Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 250 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 250 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Mü'minler En Çok Allah'ı Sever
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: ALLAH (CELLE CELALUH) :._.·´¯) :: RAH-I AŞK
1 sayfadaki 1 sayfası
Mü'minler En Çok Allah'ı Sever
Müminler en çok Allah'ı sever
Sevgi (muhabbet) Arapça HBB kökünden türetilmiştir. Bu kök lügatte beş şey üzerinde dönüp durmaktadır.
Saflık ve beyazlık; yükseklik ve ortaya çıkmak; bağlılık ve sabitlik; iç ve öz; korumak ve tutmak.
Bu şey sevginin gereklerindendir. Çünkü sevgi saflığı, kalbin sevdiğine karşı heyecanını, kalbin sevdiğini arzu etmesinin kalbe yerleşmesini gerekli kılar. Arzu ettiği sevgiliyle irtibatı sebebiyle yücedir.
Bu anlamlardan hareketle âlimler, gerçek sevginin Allah sevgisi olduğu bilinciyle, sevgi konusunda pek çok tanımlar yapmışlardır:
“Sevgi, kalbin sevdiğine meyletmesidir.”
“Sevgi, kalbin sevdiğiyle huzura ermesidir.”
“Sevgi, kalbin yalnızca sevdiğiyle meşgul olmasıdır.”
“Sevgi, sıkıntıyla azalmayan iyilikle artmayan bir iradedir.”
“Sevgi, kapıdan hiç ayrılmamaktır.”
“Sevgi, kalpte yanan bir ateştir. Sevgilinin arzusu dışındaki her şeyi yakıp kül eder.”
“Sevgi, Allah’ın emirlerine uymak konusunda samimiyet, Rasulullah’ın sünnetine riayet konusunda ihlâstır.”
Ebu Bekr el-Kettani şöyle bir kıssa anlatır:
“Panayır günlerinden birinde Mekke’de âlimler sevgi üzerine konuştular. Cüneyd el-Bağdadi bunların en küçüğü idi. Ona, ‘Ey Iraklı! Görüşünü söyle!’ dediler. Başını eğip sustu. Daha sonra ağlamaya başladı. Sonra da ‘Nefsinden kaçıp Rabbinin zikriyle buluşan, O’nun haklarına riayet eden, kalbiyle O’na bakan, heybetinin nurları kalbini yakan, O’nun sevgi kadehinden güzelce içen, gaybın örtülerine rağmen Kadir-i Mutlak olan Allah’ın varlığına şahit olan, Allah ile konuşan, Allah’tan konuşan, Allah’ın emriyle hareket eden, Allah ile duran, Allah ile olan, Allah için olan ve Allah ile beraber olan kuldur.’ cevabını verdi. Bunun üzerine oradaki bütün âlimler ağlamaya başladı. ‘Bundan daha fazla söz söylemeye gerek yok! Ey ariflerin tacı! Allah en güzel mükâfatlarla seni karşılasın!’ dediler.”
Gerçek sevgi Allah sevgisidir. Tariflerden de anlaşıldığı üzere insanların Allah sevgisi konusundaki seviyeleri, O’nun hakkında bilgi sahibi olma ve O’nu tanıma konusundaki seviyeleri oranında farklılık arz etmektedir. O’nu en çok tanıyanlar, en çok sevenlerdir. Bu sebepledir ki O’nu en çok sevenler peygamberler olmuştur. Aslında Allah sevgisinin tam anlamıyla anlatılabilmesi mümkün değildir. Bundan dolayı “tatmayan bilemez” denilmiştir. Mahlûkatı arasında Allah’ı en iyi bilen, O’nu en çok seven Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bile şöyle buyurmaktadır:
“Ey Rabbimiz, seni övmeye gücüm yetmiyor; sen kendini övdüğün gibisin.” (Müslim, Ebu Davut, Tirmizi)
Allah âşıkları Allah’ı bu dünyada görmemiş, O’nun sıfat ve eserlerine bakarak O’nun hakkında bilgi edinmiş, bildiklerinden hareketle bilmediklerine ulaşmışlardır. Fakat O’nu görmüş, O yüceler yücesinin celaline, cemaline ve kemaline şahit olmuş olsalardı, O’na olan sevgileri bambaşka olurdu. Nitekim Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bize Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmeyi tavsiye etmektedirler ki bunu başarabilenler Allah’a olan sevgide zirveleşirler.
Buhari ve Müslim’in Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bir hadisi şerifte de Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz zikir ehlini araştırmak için yollarda dolaşan, Allah’ın birtakım melekleri vardır. Allah’ı zikreden, hatırda tutan bir topluluk bulduklarında birbirlerine: ‘Aradığınıza gelin’ diyerek seslenirler. Bunun üzerine gelip kanatlarıyla yakın semaya kadar onları kuşatırlar. Rabbleri onlardan daha iyi bildiği halde onlara: ‘Kullarım ne söylüyorlar?’ buyurarak sorar. Onlar: ‘Onlar seni tesbih ediyorlar, tekbir ediyorlar, sana hamdedip seni yüceltiyorlar.’ derler. Allah: ‘Beni gördüler mi?’ buyurur. Onlar: “Hayır, vallahi seni görmediler.’ derler. Allah: “Beni görselerdi nasıl olurlardı?’ buyurur. Onlar: ‘Eğer seni görselerdi daha çok kulluk eder, daha çok yüceltirler, daha çok tesbih ederlerdi.’ dediler. Allah: ‘Benden ne istiyorlar?’ buyurur. Melekler ‘Senden cenneti istiyorlar.’ derler. Allah: ‘Cenneti gördüler mi?’ buyurur. Onlar: ‘Hayır, vallahi cenneti görmediler.’ derler. Allah: ‘Ya cenneti görselerdi nasıl olurlardı?’ buyurur. Onlarda: ‘Eğer cenneti görselerdi daha çok istekli olurlardı, daha çok hevesli olur rağbetleri daha büyük olurdu.’ derler. Allah: ‘Hangi şeyden dolayı sığınırlar?’ buyurur. Onlar: ‘Cehennemden.’ derler. Allah: ‘Cehennemi gördüler mi?’ buyurur. Onlar: ‘Hayır vallahi cehennemi görmediler.’ derler. Allah: ‘Ya cehennemi görseler nasıl olurlardı?’ buyurur. Onlar: ‘Eğer cehennemi görselerdi cehennemden daha çok kaçınır, daha çok korkarlardı.’ derler. Allah: ‘Benim, onları bağışladığıma sizleri şahit tutuyorum.’ buyurur. Bu sırada meleklerden biri: ‘İçlerindeki falan kimse onlardan değildir, sadece bir hâceti için oraya gelmişti.’ der. Allah: ‘Onlar öyle bir topluluktur ki kendileriyle birlikte oturup, düşüp kalkan kimsede şaki(isyankâr, günahkâr) olmaz.’ buyurur.” demiştir.
Rabbimizi severek zikreden Allah âşıklarının Rabbimiz yanındaki yüksek derecelerini haber veren, müthiş bir nebevî müjde. Bir hâcet için bile Allah’ı sevenlerin yanında bulunmak günahların bağışlanmasına vesile olursa, bizzat Allah’ı sevmenin, Allah yanındaki derecesini bilip ona göre hareket etmek müminin en büyük ideali olmalıdır. İnsanların insanları sevmeye, insanlarında kendilerini sevmeleri için sarf ettikleri mesaiyi Allah sevgisine ulaşmaya ayırabilselerdi, Allah’ın sevdiği kullardan olurlardı.
Nitekim Rabbimiz:
“Allah çokça tevbe edenleri ve içi dışı temiz olanları sever.” (Bakara 222)
“Allah sabredenleri sever.” (Al-i İmran 146)
“Allah işini güzel yapanları sever.” (Al-i İmran 148)
“Allah adil olanları sever.” (Maide 42) buyurmaktadır.
Allah sevgisi kulun iki cihanda en büyük sermayesidir. Allah’a rağbet etmek O’nun rızasını istemek, O’na kavuşmayı özlemek hoş bir hayatın esasıdır.
Huzurun, mutluluğun, lezzetin kemali Allah sevgisinin kemaliyle mümkündür. Sevginin kemali ise tüm imkânlarını sevilenin sevgisi yoluna adaması, O’na yakın olmayı, O’na kavuşmayı her şeye tercih etmesiyle mümkündür.
Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Kim Allah ile karşılaşmayı isterse, Allah da onunla karşılaşmayı ister. Kim Allah ile karşılaşmayı istemez hoşlanmaz ise Allah da onunla karşılaşmayı istemez hoşlanmaz.” buyurmuştur.
Sevgi (muhabbet) Arapça HBB kökünden türetilmiştir. Bu kök lügatte beş şey üzerinde dönüp durmaktadır.
Saflık ve beyazlık; yükseklik ve ortaya çıkmak; bağlılık ve sabitlik; iç ve öz; korumak ve tutmak.
Bu şey sevginin gereklerindendir. Çünkü sevgi saflığı, kalbin sevdiğine karşı heyecanını, kalbin sevdiğini arzu etmesinin kalbe yerleşmesini gerekli kılar. Arzu ettiği sevgiliyle irtibatı sebebiyle yücedir.
Bu anlamlardan hareketle âlimler, gerçek sevginin Allah sevgisi olduğu bilinciyle, sevgi konusunda pek çok tanımlar yapmışlardır:
“Sevgi, kalbin sevdiğine meyletmesidir.”
“Sevgi, kalbin sevdiğiyle huzura ermesidir.”
“Sevgi, kalbin yalnızca sevdiğiyle meşgul olmasıdır.”
“Sevgi, sıkıntıyla azalmayan iyilikle artmayan bir iradedir.”
“Sevgi, kapıdan hiç ayrılmamaktır.”
“Sevgi, kalpte yanan bir ateştir. Sevgilinin arzusu dışındaki her şeyi yakıp kül eder.”
“Sevgi, Allah’ın emirlerine uymak konusunda samimiyet, Rasulullah’ın sünnetine riayet konusunda ihlâstır.”
Ebu Bekr el-Kettani şöyle bir kıssa anlatır:
“Panayır günlerinden birinde Mekke’de âlimler sevgi üzerine konuştular. Cüneyd el-Bağdadi bunların en küçüğü idi. Ona, ‘Ey Iraklı! Görüşünü söyle!’ dediler. Başını eğip sustu. Daha sonra ağlamaya başladı. Sonra da ‘Nefsinden kaçıp Rabbinin zikriyle buluşan, O’nun haklarına riayet eden, kalbiyle O’na bakan, heybetinin nurları kalbini yakan, O’nun sevgi kadehinden güzelce içen, gaybın örtülerine rağmen Kadir-i Mutlak olan Allah’ın varlığına şahit olan, Allah ile konuşan, Allah’tan konuşan, Allah’ın emriyle hareket eden, Allah ile duran, Allah ile olan, Allah için olan ve Allah ile beraber olan kuldur.’ cevabını verdi. Bunun üzerine oradaki bütün âlimler ağlamaya başladı. ‘Bundan daha fazla söz söylemeye gerek yok! Ey ariflerin tacı! Allah en güzel mükâfatlarla seni karşılasın!’ dediler.”
Gerçek sevgi Allah sevgisidir. Tariflerden de anlaşıldığı üzere insanların Allah sevgisi konusundaki seviyeleri, O’nun hakkında bilgi sahibi olma ve O’nu tanıma konusundaki seviyeleri oranında farklılık arz etmektedir. O’nu en çok tanıyanlar, en çok sevenlerdir. Bu sebepledir ki O’nu en çok sevenler peygamberler olmuştur. Aslında Allah sevgisinin tam anlamıyla anlatılabilmesi mümkün değildir. Bundan dolayı “tatmayan bilemez” denilmiştir. Mahlûkatı arasında Allah’ı en iyi bilen, O’nu en çok seven Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bile şöyle buyurmaktadır:
“Ey Rabbimiz, seni övmeye gücüm yetmiyor; sen kendini övdüğün gibisin.” (Müslim, Ebu Davut, Tirmizi)
Allah âşıkları Allah’ı bu dünyada görmemiş, O’nun sıfat ve eserlerine bakarak O’nun hakkında bilgi edinmiş, bildiklerinden hareketle bilmediklerine ulaşmışlardır. Fakat O’nu görmüş, O yüceler yücesinin celaline, cemaline ve kemaline şahit olmuş olsalardı, O’na olan sevgileri bambaşka olurdu. Nitekim Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz bize Allah’ı görüyormuşçasına ibadet etmeyi tavsiye etmektedirler ki bunu başarabilenler Allah’a olan sevgide zirveleşirler.
Buhari ve Müslim’in Ebu Hureyre’den rivayet ettiği bir hadisi şerifte de Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz şöyle buyurmaktadır:
“Şüphesiz zikir ehlini araştırmak için yollarda dolaşan, Allah’ın birtakım melekleri vardır. Allah’ı zikreden, hatırda tutan bir topluluk bulduklarında birbirlerine: ‘Aradığınıza gelin’ diyerek seslenirler. Bunun üzerine gelip kanatlarıyla yakın semaya kadar onları kuşatırlar. Rabbleri onlardan daha iyi bildiği halde onlara: ‘Kullarım ne söylüyorlar?’ buyurarak sorar. Onlar: ‘Onlar seni tesbih ediyorlar, tekbir ediyorlar, sana hamdedip seni yüceltiyorlar.’ derler. Allah: ‘Beni gördüler mi?’ buyurur. Onlar: “Hayır, vallahi seni görmediler.’ derler. Allah: “Beni görselerdi nasıl olurlardı?’ buyurur. Onlar: ‘Eğer seni görselerdi daha çok kulluk eder, daha çok yüceltirler, daha çok tesbih ederlerdi.’ dediler. Allah: ‘Benden ne istiyorlar?’ buyurur. Melekler ‘Senden cenneti istiyorlar.’ derler. Allah: ‘Cenneti gördüler mi?’ buyurur. Onlar: ‘Hayır, vallahi cenneti görmediler.’ derler. Allah: ‘Ya cenneti görselerdi nasıl olurlardı?’ buyurur. Onlarda: ‘Eğer cenneti görselerdi daha çok istekli olurlardı, daha çok hevesli olur rağbetleri daha büyük olurdu.’ derler. Allah: ‘Hangi şeyden dolayı sığınırlar?’ buyurur. Onlar: ‘Cehennemden.’ derler. Allah: ‘Cehennemi gördüler mi?’ buyurur. Onlar: ‘Hayır vallahi cehennemi görmediler.’ derler. Allah: ‘Ya cehennemi görseler nasıl olurlardı?’ buyurur. Onlar: ‘Eğer cehennemi görselerdi cehennemden daha çok kaçınır, daha çok korkarlardı.’ derler. Allah: ‘Benim, onları bağışladığıma sizleri şahit tutuyorum.’ buyurur. Bu sırada meleklerden biri: ‘İçlerindeki falan kimse onlardan değildir, sadece bir hâceti için oraya gelmişti.’ der. Allah: ‘Onlar öyle bir topluluktur ki kendileriyle birlikte oturup, düşüp kalkan kimsede şaki(isyankâr, günahkâr) olmaz.’ buyurur.” demiştir.
Rabbimizi severek zikreden Allah âşıklarının Rabbimiz yanındaki yüksek derecelerini haber veren, müthiş bir nebevî müjde. Bir hâcet için bile Allah’ı sevenlerin yanında bulunmak günahların bağışlanmasına vesile olursa, bizzat Allah’ı sevmenin, Allah yanındaki derecesini bilip ona göre hareket etmek müminin en büyük ideali olmalıdır. İnsanların insanları sevmeye, insanlarında kendilerini sevmeleri için sarf ettikleri mesaiyi Allah sevgisine ulaşmaya ayırabilselerdi, Allah’ın sevdiği kullardan olurlardı.
Nitekim Rabbimiz:
“Allah çokça tevbe edenleri ve içi dışı temiz olanları sever.” (Bakara 222)
“Allah sabredenleri sever.” (Al-i İmran 146)
“Allah işini güzel yapanları sever.” (Al-i İmran 148)
“Allah adil olanları sever.” (Maide 42) buyurmaktadır.
Allah sevgisi kulun iki cihanda en büyük sermayesidir. Allah’a rağbet etmek O’nun rızasını istemek, O’na kavuşmayı özlemek hoş bir hayatın esasıdır.
Huzurun, mutluluğun, lezzetin kemali Allah sevgisinin kemaliyle mümkündür. Sevginin kemali ise tüm imkânlarını sevilenin sevgisi yoluna adaması, O’na yakın olmayı, O’na kavuşmayı her şeye tercih etmesiyle mümkündür.
Rasulullah -sallallahu aleyhi ve sellem- Efendimiz:
“Kim Allah ile karşılaşmayı isterse, Allah da onunla karşılaşmayı ister. Kim Allah ile karşılaşmayı istemez hoşlanmaz ise Allah da onunla karşılaşmayı istemez hoşlanmaz.” buyurmuştur.
Nureddin Soyak
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Similar topics
» Çocuğa Allahı Anlatırken Şunlara Dikkat Edelim
» Müminler, Kadir Gecesi'ni idrak etmeye hazırlanıyor
» Sıcak Çikolata Sever misiniz ...
» Müminler, Kadir Gecesi'ni idrak etmeye hazırlanıyor
» Sıcak Çikolata Sever misiniz ...
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: ALLAH (CELLE CELALUH) :._.·´¯) :: RAH-I AŞK
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN