Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 210 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 210 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
AKLA KAPI AÇ İRADEYİ ELDEN ALMA
1 sayfadaki 1 sayfası
AKLA KAPI AÇ İRADEYİ ELDEN ALMA
Soru: Aile içinde bazen ters düşmeler oluyor, zıt istikametlere yönelenlerimiz de bulunabiliyor, bütün çabamıza rağmen söz dinletemiyor, etkili olamıyoruz.
Ümidimiz kesiliyor, kendimiz tükeniyoruz. Nasıl bir tavır takınabiliriz acaba diye şaşırıp kalıyoruz.
Cevap: Bir maneviyat büyüğü diyor ki: Zorlandığınız yerlerde çaresizliğe düşmeyin, ümitsizliğe kapılmayın, teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sadece mükellefiyetinizi hatırlayın yeter.
Mükellefiyetimiz nedir acaba? İşte tek cümlelik mükellefiyet:
-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!.. Evet, akla kapı aç, iradeyi elden alma!
Diyelim ki, beyinizi ya da hanımınızı, oğlunuzu, kızınızı, dost veya yakınınızı istediğiniz istikamet çizgisine getirmek için çırpınıyorsunuz. Bunun için tepki gösteriyorsunuz uzaklaşıyorlar, daha da kötüye gidiyorlar. Susuyorsunuz, vicdanınız razı olmuyor, üzülüyorsunuz? Öyle ise çare tükendi, imkan bitti mi? Şaşırıp kalmalı mısınız?
Hayır, çare tükenmedi, imkan da bitmedi. Şaşırmaya gerek yok.. Siz yine düşündüğünüz doğruları muhatabınızın vicdanına duyuracak, bildiğiniz gerçekleri dile getireceksiniz. Ama nasıl anlatacak, nasıl ifade edeceksiniz bu doğruları ki, yara yapmadan tedavi etmiş, tahrip etmeden tamirde bulunmuş olasınız.
İşte burada Müceddid'üz-zaman'ı dinliyoruz. Bize tek cümlelik mükellefiyetimizi böyle hatırlatıyor:
-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!
Evet, muhatabın aklına, mantığına kapı aç, muhakemesine doğruları aktar, kanaatini açıkla. Ama nasıl bir üslupla? Burası çok mühim. Sesini yükseltip de düşünmesini önleyecek öfkeye sebep olmadan, dayatma ve diretmeye gitmeden söyle bu doğruları.. Bundan sonra da, ben bana düşeni yapıyorum gerisi Rabb'imin takdirine kalmıştır, diyerek yükü üzerinden at, rahat et.. Evet rahat et.. Çünkü üzerine aldığın birini hidayete erdirme yükü sana ağır gelebilir, altında ezilebilir, ümitsizliğe düşebilirsin..
Şunu unutma ki, kimse kimseyi zorla istediği çizgiye getiremez, dilediği doğruyu benimsetemez. Hidayet, "önce kulun kendi iradesini kullanmasına, sonra da Rabb'imizin o kulu bu iyiliğe layık görmesine bağlıdır!." Orasını Rabb'imize bırakarak de ki:
-Rabb'im, ben aciz bir kulum, istikamet düzeltmek benim haddim değildir. Benim görevim akla kapı açmak, iradeyi elden almamaktır. Bundan sonrası Sana aittir!.
Tıpkı Allah'ın sevgili kulu Rabia'nın dediği gibi..
Gecenin karanlığında evine giren hırsız alıp götürecek bir şey bulamayıp da çıkıp gitmek üzere iken namazını tamamlayan Rabia, hırsıza gönülden bir şefkat ve ihlasla seslenir:
-Ey Allah'ın kulu der, kusura bakma, evimizde sana yarayacak bir şey yoktur. Ne olur kapının yanındaki ibrikten bir abdest al, iki rekat namaz kıl da, Rabia'nın evinden büsbütün eli boş çıkma!.
Rabia'nın akla kapı açıp iradeyi elden almayan bu gönülden gelen ihlaslı sözleri, etkisini gösterir, hırsız yanındaki ibrikten titreyen elle abdestini alıp namaza durur ve pırıl pırıl gözyaşları içinde secdeye iner.
İşte bu sırada ellerini açan Rabia:
-Rabb'im der, ben bana düşeni yaptım bundan sonrası Sana aittir!.
Evet, siz de size düşeni yapın, yani akla kapı açın, iradeyi elden almayan yumuşaklık ve ihlasta bildiklerinizi ifade ve izah edin, sonra da ellerinizi açıp iltica edin:
-Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!
Vakti zamanı gelince İlahi takdir yerini bulacak, layık olanlar nasiplerini alacak.. Yeter ki siz teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sabır ve dua ile yardımdan geri kalmayın. Sevdiklerinizin hidayetinin size ait olduğunu sanıp da hikmet sahibini unutmayın.
Ahmed ŞAHİN ZAMAN
Ümidimiz kesiliyor, kendimiz tükeniyoruz. Nasıl bir tavır takınabiliriz acaba diye şaşırıp kalıyoruz.
Cevap: Bir maneviyat büyüğü diyor ki: Zorlandığınız yerlerde çaresizliğe düşmeyin, ümitsizliğe kapılmayın, teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sadece mükellefiyetinizi hatırlayın yeter.
Mükellefiyetimiz nedir acaba? İşte tek cümlelik mükellefiyet:
-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!.. Evet, akla kapı aç, iradeyi elden alma!
Diyelim ki, beyinizi ya da hanımınızı, oğlunuzu, kızınızı, dost veya yakınınızı istediğiniz istikamet çizgisine getirmek için çırpınıyorsunuz. Bunun için tepki gösteriyorsunuz uzaklaşıyorlar, daha da kötüye gidiyorlar. Susuyorsunuz, vicdanınız razı olmuyor, üzülüyorsunuz? Öyle ise çare tükendi, imkan bitti mi? Şaşırıp kalmalı mısınız?
Hayır, çare tükenmedi, imkan da bitmedi. Şaşırmaya gerek yok.. Siz yine düşündüğünüz doğruları muhatabınızın vicdanına duyuracak, bildiğiniz gerçekleri dile getireceksiniz. Ama nasıl anlatacak, nasıl ifade edeceksiniz bu doğruları ki, yara yapmadan tedavi etmiş, tahrip etmeden tamirde bulunmuş olasınız.
İşte burada Müceddid'üz-zaman'ı dinliyoruz. Bize tek cümlelik mükellefiyetimizi böyle hatırlatıyor:
-Akla kapı aç, iradeyi elden alma!
Evet, muhatabın aklına, mantığına kapı aç, muhakemesine doğruları aktar, kanaatini açıkla. Ama nasıl bir üslupla? Burası çok mühim. Sesini yükseltip de düşünmesini önleyecek öfkeye sebep olmadan, dayatma ve diretmeye gitmeden söyle bu doğruları.. Bundan sonra da, ben bana düşeni yapıyorum gerisi Rabb'imin takdirine kalmıştır, diyerek yükü üzerinden at, rahat et.. Evet rahat et.. Çünkü üzerine aldığın birini hidayete erdirme yükü sana ağır gelebilir, altında ezilebilir, ümitsizliğe düşebilirsin..
Şunu unutma ki, kimse kimseyi zorla istediği çizgiye getiremez, dilediği doğruyu benimsetemez. Hidayet, "önce kulun kendi iradesini kullanmasına, sonra da Rabb'imizin o kulu bu iyiliğe layık görmesine bağlıdır!." Orasını Rabb'imize bırakarak de ki:
-Rabb'im, ben aciz bir kulum, istikamet düzeltmek benim haddim değildir. Benim görevim akla kapı açmak, iradeyi elden almamaktır. Bundan sonrası Sana aittir!.
Tıpkı Allah'ın sevgili kulu Rabia'nın dediği gibi..
Gecenin karanlığında evine giren hırsız alıp götürecek bir şey bulamayıp da çıkıp gitmek üzere iken namazını tamamlayan Rabia, hırsıza gönülden bir şefkat ve ihlasla seslenir:
-Ey Allah'ın kulu der, kusura bakma, evimizde sana yarayacak bir şey yoktur. Ne olur kapının yanındaki ibrikten bir abdest al, iki rekat namaz kıl da, Rabia'nın evinden büsbütün eli boş çıkma!.
Rabia'nın akla kapı açıp iradeyi elden almayan bu gönülden gelen ihlaslı sözleri, etkisini gösterir, hırsız yanındaki ibrikten titreyen elle abdestini alıp namaza durur ve pırıl pırıl gözyaşları içinde secdeye iner.
İşte bu sırada ellerini açan Rabia:
-Rabb'im der, ben bana düşeni yaptım bundan sonrası Sana aittir!.
Evet, siz de size düşeni yapın, yani akla kapı açın, iradeyi elden almayan yumuşaklık ve ihlasta bildiklerinizi ifade ve izah edin, sonra da ellerinizi açıp iltica edin:
-Rabb'im, ben bir aciz kul olarak bana düşeni yapıyorum, bundan sonrası Sana aittir! Hidayet yalnız Sendendir!
Vakti zamanı gelince İlahi takdir yerini bulacak, layık olanlar nasiplerini alacak.. Yeter ki siz teslimiyet ve tevekkülünüzü yitirmeyin, sabır ve dua ile yardımdan geri kalmayın. Sevdiklerinizin hidayetinin size ait olduğunu sanıp da hikmet sahibini unutmayın.
Ahmed ŞAHİN ZAMAN
belinay- SÜPER MODERATÖR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN