Giriş yap
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 320 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 320 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
İsteyeni Azarlama
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: İRFAN MECLİSİ SOHBETLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
İsteyeni Azarlama
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Sevgiye
ne kadar muhtacız! Hayatımızın her deminde hem de; belki 40 yaşındayken
bile… Saklamaya çalışsak da, örtsek de
bakışlarımızdaki anne sevgisi arayan çocuğun masum
yüzünü, yalnızlıkla başbaşayken itiraf ederiz, bu
özlemimizi…
Kâinât, muhabbet üzere yaratmış Rabbimiz ve:
"Mârifetime (bilinmeme) muhabbet ettim de bu kainatı yarattım."
buyurmuş. (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, II, 132)
Ve Hak sevmiş kulunu! "Habibim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]." diye hitap etmiş, insanlığın en güzeline: "Sevgilim![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]"
Kâinâtın Efendisi, "İki dosttan en hayırlısı arkadaşını en
çok sevendir." buyuruyor! Bir dostun özlemiyle yaşar
dururuz hep aslında; bu Hakk'a özlem…
Ve yüreğimizin bir köşesinde yaşar, hep annesinin eteğinden
çekiştiren çocuk! Ama hep bir meşgale yüzünden
cevapsız kalır, yukarı doğru uzanan bakışları![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Anneler meşgul, insanlar meşgul, dünyâ meşgul…
İçimizdeki bu yalnızlık inceden inceye sızlatır burnumuzun
direğini! Ve "sokak köşelerinde kendisini sahiplenmiş tek
mahlûkât olan köpeğine sarılıp yatan çocuk"la
"içimizdeki yalnız çocuk" göz göze gelir!
Sızlar yine burnumuzun ucu, kalbimizde kıpırdanır bir şeyler![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tutmak istersiniz elinden, bağrınıza basıp "Yalnız zannetme kendini ne
olur! Aslında hepimiz yalnızız şu koca dünyada." demek istersiniz.
"Rabbimiz var, O bizimle!" demek istersiniz!
Bir anda gelip geçerken düşünceler, yine araya
dünya girer. Yapılması gereken işler, ulaşılması gereken hedefler,
yetişilmesi gereken dâvetler…
Sonunda hem kalp eteğimizi çekiştiren çocuk; hem bir
köpekçik yerine insan yüreğine susamış ufaklık, yine
dönerler yalnız dünyalarına!
Dizlerini, kolları arasına alıp başını öne eğip; tek dayanağa yaslar kendini ve duâ etmeye başlar:
"Rabbim Sen'den başka dost yok! Sen'den başka yapışacak kulp,
çalınacak kapı yok! Yalnızlık Sana has Rabbim, yalnız Sen'sin
mustağnî. Sabır yağdır üzerimize! Ve lutfet sonsuz
hazinenden…"
Yalvarır çocuk, yalvarırız çocukça!
Paylaşabilsek yalnız gönüllerin yalnızlığını; dumanlı
yüreklere dostluk pencereleri açabilsek, alıversek
dumanlarını çeksek göklere doğru… Yürüsek,
yükselsek yücelere "bünyanün mersûs"
(perçinlenmiş bir binâ) hitâbına mazhar
olarak… Kardeşlerini özlüyor Rasûlullâh!
Kardeşler nerede?
Yetim başı okşayan, kırıp da mübârek dizlerini, boyunu,
sevdiği çocuğun boyuyla eşitleyen Rasûl'ün
kardeşleri, gözlerini dahî çevirememekte sokaklara.
Birbirinden kaçışan gözler, kıyâmet günü
hasretini çektiği "dünyânın o en güzel
gözleri"ne bakabilecek mi? Bir kez bile yetim başı okşamayan bir
el, kâinâtın efendisi, yetimlerin tesellîsi "yetimler
yetimi"ne "şefaat" diye uzanırken titremeyecek mi? Utanmayacak mı
gönül?
Kâinâtın en merhametlisi, insanlığın zirvesi titreyerek de
uzansa el, suçlu da baksa göz, geri çevirmez
muhakkak! Lâkin muhabbetli nazarlarına nâil olamamak en
büyük ızdırap olmaz mı bir mü'min yüreğe? Kaldı ki,
Efendimiz buyuruyor yine;
"Mü'minlerin dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir."
Sıcacık bir elin hasretini çeken çocuklara, uzatmak gerek
elleri! Şefkat dolu bir nazarı hayat boyu arayıp duran gözlere
bakmalı, gönülden sevgiyle! Tesellî ve muhabbet sunmalı
diller![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ki muhabbetle nazar etsin yüzlerimize, ellerimize o en Sevgili Yetim!
Cenâb-ı Hak, "Bir şey isteyeni azarlama![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]"
(Duhâ, 10) buyuruyor. İhtiyaçla uzatılan o minik elleri
ayıplayan bakışlarla doldurmamak lâzım! Bu dünyada talep
edeni azarlayan, diğer dünyada talep etmekten utanmaz mı?
"Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin."
İsteyen elleri azarlamamaksa sorumluluğumuz; isteyemeyenleri de, sokak
köşelerine kıvrılıp insanlardan kaçan sevgi ve şefkat
mahrumlarını da bulmaktır, diğer görevimiz…
"Zengin malında sâilin (isteyenin) ve mahrûmun (isteyemeyen fakirin) hakkı vardır." (Zâriyât, 19)
Muhtaç tüm insanlık en az onlar kadar, lâkin bu
muhtaçlığı en iyi öte âlemde anlayacak… Ve
"keşke bir muhtacın elinden tutabilseydim" diye feryad edecek.
"Keşke biraz daha sadaka verebilseydim!" (Münâfikûn, 10)
Ne kadar uzattıysak bu dünyada elimizi muhtaçlara, misli
fazlasıyla uzanacaktır bize de muhtaç olduğumuz o öte
dünyada!
Cenâb-ı Hak, cümlemize merhamet arayan bakışların "ne
aradığını" anlayabilecek firâset, bu merhamet ve sevgiyi
sunabilecek gönül, yaraları sarıp sarmalayacak dil, hayatın
incelttiği o cam yürekleri kırmayacak rikkati nasib etsin!
Âmin.
İsteyeni Azarlama
"Mü'minlerin dertleriyle dertlenmeyen onlardan değildir"
Sevgiye
ne kadar muhtacız! Hayatımızın her deminde hem de; belki 40 yaşındayken
bile… Saklamaya çalışsak da, örtsek de
bakışlarımızdaki anne sevgisi arayan çocuğun masum
yüzünü, yalnızlıkla başbaşayken itiraf ederiz, bu
özlemimizi…
Kâinât, muhabbet üzere yaratmış Rabbimiz ve:
"Mârifetime (bilinmeme) muhabbet ettim de bu kainatı yarattım."
buyurmuş. (Aclûnî, Keşfu'l-Hafâ, II, 132)
Ve Hak sevmiş kulunu! "Habibim[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]." diye hitap etmiş, insanlığın en güzeline: "Sevgilim![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]"
Kâinâtın Efendisi, "İki dosttan en hayırlısı arkadaşını en
çok sevendir." buyuruyor! Bir dostun özlemiyle yaşar
dururuz hep aslında; bu Hakk'a özlem…
Ve yüreğimizin bir köşesinde yaşar, hep annesinin eteğinden
çekiştiren çocuk! Ama hep bir meşgale yüzünden
cevapsız kalır, yukarı doğru uzanan bakışları![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Anneler meşgul, insanlar meşgul, dünyâ meşgul…
İçimizdeki bu yalnızlık inceden inceye sızlatır burnumuzun
direğini! Ve "sokak köşelerinde kendisini sahiplenmiş tek
mahlûkât olan köpeğine sarılıp yatan çocuk"la
"içimizdeki yalnız çocuk" göz göze gelir!
Sızlar yine burnumuzun ucu, kalbimizde kıpırdanır bir şeyler![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Tutmak istersiniz elinden, bağrınıza basıp "Yalnız zannetme kendini ne
olur! Aslında hepimiz yalnızız şu koca dünyada." demek istersiniz.
"Rabbimiz var, O bizimle!" demek istersiniz!
Bir anda gelip geçerken düşünceler, yine araya
dünya girer. Yapılması gereken işler, ulaşılması gereken hedefler,
yetişilmesi gereken dâvetler…
Sonunda hem kalp eteğimizi çekiştiren çocuk; hem bir
köpekçik yerine insan yüreğine susamış ufaklık, yine
dönerler yalnız dünyalarına!
Dizlerini, kolları arasına alıp başını öne eğip; tek dayanağa yaslar kendini ve duâ etmeye başlar:
"Rabbim Sen'den başka dost yok! Sen'den başka yapışacak kulp,
çalınacak kapı yok! Yalnızlık Sana has Rabbim, yalnız Sen'sin
mustağnî. Sabır yağdır üzerimize! Ve lutfet sonsuz
hazinenden…"
Yalvarır çocuk, yalvarırız çocukça!
Paylaşabilsek yalnız gönüllerin yalnızlığını; dumanlı
yüreklere dostluk pencereleri açabilsek, alıversek
dumanlarını çeksek göklere doğru… Yürüsek,
yükselsek yücelere "bünyanün mersûs"
(perçinlenmiş bir binâ) hitâbına mazhar
olarak… Kardeşlerini özlüyor Rasûlullâh!
Kardeşler nerede?
Yetim başı okşayan, kırıp da mübârek dizlerini, boyunu,
sevdiği çocuğun boyuyla eşitleyen Rasûl'ün
kardeşleri, gözlerini dahî çevirememekte sokaklara.
Birbirinden kaçışan gözler, kıyâmet günü
hasretini çektiği "dünyânın o en güzel
gözleri"ne bakabilecek mi? Bir kez bile yetim başı okşamayan bir
el, kâinâtın efendisi, yetimlerin tesellîsi "yetimler
yetimi"ne "şefaat" diye uzanırken titremeyecek mi? Utanmayacak mı
gönül?
Kâinâtın en merhametlisi, insanlığın zirvesi titreyerek de
uzansa el, suçlu da baksa göz, geri çevirmez
muhakkak! Lâkin muhabbetli nazarlarına nâil olamamak en
büyük ızdırap olmaz mı bir mü'min yüreğe? Kaldı ki,
Efendimiz buyuruyor yine;
"Mü'minlerin dertleriyle dertlenmeyen bizden değildir."
Sıcacık bir elin hasretini çeken çocuklara, uzatmak gerek
elleri! Şefkat dolu bir nazarı hayat boyu arayıp duran gözlere
bakmalı, gönülden sevgiyle! Tesellî ve muhabbet sunmalı
diller![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ki muhabbetle nazar etsin yüzlerimize, ellerimize o en Sevgili Yetim!
Cenâb-ı Hak, "Bir şey isteyeni azarlama![Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]"
(Duhâ, 10) buyuruyor. İhtiyaçla uzatılan o minik elleri
ayıplayan bakışlarla doldurmamak lâzım! Bu dünyada talep
edeni azarlayan, diğer dünyada talep etmekten utanmaz mı?
"Yeryüzündekilere merhamet edin ki, gökyüzündekiler de size merhamet etsin."
İsteyen elleri azarlamamaksa sorumluluğumuz; isteyemeyenleri de, sokak
köşelerine kıvrılıp insanlardan kaçan sevgi ve şefkat
mahrumlarını da bulmaktır, diğer görevimiz…
"Zengin malında sâilin (isteyenin) ve mahrûmun (isteyemeyen fakirin) hakkı vardır." (Zâriyât, 19)
Muhtaç tüm insanlık en az onlar kadar, lâkin bu
muhtaçlığı en iyi öte âlemde anlayacak… Ve
"keşke bir muhtacın elinden tutabilseydim" diye feryad edecek.
"Keşke biraz daha sadaka verebilseydim!" (Münâfikûn, 10)
Ne kadar uzattıysak bu dünyada elimizi muhtaçlara, misli
fazlasıyla uzanacaktır bize de muhtaç olduğumuz o öte
dünyada!
Cenâb-ı Hak, cümlemize merhamet arayan bakışların "ne
aradığını" anlayabilecek firâset, bu merhamet ve sevgiyi
sunabilecek gönül, yaraları sarıp sarmalayacak dil, hayatın
incelttiği o cam yürekleri kırmayacak rikkati nasib etsin!
Âmin.
MAHFİRUZ- ÖZEL ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: İRFAN MECLİSİ SOHBETLERİ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN