Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 76 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 76 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Takva, Ebedi Vuslat Kapısıdır
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
Takva, Ebedi Vuslat Kapısıdır
Efendim, günümüzde insanlar ekseriyetle bulunduklar? makam, mevkî ve sahip olduklar? servet ve ?öhretle itibar görüp k?ymet kazan?yorlar. ?nsan?n gerçek de?er, k?ymet ve itibar? nerede aramas? gerekir? Bu husustaki as?l k?ymet ölçüsü nedir?
Bir mü’minin, gerek gönül dünyâs?nda gerekse be?erî münâsebetlerde k?ymet hükümlerini olu?turan iki temel kaynak Kur’ân-? Kerîm ve Sünnet-i Seniyye’dir. Bu kaynaklarda insan?n de?er ve îtibâr?n?n ancak “takvâ”s? ölçüsünde oldu?u belirtilmi?tir.
Nitekim Cenâb-? Hak âyet-i kerîmede:
“…Sizin Allah kat?nda en de?erliniz, takvâ bak?m?ndan en üstün olan?n?zd?r…” (el-Hucurât, 13) buyurmaktad?r.
Peki, takvâ nedir?
Takvâ; kalbi mâsivâdan, yâni Allah’tan uzakla?t?ran her ?eyden korumak sûretiyle cemâlî tecellîlerin mâkesi hâline gelmektir.
Takvâ, nefsânî arzular? zay?flatmak, rûhânî istîdatlar? inki?âf ettirmek ve Cenâb-? Hak’la dostlu?un tesisidir.
Takvâ, Allâh’a yak?nl?k ve ebedî vuslat kap?s?d?r. O kap?dan geçenler; hayat?, med-cezirlerine kap?lmadan, denge ve muvâzeneyi bozmadan huzûr içinde ya?arlar.
Velhâs?l Takvâ, mü’minin, Allâh’?n h?fz u emân?na s???narak, âhirette kendisine zarar ve elem verecek ?eylerden titizlikle korunmas? ve günahlardan sak?narak sâlih amellere sar?lmas?d?r.
Nitekim ?u hâdise, takvân?n ne oldu?u husûsuna mü?ahhas bir misaldir:
Hazret-i Ömer t, bir gün Übey bin Kâ’b t’a takvân?n ne oldu?unu sormu?tu. Übey t da ona:
“–Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü ey Ömer?” diye mukâbelede bulundu. Hazret-i Ömer:
“–Evet, yürüdüm.” kar??l???n? verince de bu sefer:
“–Peki, ne yapt?n?” diye sordu.
Hazret-i Ömer:
“–Elbisemi toplad?m ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün dikkatimi sarf ettim.” cevâb?n? verdi.
Bunun üzerine Übey bin Kâ’b t:
“–??te takvâ budur.” dedi. (?bn-i Kesîr, Tefsîr, I, 42)
Ayr?ca takvâda kemâle erebilmek için ?üpheli ?eylerden de ?iddetle kaç?nmak gerekmektedir. Zira Allah Rasûlü r:
“Kul, mahzurlu ?eylere dü?me endi?esiyle mahzûru olmayan bâz? ?eyleri de terk etmedikçe gerçek müttakîlerin derecesine ula?amaz.” buyurmu?tur. (Tirmizî, K?yâme, 19/2451; ?bn-i Mâce, Zühd, 24)
Bu hususta Abdullâh bin Ömer t’?n da ?öyle bir îkâz? vard?r:
“Ki?i, kalbini t?rmalayan, kendisini huzursuz eden ?eyleri terk etmedikçe takvâ makâm?na ula?amaz.” (Buhârî, Îmân, 1)
Takvâ hayat? ya?amak demek; Cenâb-? Hakk’a dost olabilmek, cenneti kazanabilmek, cennetin güzelliklerinden, derinliklerinden, ilâhî ikramdan anlayabilecek bir kalbe dünyada sahip olabilmek demektir.
Bu sebeple takvâ; kulun, her davran???nda, her hâlükârda, hattâ her nefeste Cenâb-? Hakk’?n r?zâs?n?n aranmas?d?r. Böylece kul, Allah Rasûlü’ne büyük bir a?k ve muhabbet ile ba?lanacak, bütün mahlûk?ta da Hâl?k’?n nazar?yla merhamet ve ?efkat ile bakacakt?r.
Velhâs?l insan, bir hiçken yoktan var edildi?ini unutmayarak, insanlar nazar?nda îtibar sâhibi olmaktan ziyâde Allah kat?nda sâlih kul olman?n gayreti içinde olmal? ve ?u fânî âlemde en sa?lam s???nak ve en çok muhtaç oldu?umuz «takvâ»ya s?ms?k? sar?lmal?d?r. Zira ancak takvâ sahibi kullar, tefekkürde derinle?ir; açan çiçeklerin, öten ku?lar?n, meyveli a?açlar?n lisân?na â?inâ olurlar. Onlardaki zarâfet, incelik ve güzelli?i, rûhânî hayatlar?na aksettirirler. Çiçekler gibi ince ruhlu, meyveli a?açlar gibi ikram sahibi olurlar. ??te bunlar, Allâh’?n, Kur’ân-? Kerîm’de senâ etti?i bahtiyar kimselerdir.
Yâ Rabbî, dünyada kalben bütün her ?eyden s?yr?larak yaln?z Sana ve ancak takvâ ölçüleri ile yönelebilmeyi bizlere lutf u kereminle ihsan buyur! Son nefe¬simize kadar kullu?unda dâim k?l! Huzuruna da ancak Müslümanlar¬dan olarak gelebilmeyi muvaffak eyle!
Âmîn!..
Osman Nuri TOPBA?
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve Du@ iLe [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Bir mü’minin, gerek gönül dünyâs?nda gerekse be?erî münâsebetlerde k?ymet hükümlerini olu?turan iki temel kaynak Kur’ân-? Kerîm ve Sünnet-i Seniyye’dir. Bu kaynaklarda insan?n de?er ve îtibâr?n?n ancak “takvâ”s? ölçüsünde oldu?u belirtilmi?tir.
Nitekim Cenâb-? Hak âyet-i kerîmede:
“…Sizin Allah kat?nda en de?erliniz, takvâ bak?m?ndan en üstün olan?n?zd?r…” (el-Hucurât, 13) buyurmaktad?r.
Peki, takvâ nedir?
Takvâ; kalbi mâsivâdan, yâni Allah’tan uzakla?t?ran her ?eyden korumak sûretiyle cemâlî tecellîlerin mâkesi hâline gelmektir.
Takvâ, nefsânî arzular? zay?flatmak, rûhânî istîdatlar? inki?âf ettirmek ve Cenâb-? Hak’la dostlu?un tesisidir.
Takvâ, Allâh’a yak?nl?k ve ebedî vuslat kap?s?d?r. O kap?dan geçenler; hayat?, med-cezirlerine kap?lmadan, denge ve muvâzeneyi bozmadan huzûr içinde ya?arlar.
Velhâs?l Takvâ, mü’minin, Allâh’?n h?fz u emân?na s???narak, âhirette kendisine zarar ve elem verecek ?eylerden titizlikle korunmas? ve günahlardan sak?narak sâlih amellere sar?lmas?d?r.
Nitekim ?u hâdise, takvân?n ne oldu?u husûsuna mü?ahhas bir misaldir:
Hazret-i Ömer t, bir gün Übey bin Kâ’b t’a takvân?n ne oldu?unu sormu?tu. Übey t da ona:
“–Sen hiç dikenli bir yolda yürüdün mü ey Ömer?” diye mukâbelede bulundu. Hazret-i Ömer:
“–Evet, yürüdüm.” kar??l???n? verince de bu sefer:
“–Peki, ne yapt?n?” diye sordu.
Hazret-i Ömer:
“–Elbisemi toplad?m ve dikenlerin bana zarar vermemesi için bütün dikkatimi sarf ettim.” cevâb?n? verdi.
Bunun üzerine Übey bin Kâ’b t:
“–??te takvâ budur.” dedi. (?bn-i Kesîr, Tefsîr, I, 42)
Ayr?ca takvâda kemâle erebilmek için ?üpheli ?eylerden de ?iddetle kaç?nmak gerekmektedir. Zira Allah Rasûlü r:
“Kul, mahzurlu ?eylere dü?me endi?esiyle mahzûru olmayan bâz? ?eyleri de terk etmedikçe gerçek müttakîlerin derecesine ula?amaz.” buyurmu?tur. (Tirmizî, K?yâme, 19/2451; ?bn-i Mâce, Zühd, 24)
Bu hususta Abdullâh bin Ömer t’?n da ?öyle bir îkâz? vard?r:
“Ki?i, kalbini t?rmalayan, kendisini huzursuz eden ?eyleri terk etmedikçe takvâ makâm?na ula?amaz.” (Buhârî, Îmân, 1)
Takvâ hayat? ya?amak demek; Cenâb-? Hakk’a dost olabilmek, cenneti kazanabilmek, cennetin güzelliklerinden, derinliklerinden, ilâhî ikramdan anlayabilecek bir kalbe dünyada sahip olabilmek demektir.
Bu sebeple takvâ; kulun, her davran???nda, her hâlükârda, hattâ her nefeste Cenâb-? Hakk’?n r?zâs?n?n aranmas?d?r. Böylece kul, Allah Rasûlü’ne büyük bir a?k ve muhabbet ile ba?lanacak, bütün mahlûk?ta da Hâl?k’?n nazar?yla merhamet ve ?efkat ile bakacakt?r.
Velhâs?l insan, bir hiçken yoktan var edildi?ini unutmayarak, insanlar nazar?nda îtibar sâhibi olmaktan ziyâde Allah kat?nda sâlih kul olman?n gayreti içinde olmal? ve ?u fânî âlemde en sa?lam s???nak ve en çok muhtaç oldu?umuz «takvâ»ya s?ms?k? sar?lmal?d?r. Zira ancak takvâ sahibi kullar, tefekkürde derinle?ir; açan çiçeklerin, öten ku?lar?n, meyveli a?açlar?n lisân?na â?inâ olurlar. Onlardaki zarâfet, incelik ve güzelli?i, rûhânî hayatlar?na aksettirirler. Çiçekler gibi ince ruhlu, meyveli a?açlar gibi ikram sahibi olurlar. ??te bunlar, Allâh’?n, Kur’ân-? Kerîm’de senâ etti?i bahtiyar kimselerdir.
Yâ Rabbî, dünyada kalben bütün her ?eyden s?yr?larak yaln?z Sana ve ancak takvâ ölçüleri ile yönelebilmeyi bizlere lutf u kereminle ihsan buyur! Son nefe¬simize kadar kullu?unda dâim k?l! Huzuruna da ancak Müslümanlar¬dan olarak gelebilmeyi muvaffak eyle!
Âmîn!..
Osman Nuri TOPBA?
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve Du@ iLe [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İSLAMİ İLİMLER :._.·´¯) :: TASAVVUF
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN