Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 202 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 202 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Gül, Aşkın Mihrâbıdır...
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: EN SEVGİLİYE
1 sayfadaki 1 sayfası
Gül, Aşkın Mihrâbıdır...
Dr. Mehmet Güneş – Gül, Aşkın Mihrâbıdır
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Başkaları Gülü bir çiçek diye sever belki de... Ama biz,Gülü “Gül” olduğu için severiz... Bizim için; Gül sevgilidir, Gül güzelliktir, Gül coşkudur... Gül, esmânın eşyâya tecellisinin esrârıdır... Gül aşktır, Gül sevinçtir, Gül bahar muştusudur... Gül, ezelle ebet arasındaki bütün zamanların “En
Güzeli”nden yansımalar taşıdığı için güzeldir... Ve katmer Gül; rengini şehit kanından, kokusunu
Efendimiz(sav)’in mübârek teninden aldığı için çiçekler sultânıdır... Bu sebeple olsa gerek, Gülün kokusuyla kendimizden geçeriz... Gideriz bir başka âleme... Yol buluruz mâverâya... Biz Güle, Gülistandaaçan katmer Güllere; “ Peygamberlik Gülzârının Eşsiz Gülü”nün remzi olduğu için vurgunuz... Gülü her kokladığımızda salavat getiririz , O’nun terinin kokusundan bir zerreyi teneffüs ettiğimizden ...
“Gül”ü târife ne hâcet, “Gül”;Sevdâyı Muhammedî’dir... “Gül”ün sevdâsı kalbimizin hafî tepelerinde, ahfâ zirvelerinde sancak açmıştır... Ve bizler, gönlü Gülşen olan insanlara meftûn
oluruz, “Kainatın Solmayan Gülü”nün aşkıyla... Gün gelir, gözyaşıyla Gül sularız... Bir Gül için bin dikenesu veririz; biliriz ki, Güllerin içinde diken yoktur, dikenler içinde Gül vardır...
O, aşkımızın mihrâbındaki “Gül”... O, âlemlere rahmet olarak gönderilen bir resûl... O, çöl sıcağındaki bir Kevser şelâlesi... O, teşrifiyle kainatı aydınlatan ve ışık bahşeden sonsuz bir nur şûlesi... Gündüzleri dünyayıışıtan güneş ve geceleri gökyüzünde çiçek çiçek açan yıldızlar O’nun sönmeyen ışığının en mütevâzı kandilleridir... Serâ da , süreyyâ da O’nun nûruyla aydınlanır... O’nun sîreti bir amaç, O’nun sünneti bir hidâyet, O’nun sûreti gönüllere ülfet ve nîmet veren bir âb-ı hayat...
Ruhumuz O’na âşık... O, Gül mushaflı sevdâmızınsembolü... O, on sekiz bin âlemin emsali olmayan
“Gül”ü...
Divan şairimiz Fuzûlî Su Kasidesinde:
“Suya versün bâğbân Gülzârı zahmet çekmesün,
Bir Gül açılmaz yüzün tek verse min Gülzâre su.”
diye “O Gül”ündünyaya bir kere geleceğini, bahçıvanın bin Gülbahçesini sulasa, sele verse dahi O’nun yüzü gibi bir Gülaçılmayacağını en lâtif bir biçimde ifâde ediyor...
Lâkin , O “Gül”ün sevdâsını kelimelerle anlatmak, dizelerle vasfeylemek ne mümkün...
Efendisi... O, Allah’ın müjdesi... O, insanlığın müjdecisi... O, hem “Halîl” hem “Habîb”, hem “Sıddık” hem “Emîn”... O, sevgi tohumları atıp,kardeşlik duyguları yeşerten; toprağa yağmur, karanlığa nûr, beşeriyetegurur ve gönlümüze sürûr olan Sevgililer Sevgilisi... O’nda toplanmıştır bütün güzellikler, O’nda cem olmuştur cümle özellikler... O, hep “ Ümmetim, ümmetim ” diyen “nefsim” demeyen Hâtemül Enbiyâ tâcının sâhibi... O, Sidretü’l Müntehâ’nın misâfiri... O, kusursuz bir komutan... O, Gâye İnsan... O, Mahşer günündeki tek sığınak... O, kırık gönüllerin mîmârı... O, Hakk’a giden yolun rahmet kapısı... O, İslamı bütünüyle hayatında billurlaştıran, bizâtihî İslam’ın kendisi olan Habîb-i Kibriyâ... O, Hakk’ın nûrunu bütün cihâna yayarak tebliğini tamamlayan Nebîler Nebîsi... O, Tek Lider, Tek Önder, Tek Rehber ... Âşıklar O’nun için yanar... Sâdıklar O’nun için ağlar... Rüzgâr O’nun yâdıyla eser... Bülbüller O’nun kokusunun olmadığı yerlerde susar... O’nun izinden gitmeyen saadet bulamaz... O’nun nûruna pervâne olmayan Mahşerde kurtulamaz...
O, İlâhî nizâmın nâmütenâhi güzelliğini bahşetti gönüllerimize... O, ruhlarımıza üflediği sonsuzluk aşkıyla hilkâtin esrârını öğretti bize... O’nsuz ne farkı vardı gündüzlerin geceden... O’na gelen vahiyle aydınlandık, karanlık her düşünceden... O olmasaydı, sonsuzluk iklimine ulaşamazdık... O olmasaydı, dünyadaki bu sarp yokuşları asla aşamazdık... O’nunla kalbimize nûr olup, doldu ilham... O'nunla ışık buldu; gece, gündüz ve akşam... O’nsuz baharlar kıştı... O’nsuz insanlık, öksüz ve yetim kalmıştı...
Kâinatta mütecellî olan Esmâ-i İlâhiye’yi şahsında en mükemmel bir biçimde tebârüz ettirip, en mücellâ keyfiyetiyle temsil eden Gâye İnsan O’dur... O’nun her kelâmı hakla bâtılı ayıran bir kıstas; O’nun her hükmü şaşmaz bir adâlettir... O’nun hayatı tebliğini temsille geçmiş ve cihana en iyi tebliğin temsil olduğunu göstermiştir...
O, ıstıraptan çatlamış dudaklara merhem, kuraklıktan çoraklaşmış gönüllere zemzem, insanlığını kaybetmiş ruhlara erdem ve alev alev yanan sinelere bir meltem gibi serinlik vererek bizlere cennet-âsâ baharlar ikrâm eder... O’nun gelişi gecelerin ebedî bir gündüze dönüşüdür... Ve O’nunla İslâm’ın nûru tulû etmiştir... O, ümmetini küfrün yakıcı sıcağından îmânın âsude ve serin iklimine kavuşturmuş, karanlıktan nûrun aydınlığına çıkartmıştır...
Uykuda bile uyanık kalmanın keyfiyetine vâsıl olan gönül erleri, nurani ışıltıların semâvi izdüşümlerini O’na teslimiyette bulurlar...
ki, sema ile arz arasında meydana gelecek bir kutlu buluşma “Gül Devri”nden ilham alan bir iklimde gerçekleşir... O “Gül”ün nâmütenâhi güzelliği kalplere yansıdığında gecesi olmayan bir gündüz tecelli edip gönüllerde Gül tomurcuklarının açılmasına vesile olur... Unutmayalım ki, en karanlık devirlerde bile dikenler arasında goncaya durmuştur Güller... “Gül”ünçevresindeki dikenler, Gül kokusuyla hemhâl
olunca, Güle dönüşür birer birer... Bizler “Gül” kokusunun ikliminde insanlığımızı yeniden keşfettiğimiz zaman; rahmet, bereket ve hidâyet yağmurlarıyla madde ve mânâ planında yeniden dirileceğiz... Mekanın ve zamanın ölü noktalarına “Gül Devri”nden gelen esintilerle hayat üflemeye muktedir olacağız... Gül yüzlüler göz yaşıyla Gül sularken, tomurcuk veren Güllerin açılmasını beklemektedir... Gonca Güller açıldığı zaman vuslat baharı gelecek, gönlümüz şâdumân olacaktır... Kalpler O’na bağlanıp râm olduğunda, yanlışlıklar bütün neticeleriyle birlikte ortadan kalkacaktır...
Yeter artık uykunun yollarını gözleme... “Çıkmaz sokak”larda koşup dolaşmaktan yorulmadın mı?
Umranların verâsındaki insanlar mesut değilse, huzuru bulamıyorsa; beşeriyet kendisini yeniden mîzâna çekmek, yeniden Kâinatın Efendisi’ninaşkıyla yanmak, yeniden O’nun ışığıyla nurlanmak, yeniden Asr-ı Saadet iklimine bağlanmak mecbûriyetindedir...
Âdemoğlu, “Muhammedî Nur”dan ışık alıyorsa, davranışlar ve duygular semâvi kalıplarda şekillenip “Gül”e meftûn oluyorsa; akıl ve kalp mecrâsını bulmuş,ruh ve gönül Hakk’a kavuşmuş, gözler Kevser, sözler zemzem ile yıkanmış demektir...
Muhabbeti sâdık olanlar sevdiğinin yolundan gider ve ona itaat eder... İlahi sevginin menzîli de, istikâmeti de yolu da Muhammedî sevdâdan geçer... O’nu sevmek, O’na itaat etmektir... O’nu sevmek, O’nun sevmediklerini sevmemektir... O’nu sevmek O’nun şerefli ashabını ve O’nu sevenleri sevmektir... O, “Kişi sevdiğiyle berâberdir” müjdesini vererek ümmetine cennette beraberlik vâdetmiştir... O’nun sevgisi öyle bir aşk olmalıdır ki, bütün sevgiler onun yanında sönük kalmalıdır... O’nun sevgisi öyle
bir muhabbet olmalıdır ki, sahibini îmânın en zirve noktasına ulaştırmalıdır...
“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl,
Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl ?”
diyeifâde edilen bir aşktır Sevdâyı Muhammedî...
Esmâ-i İlâhiye’nin beşer planında en kâmil mânâsıyla tezâhür ettiği Sultanlar Sultanı’nı rehber edinme ve O’na “Esselâm” diyebilme irtifâsıdır Sevdâyı Muhammedî... Kalplere hükmeden varlığı duyma, hissetme, halef olma mükellefiyetiyle her şeye lâhutî âlemin penceresinden bakabilmedir
Sevdâyı Muhammedî... O’nun aşkı, kainata mânâ kazandıran bir sır hazinesidir... Eşyanın ruhuna nüfûz ederek “eşyâ”dan “esmâ”ya ulaşabilme yoludur
Sevdâyı Muhammedî... “Esma”dan “Sıfat”a, sıfattan “Zât”a intikâl ederek yaratılış gâyesini idrâktir Sevdâyı Muhammedî... Kendisini nefs ve enâniyet cihetiyle dizginleyen ve “Gül”e râm olan Gül yüzlü insanların gönüllerinde İlâhî aşkın şahikalaşmasıdır Sevdâyı Muhammedî...
“Sevdim Seni ben, Âleme Rahmet diye sevdim,
Bir benzeri yok, Cenâb-ı Ahmet diye sevdim”
dizeleriyle terennüm edilen bir İlâhî muhabbettir Sevdâyı Muhammedî..
Dr. Mehmet Güneş
bir muhabbet olmalıdır ki, sahibini îmânın en zirve noktasına ulaştırmalıdır...
“Muhabbetten Muhammed oldu hâsıl,
Muhammed’siz muhabbetten ne hâsıl ?”
diyeifâde edilen bir aşktır Sevdâyı Muhammedî...
Esmâ-i İlâhiye’nin beşer planında en kâmil mânâsıyla tezâhür ettiği Sultanlar Sultanı’nı rehber edinme ve O’na “Esselâm” diyebilme irtifâsıdır Sevdâyı Muhammedî... Kalplere hükmeden varlığı duyma, hissetme, halef olma mükellefiyetiyle her şeye lâhutî âlemin penceresinden bakabilmedir
Sevdâyı Muhammedî... O’nun aşkı, kainata mânâ kazandıran bir sır hazinesidir... Eşyanın ruhuna nüfûz ederek “eşyâ”dan “esmâ”ya ulaşabilme yoludur
Sevdâyı Muhammedî... “Esma”dan “Sıfat”a, sıfattan “Zât”a intikâl ederek yaratılış gâyesini idrâktir Sevdâyı Muhammedî... Kendisini nefs ve enâniyet cihetiyle dizginleyen ve “Gül”e râm olan Gül yüzlü insanların gönüllerinde İlâhî aşkın şahikalaşmasıdır Sevdâyı Muhammedî...
“Sevdim Seni ben, Âleme Rahmet diye sevdim,
Bir benzeri yok, Cenâb-ı Ahmet diye sevdim”
dizeleriyle terennüm edilen bir İlâhî muhabbettir Sevdâyı Muhammedî..
Dr. Mehmet Güneş
RıZa BeRKaN- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: Gül, Aşkın Mihrâbıdır...
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Meramını anlatamaz ahvalinden âr eder
Kimse bilmez tenhalarda gizli gizli zâr eder
İnsanlığın gam yükünü yüreğine bâr eder
Bir tebessüm lütfedersen leylimiz nehâr olur...
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Meramını anlatamaz ahvalinden âr eder
Kimse bilmez tenhalarda gizli gizli zâr eder
İnsanlığın gam yükünü yüreğine bâr eder
Bir tebessüm lütfedersen leylimiz nehâr olur...
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: EN SEVGİLİYE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN