Giriş yap
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 17 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 17 Misafir :: 2 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Sordum Yalnizigima..!
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: GENEL :._.·´¯) :: HAYATIN İÇİNDEN
1 sayfadaki 1 sayfası
Sordum Yalnizigima..!
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.] Ruhum, yalnızlığın bahçelerinde gezinirken bir sevdâya ağladığını fark ettim. Sordum yalnızlığıma:
“–Kimdir, seni benim içime salan?” diye…
Hüzün geldi yanına ve konuştu yalnızlığım:
“–Huzuru aramaktır!..” dedi benim adım… “Bu arayıştır, beni içine salan!..”
Hani olur ya, renksiz resimlerdeki yalnız duran banklar gibi, bu da başka yalnızlıktı kalpte yaşanan… Sayısız nefeslerin içindeki “yalnız soluktur” adı… Dostluğun özlemi eklenir ve yangın olur, yalnızlık makamı… Her kelime ikinci bir anlam kazanır, gittikçe açılır perdeler ve mevsimine göre sevdâ yaşanır… Rabbin merhametidir bu yalnızlık!.. Tüm dayanakların bencilliğidir… Sıkışan yüreklerin feryâdıdır.
İnsan bilmez sâdeliğini ve bilmez kimsesizliğini… Tâ ki, rahmet tecellî eder ve başlar kalplerden gidişler!.. Sahte putlar gider!.. Beyazı kıskanır ruhlar, çünkü en çok sevdâsı olana yakışır temizlenen yürekler…
Kaybolanlar, anlatılmaz bu arayışlarda… Ve bulunanlar da gizlidir.
Bir yalnızlıktır bu… Uçuşan yaprakların hışırtısı gibi nereye estiğini bilmeden, yalnızca “Es!..” emrini yerine getiren!..
Ve bir keşiftir bu, malzemesi yalnızca bir yürek olan ve aslâ yalnızlığından gocunmayan!.. Kimileri korkar bu “tek”likten, kimi ise alır lezzetini, payına düşen nasibinden!.. Derinliğini maviden alır, bu hisler… Toy yürekler gibi korkmaz ölümden… Lafta da kalmaz bu yalnızlık, Yaratan, her şeyin farkındadır.
Şimdilerde benden öte bir ses var içimde… Kalabalıkların içindeki, yalnızlığına ağlayan ruhların gözyaşlarını, bilmez sahipleri… Doludur içi… Dolu zanneder, oysa… Kalabalıktır etrâfı… Yalnızdır oysa… Gözü kapalı, her dâim sevenleri vardır. Yaratan’ın sevgisi asıldır oysa… Bunlarla yüzleşmek de ürkütür, seveni çok olanları ve ebediyeti kıskananları…
Alıştırmalı gönülleri… Farkına varmalı… Etraftaki nefeslerin “çokluğu” kadar “fâniliği” de akıllarda kalmalı… Bilmeli âcizliğini ve Yaratan’a sığınmalı!…
Gülen yüzler de ağlar bir gün!.. Kalabalıklar da tenhâlara salar, kendini!… Bu vakitler gelmeden bulmalı dengeyi!..
Bir yatırım yapmalı kalplere… İlerideki sâde günler için… Yaratan’ın sevgisinden bir çınar büyütmeli… Yalnızlığımda, gölgesi, tesellî mekânım olan ve gerçekleri sindirecek kadar büyüklüğü keskin olan… “İman azığı”m olmalı… Yalnızlığımda, karnımı doyuracak kadar sağlam olan…
Uzak sanmamalı, bu beklenen yaprak dökümü günleri!.. Bir gün titrek ellerimle penceremi açtığımda, gelmiştir “yalnız soluk” mevsimi…
Aslına dönmüştür her şey… Ruhum kendi sevdâsının derdindedir artık.. Vakitler ayrılır cömertçe, Yaratan’ın muhabbetine…
Hissetmeseydim bu hüzünlü mevsimleri, bilirim ki, kavuşmayacaktım muhabbete!… Bilirim ki, oyalanacaktım, bir çok “soluk” içinde!.. Burnu büyük sevdâlarımın peşinde koşmaktan, “son nefesimde” yorulacaktım. Ve geç kalmışlığın yasını tutamadan, yok olacaktım!…
Şimdi ruhum kendine gelir. Bırakır, kalabalıklar içindeki çâresiz mırıldanmalarını… Etrâfındaki nefeslerin soğukluğu da üşütmez artık içimi… İman ateşi ve Yaratan’ın sevgisi ısıtır, tüm kâinâtı ve beni…
Yalnızlık, başka lezzetler katar ömrüme… Bir başka güzelliktir, sâdelik… Artık yüzüme kan gelir… Tebessümlerin, aynasıdır içimde değişen mevsimlerin… Yaprağın kaderi düşmekse, benim de kaderimdir, yalnızlığımla yüzleşmek ve düştüğüm yerden Mevlâ’ya yükselmek… Yeniden sevmek, yeniden sevgiyi hissetmek… Yalnızlığın tadını çıkarmak… Huzurlu dakikalarla baş başa kalmak…
Şimdi değişir, yalnızlığın karanlık tarihi… Şimdi temizlenir, üstüne sürülen kirli lekesi… Artık “öz” vardır, kalabalıklardan sıyrılmış olan… Yalnız Rabb’in merhamet tecellîleri vardır kalplerde… Duâlar vardır ve O’nu keşfetmek vardır, çok derinlerde…
Kuramadığım hayali kadar sevdim yalnızlığı… Ürpertisi bende derin bir iz bıraktı. Issızlık, çığlıkları kıskandırdı…
Ve beni elimden tutup Rabbime, bu yalnızlık taşıdı.
“–Kimdir, seni benim içime salan?” diye…
Hüzün geldi yanına ve konuştu yalnızlığım:
“–Huzuru aramaktır!..” dedi benim adım… “Bu arayıştır, beni içine salan!..”
Hani olur ya, renksiz resimlerdeki yalnız duran banklar gibi, bu da başka yalnızlıktı kalpte yaşanan… Sayısız nefeslerin içindeki “yalnız soluktur” adı… Dostluğun özlemi eklenir ve yangın olur, yalnızlık makamı… Her kelime ikinci bir anlam kazanır, gittikçe açılır perdeler ve mevsimine göre sevdâ yaşanır… Rabbin merhametidir bu yalnızlık!.. Tüm dayanakların bencilliğidir… Sıkışan yüreklerin feryâdıdır.
İnsan bilmez sâdeliğini ve bilmez kimsesizliğini… Tâ ki, rahmet tecellî eder ve başlar kalplerden gidişler!.. Sahte putlar gider!.. Beyazı kıskanır ruhlar, çünkü en çok sevdâsı olana yakışır temizlenen yürekler…
Kaybolanlar, anlatılmaz bu arayışlarda… Ve bulunanlar da gizlidir.
Bir yalnızlıktır bu… Uçuşan yaprakların hışırtısı gibi nereye estiğini bilmeden, yalnızca “Es!..” emrini yerine getiren!..
Ve bir keşiftir bu, malzemesi yalnızca bir yürek olan ve aslâ yalnızlığından gocunmayan!.. Kimileri korkar bu “tek”likten, kimi ise alır lezzetini, payına düşen nasibinden!.. Derinliğini maviden alır, bu hisler… Toy yürekler gibi korkmaz ölümden… Lafta da kalmaz bu yalnızlık, Yaratan, her şeyin farkındadır.
Şimdilerde benden öte bir ses var içimde… Kalabalıkların içindeki, yalnızlığına ağlayan ruhların gözyaşlarını, bilmez sahipleri… Doludur içi… Dolu zanneder, oysa… Kalabalıktır etrâfı… Yalnızdır oysa… Gözü kapalı, her dâim sevenleri vardır. Yaratan’ın sevgisi asıldır oysa… Bunlarla yüzleşmek de ürkütür, seveni çok olanları ve ebediyeti kıskananları…
Alıştırmalı gönülleri… Farkına varmalı… Etraftaki nefeslerin “çokluğu” kadar “fâniliği” de akıllarda kalmalı… Bilmeli âcizliğini ve Yaratan’a sığınmalı!…
Gülen yüzler de ağlar bir gün!.. Kalabalıklar da tenhâlara salar, kendini!… Bu vakitler gelmeden bulmalı dengeyi!..
Bir yatırım yapmalı kalplere… İlerideki sâde günler için… Yaratan’ın sevgisinden bir çınar büyütmeli… Yalnızlığımda, gölgesi, tesellî mekânım olan ve gerçekleri sindirecek kadar büyüklüğü keskin olan… “İman azığı”m olmalı… Yalnızlığımda, karnımı doyuracak kadar sağlam olan…
Uzak sanmamalı, bu beklenen yaprak dökümü günleri!.. Bir gün titrek ellerimle penceremi açtığımda, gelmiştir “yalnız soluk” mevsimi…
Aslına dönmüştür her şey… Ruhum kendi sevdâsının derdindedir artık.. Vakitler ayrılır cömertçe, Yaratan’ın muhabbetine…
Hissetmeseydim bu hüzünlü mevsimleri, bilirim ki, kavuşmayacaktım muhabbete!… Bilirim ki, oyalanacaktım, bir çok “soluk” içinde!.. Burnu büyük sevdâlarımın peşinde koşmaktan, “son nefesimde” yorulacaktım. Ve geç kalmışlığın yasını tutamadan, yok olacaktım!…
Şimdi ruhum kendine gelir. Bırakır, kalabalıklar içindeki çâresiz mırıldanmalarını… Etrâfındaki nefeslerin soğukluğu da üşütmez artık içimi… İman ateşi ve Yaratan’ın sevgisi ısıtır, tüm kâinâtı ve beni…
Yalnızlık, başka lezzetler katar ömrüme… Bir başka güzelliktir, sâdelik… Artık yüzüme kan gelir… Tebessümlerin, aynasıdır içimde değişen mevsimlerin… Yaprağın kaderi düşmekse, benim de kaderimdir, yalnızlığımla yüzleşmek ve düştüğüm yerden Mevlâ’ya yükselmek… Yeniden sevmek, yeniden sevgiyi hissetmek… Yalnızlığın tadını çıkarmak… Huzurlu dakikalarla baş başa kalmak…
Şimdi değişir, yalnızlığın karanlık tarihi… Şimdi temizlenir, üstüne sürülen kirli lekesi… Artık “öz” vardır, kalabalıklardan sıyrılmış olan… Yalnız Rabb’in merhamet tecellîleri vardır kalplerde… Duâlar vardır ve O’nu keşfetmek vardır, çok derinlerde…
Kuramadığım hayali kadar sevdim yalnızlığı… Ürpertisi bende derin bir iz bıraktı. Issızlık, çığlıkları kıskandırdı…
Ve beni elimden tutup Rabbime, bu yalnızlık taşıdı.
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: GENEL :._.·´¯) :: HAYATIN İÇİNDEN
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN