Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 39 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 39 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Mesnevî Bahçesinden İNSAN DENİLEN MUAMMÂ
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: FİKİR ATLASI :._.·´¯) :: MURAKABE VE MUAMMA
1 sayfadaki 1 sayfası
Mesnevî Bahçesinden İNSAN DENİLEN MUAMMÂ
Hazret-i Mevlânâ -kuddise sirruh- aşk, vecd ve istiğrak dolu hayatını üç kelime ile ve üç merhale olarak şöyle ifade eder:
“–Hamdım, piştim, yandım!..”
Hakk’a yakınlık lezzetini tatmadan evvelki devresini “Hamdım”, ilâhî hazza nâil olduğu devreyi “Piştim”, kâinattaki esrar tecellîlerinin kendisine bir kitap gibi açılıp ayân olduğu devreyi de “Yandım” sözleriyle ifâde etmiştir.
Bu Hak dostu, “Ölmeden önce ölünüz!..” sırrının tecellîsi ile, yani dünyevî ve nefsânî ihtiras ve arzularının esâretinden kurtularak ölümün ürkütücü yüzünü güzelleştirmiştir. Bu sâyede o, “şeb-i arûs” olarak isimlendirdiği o mukadder vefât gününü, aslında “Hüsn-i Mutlak”a kavuşma gecesi hâline çevirmiştir. İşte böyle bir kavuşmanın hasret ve sevinci içinde gönül lisânından şu yakıcı mısralar dökülmüştür:
“Vefâtımdan sonra benim kabrimi aç ve gönlümün ateşi sebebiyle kefenimden nasıl duman yükseldiğini gör!..”
* * *
“Ölüm gününde tabutum götürülürken, bende, bu dünyanın dert ve gamı var sanma! Dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum zannetme!”
“Sakın ola ki, öldüğüm için bana ağlama! «Yazık oldu, yazık oldu!» deme! Eğer ben yaşarken nefse uyup şeytanın tuzağına düşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır!”
“(Fakat ben ruhumla büyük bir heyecan içerisinde vuslata doğru kanat açtığımda sakın ola ki) cenazemi görüp de; «Ayrılık, ayrılık!» deme! Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil, (Rabbimle) «buluşma» yani vuslat vaktimdir!”
“Beni toprağın kucağına verdikleri zaman sakın; «Veda, veda!» deme! Çünkü mezar, öteki âlemin, cennetler mekânının perdesidir!”
“Batmayı, gözden kaybolmayı gördün ya, bir de doğmayı gör! Düşün ki, Güneş’le Ay batıp gözden kayboldukları zaman onların nûruna bir ziyan gelir mi?”
“Bu hâl, sana; batmak, kaybolmak gibi görünse de, aslında doğmaktır, yeniden hayata kavuşmaktır! (Hem de ebedî bir hayata…)”
“(Dıştan bakınca toprağın kara bağrında bir çukurdan ibâret olan şu) mezar, insana ha pishane gibi, zindan gibi görünse de, orası aslında vuslata teşne ruhların (dünyanın iptilâ ve musibetlerinden) kurtulduğu (ve huzur bulduğu) yerdir!”
“Hangi tohum toprağa atıldı, ekildi de tekrar bitmedi; vakti gelince topraktan filizlenme di? Niçin insan tohumu hakkında yanlış bir zanna düşersin?”
“Hangi kova suya sarkıtıldı da dolu çıkmadı? Can Yusuf’u neden kuyudan ziyan görsün, niçin feryad etsin?”
* * *
“Ben (ten kafesinden kurtulunca) ölü idim, dirildim, ağlamaktayken tebessüme büründüm. İlâhî aşkın devletine nâil olunca da, ebedî devlete (saâdete) kavuştum…”
Kaynak:Altınoluk.
Allah cc. emanet olunuz selam ve dua ile.
“–Hamdım, piştim, yandım!..”
Hakk’a yakınlık lezzetini tatmadan evvelki devresini “Hamdım”, ilâhî hazza nâil olduğu devreyi “Piştim”, kâinattaki esrar tecellîlerinin kendisine bir kitap gibi açılıp ayân olduğu devreyi de “Yandım” sözleriyle ifâde etmiştir.
Bu Hak dostu, “Ölmeden önce ölünüz!..” sırrının tecellîsi ile, yani dünyevî ve nefsânî ihtiras ve arzularının esâretinden kurtularak ölümün ürkütücü yüzünü güzelleştirmiştir. Bu sâyede o, “şeb-i arûs” olarak isimlendirdiği o mukadder vefât gününü, aslında “Hüsn-i Mutlak”a kavuşma gecesi hâline çevirmiştir. İşte böyle bir kavuşmanın hasret ve sevinci içinde gönül lisânından şu yakıcı mısralar dökülmüştür:
“Vefâtımdan sonra benim kabrimi aç ve gönlümün ateşi sebebiyle kefenimden nasıl duman yükseldiğini gör!..”
* * *
“Ölüm gününde tabutum götürülürken, bende, bu dünyanın dert ve gamı var sanma! Dünyadan ayrıldığıma üzülüyorum zannetme!”
“Sakın ola ki, öldüğüm için bana ağlama! «Yazık oldu, yazık oldu!» deme! Eğer ben yaşarken nefse uyup şeytanın tuzağına düşersem, işte hayıflanmanın sırası o zamandır!”
“(Fakat ben ruhumla büyük bir heyecan içerisinde vuslata doğru kanat açtığımda sakın ola ki) cenazemi görüp de; «Ayrılık, ayrılık!» deme! Bilesin ki o vakit, benim ayrılık vaktim değil, (Rabbimle) «buluşma» yani vuslat vaktimdir!”
“Beni toprağın kucağına verdikleri zaman sakın; «Veda, veda!» deme! Çünkü mezar, öteki âlemin, cennetler mekânının perdesidir!”
“Batmayı, gözden kaybolmayı gördün ya, bir de doğmayı gör! Düşün ki, Güneş’le Ay batıp gözden kayboldukları zaman onların nûruna bir ziyan gelir mi?”
“Bu hâl, sana; batmak, kaybolmak gibi görünse de, aslında doğmaktır, yeniden hayata kavuşmaktır! (Hem de ebedî bir hayata…)”
“(Dıştan bakınca toprağın kara bağrında bir çukurdan ibâret olan şu) mezar, insana ha pishane gibi, zindan gibi görünse de, orası aslında vuslata teşne ruhların (dünyanın iptilâ ve musibetlerinden) kurtulduğu (ve huzur bulduğu) yerdir!”
“Hangi tohum toprağa atıldı, ekildi de tekrar bitmedi; vakti gelince topraktan filizlenme di? Niçin insan tohumu hakkında yanlış bir zanna düşersin?”
“Hangi kova suya sarkıtıldı da dolu çıkmadı? Can Yusuf’u neden kuyudan ziyan görsün, niçin feryad etsin?”
* * *
“Ben (ten kafesinden kurtulunca) ölü idim, dirildim, ağlamaktayken tebessüme büründüm. İlâhî aşkın devletine nâil olunca da, ebedî devlete (saâdete) kavuştum…”
Kaynak:Altınoluk.
Allah cc. emanet olunuz selam ve dua ile.
demirci mustafa- SADIK ÜYEMİZ
Geri: Mesnevî Bahçesinden İNSAN DENİLEN MUAMMÂ
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Seyyid Muhammed Sâlih", büyük âlim, evliyâ.
Çok fâideli oldu, ilmiyle insanlara.
Güzel ahlâk sâhibi, merhametli idi pek.
Geçirmi?ti ömrünü, dîne hizmet ederek.
Her ne zaman nasîhat etse idi O halka,
“Ölüm” ve "Sonras?"ndan bahsederdi mutlaka.
Bir gün, sevdiklerine buyurdu ki: (Bu hayat,
“Hayâl”den ibârettir, de?il gerçek, hakîkat.
?imdiden kendinizi, "Ölüm ve sonras?"na,
Haz?rlay?n ki zîrâ, bu, çabuk erer sona.
Âhiret hayât?n?n ebedî oldu?unu,
K?yâmette, i?lerden hesap soruldu?unu,
?nsan iyi anlasa, mesele kalmaz, fakat,
Anlamadan ölürse, pi?mân olur o heyhât!
Ölüp kabre girince, der: (Eyvâh, ben ne yapt?m?
Niçin bu hakîkati, dünyâda anlamad?m?)
Bilmeden bu i? olmaz, bu din, "Bilmek" dînidir.
Dîni ö?renmek ise, "Amel etmek" içindir.
Amel de, "Allah için" yap?l?r ihlâs ile.
Kullar be?ensin diye yap?l?rsa, nâfile.
Evlenmek, bir i? kurmak, yiyip içmek ve namâz,
Allah için olmazsa, hiç bir i?e yaramaz.)
Biri suâl etti ki: (Efendim, yiyip içmek,
Allah için olmal? dediniz, bu ne demek?)
Cevâben buyurdu ki: (?nsan, yemek yiyince,
Vücûduna enerji, kuvvet gelir hemence.
?ki yerde kullan?r bu kuvveti insan da.
Ya “Tâat”te kullan?r, veyâhut da “?syân”da.
?bâdette harcarsa i? bu enerjisini,
Âhirette, azâbtan kurtar?r kendisini.
Yok e?er kuvvetini, hep nefsinin pe?inde,
Harcarsa, azâb çeker Cehennem ate?inde.
Meselâ “Oruç tutmak”, çok büyük bir ibâdet.
“Allah için” olursa, kazan?r de?er, k?ymet.
Ve lâkin zay?flamak ve rejim yapmak için,
Olursa, hiç sevap ve ecri olmaz o i?in.
Ve yine bunun gibi, Hacca giden bir ki?i,
Sâdece “Allah için” yapmal?d?r bu i?i.
"Filân kes, yirmi defâ Hacca gitti" desinler,
Niyetiyle giderse, verilmez hiç bir de?er.
Bir nâfile hac için, bir namâz kaçar ise,
O Hac'dan, sevap de?il, günâh al?r o kimse.
Zîrâ nâfile için, faz namâz? terk etmek,
Akl? olan kimseye, yak???r i? de?il pek.
Mah?er günü, Mîzân'da, tart?l?nca ameller,
“Hâlis ibâdetler”den, ayr?l?r ötekiler.
Allah, kendine âit olan? ay?racak.
Bize âit olan?, kendimize kalacak.
Diyecek ki: (Ey kulum, sen ?u ?u i?lerini,
Kim için yapt?n ise, ondan iste ecrini.)
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve Du@ iLe [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Seyyid Muhammed Sâlih", büyük âlim, evliyâ.
Çok fâideli oldu, ilmiyle insanlara.
Güzel ahlâk sâhibi, merhametli idi pek.
Geçirmi?ti ömrünü, dîne hizmet ederek.
Her ne zaman nasîhat etse idi O halka,
“Ölüm” ve "Sonras?"ndan bahsederdi mutlaka.
Bir gün, sevdiklerine buyurdu ki: (Bu hayat,
“Hayâl”den ibârettir, de?il gerçek, hakîkat.
?imdiden kendinizi, "Ölüm ve sonras?"na,
Haz?rlay?n ki zîrâ, bu, çabuk erer sona.
Âhiret hayât?n?n ebedî oldu?unu,
K?yâmette, i?lerden hesap soruldu?unu,
?nsan iyi anlasa, mesele kalmaz, fakat,
Anlamadan ölürse, pi?mân olur o heyhât!
Ölüp kabre girince, der: (Eyvâh, ben ne yapt?m?
Niçin bu hakîkati, dünyâda anlamad?m?)
Bilmeden bu i? olmaz, bu din, "Bilmek" dînidir.
Dîni ö?renmek ise, "Amel etmek" içindir.
Amel de, "Allah için" yap?l?r ihlâs ile.
Kullar be?ensin diye yap?l?rsa, nâfile.
Evlenmek, bir i? kurmak, yiyip içmek ve namâz,
Allah için olmazsa, hiç bir i?e yaramaz.)
Biri suâl etti ki: (Efendim, yiyip içmek,
Allah için olmal? dediniz, bu ne demek?)
Cevâben buyurdu ki: (?nsan, yemek yiyince,
Vücûduna enerji, kuvvet gelir hemence.
?ki yerde kullan?r bu kuvveti insan da.
Ya “Tâat”te kullan?r, veyâhut da “?syân”da.
?bâdette harcarsa i? bu enerjisini,
Âhirette, azâbtan kurtar?r kendisini.
Yok e?er kuvvetini, hep nefsinin pe?inde,
Harcarsa, azâb çeker Cehennem ate?inde.
Meselâ “Oruç tutmak”, çok büyük bir ibâdet.
“Allah için” olursa, kazan?r de?er, k?ymet.
Ve lâkin zay?flamak ve rejim yapmak için,
Olursa, hiç sevap ve ecri olmaz o i?in.
Ve yine bunun gibi, Hacca giden bir ki?i,
Sâdece “Allah için” yapmal?d?r bu i?i.
"Filân kes, yirmi defâ Hacca gitti" desinler,
Niyetiyle giderse, verilmez hiç bir de?er.
Bir nâfile hac için, bir namâz kaçar ise,
O Hac'dan, sevap de?il, günâh al?r o kimse.
Zîrâ nâfile için, faz namâz? terk etmek,
Akl? olan kimseye, yak???r i? de?il pek.
Mah?er günü, Mîzân'da, tart?l?nca ameller,
“Hâlis ibâdetler”den, ayr?l?r ötekiler.
Allah, kendine âit olan? ay?racak.
Bize âit olan?, kendimize kalacak.
Diyecek ki: (Ey kulum, sen ?u ?u i?lerini,
Kim için yapt?n ise, ondan iste ecrini.)
[Linkleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] ve Du@ iLe [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: FİKİR ATLASI :._.·´¯) :: MURAKABE VE MUAMMA
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN