Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 274 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 274 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Sevdiğini Söylemek
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: HADİS-İ ŞERİFLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Sevdiğini Söylemek
Sevdiğinizi Söyleyin
Muaz İbni Cebel (ra)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav), Muaz'ın elini tutmuş ve şöyle buyurmuştur:
"Ey Muaz, Allah'a yemin ederim ki ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muaz sana her namazın sonunda: ‘Allah'ım! Seni anmak, Sana şükretmek ve Sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!' duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum."
(Ebû Davud, Vitr 26; Nesaî, Sehv 60)
İnsan, ilişkileriyle var olan ve hayatını bu ilişkiler çerçevesinde anlamlandıran bir varlık. İnsanın sosyal çevresiyle bağının niteliği ve kalitesi, İslam'ın bireysel planda nihaî hedefi olan dünya ve ahiret saadetinin anahtarı konumundadır. Bu anlamda bir Müslümandan beklenen, hayatın içinde, insanların arasında ve sorumluluklarının bilincinde olarak hayatını sürdürebilmektir.
Tek başına iyi olmak, tek başına abid, alim, arif... olmak övünülecek özellikler arasında yer almaz. Buna karşılık, hayata anlam katarak yalnızlığın insanı içine gömdüğü dipsiz kuyulardan çıkaran birliktelikler teşvik edilir. "Allah için" sevebilmenin kazandırdığı güçle tekamül ufkuna birlikte kanat açabileceği dostları / yakınlarını - en azından sadece insan oldukları için - sevmenin, sıradan alışkanlıklar başta olmak üzere davranışların tümüne rengini vermesi beklenir.
Dostlarımıza duyduğumuz sevgi, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırt etmemize yardımcı olmak yerine gözümüzü âdeta körleştiren, kazandığımız kalpleri kaybetme güvensizliği içinde bizi adaletten, yanlışın düzelticisi, eksiğin tamamlayıcısı hayırlı dostlar olmaktan uzaklaştırıp duyarlılığımızı dumura uğratan hastalıklı bir sevgi olmamalı. İkili ilişkilere, riyakarlık, güvensizlik ve cesaretsizliğin damgasını vurduğu günümüzde çok da anlaşılabilir gelmese de bu sevgi, karşılık beklemeksizin sadece sevilenin daha mahir, daha erdemli, daha iyilerden olabilmesi için yüreği titretmeli. İnsanı, sadece seviyor olmaktan kaynaklanan sorumluluk duygusuyla besleyip kuşatmalı, affı ve merhameti yol azığı kılarak umuda taşımalı.
Sözü özü bir olan Rasûlullah'ın Yemen'e idareci olarak gönderdiği genç Muaz'la yaşadığı bu hikayeden sevdiklerimize karşı sorumluluklarımızın nereden başladığını öğrenebiliriz. "Bir kimse din kardeşini sevdiği zaman kendisini sevdiğini ona bildirsin." (Ebû Davud, Edeb 112-113) tavsiyesinin ilk uygulayıcısı olan Hz. Peygamber'in bu sünneti unutalıdan beri aile yaşantımızdan tutun, iş hayatımızda istihdam ettiğimiz insanlara varıncaya kadar yakın çevremizdekilere "şımarıp gevşemeye başlarlar" evhamıyla davranır olduk. Gevşemeyi önlemek isterken, korkunun olduğu yerde sevgi fidanının büyüyemeyeceğini acı da olsa öğrendik. Bu defa da bir başka yanlışın kucağına sığmaya çalıştık: sadece kelimelerde yaşayan, insanı "oldurmayan" duygu (!)ların deniz köpüğü kıvamına tutunma yanlışının...
Sevdiklerimize karşı sorumluluğumuz, duygularımızın ifade edilmesinden başlar demiştik. Sevginin ifadesinde tılsımlı bir yön vardır; içten söylenmiş bir sözcük, görünenin arkasında saklı duranı anlama gücünü ve savunmacı olmayan, tarafsız bir yaklaşımla kendini sağlıklı değerlendirebilme becerisini ortaya çıkarır. Yapıcı her eleştiriyi kişiselleştirme yanlışına düşmekten bizi korur.
Bu hadis-i şerifle, iki kişi arasındaki sevgi ve muhabbeti, dostluk bağını güçlendirecek somut reçeteler sunan Hz. Peygamber, sevginin ifadesi, isimle hitap, sıcak ve samimi dostluk ortamlarında elinden tutma... örneklemelerini göstermekle kalmıyor bütün bunların samimi niyetlerle yapılmasının insanın zihin ve gönül dünyasında hangi hassas noktayı uyarabileceğini düşünmemize de kapı aralıyor. Başkasına yapacağımız ya da bize yapılan tavsiye ve yönlendirmelere nasıl bir yöntemle yaklaşacağımız konusunda ufkumuzu aydınlatıyor.
Seven, sevdiğinin hayrını istemeli. Birbirleriyle bildiklerini paylaşmak, karşısındakine her durumda işe yarayacak tavsiyelerde bulunmak, kulluk çizgisinde yapılan işi - amel - destekleyici manevi açılımlara vesile olabilmek de Allah için birbirini seven kişilerin atlamamaları gereken bir sorumluluktur. Her anımızda ve her işimizde Allah'ın yardımına ihtiyacımız olduğunu, bunun "kul" oluşumuzdan kaynaklandığını hatırlamak ve hatırlatmak da bu sorumluluğun bir parçası olmalı.
Hayırlı amelin, az da olsa sürekli olarak yapılan olduğunun bilinciyle düşündüğümüzde hadisimizde geçen duaya ve böyle duaları bize hatırlatan dostlara / dostluklara ne kadar ihtiyacımız olduğunu bu kez daha derinden anlıyoruz.
Muaz İbni Cebel (ra)'den rivayet edildiğine göre Rasûlullah (sav), Muaz'ın elini tutmuş ve şöyle buyurmuştur:
"Ey Muaz, Allah'a yemin ederim ki ben seni gerçekten seviyorum. Sonra da ey Muaz sana her namazın sonunda: ‘Allah'ım! Seni anmak, Sana şükretmek ve Sana güzelce kulluk etmekte bana yardım et!' duasını hiç bırakmamanı tavsiye ediyorum."
(Ebû Davud, Vitr 26; Nesaî, Sehv 60)
İnsan, ilişkileriyle var olan ve hayatını bu ilişkiler çerçevesinde anlamlandıran bir varlık. İnsanın sosyal çevresiyle bağının niteliği ve kalitesi, İslam'ın bireysel planda nihaî hedefi olan dünya ve ahiret saadetinin anahtarı konumundadır. Bu anlamda bir Müslümandan beklenen, hayatın içinde, insanların arasında ve sorumluluklarının bilincinde olarak hayatını sürdürebilmektir.
Tek başına iyi olmak, tek başına abid, alim, arif... olmak övünülecek özellikler arasında yer almaz. Buna karşılık, hayata anlam katarak yalnızlığın insanı içine gömdüğü dipsiz kuyulardan çıkaran birliktelikler teşvik edilir. "Allah için" sevebilmenin kazandırdığı güçle tekamül ufkuna birlikte kanat açabileceği dostları / yakınlarını - en azından sadece insan oldukları için - sevmenin, sıradan alışkanlıklar başta olmak üzere davranışların tümüne rengini vermesi beklenir.
Dostlarımıza duyduğumuz sevgi, doğruyu yanlıştan, güzeli çirkinden, iyiyi kötüden ayırt etmemize yardımcı olmak yerine gözümüzü âdeta körleştiren, kazandığımız kalpleri kaybetme güvensizliği içinde bizi adaletten, yanlışın düzelticisi, eksiğin tamamlayıcısı hayırlı dostlar olmaktan uzaklaştırıp duyarlılığımızı dumura uğratan hastalıklı bir sevgi olmamalı. İkili ilişkilere, riyakarlık, güvensizlik ve cesaretsizliğin damgasını vurduğu günümüzde çok da anlaşılabilir gelmese de bu sevgi, karşılık beklemeksizin sadece sevilenin daha mahir, daha erdemli, daha iyilerden olabilmesi için yüreği titretmeli. İnsanı, sadece seviyor olmaktan kaynaklanan sorumluluk duygusuyla besleyip kuşatmalı, affı ve merhameti yol azığı kılarak umuda taşımalı.
Sözü özü bir olan Rasûlullah'ın Yemen'e idareci olarak gönderdiği genç Muaz'la yaşadığı bu hikayeden sevdiklerimize karşı sorumluluklarımızın nereden başladığını öğrenebiliriz. "Bir kimse din kardeşini sevdiği zaman kendisini sevdiğini ona bildirsin." (Ebû Davud, Edeb 112-113) tavsiyesinin ilk uygulayıcısı olan Hz. Peygamber'in bu sünneti unutalıdan beri aile yaşantımızdan tutun, iş hayatımızda istihdam ettiğimiz insanlara varıncaya kadar yakın çevremizdekilere "şımarıp gevşemeye başlarlar" evhamıyla davranır olduk. Gevşemeyi önlemek isterken, korkunun olduğu yerde sevgi fidanının büyüyemeyeceğini acı da olsa öğrendik. Bu defa da bir başka yanlışın kucağına sığmaya çalıştık: sadece kelimelerde yaşayan, insanı "oldurmayan" duygu (!)ların deniz köpüğü kıvamına tutunma yanlışının...
Sevdiklerimize karşı sorumluluğumuz, duygularımızın ifade edilmesinden başlar demiştik. Sevginin ifadesinde tılsımlı bir yön vardır; içten söylenmiş bir sözcük, görünenin arkasında saklı duranı anlama gücünü ve savunmacı olmayan, tarafsız bir yaklaşımla kendini sağlıklı değerlendirebilme becerisini ortaya çıkarır. Yapıcı her eleştiriyi kişiselleştirme yanlışına düşmekten bizi korur.
Bu hadis-i şerifle, iki kişi arasındaki sevgi ve muhabbeti, dostluk bağını güçlendirecek somut reçeteler sunan Hz. Peygamber, sevginin ifadesi, isimle hitap, sıcak ve samimi dostluk ortamlarında elinden tutma... örneklemelerini göstermekle kalmıyor bütün bunların samimi niyetlerle yapılmasının insanın zihin ve gönül dünyasında hangi hassas noktayı uyarabileceğini düşünmemize de kapı aralıyor. Başkasına yapacağımız ya da bize yapılan tavsiye ve yönlendirmelere nasıl bir yöntemle yaklaşacağımız konusunda ufkumuzu aydınlatıyor.
Seven, sevdiğinin hayrını istemeli. Birbirleriyle bildiklerini paylaşmak, karşısındakine her durumda işe yarayacak tavsiyelerde bulunmak, kulluk çizgisinde yapılan işi - amel - destekleyici manevi açılımlara vesile olabilmek de Allah için birbirini seven kişilerin atlamamaları gereken bir sorumluluktur. Her anımızda ve her işimizde Allah'ın yardımına ihtiyacımız olduğunu, bunun "kul" oluşumuzdan kaynaklandığını hatırlamak ve hatırlatmak da bu sorumluluğun bir parçası olmalı.
Hayırlı amelin, az da olsa sürekli olarak yapılan olduğunun bilinciyle düşündüğümüzde hadisimizde geçen duaya ve böyle duaları bize hatırlatan dostlara / dostluklara ne kadar ihtiyacımız olduğunu bu kez daha derinden anlıyoruz.
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: Sevdiğini Söylemek
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sevmek gönül i?idir, sevmek her ki?inin de?il, er ki?inin hakk?d?r. Seven ki?i her olaya sevgiyle, merhametle bakar. Her ?eyde sevilebilecek bir güzellik görür. Hatta en çetin imtihanlar en zorlu ki?ilerde bile bunu Vedud olan Rabbim yaratt?. O sevgi kayna??n?n yaratt??? varl?k nas?l kötü olabilir? Nas?l sevilemez diye merhamet eder. Ve her ?eyi sever. Sevdi?i için de Hz. Hamzan?n ci?erini vah?ice parçalayan Vah?i gibi tevbe edip birer sevgili olmaya and içen yürekler ço?al?r.
Sevmeyenler ise ya?amayanlard?r. Onlar ölü kalplerdir. Hayat? anlams?z ve tats?z duygularla bitkisel hayatta ya?arlar. Gönüllerinde sevgi yerine menfaat, kin, h?rs, nefret beslerler. Bunun için de bulunduklar? ortamlarda anar?iye ve bunal?ma dü?erler. Etraf?ndaki en yak?n insanlarla bile çat??ma içindedirler. Yürekleri sevgiden mahrum olduklar? için de hiç bir zaman güzellikleri göremezler. Nimetlere ula?amazlar. Devaml? k?s?r dünyalar?nda egoistçe ya?arlar.
Niye herkesi gönülden sevip, sevginin yollar?na dökmüyoruz her ?eyleri... Hele bir verelim sadakalar? tebessümlerle...
Niye Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ?srarla Sevdi?ini sevdi?ine söyle diye nasihat etmi?. Belki de sevgiler ortalara dökülsün, konu?ulsun. Ça?layanlar gibi co?sun, diye.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve Du@ iLe [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sevmek gönül i?idir, sevmek her ki?inin de?il, er ki?inin hakk?d?r. Seven ki?i her olaya sevgiyle, merhametle bakar. Her ?eyde sevilebilecek bir güzellik görür. Hatta en çetin imtihanlar en zorlu ki?ilerde bile bunu Vedud olan Rabbim yaratt?. O sevgi kayna??n?n yaratt??? varl?k nas?l kötü olabilir? Nas?l sevilemez diye merhamet eder. Ve her ?eyi sever. Sevdi?i için de Hz. Hamzan?n ci?erini vah?ice parçalayan Vah?i gibi tevbe edip birer sevgili olmaya and içen yürekler ço?al?r.
Sevmeyenler ise ya?amayanlard?r. Onlar ölü kalplerdir. Hayat? anlams?z ve tats?z duygularla bitkisel hayatta ya?arlar. Gönüllerinde sevgi yerine menfaat, kin, h?rs, nefret beslerler. Bunun için de bulunduklar? ortamlarda anar?iye ve bunal?ma dü?erler. Etraf?ndaki en yak?n insanlarla bile çat??ma içindedirler. Yürekleri sevgiden mahrum olduklar? için de hiç bir zaman güzellikleri göremezler. Nimetlere ula?amazlar. Devaml? k?s?r dünyalar?nda egoistçe ya?arlar.
Niye herkesi gönülden sevip, sevginin yollar?na dökmüyoruz her ?eyleri... Hele bir verelim sadakalar? tebessümlerle...
Niye Efendimiz (Sallallahu Aleyhi ve Sellem) ?srarla Sevdi?ini sevdi?ine söyle diye nasihat etmi?. Belki de sevgiler ortalara dökülsün, konu?ulsun. Ça?layanlar gibi co?sun, diye.
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve Du@ iLe [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: HADİS-İ ŞERİFLER
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN