Giriş yap
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 147 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 147 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
namazz....
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: DİNİ BİLGİLER ve İSLAMİ YAZILAR
1 sayfadaki 1 sayfası
namazz....
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] NAMAZ... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, sabah namazını düşünmek “delilik”, kalkamayınca
ağlamak “gariplik” olabiliyor!
Gerçekten sabah namazını kaçırınca üzülmemiz gerekmez mi?
“İmandan sonra en büyük ve en mühim mesele olan namaz”ın bir vakti geçirilince
hiçbir şey olmamış gibi normal mi karşılamalıyız?
Bir vakit namazı kaçırmak sıradan bir hadise mi?
Sabaha kadar dünya kupası maçlarını izlemek mantıklı, ama sabah namazını
düşünmek gereksiz mi?
Oysa, uykusundan uyanamadığı için üniversite imtihanını kaçıran bir genç,
üzüntüsünden, kahrından, yeri göğü yıkabiliyor.
Peki, Peygamberimizin (a.s.m.), iki ayrı hadiste, “Dünya ve içindekilerden
hayırlıdır” dediği sabah namazının sünneti ve farzı, bir maç kadar önemli değil
mi?
Dünya ve içindeki tüm hazinelerden daha değerli olan sabah namazı, bir üniversite
imtihanı kadar ehemmiyet taşımıyor mu?
Namaz için ağlamak, üzülmek gerekmiyor mu?
Büyük velîlerden Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün sabah namazına uyanamaz.
Sabah olduğunda o kadar üzülür, o kadar ağlar, nefsini suçlayıp yüreği
yanarak öylesine bir istiğfar eder ki, bu yüzden sabah namazının sevabından daha
fazla ecir kazanır.
Bunu gören şeytan ertesi gün o zatı erkenden sabah namazına uyarır. Çünkü,
mü’minler sevap kazandıklarında şeytan kahrolur. Madem ki, o zatın namaz kılamaması
Allah’a daha çok yalvarmasına sebep olmuştur; şeytana düşen onun
ikinci kez gözyaşı döküp yalvarmasını engellemektir.
Acaba bu zamanda, sabah namazını kaçırdığında ağlayan, pişman olan, tövbe
ve istiğfar eden, nasıl kalkabilirim diye çırpınan ne kadar mü’min var dersiniz?
Elimizde çok sağlıklı bir istatistik yok. Ama şu kadarını söyleyebiliriz: Üç
büyük ilimizdeki üniversiteli gençler arasında yapılan bir ankete göre, beş vakit
muntazam namaz kılanların oranı yüzde 10. Bunların da en çok kaçırdıkları namaz,
hiç şüphesiz sabah namazı.
Beş vakit namaz kılan mü’minler içinde, haftada, ayda veya birkaç ayda bir
sabah namazı kaçıranların sayısı oldukça fazla. İsterseniz, başta kendi nefsinizde,
sonra çevrenizde küçük bir araştırma yapın. Bu acı gerçeği bütün çıplaklığıyla
göreceksiniz.
Oysa sabah namazı ve tüm farz namazlar, başta Peygamberimiz (a.s.m.) ve
onun güzide ashabının üzerinde titrediği muhteşem bir ibâdettir. Bir mü’min sabah
namazını kaçırdığında “aklını kaçırmış gibi” deli divane olmalı, tepesi atmalı,
dünyası kararmalı, kahvaltı yapacak bir iştah bulamamalı, akşama kadar kendini
cezalandırmalıdır.
Sabah namazı kaçtığı gün, yer yerinden oynamalı, aklı başından gitmeli, tövbe
ve istiğfar için Allah’a el açmalı, yalvarmalı, af dilemelidir.
Ve hepsinden önemlisi, sabah namazını kaçırma işini kesinlikle “sıradan”
görmemeli, “olabilir” kabul etmemeli; nefsine, gafletine, uykusuna isyan etmelidir.
Hemen, “Nerede hatâ ettim? Hangi tedbiri almalıyım ki, bir daha bu acıklı
azaba düşmeyeyim?” diyerek çözüm arayışına girmeli, çözümü bulmalı ve derhal
uygulamalıdır.
Çünkü, söz konusu olan çocuk oyuncağı değil, sıradan bir olay değil, üç günlük
dünya hayatını ilgilendiren bir mesele değil.
Sözünü ettiğimiz; bizim, kâinatın ve her şeyin Sahibi, Sultanı, Yaratıcısı olan
Allah’ın huzuruna girme; Onun dergâhında secdeye kapanma; canımız, cananımız,
biricik varlığımız, sevenimiz, sevgilimiz olan Zât-ı Zülcelâle ibadet etme
meselesidir.
Dünyada hiçbir şey bundan daha mühim, daha lüzumlu, daha sevimli, daha
vazgeçilmez olamaz.
Eğer burada bir eksiğimiz varsa, hatâ bizdedir.
Bir mü’min, haftada bir, ayda bir sabah namazı kaçırmayı normal göremez,
kabullenemez!
Namazlarımızı kaçırıyorsak, bu gidişe dur demek, silkinmek, titremek, ihmalimize
isyan etmek, “Artık yeter” demek durumundayız.
Kulu olmakla iftihar ettiğimiz Rabbimiz bizden böyle bir umursamazlık, böyle
bir vurdumduymazlık istemiyor.
Ümmeti olmakla şereflendiğimiz Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.), bize ihmalkârlığı
ders vermiyor. Onun bütün ömründe kaçırdığı sabah namazı sadece bir
tanedir. O da, savaş dönüşü, aşırı yorgun ve uykusuz olduğu bir zamanda, nöbetçinin
uyuması yüzünden ve belki de ümmetine böyle durumlarda nasıl davranması
gerektiğini ders vermek hikmetiyle olmuştur.
Gerçek bu iken sabah namazına duyarsız kalamayız.
Sabah namazı için nasıl bir durumda olursak olalım, ister onu haftada bir, ister
yılda bir, hattâ birkaç yılda bir kaçırıyor olalım; yeni bir ubudiyet şuuruyla donanmak,
yeni bir cehd ve gayret kılıcını kuşanmak, yeni bir tebliğ ve ikaz harekâtı
başlatmak durumundayız...
SELAM VE DUA İLE KALINIZ.. [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] NAMAZ... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Öyle bir çağda yaşıyoruz ki, sabah namazını düşünmek “delilik”, kalkamayınca
ağlamak “gariplik” olabiliyor!
Gerçekten sabah namazını kaçırınca üzülmemiz gerekmez mi?
“İmandan sonra en büyük ve en mühim mesele olan namaz”ın bir vakti geçirilince
hiçbir şey olmamış gibi normal mi karşılamalıyız?
Bir vakit namazı kaçırmak sıradan bir hadise mi?
Sabaha kadar dünya kupası maçlarını izlemek mantıklı, ama sabah namazını
düşünmek gereksiz mi?
Oysa, uykusundan uyanamadığı için üniversite imtihanını kaçıran bir genç,
üzüntüsünden, kahrından, yeri göğü yıkabiliyor.
Peki, Peygamberimizin (a.s.m.), iki ayrı hadiste, “Dünya ve içindekilerden
hayırlıdır” dediği sabah namazının sünneti ve farzı, bir maç kadar önemli değil
mi?
Dünya ve içindeki tüm hazinelerden daha değerli olan sabah namazı, bir üniversite
imtihanı kadar ehemmiyet taşımıyor mu?
Namaz için ağlamak, üzülmek gerekmiyor mu?
Büyük velîlerden Beyazıd-ı Bestamî Hazretleri bir gün sabah namazına uyanamaz.
Sabah olduğunda o kadar üzülür, o kadar ağlar, nefsini suçlayıp yüreği
yanarak öylesine bir istiğfar eder ki, bu yüzden sabah namazının sevabından daha
fazla ecir kazanır.
Bunu gören şeytan ertesi gün o zatı erkenden sabah namazına uyarır. Çünkü,
mü’minler sevap kazandıklarında şeytan kahrolur. Madem ki, o zatın namaz kılamaması
Allah’a daha çok yalvarmasına sebep olmuştur; şeytana düşen onun
ikinci kez gözyaşı döküp yalvarmasını engellemektir.
Acaba bu zamanda, sabah namazını kaçırdığında ağlayan, pişman olan, tövbe
ve istiğfar eden, nasıl kalkabilirim diye çırpınan ne kadar mü’min var dersiniz?
Elimizde çok sağlıklı bir istatistik yok. Ama şu kadarını söyleyebiliriz: Üç
büyük ilimizdeki üniversiteli gençler arasında yapılan bir ankete göre, beş vakit
muntazam namaz kılanların oranı yüzde 10. Bunların da en çok kaçırdıkları namaz,
hiç şüphesiz sabah namazı.
Beş vakit namaz kılan mü’minler içinde, haftada, ayda veya birkaç ayda bir
sabah namazı kaçıranların sayısı oldukça fazla. İsterseniz, başta kendi nefsinizde,
sonra çevrenizde küçük bir araştırma yapın. Bu acı gerçeği bütün çıplaklığıyla
göreceksiniz.
Oysa sabah namazı ve tüm farz namazlar, başta Peygamberimiz (a.s.m.) ve
onun güzide ashabının üzerinde titrediği muhteşem bir ibâdettir. Bir mü’min sabah
namazını kaçırdığında “aklını kaçırmış gibi” deli divane olmalı, tepesi atmalı,
dünyası kararmalı, kahvaltı yapacak bir iştah bulamamalı, akşama kadar kendini
cezalandırmalıdır.
Sabah namazı kaçtığı gün, yer yerinden oynamalı, aklı başından gitmeli, tövbe
ve istiğfar için Allah’a el açmalı, yalvarmalı, af dilemelidir.
Ve hepsinden önemlisi, sabah namazını kaçırma işini kesinlikle “sıradan”
görmemeli, “olabilir” kabul etmemeli; nefsine, gafletine, uykusuna isyan etmelidir.
Hemen, “Nerede hatâ ettim? Hangi tedbiri almalıyım ki, bir daha bu acıklı
azaba düşmeyeyim?” diyerek çözüm arayışına girmeli, çözümü bulmalı ve derhal
uygulamalıdır.
Çünkü, söz konusu olan çocuk oyuncağı değil, sıradan bir olay değil, üç günlük
dünya hayatını ilgilendiren bir mesele değil.
Sözünü ettiğimiz; bizim, kâinatın ve her şeyin Sahibi, Sultanı, Yaratıcısı olan
Allah’ın huzuruna girme; Onun dergâhında secdeye kapanma; canımız, cananımız,
biricik varlığımız, sevenimiz, sevgilimiz olan Zât-ı Zülcelâle ibadet etme
meselesidir.
Dünyada hiçbir şey bundan daha mühim, daha lüzumlu, daha sevimli, daha
vazgeçilmez olamaz.
Eğer burada bir eksiğimiz varsa, hatâ bizdedir.
Bir mü’min, haftada bir, ayda bir sabah namazı kaçırmayı normal göremez,
kabullenemez!
Namazlarımızı kaçırıyorsak, bu gidişe dur demek, silkinmek, titremek, ihmalimize
isyan etmek, “Artık yeter” demek durumundayız.
Kulu olmakla iftihar ettiğimiz Rabbimiz bizden böyle bir umursamazlık, böyle
bir vurdumduymazlık istemiyor.
Ümmeti olmakla şereflendiğimiz Sevgili Peygamberimiz (a.s.m.), bize ihmalkârlığı
ders vermiyor. Onun bütün ömründe kaçırdığı sabah namazı sadece bir
tanedir. O da, savaş dönüşü, aşırı yorgun ve uykusuz olduğu bir zamanda, nöbetçinin
uyuması yüzünden ve belki de ümmetine böyle durumlarda nasıl davranması
gerektiğini ders vermek hikmetiyle olmuştur.
Gerçek bu iken sabah namazına duyarsız kalamayız.
Sabah namazı için nasıl bir durumda olursak olalım, ister onu haftada bir, ister
yılda bir, hattâ birkaç yılda bir kaçırıyor olalım; yeni bir ubudiyet şuuruyla donanmak,
yeni bir cehd ve gayret kılıcını kuşanmak, yeni bir tebliğ ve ikaz harekâtı
başlatmak durumundayız...
SELAM VE DUA İLE KALINIZ.. [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
*GüLer*- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: DİNİ KONULAR VE BİLGİLER :._.·´¯) :: DİNİ BİLGİLER ve İSLAMİ YAZILAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN