri tırnaklı avuçları oluyor.
Bu tür hırsızlık nasıl mı oluyor? Mü’minleri doğru yoldan saptırmayı kendine misyon edinmiş kafirler ve sözde Müslümanlar! Başka konularda olduğu gibi bu konuda da maharetlerini gösterip çeşitli yollar ve yöntemler üretiyor. Bu yöntemlerden bir kaçını ele alırsak huy hırsızlığının müminler için ne kadar dehşet verici bir olay olduğunu anlamamıza kâfi gelecektir.
Birincisi: Kişi iyi huyludur. Kavgayı sevmez hatta hayatında büyüklerine karşı saygısızlık yaptığı görülmemiştir. Halimdir, yumuşaktır. Yüksek sesle konuşmayı bile sevmeyen biridir. Bu insan gönlündeki bu güzel hazinenin tam olarak bilincinde değildir. Kendisinde bulunan bu güzel huylar fıtridir. Bu mülayim insana arının deliğine çöp sokar gibi üzerine gidip bağırıp çağırılınca ve çeşitli hakaretler edilince kişi kendisinde bulunan ahlakın aksine davranmaya başlıyor. İlk anda şöyle düşünüyor: “Hayır sakin ol, sen büyüklerine saygısızlık yapacak bir insan değilsin. Sabretmen lazım.” diyor. Ama o kişinin bam teline defalarca basılınca kişi kendi olmaktan çıkıyor. İradesini yitiriyor, şuurunu kaybediyor ve hatta kendine “Bunu söyleyen, bunu yapan ben miyim?” sorusunu soruyor. Bu olay birkaç kez tekrarlanınca kişinin eski sabrından, saygısından eser kalmıyor. Ne yazık ki o kişinin bu olaylardan sonra kendine söylediği son söz onun bu halinden ne kadar rahatsız olduğunu ortaya koyuyor.”Ben böyle olmamalıydım, bu insan ben olamam.” diyor titreyen kalbi, büzülen dudakları ve yaş akıtan gözleriyle…
İkincisi: Cömerttir, iyilikseverdir. Kendi yemez başkalarına yedirir. Biri kendisinden bir şey isteyince katiyen hayır diyemez. Evet demeye dili, vermeye ise eli alışmıştır. Bu tip insandan çalınacak en değerli huy ise iyilikseverliktir. Bu huyda olan insanların hırsızları ise iki çeşittir.
Birincisi: En yakınlarıdır. Bu kişi birilerine iyilikte bulunduğu vakit ailesi karşısına dikilip “ Yahu, sen enayi misin? Baksana, iyilik yaptığın kimseler bu güne kadar sana bir şey vermedi. Sen niye vermeye devam ediyorsun. Boş versene, bu devir uyanıkların devri(!)” Gibi sözler söyleyerek iyiliksever kişiyi o huyundan vazgeçirmeye çalışırlar. Onlara göre bu devirde kötü olan kazanır. Ve bu nedenle çocuklarının kaybetmesini istemezler(!) Bu düşünceyle şeytandan destek alarak huy hırsızlığına başlarlar. İyiliksever kişi eğer ki o güzel huyunun bilincinde değilse yakayı çoktan ele vermiş demektir. Ve işin bir diğer acı yanıysa o kişi huyunun çalındığının farkında bile değildir. Hatta sözde uyanıklığa adım attığı için içten içe sevinir. Bu kimseler “İyiliğe iyilik her kişinin harcıdır. Kötülüğe iyilik ise er kişinin harcıdır.” Düsturunu terse çevirip kötülüğe kötülüğü er kişinin harcı olarak görürler. Dini Mübin-i İslam’ın “Kötülüğe iyilikle mukabelede bulunun.” emrini bir kenara bırakıp nefsin dürtüsüyle hareket ederler. Ve son olarak o an ki kavgayı kazansalar da, kendilerini doğru yola iletecek güzel huylarını kaybederler. Böylelikle ailelerinden ahiret ameline yönelik büyük bir darbe yemiş ve belki ömür boyunca acısını çekecek bir hazine kaybetmiş olurlar.
Bu yardımsever kişinin ikinci hırsızına gelince o da iyilik yapılan kişidir. İyilik yapan kişi karşısındakinin kendisini yolmaya çalıştığını ve nefsi için kullandığını anlarsa işte o zaman kişi iyilik yapmaktan vazgeçecektir. “Ne de olsa insanlar iyilikten anlamıyor” düşüncesi hâkimdir o kişiye. Hatta aynı kişi iyilik yaptığı kişilerden intikam almak istercesine kötülük yapmaya başlar.
Bir gün bir genç yolda atının üzerinde ilerlerken yaşlı bir adam yanına gelir ve “Oğlum ben yaşlıyım bineğim de yok, izin ver de atına ben bineyim sen yaya yürü der”. Genç: “Tamam amca gel bin” diyerek attan iner ve yaşlı adam ata biner. Genç adam, amcanın yüzüne tebessüm ederek yanında yürür. Yaşlı adam bir iki adımdan sonra atı hızlandırır ve kaçmaya başlar. Maksadı atı çalmaktır. Atının çalındığını gören genç adam ise arkasından şöyle seslenir: “Amca, sen benim atımı değil huyumu çaldın. Benim evde bir tane daha atım var, ben ona da binerim. Ama bundan sonra her kim benden atımı isterse asla vermem.”der.
Bir insanın güzel bir huyunu çalmak, onun kalbini bozmak, vicdanını fesada uğratmak ve o kişinin güzel cevherlerle donatılmış kalbini alıp pisliğe bulamak, aynı zamanda dünyaya fesat tohumları serpmek demektir. Elbette ki o tohumlar gün gelip filizlenecek, ağaç olacak ve zehirli meyvelerini verecektir.
Üçüncü: Bu kısım ise şahsi değil umumi hırsızlıktır. Yani özellikle bir insanı değil âlemi, insanları bozmak adına yine bir şahsın değil birçok din düşmanının tasarlayıp piyasaya sürdüğü hırsızlık çeşididir. Örneğin; tv. ekranlarında insanlık dışı hareketlerde bulunup zalimliği mertlikmiş gibi sergileyenler ve vücutlarını hoyratça şekilden şekle sokanlar yüzünden nice insanların ar, namus ve hayâ mefhumları felce uğramış ve eski varlığını yitirmiştir. Çoğu insanın kılcal damarlarına kadar ahlaksızlık aşısı vurulmuş ve o insanın vücudu, güzel ahlaka karşı savunma mekanizması oluşturmuştur. Ve bu tip insanlara bakıp yanlışı doğru gibi algılayan insanımız maalesef ki gün geçtikçe sayılarını arttırmakta. Bu soruna çözüm aranmadığı müddetçe gaflet suyuyla yıkanıp delalet elbisesini giyen müchil insanlar dur durak demeden bu yanlışların peşinde koşmaya devam edecektir.
Özellikle çocukların her an görüp de hayatın gerçekleri olarak kabul ettiği ve o istikamette yol alarak akranlarına karşı taklid-i huy hırsızlığına başlamaları, gerçekten de yürekleri burkan ve bizleri bu konuda çözüm üretmeye sevk eden etkenlerden biridir.
Bir de şunu unutmamalıyız ki, her kimin huyunun bozulmasına ve iyi bir insan iken hırçın, terbiyesiz ve saygısız bir insan olmasına sebebiyet verdiysek, bu bizim günah çuvalımıza kendi yaptıklarımızın dışında bir başkasının da her daim günahlarının yazılması demektir. Bu ağır bir vebaldir.
Gem vurdular ağzımıza bizi size çok gördüler
Varlık ipini örerek yokluğa çevirdiler
Üstümüze çullanarak bizi ezdiler, ezdiler
Yapmayın ey insanlar!
Ahlak gidiyor elden
Vallahi dayanamıyorum benlik gidiyor benden
Yapmayın ey insanlar!
İslam gidiyor elden
Vallahi dayanamıyorum huyum gidiyor benden.
Gelin, ne huy çalan olalım, ne de huyunu çaldıran. Güzel huylarımızı öyle bir saklayalım ki, çalmaya gelen hırsızlar onun nerede olduğunu bulamasınlar. Ve ona o kadar değer verelim ki, değersiz hale getirmek isteyenler o güzelliğin heybeti karşısında ürküp kaçsınlar. Gelin, hep beraber bu çirkin hırsızlığın kökünü kurutalım. Var mısınız?
Fatmanur Demir
Bu tür hırsızlık nasıl mı oluyor? Mü’minleri doğru yoldan saptırmayı kendine misyon edinmiş kafirler ve sözde Müslümanlar! Başka konularda olduğu gibi bu konuda da maharetlerini gösterip çeşitli yollar ve yöntemler üretiyor. Bu yöntemlerden bir kaçını ele alırsak huy hırsızlığının müminler için ne kadar dehşet verici bir olay olduğunu anlamamıza kâfi gelecektir.
Birincisi: Kişi iyi huyludur. Kavgayı sevmez hatta hayatında büyüklerine karşı saygısızlık yaptığı görülmemiştir. Halimdir, yumuşaktır. Yüksek sesle konuşmayı bile sevmeyen biridir. Bu insan gönlündeki bu güzel hazinenin tam olarak bilincinde değildir. Kendisinde bulunan bu güzel huylar fıtridir. Bu mülayim insana arının deliğine çöp sokar gibi üzerine gidip bağırıp çağırılınca ve çeşitli hakaretler edilince kişi kendisinde bulunan ahlakın aksine davranmaya başlıyor. İlk anda şöyle düşünüyor: “Hayır sakin ol, sen büyüklerine saygısızlık yapacak bir insan değilsin. Sabretmen lazım.” diyor. Ama o kişinin bam teline defalarca basılınca kişi kendi olmaktan çıkıyor. İradesini yitiriyor, şuurunu kaybediyor ve hatta kendine “Bunu söyleyen, bunu yapan ben miyim?” sorusunu soruyor. Bu olay birkaç kez tekrarlanınca kişinin eski sabrından, saygısından eser kalmıyor. Ne yazık ki o kişinin bu olaylardan sonra kendine söylediği son söz onun bu halinden ne kadar rahatsız olduğunu ortaya koyuyor.”Ben böyle olmamalıydım, bu insan ben olamam.” diyor titreyen kalbi, büzülen dudakları ve yaş akıtan gözleriyle…
İkincisi: Cömerttir, iyilikseverdir. Kendi yemez başkalarına yedirir. Biri kendisinden bir şey isteyince katiyen hayır diyemez. Evet demeye dili, vermeye ise eli alışmıştır. Bu tip insandan çalınacak en değerli huy ise iyilikseverliktir. Bu huyda olan insanların hırsızları ise iki çeşittir.
Birincisi: En yakınlarıdır. Bu kişi birilerine iyilikte bulunduğu vakit ailesi karşısına dikilip “ Yahu, sen enayi misin? Baksana, iyilik yaptığın kimseler bu güne kadar sana bir şey vermedi. Sen niye vermeye devam ediyorsun. Boş versene, bu devir uyanıkların devri(!)” Gibi sözler söyleyerek iyiliksever kişiyi o huyundan vazgeçirmeye çalışırlar. Onlara göre bu devirde kötü olan kazanır. Ve bu nedenle çocuklarının kaybetmesini istemezler(!) Bu düşünceyle şeytandan destek alarak huy hırsızlığına başlarlar. İyiliksever kişi eğer ki o güzel huyunun bilincinde değilse yakayı çoktan ele vermiş demektir. Ve işin bir diğer acı yanıysa o kişi huyunun çalındığının farkında bile değildir. Hatta sözde uyanıklığa adım attığı için içten içe sevinir. Bu kimseler “İyiliğe iyilik her kişinin harcıdır. Kötülüğe iyilik ise er kişinin harcıdır.” Düsturunu terse çevirip kötülüğe kötülüğü er kişinin harcı olarak görürler. Dini Mübin-i İslam’ın “Kötülüğe iyilikle mukabelede bulunun.” emrini bir kenara bırakıp nefsin dürtüsüyle hareket ederler. Ve son olarak o an ki kavgayı kazansalar da, kendilerini doğru yola iletecek güzel huylarını kaybederler. Böylelikle ailelerinden ahiret ameline yönelik büyük bir darbe yemiş ve belki ömür boyunca acısını çekecek bir hazine kaybetmiş olurlar.
Bu yardımsever kişinin ikinci hırsızına gelince o da iyilik yapılan kişidir. İyilik yapan kişi karşısındakinin kendisini yolmaya çalıştığını ve nefsi için kullandığını anlarsa işte o zaman kişi iyilik yapmaktan vazgeçecektir. “Ne de olsa insanlar iyilikten anlamıyor” düşüncesi hâkimdir o kişiye. Hatta aynı kişi iyilik yaptığı kişilerden intikam almak istercesine kötülük yapmaya başlar.
Bir gün bir genç yolda atının üzerinde ilerlerken yaşlı bir adam yanına gelir ve “Oğlum ben yaşlıyım bineğim de yok, izin ver de atına ben bineyim sen yaya yürü der”. Genç: “Tamam amca gel bin” diyerek attan iner ve yaşlı adam ata biner. Genç adam, amcanın yüzüne tebessüm ederek yanında yürür. Yaşlı adam bir iki adımdan sonra atı hızlandırır ve kaçmaya başlar. Maksadı atı çalmaktır. Atının çalındığını gören genç adam ise arkasından şöyle seslenir: “Amca, sen benim atımı değil huyumu çaldın. Benim evde bir tane daha atım var, ben ona da binerim. Ama bundan sonra her kim benden atımı isterse asla vermem.”der.
Bir insanın güzel bir huyunu çalmak, onun kalbini bozmak, vicdanını fesada uğratmak ve o kişinin güzel cevherlerle donatılmış kalbini alıp pisliğe bulamak, aynı zamanda dünyaya fesat tohumları serpmek demektir. Elbette ki o tohumlar gün gelip filizlenecek, ağaç olacak ve zehirli meyvelerini verecektir.
Üçüncü: Bu kısım ise şahsi değil umumi hırsızlıktır. Yani özellikle bir insanı değil âlemi, insanları bozmak adına yine bir şahsın değil birçok din düşmanının tasarlayıp piyasaya sürdüğü hırsızlık çeşididir. Örneğin; tv. ekranlarında insanlık dışı hareketlerde bulunup zalimliği mertlikmiş gibi sergileyenler ve vücutlarını hoyratça şekilden şekle sokanlar yüzünden nice insanların ar, namus ve hayâ mefhumları felce uğramış ve eski varlığını yitirmiştir. Çoğu insanın kılcal damarlarına kadar ahlaksızlık aşısı vurulmuş ve o insanın vücudu, güzel ahlaka karşı savunma mekanizması oluşturmuştur. Ve bu tip insanlara bakıp yanlışı doğru gibi algılayan insanımız maalesef ki gün geçtikçe sayılarını arttırmakta. Bu soruna çözüm aranmadığı müddetçe gaflet suyuyla yıkanıp delalet elbisesini giyen müchil insanlar dur durak demeden bu yanlışların peşinde koşmaya devam edecektir.
Özellikle çocukların her an görüp de hayatın gerçekleri olarak kabul ettiği ve o istikamette yol alarak akranlarına karşı taklid-i huy hırsızlığına başlamaları, gerçekten de yürekleri burkan ve bizleri bu konuda çözüm üretmeye sevk eden etkenlerden biridir.
Bir de şunu unutmamalıyız ki, her kimin huyunun bozulmasına ve iyi bir insan iken hırçın, terbiyesiz ve saygısız bir insan olmasına sebebiyet verdiysek, bu bizim günah çuvalımıza kendi yaptıklarımızın dışında bir başkasının da her daim günahlarının yazılması demektir. Bu ağır bir vebaldir.
Gem vurdular ağzımıza bizi size çok gördüler
Varlık ipini örerek yokluğa çevirdiler
Üstümüze çullanarak bizi ezdiler, ezdiler
Yapmayın ey insanlar!
Ahlak gidiyor elden
Vallahi dayanamıyorum benlik gidiyor benden
Yapmayın ey insanlar!
İslam gidiyor elden
Vallahi dayanamıyorum huyum gidiyor benden.
Gelin, ne huy çalan olalım, ne de huyunu çaldıran. Güzel huylarımızı öyle bir saklayalım ki, çalmaya gelen hırsızlar onun nerede olduğunu bulamasınlar. Ve ona o kadar değer verelim ki, değersiz hale getirmek isteyenler o güzelliğin heybeti karşısında ürküp kaçsınlar. Gelin, hep beraber bu çirkin hırsızlığın kökünü kurutalım. Var mısınız?
Fatmanur Demir
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: DİNİ BİLGİLER ve İSLAMİ YAZILAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN