Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 149 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 149 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ALLAHA HAVALE EDİNCE...
1 sayfadaki 1 sayfası
ALLAHA HAVALE EDİNCE...
ZAMAN OLUR olayların üstesinden gelemezsiniz. Boyunuzu, boynunuzu ve gücünüzü
aşar, imkânınızı zorlar, eliniz ayağınız tutulur. Bir yerde çaresiz kalırsınız.
Yüzde yüz haklısınız, sonuna kadar doğrusunuz. Bir şeyler yapmak
istersiniz, bir karşılık vermeniz gerekir. Melül mahzun bakakalmak içten içe
sizi bitirir.
Iraklı Fuzûlî'nin yakındığı gibi,
"Dert
çok, hemdert yok; düşman kavi, talih zebûn."
Derdinizi kime
açacaksınız, şikâyetinizi kime ileteceksiniz, hakkınızı kim savunacak, kim
alacak?
Ümitsiz, sönük, el avuç ovuşturup bekleyecek misiniz?
Yoksa
sizden daha güçlü, herkesten daha kuvvetli, herkesin hakkından gelen birisine
mi havale etmek gerekiyor?
• ••
İbrahim Hakkı Hazretleri
yedi yaşında annesini kaybeder. Dokuz yaşına geldiğinde iyi bir eğitim alması
için Tillû'ya götürürler, ilim ve mâna büyüğü İsmail Fakîrullah Hazretlerine
teslim ederler.
Hocası genç İbrahim Hakkı'nın eline bir testi
vererek çeşmeye gönderir. Testiye suyu doldururken bir atlı yanaşır:
"Çekil bakayım Önümden be çocuk!" diye İbrahim Hak-kı'yı azarlayarak
bir tarafa iter ve atını çeşmeye sürer.
İbrahim Hakkı testisini alıp
bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye
sıkıştırır. İbrahim Hakkı testisini yere bırakır, canını kurtarmak zorunda
kalır. Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar.
Ağlayarak
hocasının huzuruna gelir. Hocası:
"Ne oldu evladım, neden
ağlıyorsun?" diye sorar.
"Efendim, çeşmede su alırken bir atlı
geldi, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi
de atına tepeletip kırdı."
"Testini kıran atlıya sen bir şey
söyledin mi?
"Hayır," der, "hiçbir şey söylemedim."
Hocası, "Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle" der.
İbrahim Hakkı gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye çalışan
adamın yanına varır bekler. Fakat bir türlü ağzını açıp da,
"Testimi
niye kırdın be zâlim adam?" diyemez.
Az sonra döner, hocasının
huzuruna gelir.
Fakîrullah Hazretleri sorar:
"Atlıya bir
şey söyleyebildin mi?"
İbrahim Hakkı boynunu büker, yere bakarak,
"Söyleyemedim efendim. Bir şeyler demeye niyet ettim, ama bir türlü ağzımı açıp
da ağır bir söz sarf edemedim."
Hocası sinirlenir:
"Sana
diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, karşılık ver, yoksa sonu felâket
olur."
İbrahim Hakkı kesin emir almıştır, bu sefer kararlıdır.
Çar çabuk çeşmenin başına varır. Bir de ne görsün, testisini kıran adamı, atı
attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, cansız yatmaktadır.
Büyük
bir korku ve heyecan içinde koşarak gelir, vahim durumu hocasına haber verir.
Hocası bu duruma çok üzülür ve,
"Vah vah! Bir testiye
bir adam ha! Üzüldüm buna doğrusu!" der.
Huzurda olanlar
söylenenlerden bir şey anlamadıklarını söyleyince, Fakîrullah Hazretleri durumu
şöyle açıklar:
"O atlı adam, İbrahim Hakkı'ya zulmetti. Zulme
uğrayan kişi de tek kelimeyle olsun karşılık vermedi ve zâlimi Allah'a havale
etti. Yapılan bu zulüm de Allah'ın gayretine dokundu ve zalimi cezalandırdı.
Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler
söyleyecek olsaydı, ödeşeceklerdi.
Fakat İbrahim, büsbütün
mazlum durumuna düştü. Ben ise ödeştirmek için uğraştım, maalesef muvaffak
olamadım."
Firavun'un zulmüne maruz kalan Kur'ân'ın "mü'min" olarak
anlattığı kimse de Kur'ân lisanıyla kendine zulmedenlere şöyle sesleniyordu:
"Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi
Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz ki Allah kullarını hakkıyla görür.
"Allah o mü'mini onların tuzaklarından korudu. Firavun ehlini ise
azabın en kötüsü kuşatıverdi." (Mü'min Sûresi, 44- I 45.)
Mehmed Paksu
aşar, imkânınızı zorlar, eliniz ayağınız tutulur. Bir yerde çaresiz kalırsınız.
Yüzde yüz haklısınız, sonuna kadar doğrusunuz. Bir şeyler yapmak
istersiniz, bir karşılık vermeniz gerekir. Melül mahzun bakakalmak içten içe
sizi bitirir.
Iraklı Fuzûlî'nin yakındığı gibi,
"Dert
çok, hemdert yok; düşman kavi, talih zebûn."
Derdinizi kime
açacaksınız, şikâyetinizi kime ileteceksiniz, hakkınızı kim savunacak, kim
alacak?
Ümitsiz, sönük, el avuç ovuşturup bekleyecek misiniz?
Yoksa
sizden daha güçlü, herkesten daha kuvvetli, herkesin hakkından gelen birisine
mi havale etmek gerekiyor?
• ••
İbrahim Hakkı Hazretleri
yedi yaşında annesini kaybeder. Dokuz yaşına geldiğinde iyi bir eğitim alması
için Tillû'ya götürürler, ilim ve mâna büyüğü İsmail Fakîrullah Hazretlerine
teslim ederler.
Hocası genç İbrahim Hakkı'nın eline bir testi
vererek çeşmeye gönderir. Testiye suyu doldururken bir atlı yanaşır:
"Çekil bakayım Önümden be çocuk!" diye İbrahim Hak-kı'yı azarlayarak
bir tarafa iter ve atını çeşmeye sürer.
İbrahim Hakkı testisini alıp
bir kenara çekilmeye uğraşırken atını mahmuzlayan adam, onu bir köşeye
sıkıştırır. İbrahim Hakkı testisini yere bırakır, canını kurtarmak zorunda
kalır. Bu esnada at da üzerine basıp testiyi kırar.
Ağlayarak
hocasının huzuruna gelir. Hocası:
"Ne oldu evladım, neden
ağlıyorsun?" diye sorar.
"Efendim, çeşmede su alırken bir atlı
geldi, atını üzerime sürdü. Can havliyle kendimi kurtarmaya çalışırken testimi
de atına tepeletip kırdı."
"Testini kıran atlıya sen bir şey
söyledin mi?
"Hayır," der, "hiçbir şey söylemedim."
Hocası, "Çabuk git ve o adama bir-iki laf söyle" der.
İbrahim Hakkı gider, çeşmenin başında atını tımar etmeye çalışan
adamın yanına varır bekler. Fakat bir türlü ağzını açıp da,
"Testimi
niye kırdın be zâlim adam?" diyemez.
Az sonra döner, hocasının
huzuruna gelir.
Fakîrullah Hazretleri sorar:
"Atlıya bir
şey söyleyebildin mi?"
İbrahim Hakkı boynunu büker, yere bakarak,
"Söyleyemedim efendim. Bir şeyler demeye niyet ettim, ama bir türlü ağzımı açıp
da ağır bir söz sarf edemedim."
Hocası sinirlenir:
"Sana
diyorum, çabuk git ve o adama bir şeyler söyle, karşılık ver, yoksa sonu felâket
olur."
İbrahim Hakkı kesin emir almıştır, bu sefer kararlıdır.
Çar çabuk çeşmenin başına varır. Bir de ne görsün, testisini kıran adamı, atı
attığı çiftelerle çeşmenin havuzuna yuvarlamış, cansız yatmaktadır.
Büyük
bir korku ve heyecan içinde koşarak gelir, vahim durumu hocasına haber verir.
Hocası bu duruma çok üzülür ve,
"Vah vah! Bir testiye
bir adam ha! Üzüldüm buna doğrusu!" der.
Huzurda olanlar
söylenenlerden bir şey anlamadıklarını söyleyince, Fakîrullah Hazretleri durumu
şöyle açıklar:
"O atlı adam, İbrahim Hakkı'ya zulmetti. Zulme
uğrayan kişi de tek kelimeyle olsun karşılık vermedi ve zâlimi Allah'a havale
etti. Yapılan bu zulüm de Allah'ın gayretine dokundu ve zalimi cezalandırdı.
Şayet İbrahim Hakkı da onun zulmüne karşılık verip, ona bir şeyler
söyleyecek olsaydı, ödeşeceklerdi.
Fakat İbrahim, büsbütün
mazlum durumuna düştü. Ben ise ödeştirmek için uğraştım, maalesef muvaffak
olamadım."
Firavun'un zulmüne maruz kalan Kur'ân'ın "mü'min" olarak
anlattığı kimse de Kur'ân lisanıyla kendine zulmedenlere şöyle sesleniyordu:
"Size söylediklerimi yakında hatırlayacaksınız. Ben işimi
Allah'a havale ediyorum. Şüphesiz ki Allah kullarını hakkıyla görür.
"Allah o mü'mini onların tuzaklarından korudu. Firavun ehlini ise
azabın en kötüsü kuşatıverdi." (Mü'min Sûresi, 44- I 45.)
Mehmed Paksu
belinay- SÜPER MODERATÖR
Similar topics
» HAYATTAYKEN ALLAHA ULAŞMAYI DİLEMEK 2
» Ey Rabbim! Göğsümü ferah eyle, işimi kolaylaştır. Dilimin bağını çöz de sözümü anlasınlar. Ben işimi Allaha bırakıyorum. Şüphesiz Allah kullarını görür.
» Ey Rabbim! Göğsümü ferah eyle, işimi kolaylaştır. Dilimin bağını çöz de sözümü anlasınlar. Ben işimi Allaha bırakıyorum. Şüphesiz Allah kullarını görür.
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN