Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 199 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 199 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
(Sevgiliye Sevdalanmak)
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: EN SEVGİLİYE
1 sayfadaki 1 sayfası
(Sevgiliye Sevdalanmak)
Ahir zaman ümmeti olmak, ve O Gül Nebiye hasret kalmak; anlatılamayacak kadar zor ,yazılamayacak kadar derin duygulardır. Bunlar, en güzel o Kutlu Nebiye gönderilen yanık salavatlarla ve ıslak gözlerle anlatılır.
O Gül Nebi öyle sevgi dolu,öyle rakik, öyle vefalı bir dosttu ki,sabah akşam yüzünü görerek selamını alanlar bile özlüyorlar,bir zamanlar görememenin sancısını çekip yataklara düşüyorlardı.
Ashabı kiram için, O Sevgili ile beraber olmak ne denli hoş ve doyumsuz ise, biz O’na hasret ümmeti için de O’nu özlemek ,O’nu hayal etmek o denli zor ve dayanılmaz…
Bizler garip ve mahzun ahir zaman ümmetleri ;şimdi O sevgiliden kalan sakalı şeriflerle, birde bizler için bırakmış olduğu inci hadis-i şerifleriyle yetiniyoruz. Ve haykırıyoruz “
Ey şanlı sevgili,bir sakalı şerifin bile bu kadar güzel, bu kadar mübarekse, ya Sen, ya Sen nasıl güzeldin?
Ey denizler kadar engin vefalı yar;sözlerindeki incelik bile bu kadar hassasken; ya Sen , ya Sen nasıl bir dosttun?
Bir tebessümüne neler vermezdik,bir emrini yerine getirmek için kaç ana babayı, evladı ,yari feda etmezdik.
Alemlerin Rabbi Celle Celâluhu’nin bile “Habibim”diye medh ettiği Sevgiliye sevdalanmak, O’nunla birlikte olmak,O’nu her an yanı başında hissetmek,O’nun yıldızlarıyla aydınlanmak….
Sevgilerin ve muhabbetlerin yapağılaştığı günümüzde gönlümüzü besleyen tek gıda…
Bizler de öyle yapıyoruz şu soğuk kış günlerinde. Ellerimizde kitaplarımız, dillerimizde salavatlarla, gözlerimizi kapatıp Kutlu şehir Medine’ye kanatlanıyoruz.
Bizlere her birini yıldızlar olarak tanıttığı ashabıyla olan muhabbetlerine şahit oluyoruz. Bazen, hizmetinde bulunan Enes(ra)oluyoruz. Bazen, namaz için gölünü ferahlatan Bilal (ra)oluyoruz. Bazen de kutlu hanesine varıp Aişe’si, Hatice’si olma cüretinde bulunuyoruz.
Ama hayır!kendimizi nebinin hizmetine adanmış bir köle olarak görüp, Onun daim hadimi olan Enes olmak istiyoruz.
Ya Rab ne büyük saadet! O Nebinin tebessümüne şahit olmak
Ya Rab !ne büyük bahtiyarlık O Habibin rızasını almak.
İstiyoruz ki, bizi de annemiz küçücükken Şanlı Misafire hediye versin.Küçücük ellerimiz ,körpe yüreklerimizle O Sevgilinin yanında olalım. O’nun gül yüzüne bakarak doyalım O’nun doyumsuz nefeslerini dinleyerek büyüyelim. O vefalı dostun abdest suyunu dökelim. Mübarek ellerine havlu sunalım. Önüne yemeklerini getirip, suyu için saatlerce ayakta bekleyelim.Nalinlerini biz tamir edelim. Yattığı yere hırkamızı serip ,ipek tenini koruyalım. Mekkelilere karşı önünde biz set olalım.
Ayaklarına batan taşları, ellerimizle öğütelim. O yari ağlatan ,hüzünlendiren her şeyi yok edelim . Bütün geceler uğraşıp, didinip istediği bütün güzellikleri Ona verelim…
Ama bizler Enes(ra)gibi yapmazdık.O’nun gözlerinin içine bakar,O daha emretmeden yerine getirir, özellikle bir iş buyurduğu zaman oyundan, eğlenceden ,arkadaştan yüz çevirir,canımızı feda etmek bahasına o işi yerine getirirdik.
Yemek yemezdik O’nun yanında, ama binlerce kez doyar,su içmeden yaşar ama hiç susuzluk çekmezdik. Çünkü bizim ab-ı hayat kaynağımızın yanı başındaydık. Ne gerek vardı dünyevi gıdalara…
Uyumazdık ,acaba kutlu Sevgilinin bir ricası olurda gecikir miyiz diye. Başucunda ellerimiz divan tutmuş bekler dururduk.
Hatta bazen dizine bile baş koyamazdık, O gül nebiye rahatsızlık verir miyiz düşüncesiyle…Yunus gibi kapısında pas pas olur , ayak tozları olabilmek için uğraşırdık.
Vahy geldiğinde üzerindeki ağır yükü almak için çabalar , O Sevgili ‘yi dinlendirmek için her şeyi seferber ederdik.
Set olurduk savaşlarda ,Obüyük Önderin sağında solunda.O’na değil mızrak sert rüzgarların bile dokunmasına engel olurduk.
Hoşnut olmadığı şeyleri, kimseleri yaklaştırmazdık O’nun yanına. Kötü sözlerden ,fena hallerden her beri tutardık.
Gideceği yere O’ndan önce varır,yerini hazırlar ,havasını güllerle misklendirirdik.
Ağzından çıkan sözleri hemencecik ezberler,günler gecelerce uzak diyarlara ulaştırırdık.
O’nu izleyip yaptıklarını yapma bahasına, gözümüzü bile kıpmadan kopyalardık.
Hele O Mübarek sohbete başladığında başımızda kuş varda kıpırdarsak uçuverecekmiş gibi donar kalırdık. Hayamızdan başımızı kaldırıp o engin gözlerine bile bakamazdık.
İsmimizi mübarek ağızlarından bir kere duyma servetine neler vermezdik…
Mecliste bir işi emredip “kim yapmak ister”diye buyurduğunda her seferinde “biz ya habibALLAH” diye haykırmak isterdik.
Rabbimizin verdiği gücü, kanımızın son noktasına kadar adardık Rasul için.
Sabah akşam ,anam babam,evladım,bu canım Sana fedadır ,eyGönüller Sultanımız diye ağıtlar yakar,inlerdik.
Ya rab!O Sevgili hürmetine,bizi kendine layık kul,O Sultana layık ümmet eyle. Şu verdiğin canımızı O Gül nebinin yolunda şehit olanlardan eyle.amin!...
ALLAHUMMESALLİ ALA SEYİDENA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYİDENA MUHAMMED
(Alıntı)
O Gül Nebi öyle sevgi dolu,öyle rakik, öyle vefalı bir dosttu ki,sabah akşam yüzünü görerek selamını alanlar bile özlüyorlar,bir zamanlar görememenin sancısını çekip yataklara düşüyorlardı.
Ashabı kiram için, O Sevgili ile beraber olmak ne denli hoş ve doyumsuz ise, biz O’na hasret ümmeti için de O’nu özlemek ,O’nu hayal etmek o denli zor ve dayanılmaz…
Bizler garip ve mahzun ahir zaman ümmetleri ;şimdi O sevgiliden kalan sakalı şeriflerle, birde bizler için bırakmış olduğu inci hadis-i şerifleriyle yetiniyoruz. Ve haykırıyoruz “
Ey şanlı sevgili,bir sakalı şerifin bile bu kadar güzel, bu kadar mübarekse, ya Sen, ya Sen nasıl güzeldin?
Ey denizler kadar engin vefalı yar;sözlerindeki incelik bile bu kadar hassasken; ya Sen , ya Sen nasıl bir dosttun?
Bir tebessümüne neler vermezdik,bir emrini yerine getirmek için kaç ana babayı, evladı ,yari feda etmezdik.
Alemlerin Rabbi Celle Celâluhu’nin bile “Habibim”diye medh ettiği Sevgiliye sevdalanmak, O’nunla birlikte olmak,O’nu her an yanı başında hissetmek,O’nun yıldızlarıyla aydınlanmak….
Sevgilerin ve muhabbetlerin yapağılaştığı günümüzde gönlümüzü besleyen tek gıda…
Bizler de öyle yapıyoruz şu soğuk kış günlerinde. Ellerimizde kitaplarımız, dillerimizde salavatlarla, gözlerimizi kapatıp Kutlu şehir Medine’ye kanatlanıyoruz.
Bizlere her birini yıldızlar olarak tanıttığı ashabıyla olan muhabbetlerine şahit oluyoruz. Bazen, hizmetinde bulunan Enes(ra)oluyoruz. Bazen, namaz için gölünü ferahlatan Bilal (ra)oluyoruz. Bazen de kutlu hanesine varıp Aişe’si, Hatice’si olma cüretinde bulunuyoruz.
Ama hayır!kendimizi nebinin hizmetine adanmış bir köle olarak görüp, Onun daim hadimi olan Enes olmak istiyoruz.
Ya Rab ne büyük saadet! O Nebinin tebessümüne şahit olmak
Ya Rab !ne büyük bahtiyarlık O Habibin rızasını almak.
İstiyoruz ki, bizi de annemiz küçücükken Şanlı Misafire hediye versin.Küçücük ellerimiz ,körpe yüreklerimizle O Sevgilinin yanında olalım. O’nun gül yüzüne bakarak doyalım O’nun doyumsuz nefeslerini dinleyerek büyüyelim. O vefalı dostun abdest suyunu dökelim. Mübarek ellerine havlu sunalım. Önüne yemeklerini getirip, suyu için saatlerce ayakta bekleyelim.Nalinlerini biz tamir edelim. Yattığı yere hırkamızı serip ,ipek tenini koruyalım. Mekkelilere karşı önünde biz set olalım.
Ayaklarına batan taşları, ellerimizle öğütelim. O yari ağlatan ,hüzünlendiren her şeyi yok edelim . Bütün geceler uğraşıp, didinip istediği bütün güzellikleri Ona verelim…
Ama bizler Enes(ra)gibi yapmazdık.O’nun gözlerinin içine bakar,O daha emretmeden yerine getirir, özellikle bir iş buyurduğu zaman oyundan, eğlenceden ,arkadaştan yüz çevirir,canımızı feda etmek bahasına o işi yerine getirirdik.
Yemek yemezdik O’nun yanında, ama binlerce kez doyar,su içmeden yaşar ama hiç susuzluk çekmezdik. Çünkü bizim ab-ı hayat kaynağımızın yanı başındaydık. Ne gerek vardı dünyevi gıdalara…
Uyumazdık ,acaba kutlu Sevgilinin bir ricası olurda gecikir miyiz diye. Başucunda ellerimiz divan tutmuş bekler dururduk.
Hatta bazen dizine bile baş koyamazdık, O gül nebiye rahatsızlık verir miyiz düşüncesiyle…Yunus gibi kapısında pas pas olur , ayak tozları olabilmek için uğraşırdık.
Vahy geldiğinde üzerindeki ağır yükü almak için çabalar , O Sevgili ‘yi dinlendirmek için her şeyi seferber ederdik.
Set olurduk savaşlarda ,Obüyük Önderin sağında solunda.O’na değil mızrak sert rüzgarların bile dokunmasına engel olurduk.
Hoşnut olmadığı şeyleri, kimseleri yaklaştırmazdık O’nun yanına. Kötü sözlerden ,fena hallerden her beri tutardık.
Gideceği yere O’ndan önce varır,yerini hazırlar ,havasını güllerle misklendirirdik.
Ağzından çıkan sözleri hemencecik ezberler,günler gecelerce uzak diyarlara ulaştırırdık.
O’nu izleyip yaptıklarını yapma bahasına, gözümüzü bile kıpmadan kopyalardık.
Hele O Mübarek sohbete başladığında başımızda kuş varda kıpırdarsak uçuverecekmiş gibi donar kalırdık. Hayamızdan başımızı kaldırıp o engin gözlerine bile bakamazdık.
İsmimizi mübarek ağızlarından bir kere duyma servetine neler vermezdik…
Mecliste bir işi emredip “kim yapmak ister”diye buyurduğunda her seferinde “biz ya habibALLAH” diye haykırmak isterdik.
Rabbimizin verdiği gücü, kanımızın son noktasına kadar adardık Rasul için.
Sabah akşam ,anam babam,evladım,bu canım Sana fedadır ,eyGönüller Sultanımız diye ağıtlar yakar,inlerdik.
Ya rab!O Sevgili hürmetine,bizi kendine layık kul,O Sultana layık ümmet eyle. Şu verdiğin canımızı O Gül nebinin yolunda şehit olanlardan eyle.amin!...
ALLAHUMMESALLİ ALA SEYİDENA MUHAMMEDİN VE ALA ALİ SEYİDENA MUHAMMED
(Alıntı)
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Geri: (Sevgiliye Sevdalanmak)
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
byt-19- ÖZEL ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: EN SEVGİLİYE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN