Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 160 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 160 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Gençlik ve İbadet
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: AİLE HAYATI VE YAŞAM :._.·´¯) :: İSLAMİ GENÇLİK
1 sayfadaki 1 sayfası
Gençlik ve İbadet
HAC GÖREVİNİ GENÇKEN Mİ YAPMAK GEREK?
Ziyaretçimle birlikte oturmuş çaylarımızı yudumlarken önce bir takdirini, sonra da bir teklifini dinliyorum.
Diyor ki:
– Hacılarımızla ilgili yazınızı istifade ile okudum. Gerçekten de hac, sabır gerektiren bir ibadettir. İşaret ettiğiniz gibi ziyaret mekanları sabit, ama ziyaretçi sayısı sabit değil her sene çoğalmakta, bu çoğalmalardan dolayı da yer yer izdihamlar kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu sebeple Türk hacılarına bir teklifte bulunsanız da, bir köşe yazınızda deseniz ki:
– Hac görevini, gençken yapmak gerekir. Yaşlı hacılar görevini layıkıyla yerine getiremiyorlar, zorluklar söz konusu oluyor. Türk hacıları, yaşlanmayı beklemeden, haclarını gençken yapmalılar...
Teklif sahibi ziyaretçime diyorum ki:
– Bu teklifinize aklen uygundur desem dahi, fıkıh diliyle böyle yazamam. Çünkü fıkıhtaki ölçü genç, ihtiyar ölçüsü değildir. İmkan ölçüsüdür. Hangi yaşta eline hacca götürecek imkan geçerse müslümanın, işte o yaşta kendisine hac farz olur. Hacca gitme mecburiyeti de o yaştan itibaren başlar. Mazereti olmadan haccını tehir edemez...
Böyle bir imkana sahip olmayan kimseye ise, "yaşlanınca hac zor yapılıyor, gençken hacca git" denemez. Çünkü hac, farz olmamıştır kendisine.
Demek mesele, haccın farz olup olmaması meselesidir... Hac farz olmuşsa, genç de olsa gidecek; olmamışsa ihtiyar da olsa bekleyecek.
Bence burada esas mesele şu olsa gerektir:
Hac kendisine genç yaşlarda farz olanlar, hemen gitmeyip de tehir ederlerse, sonraki senelerde ise gitme imkanını kaybederlerse işte tehlike burada oluşur, hac borcuyla kalabilirler...
Öyle ise kendisine hac farz olan kimseler, mazeretsiz haclarını tehir etmemeli, borçlu kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmamalı, hemen haclarını yapmalılar.
Ziyaretçimizle hac sohbetimizi bu şekilde sürdürürken telefonun öbür ucundan, genç bir okuyucumdan bir hac sorusuna daha muhatap oluyorum. Bakın o da hac konusunda nasıl bir teklifle karşılaşmış. Şöyle soruyor:
– Hanımla birlikte bu sene Rabbimiz nasip ederse hacca niyet ettik. Ancak hanım sohbetlerinde bazı kadınlar bizimkini ikaz ederek demişler ki:
– Kızım sen daha gençsin. Böyle genç yaşta hacca gidilir mi? Bu yaşta hacı olursan, gelince haccını elinde tutamazsın. Hacılığın boşa gider. Sen gençken gitme, bekle, yaşlan. Dünya işlerini bırakacak yaşa gelince git. İşte o zaman her şeyi terk edersin, haccını da elinde tutmuş olursun...
Hocam, hanımın genç yaşta hacca gitmesinde mahzur olabilir mi? Var mı böyle hacdan dönünce haccı elinde tutma, tutamama olayı?.."
Demek ki, kimileri de, gençken değil yaşlandıktan sonra hacca gidilmesini doğru buluyor, gençken gitmeyi (tutamayacakları gerekçesiyle) mahzurlu bile görebiliyor.
Bizim Yozgat'ın bazı köylerinde de benzeri söylentiler duymuştum çocukluğumda. Genç adam hacca gitmemeliydi, giderse dönünce eliyle dünya işi tutmamalıydı. Çünkü terazi tutarsa, hak geçer, böylece hacılığı da boşa giderdi. Hele muhtarlık yaparsa büsbütün işi bitikti. Hacılığından eser kalmazdı...
Elbette bunlar halk söylentisidir. Sudaki balığı tutma, tutamama diye bir mefhum vardır. Ama haccı tutma, tutamama diye bir mefhum yoktur. Hacca giden borcundan kurtulur. Gitmeyen de (farz olmuşsa) borcuyla kalır. Hepsi bundan ibarettir.
– Gençken mi yoksa yaşlanınca mı gitmeli? sorusuna kestirmeden cevap verecek olursak şöyle özetleyebiliriz konuyu:
– Kendisine hac hangi yaşta farz olmuşsa, o yaşta gitmelidir!..
Şayet o senede gitmez de, tehir ettiği sonraki senelerde gitmeye muvaffak olursa, geç de olsa hac borcundan kurtulmuş olur. Sonraki senelerde gitme imkanını kaybeder de gidemezse işte tehlike o zaman söz konusu olur. Farz olduğu ilk senelerde mühimsemeyerek yapmadığı haccının borcuyla kalabilir. Bence asıl dikkate alınacak nokta burasıdır...
Ziyaretçimle birlikte oturmuş çaylarımızı yudumlarken önce bir takdirini, sonra da bir teklifini dinliyorum.
Diyor ki:
– Hacılarımızla ilgili yazınızı istifade ile okudum. Gerçekten de hac, sabır gerektiren bir ibadettir. İşaret ettiğiniz gibi ziyaret mekanları sabit, ama ziyaretçi sayısı sabit değil her sene çoğalmakta, bu çoğalmalardan dolayı da yer yer izdihamlar kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu sebeple Türk hacılarına bir teklifte bulunsanız da, bir köşe yazınızda deseniz ki:
– Hac görevini, gençken yapmak gerekir. Yaşlı hacılar görevini layıkıyla yerine getiremiyorlar, zorluklar söz konusu oluyor. Türk hacıları, yaşlanmayı beklemeden, haclarını gençken yapmalılar...
Teklif sahibi ziyaretçime diyorum ki:
– Bu teklifinize aklen uygundur desem dahi, fıkıh diliyle böyle yazamam. Çünkü fıkıhtaki ölçü genç, ihtiyar ölçüsü değildir. İmkan ölçüsüdür. Hangi yaşta eline hacca götürecek imkan geçerse müslümanın, işte o yaşta kendisine hac farz olur. Hacca gitme mecburiyeti de o yaştan itibaren başlar. Mazereti olmadan haccını tehir edemez...
Böyle bir imkana sahip olmayan kimseye ise, "yaşlanınca hac zor yapılıyor, gençken hacca git" denemez. Çünkü hac, farz olmamıştır kendisine.
Demek mesele, haccın farz olup olmaması meselesidir... Hac farz olmuşsa, genç de olsa gidecek; olmamışsa ihtiyar da olsa bekleyecek.
Bence burada esas mesele şu olsa gerektir:
Hac kendisine genç yaşlarda farz olanlar, hemen gitmeyip de tehir ederlerse, sonraki senelerde ise gitme imkanını kaybederlerse işte tehlike burada oluşur, hac borcuyla kalabilirler...
Öyle ise kendisine hac farz olan kimseler, mazeretsiz haclarını tehir etmemeli, borçlu kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmamalı, hemen haclarını yapmalılar.
Ziyaretçimizle hac sohbetimizi bu şekilde sürdürürken telefonun öbür ucundan, genç bir okuyucumdan bir hac sorusuna daha muhatap oluyorum. Bakın o da hac konusunda nasıl bir teklifle karşılaşmış. Şöyle soruyor:
– Hanımla birlikte bu sene Rabbimiz nasip ederse hacca niyet ettik. Ancak hanım sohbetlerinde bazı kadınlar bizimkini ikaz ederek demişler ki:
– Kızım sen daha gençsin. Böyle genç yaşta hacca gidilir mi? Bu yaşta hacı olursan, gelince haccını elinde tutamazsın. Hacılığın boşa gider. Sen gençken gitme, bekle, yaşlan. Dünya işlerini bırakacak yaşa gelince git. İşte o zaman her şeyi terk edersin, haccını da elinde tutmuş olursun...
Hocam, hanımın genç yaşta hacca gitmesinde mahzur olabilir mi? Var mı böyle hacdan dönünce haccı elinde tutma, tutamama olayı?.."
Demek ki, kimileri de, gençken değil yaşlandıktan sonra hacca gidilmesini doğru buluyor, gençken gitmeyi (tutamayacakları gerekçesiyle) mahzurlu bile görebiliyor.
Bizim Yozgat'ın bazı köylerinde de benzeri söylentiler duymuştum çocukluğumda. Genç adam hacca gitmemeliydi, giderse dönünce eliyle dünya işi tutmamalıydı. Çünkü terazi tutarsa, hak geçer, böylece hacılığı da boşa giderdi. Hele muhtarlık yaparsa büsbütün işi bitikti. Hacılığından eser kalmazdı...
Elbette bunlar halk söylentisidir. Sudaki balığı tutma, tutamama diye bir mefhum vardır. Ama haccı tutma, tutamama diye bir mefhum yoktur. Hacca giden borcundan kurtulur. Gitmeyen de (farz olmuşsa) borcuyla kalır. Hepsi bundan ibarettir.
– Gençken mi yoksa yaşlanınca mı gitmeli? sorusuna kestirmeden cevap verecek olursak şöyle özetleyebiliriz konuyu:
– Kendisine hac hangi yaşta farz olmuşsa, o yaşta gitmelidir!..
Şayet o senede gitmez de, tehir ettiği sonraki senelerde gitmeye muvaffak olursa, geç de olsa hac borcundan kurtulmuş olur. Sonraki senelerde gitme imkanını kaybeder de gidemezse işte tehlike o zaman söz konusu olur. Farz olduğu ilk senelerde mühimsemeyerek yapmadığı haccının borcuyla kalabilir. Bence asıl dikkate alınacak nokta burasıdır...
Ahmed Şahin
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: AİLE HAYATI VE YAŞAM :._.·´¯) :: İSLAMİ GENÇLİK
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN