Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 316 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 316 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
YASTIK
3 posters
1 sayfadaki 1 sayfası
YASTIK
"En güzel yastığın nedir?" diye sorsalardı bana, hiç tereddütsüz "yarın" derdim.
Yastık… Başımı usulca bırakıp kendimi unuttuğum yer. Yastık… Gözlerimi kapatıp
gövdemi sessizce, dertsizce yarına taşıdığım dem. Yarın… Bugünün telaşlarını
savurup fırlattığım loş uçurum. Yarın.. Bugünün ellerinden ellerimi çekip
hayatla bağlarımı koparmama bahane eylediğim boşluk.
"Nasılsa yarın var!"
deyip de an'ın üzerimizdeki keskin hükmünü törpülüyor değil miyiz? "Yarın
yaparım!" deyip de günün içinden duygularımızı, aklımızı, yeteneklerimizi,
hasılı varlığımızı çekiyor değil miyiz? Kapatmıyor muyuz gözlerimizi bugünün
güneşine, nasılsa yarın güneş yeniden doğacak diye? Kapatmıyor muyuz gönlümüzü
bugünün aşkına, önümde çok uzun yıllar var diye? Sevdiklerimizi küstürüyoruz,
sevenlerimizi kırıyoruz, umarsız bir maske takıyoruz bugün. Nasılsa yarın telafi
ederim diye. Çekmiyor muyuz ellerimizi en ciddi işlerin eteğinden daha zamanı
gelmedi diye? Alıp gölgemizi her akşamın hüsranına yatırmıyor muyuz? Sanki hiç
yokmuşuz gibi, hiç var olmamışız gibi geçmiyor muyuz günün içinden?
Hasretlerimizi, hayallerimizi, ümitlerimizi, beklentilerimizi, özlemlerimizi
zamanın kanına katmadan, elimizde meyvesiz kuru tohumlarla kala kalmıyor
muyuz?
Yastığımızdır yarın. Alıp başımızı gittiğimiz isimsiz, sınırsız,
kuralsız, tanımsız ülkemiz. Aklımızı başımızdan alıp götüren uykumuz. Bugünden
kaçışın saydam, sessiz, itirazsız suç ortağı, sırdaşı. Gözümüzü bağlayıp bize
habire sayılar saydıran saklambaç arkadaşımız. Sürekli bizi körebe eder yarın.
Bizi topal bırakır. Bizi sığlaştırır. Bizi yok sayar. Kendi kıyılarımızdan çeker
yüreğimizin inci mercanını. Kentin kuytularında nefesimizi boğuyor, sözümüzü
kekeme ediyor.
Yo, yo, suç yarının değil. Yarının ayağımıza gelir gelmez
adını "bugün" diye değiştirdiğini unutan bizlerin suç. Yarınlara güvenip de
bugünü eğretileştirirken, yarınların birinde kendisine geniş zamanlar düşeceğini
hayallerken, "dün"lerde "yarın" diye idealleştirdiği bir "yarın"ı daha elinin
tersiyle ittiğini fark etmeyende suç… Bizde!
Şairin dediği gibi "yarın
artık bugündür." Yarın diye beleyip beslediğimiz, hayallerimizle emzirdiğimiz o
gelecek günler, o bitmez zamanlar, o geniş zamanlar gelir gelmez, kendimizi
içinde sıradanlaştırdığımız bir "bugün" oluveriyor. Yarına ideal yükleyenler,
gelen yarının adı "bugün" olduğunda, bütün idealleriyle o günün sabahında var
kılmaları gerekir kendilerini. Hayallerini yarınlara güvenerek erteleyenler,
yarınlar sıra sıra gelip "bugün" olarak ellerine ayaklarına vardığında, her şeyi
bir kenara bırakıp el üstünde tutmaları gerekir bugünü. Sanki son günleriymiş
gibi, sanki başkaca ve bir daha yarın gelmeyecekmiş gibi, ruhlarını damıtıp
bugünün imbiğinde damıtmaları gerekir yarın sevdalılarının.
Sahi, bugüne
kadar kim "yarın" gerçekleştirmiş başarısını? "Yarın" ödev yapan öğrenci oldu mu
acaba? Yazısını "yarın" yazmayı başaran bir yazar olmuş mudur?
Hayır,
hayır, içimizden hiç kimse "yarın"ı yaşamadı, yaşamıyor, yaşamayacak. Yarınların
hepsi bugün oldu, oluyor, olacak… Bugün'e kendini yakıştıramayan, yarınların
hiçbirinde gününü gün edemeyecek.
İmrendiğimiz o başarı öykülerinin hepsi
kahramanlarının "bugün"ünde gerçek oldu. Bir ömre rengini, istikametini veren
kritik kırılmaların hepsi sıradan bildiğimiz herhangi bir saatin içinde olup
bitti. "Yarın"a, "az sonra"ya, "hele dur, zamanı değil!"lere yaslananlar,
"bugün"lerin içinde siliniverdi, "şimdi"nin kalbine can olamadı, "an"ın
göğsünden çekildi. Hiç dokunmadan geçtiler zamanın içinden. Hiç yaşamamış gibi
sürüklendiler bugünden yarına..
İspat etmemi ister misin? Ben de bu kısa
yazıyı sürekli "yarın"lara erteledim. Ama sonunda oturdum ve yazdım. Ellerimi
bilgisayarımın tuşlarına bağladım, koltuğumda hapsettim gövdemi, kalbimi bu
satırların karasına mahkûm ettim. Yazıyı, "bugün" yazdım, "şimdi" bitirdim. Sen
de "yarın" okuyamayacaksın bu yazıyı. Eminim "bugün" okuyor
olacaksın…
Bugünü uyanık geçirmek istersen, "yarın" yastığını başının
altından çek, sevgili zamane!
İyi uykusuzluklar!
S.DEMİRCİ
Yastık… Başımı usulca bırakıp kendimi unuttuğum yer. Yastık… Gözlerimi kapatıp
gövdemi sessizce, dertsizce yarına taşıdığım dem. Yarın… Bugünün telaşlarını
savurup fırlattığım loş uçurum. Yarın.. Bugünün ellerinden ellerimi çekip
hayatla bağlarımı koparmama bahane eylediğim boşluk.
"Nasılsa yarın var!"
deyip de an'ın üzerimizdeki keskin hükmünü törpülüyor değil miyiz? "Yarın
yaparım!" deyip de günün içinden duygularımızı, aklımızı, yeteneklerimizi,
hasılı varlığımızı çekiyor değil miyiz? Kapatmıyor muyuz gözlerimizi bugünün
güneşine, nasılsa yarın güneş yeniden doğacak diye? Kapatmıyor muyuz gönlümüzü
bugünün aşkına, önümde çok uzun yıllar var diye? Sevdiklerimizi küstürüyoruz,
sevenlerimizi kırıyoruz, umarsız bir maske takıyoruz bugün. Nasılsa yarın telafi
ederim diye. Çekmiyor muyuz ellerimizi en ciddi işlerin eteğinden daha zamanı
gelmedi diye? Alıp gölgemizi her akşamın hüsranına yatırmıyor muyuz? Sanki hiç
yokmuşuz gibi, hiç var olmamışız gibi geçmiyor muyuz günün içinden?
Hasretlerimizi, hayallerimizi, ümitlerimizi, beklentilerimizi, özlemlerimizi
zamanın kanına katmadan, elimizde meyvesiz kuru tohumlarla kala kalmıyor
muyuz?
Yastığımızdır yarın. Alıp başımızı gittiğimiz isimsiz, sınırsız,
kuralsız, tanımsız ülkemiz. Aklımızı başımızdan alıp götüren uykumuz. Bugünden
kaçışın saydam, sessiz, itirazsız suç ortağı, sırdaşı. Gözümüzü bağlayıp bize
habire sayılar saydıran saklambaç arkadaşımız. Sürekli bizi körebe eder yarın.
Bizi topal bırakır. Bizi sığlaştırır. Bizi yok sayar. Kendi kıyılarımızdan çeker
yüreğimizin inci mercanını. Kentin kuytularında nefesimizi boğuyor, sözümüzü
kekeme ediyor.
Yo, yo, suç yarının değil. Yarının ayağımıza gelir gelmez
adını "bugün" diye değiştirdiğini unutan bizlerin suç. Yarınlara güvenip de
bugünü eğretileştirirken, yarınların birinde kendisine geniş zamanlar düşeceğini
hayallerken, "dün"lerde "yarın" diye idealleştirdiği bir "yarın"ı daha elinin
tersiyle ittiğini fark etmeyende suç… Bizde!
Şairin dediği gibi "yarın
artık bugündür." Yarın diye beleyip beslediğimiz, hayallerimizle emzirdiğimiz o
gelecek günler, o bitmez zamanlar, o geniş zamanlar gelir gelmez, kendimizi
içinde sıradanlaştırdığımız bir "bugün" oluveriyor. Yarına ideal yükleyenler,
gelen yarının adı "bugün" olduğunda, bütün idealleriyle o günün sabahında var
kılmaları gerekir kendilerini. Hayallerini yarınlara güvenerek erteleyenler,
yarınlar sıra sıra gelip "bugün" olarak ellerine ayaklarına vardığında, her şeyi
bir kenara bırakıp el üstünde tutmaları gerekir bugünü. Sanki son günleriymiş
gibi, sanki başkaca ve bir daha yarın gelmeyecekmiş gibi, ruhlarını damıtıp
bugünün imbiğinde damıtmaları gerekir yarın sevdalılarının.
Sahi, bugüne
kadar kim "yarın" gerçekleştirmiş başarısını? "Yarın" ödev yapan öğrenci oldu mu
acaba? Yazısını "yarın" yazmayı başaran bir yazar olmuş mudur?
Hayır,
hayır, içimizden hiç kimse "yarın"ı yaşamadı, yaşamıyor, yaşamayacak. Yarınların
hepsi bugün oldu, oluyor, olacak… Bugün'e kendini yakıştıramayan, yarınların
hiçbirinde gününü gün edemeyecek.
İmrendiğimiz o başarı öykülerinin hepsi
kahramanlarının "bugün"ünde gerçek oldu. Bir ömre rengini, istikametini veren
kritik kırılmaların hepsi sıradan bildiğimiz herhangi bir saatin içinde olup
bitti. "Yarın"a, "az sonra"ya, "hele dur, zamanı değil!"lere yaslananlar,
"bugün"lerin içinde siliniverdi, "şimdi"nin kalbine can olamadı, "an"ın
göğsünden çekildi. Hiç dokunmadan geçtiler zamanın içinden. Hiç yaşamamış gibi
sürüklendiler bugünden yarına..
İspat etmemi ister misin? Ben de bu kısa
yazıyı sürekli "yarın"lara erteledim. Ama sonunda oturdum ve yazdım. Ellerimi
bilgisayarımın tuşlarına bağladım, koltuğumda hapsettim gövdemi, kalbimi bu
satırların karasına mahkûm ettim. Yazıyı, "bugün" yazdım, "şimdi" bitirdim. Sen
de "yarın" okuyamayacaksın bu yazıyı. Eminim "bugün" okuyor
olacaksın…
Bugünü uyanık geçirmek istersen, "yarın" yastığını başının
altından çek, sevgili zamane!
İyi uykusuzluklar!
S.DEMİRCİ
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: YASTIK
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ğüzel bir paylaşım düşündürücü [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] emeklerine bereket [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
ğüzel bir paylaşım düşündürücü [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] emeklerine bereket [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Geri: YASTIK
ENTERASAN BİR YAKLAŞIM [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] EMEĞİNE SAĞLIK BELİNAY TEŞEKKÜRLER
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN