Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 16 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 16 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Bir "GÜL"ile bahar gelir mi??
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: EN SEVGİLİYE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bir "GÜL"ile bahar gelir mi??
Sorun bu soruyu! Ya da soruyu şöyle sorun: ''Bir insan ne yapabilir ki?''Herkes kendine dönüp sorsun:
''Bir gülle bahar gelir mi?'' ya da ''Bir insan ne yapabilir?''
Bu sorunun cevabını merak edenler, kokusu çağları aşıp bize kadar ulaşan
''Medine'nin Gülü''ne baksınlar, âlemlere rahmet Hz.... Muhammed'e baksınlar.
Ki, O bir güldü. Çölün ortasında açmış bir gül. Bıtırak
tarlasına döndürülmüş bir dünyaya baharı müjdeleyen bir gül.
Cins bir gül fidanıydı, bu açık. Çünkü vahiy, adeta, ''Neden başkasını değil de beni seçtin Rabbim!'' sorusuna bir cevap olsun diye, O'nu şöyle tanıtmıştı:
''Çünkü, Sen muhteşem bir ahlâka sahipsin!''
Bu gül fidanını Allah seçmişti. Cebrail gibi cins bir bahçıvanın elleriyle, vahyin projesine uygun olarak yetiştirildi. Vahyin O Gül'e dönük iki tasarrufu vardı: Tanıtmak ve inşa etmek.
Ama daha çok da inşa etmek.
O'nu vahiy inşa etti. Öyle bir inşa ki bu, sonunda O, ''ahlâkı Kur'an olan'' biri oldu. Adeta O, şu sorunun canlı cevabıydı: ''Kur'an'ı insana dönüştürsek, ortaya nasıl biri çıkardı?''
Bu sorunun cevabı belliydi: Efendimiz aleyhissalâtu vesselam.
O'nu kitaba çevirmek mümkün olsaydı, ortaya nasıl bir şey çıkardı?
Bu sorunun da cevabı belliydi: Kur'an vahyi.
İşte O Gül, çölün ortasında tek başına açtığında, kimse bir Gül ile baharın geleceğini düşünemezdi. Öyle ya; bir çiçekle bahar gelir miydi?
Eğer o çiçek baharı doğuracak bir bedeli ödemeyi göze alırsa, evet. Bir çiçekle bahar gelirdi. Üstelik bu bahar bin bahara bedel bir bahar olurdu. Öyle ki, bu baharın getirdiği kokuyu bin güz silemezdi. Üzerinden geçen asırlar, o baharın yeryüzünü yeşertme potansiyelini yok edemezdi. Ne kadar şiddetli geçerse geçsin, her kış istese de istemese de sonunda o baharın hizmetkârı olmak zorunda kalırdı.
Bir insan ferişteh olsa ne yapabilirdi ki?
Ferişteh olmasına gerek yok, ölümlü biri olarak dahi bir insan tüm bir dünyayı omuzlayabilir, bıtırak tarlasına dönmüş bir dünyayı gülistana çevirebilirdi. Yeter ki, imanı sınırsız bir imkân bilsin. Yeter ki, O Gül'ün bıraktığı mirasa ihanet etmeyip sadakat göstersin. Yeter ki, O
Gül'ün kokusunu duyan bir yüreğe sahip olsun.
Hz. Peygamber bir çiçekle gelen baharın, bir kişiyle yeryüzünün gülistana dönüştürüleceğinin en güzel örneğiydi. Allah, O'nu bunun için ''örnek'' gösterdi. Gül olmak isteyenlere, ''adam'' olmak isteyenlere, bıtıraklara
karşı mücadele etmek isteyenlere...
O'nun örnekliği, en sonunda gelip bir ilahi yasanın şahsında somutlaşıyordu: Bedelsiz ödül olmaz.
Bakın şu örneklere: O, Taif'e bir umut diyerek gitmişti. Çünkü Mekke'ninkini, O'nun varlığını ortadan kaldırmayı düşünecek noktaya gelmişti.
Taif'te gülle karşılanmayı umarken gülleyle, taşla, küfürle, hakaretle karşılaştı. Kan-revan geri döndü. Fakat Mekke'sine de giremedi. Bu öyle bir bedeldi ki, artık ''gücün bittiğinin, kuvvetin tükendiğinin'' resmiydi.
Ve koyverdi çığlığını: ''Bittim ya Rabbi!''
Bu çığlığı bekliyordu öteler. ''Yettim kulum!'' nidası bunun ardından gelecekti.
Çünkü, Allah'ın yasası buydu: Biten ve bittim diyene, ''Allah'ın yardımı ne zaman?'' diyene, ''Allah'ın yardımı çok yakın!'' diyen bir Rahîm Rab vardı.
İşte, O'nun için ilahi yardım Sevr Dağı'nın tepesinde geldi.
Peki, oraya kadar çıkmak şart mıydı? Tepede gelen yardım, dibinde gelemez miydi? Evet, öyle! Çünkü ilahi yasa bu. Allah yasasını, muhatap Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed bile olsa bozmazdı.
Peki, biz neyi bekliyoruz? O evrensel Gül için bozmadığı yasayı, biz dikenler için bozmasını mı? İşte bu olmayacak.Dünyanın Gül'üne, sonsuz salât ve selam ile...
***Mustafa İslamoğlu***
''Bir gülle bahar gelir mi?'' ya da ''Bir insan ne yapabilir?''
Bu sorunun cevabını merak edenler, kokusu çağları aşıp bize kadar ulaşan
''Medine'nin Gülü''ne baksınlar, âlemlere rahmet Hz.... Muhammed'e baksınlar.
Ki, O bir güldü. Çölün ortasında açmış bir gül. Bıtırak
tarlasına döndürülmüş bir dünyaya baharı müjdeleyen bir gül.
Cins bir gül fidanıydı, bu açık. Çünkü vahiy, adeta, ''Neden başkasını değil de beni seçtin Rabbim!'' sorusuna bir cevap olsun diye, O'nu şöyle tanıtmıştı:
''Çünkü, Sen muhteşem bir ahlâka sahipsin!''
Bu gül fidanını Allah seçmişti. Cebrail gibi cins bir bahçıvanın elleriyle, vahyin projesine uygun olarak yetiştirildi. Vahyin O Gül'e dönük iki tasarrufu vardı: Tanıtmak ve inşa etmek.
Ama daha çok da inşa etmek.
O'nu vahiy inşa etti. Öyle bir inşa ki bu, sonunda O, ''ahlâkı Kur'an olan'' biri oldu. Adeta O, şu sorunun canlı cevabıydı: ''Kur'an'ı insana dönüştürsek, ortaya nasıl biri çıkardı?''
Bu sorunun cevabı belliydi: Efendimiz aleyhissalâtu vesselam.
O'nu kitaba çevirmek mümkün olsaydı, ortaya nasıl bir şey çıkardı?
Bu sorunun da cevabı belliydi: Kur'an vahyi.
İşte O Gül, çölün ortasında tek başına açtığında, kimse bir Gül ile baharın geleceğini düşünemezdi. Öyle ya; bir çiçekle bahar gelir miydi?
Eğer o çiçek baharı doğuracak bir bedeli ödemeyi göze alırsa, evet. Bir çiçekle bahar gelirdi. Üstelik bu bahar bin bahara bedel bir bahar olurdu. Öyle ki, bu baharın getirdiği kokuyu bin güz silemezdi. Üzerinden geçen asırlar, o baharın yeryüzünü yeşertme potansiyelini yok edemezdi. Ne kadar şiddetli geçerse geçsin, her kış istese de istemese de sonunda o baharın hizmetkârı olmak zorunda kalırdı.
Bir insan ferişteh olsa ne yapabilirdi ki?
Ferişteh olmasına gerek yok, ölümlü biri olarak dahi bir insan tüm bir dünyayı omuzlayabilir, bıtırak tarlasına dönmüş bir dünyayı gülistana çevirebilirdi. Yeter ki, imanı sınırsız bir imkân bilsin. Yeter ki, O Gül'ün bıraktığı mirasa ihanet etmeyip sadakat göstersin. Yeter ki, O
Gül'ün kokusunu duyan bir yüreğe sahip olsun.
Hz. Peygamber bir çiçekle gelen baharın, bir kişiyle yeryüzünün gülistana dönüştürüleceğinin en güzel örneğiydi. Allah, O'nu bunun için ''örnek'' gösterdi. Gül olmak isteyenlere, ''adam'' olmak isteyenlere, bıtıraklara
karşı mücadele etmek isteyenlere...
O'nun örnekliği, en sonunda gelip bir ilahi yasanın şahsında somutlaşıyordu: Bedelsiz ödül olmaz.
Bakın şu örneklere: O, Taif'e bir umut diyerek gitmişti. Çünkü Mekke'ninkini, O'nun varlığını ortadan kaldırmayı düşünecek noktaya gelmişti.
Taif'te gülle karşılanmayı umarken gülleyle, taşla, küfürle, hakaretle karşılaştı. Kan-revan geri döndü. Fakat Mekke'sine de giremedi. Bu öyle bir bedeldi ki, artık ''gücün bittiğinin, kuvvetin tükendiğinin'' resmiydi.
Ve koyverdi çığlığını: ''Bittim ya Rabbi!''
Bu çığlığı bekliyordu öteler. ''Yettim kulum!'' nidası bunun ardından gelecekti.
Çünkü, Allah'ın yasası buydu: Biten ve bittim diyene, ''Allah'ın yardımı ne zaman?'' diyene, ''Allah'ın yardımı çok yakın!'' diyen bir Rahîm Rab vardı.
İşte, O'nun için ilahi yardım Sevr Dağı'nın tepesinde geldi.
Peki, oraya kadar çıkmak şart mıydı? Tepede gelen yardım, dibinde gelemez miydi? Evet, öyle! Çünkü ilahi yasa bu. Allah yasasını, muhatap Âlemlere Rahmet Hz. Muhammed bile olsa bozmazdı.
Peki, biz neyi bekliyoruz? O evrensel Gül için bozmadığı yasayı, biz dikenler için bozmasını mı? İşte bu olmayacak.Dünyanın Gül'üne, sonsuz salât ve selam ile...
***Mustafa İslamoğlu***
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Similar topics
» "Ya Rabbi" dememizin altında, Allah'ın "buyur" demesi vardır...
» "Mürşit" ve "Şaki"
» İnsanlara "seni seviyorum "demek için ölümü beklememize gerek yok...
» "Mürşit" ve "Şaki"
» İnsanlara "seni seviyorum "demek için ölümü beklememize gerek yok...
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: HZ. MUHAMMED ( SALLAHU ALEYHİ VE SELLEM ) :._.·´¯) :: EN SEVGİLİYE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN