Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 7 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 7 Misafir Yok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Âşık olma, sonu ölümdür!
2 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: DENEME-MAKALE
1 sayfadaki 1 sayfası
Âşık olma, sonu ölümdür!
Bugün beni değil ama fikirlerine çok değer verdiğim, uzun yıllardır yaşayışını gıpta ile takip ettiğim can dostumun sadrından satırlara dökülen değerlendirmelerini okuyacaksınız. Ona bu satırları yazdıran geçen hafta yayımlanan "Aşk ve İntihar" başlıklı yazım. Buyrun birlikte okuyalım:
"Ne garip günler, devirler yaşıyoruz. Gün geçmiyor ki sonu ölüme varan bir aşk hikâyesi medyaya düşmesin. Hikâyeler eni-konu hep birbirini andırıyor: Genç birini seviyor ve ona sahip olmak istiyor. Fakat muhatabı onu istemiyor ya da bir müddet sonra sevdiğinin başka biriyle ilişkide olduğunu öğreniyor. Neticede aşkın sonu ölüme, öldürmeye varıyor. Genç ya delicesine seviyorum dediği kız arkadaşını öldürüyor ya da sevdiğine erişemediği için intihar ediyor.
Ne garip tecelli.. aşktan, sevgiden hiç ölüm çıkar mı? Muhabbet, içinde bu denli keskin bir nefret tohumunu barındırır mı?
İnsan bu tür örnekleri günbegün görmeye durunca, kollarını makas gibi açıp, avazı çıktığınca 'Aşık olmayın, çünkü neticesi ölümdür!' diye feryad edesi geliyor. Âşık olmayın; kendinizi bile bile ateşe atmayın!
Fakat âşık olmamak kimin elinde? Hangi birimiz sevmedik? En azından bir ilkokul çağında uzaktan uzağa bir yâr-i güzine kapılmamış olanımız var mıdır? Eşimizden-dostumuzdan, anamızdan-babamızdan, hatta sevdiğimizden bile sakladığımız, kalbimizin bir kûşe-i uzletinde sadece bizim bildiğimiz, kendi başına büyüyen bu utangaç, ama bir o kadar da tatlı, sevecen duygu şöyle veya böyle hepimizi bulmuş, ziyaret etmiştir.
Yunus'un dediği gibi, 'Âşksız âdem dünyada belli bilin ki yoktur / Her biri bir nesneye sevgisi var âşıktır.'
Âşık olma! demek nafile...
Peki ne yapacağız? Bu paradoksu nasıl aşacağız? Aşkın içinde sakladığı ölümden nasıl kurtulacağız?
Bunun bir tek cevabı olsa gerek:
Sevgisi ölüm değil, hayat bahşeden...
Sevdiğimizde bize ihanet etmeyen...
Sevildiğinde seven, bir iltifatımıza binler cilve ile cevap veren...
Güzelliği bütün güzelleri gölgede bırakan yegâne Güzeli sevmekle.
Aşkı, muhabbeti, sevgiyi...
Şevki, iştiyakı, cezbeyi...
Dehşeti, vecdi, hayreti.. kısacası aşka dair her şeyi, o duyguyu evvelen ve bizzat Kendisini sevmemiz için bize bahşeden Hazret-i Güzel'e tevcih ettirmekle.
İşte o zaman aşk bize hayat getirecek. İşte o zaman ölümlüyü sevmekle ölüme yürüyenler, yüzleri ak, bakışları sevginin şarabı ile mahmur, kalplerinde neş'e, hayata, birliğe ve ebediyete yürüyecekler.
Bir gün bir bedevi çıkageliyor Güzel'in makesi Hazret-i Muhammed'e, aleyhissalat u vesselam.
Soruyor: 'Kıyamet ne zaman?'
Efendimiz cevap veriyor: 'Kıyamet için ne hazırladın?' Zira anaların korkudan yavrularını göğüslerinden koparıp atacakları bir celal gününü soruyorsun.
Bedevi cevap veriyor: 'Allah ve Rasulünün sevgisini...'
Efendimiz, 'O halde şunu bil ki kişi sevdiğiyle beraberdir.' buyuruyor.
Bir bedevi, çölde doğmuş çölde büyümüş bir adam, başta Allah'ı, sonra Rasulü'nü seviyor.. ve böylelikle hayata, varlığa, birlikteliğe ve ebediyete yürüyor.
Bence Yunus'un torunları Yunus gibi olmalı: Başta Yaradan'ı, sonra da O'ndan ötürü yaradılanı sevmeli. Yüreğinde taşıdığı sevgiyi, başta o duyguyu kendisine veren Rabb'ine yöneltip, eşyaya saniyen ve bi'l-araz tevcih ettirmeli. Ressam dururken resme, asıl varken gölgeye yönelmemeli. Kendisini ucuza peylememeli. Zira "Müminlerin Allah'a olan sevgileri her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir." (Bakara, 165)
Eskaza bir gölgeye kapılsa 'Yâ Bâki Ente'l-Bâki, Ey Allah'ım bir tek Sensin Bâki' deyip, kalpteki geçici sevgileri izale etmeli.
Hazret-i İbrahim gibi La uhibbu'l-afilin çekip, ben göçüp-gidenleri sevmem, kalbin alakasına değmiyor demeli. Gördüğü güzele 'Ne güzelmiş!' demektense, 'Ne güzel yaratılmış!' deyip o güzelliği vereni hatıra getirmeli. Ölümden sarf-ı nazar edip, hayata yürümeli.
AHMET KURUCAN
__________________
Sultân-ı Resûl Şâh-ı mümeccedsin efendim
Bîçârelere devlet-i sermedsin efendim.
Dîvân-ı ilâhide ser-âmendsin efendim.
Menşûr-i “leamrük” le müeyyedsin efendim
Sen Ahmed-ü Mahmûd-ü Muhammedsin efendim,
Hak’dan bize Sultân-ı müeyyedsin efendim!...
Şeyh Galib
"Ne garip günler, devirler yaşıyoruz. Gün geçmiyor ki sonu ölüme varan bir aşk hikâyesi medyaya düşmesin. Hikâyeler eni-konu hep birbirini andırıyor: Genç birini seviyor ve ona sahip olmak istiyor. Fakat muhatabı onu istemiyor ya da bir müddet sonra sevdiğinin başka biriyle ilişkide olduğunu öğreniyor. Neticede aşkın sonu ölüme, öldürmeye varıyor. Genç ya delicesine seviyorum dediği kız arkadaşını öldürüyor ya da sevdiğine erişemediği için intihar ediyor.
Ne garip tecelli.. aşktan, sevgiden hiç ölüm çıkar mı? Muhabbet, içinde bu denli keskin bir nefret tohumunu barındırır mı?
İnsan bu tür örnekleri günbegün görmeye durunca, kollarını makas gibi açıp, avazı çıktığınca 'Aşık olmayın, çünkü neticesi ölümdür!' diye feryad edesi geliyor. Âşık olmayın; kendinizi bile bile ateşe atmayın!
Fakat âşık olmamak kimin elinde? Hangi birimiz sevmedik? En azından bir ilkokul çağında uzaktan uzağa bir yâr-i güzine kapılmamış olanımız var mıdır? Eşimizden-dostumuzdan, anamızdan-babamızdan, hatta sevdiğimizden bile sakladığımız, kalbimizin bir kûşe-i uzletinde sadece bizim bildiğimiz, kendi başına büyüyen bu utangaç, ama bir o kadar da tatlı, sevecen duygu şöyle veya böyle hepimizi bulmuş, ziyaret etmiştir.
Yunus'un dediği gibi, 'Âşksız âdem dünyada belli bilin ki yoktur / Her biri bir nesneye sevgisi var âşıktır.'
Âşık olma! demek nafile...
Peki ne yapacağız? Bu paradoksu nasıl aşacağız? Aşkın içinde sakladığı ölümden nasıl kurtulacağız?
Bunun bir tek cevabı olsa gerek:
Sevgisi ölüm değil, hayat bahşeden...
Sevdiğimizde bize ihanet etmeyen...
Sevildiğinde seven, bir iltifatımıza binler cilve ile cevap veren...
Güzelliği bütün güzelleri gölgede bırakan yegâne Güzeli sevmekle.
Aşkı, muhabbeti, sevgiyi...
Şevki, iştiyakı, cezbeyi...
Dehşeti, vecdi, hayreti.. kısacası aşka dair her şeyi, o duyguyu evvelen ve bizzat Kendisini sevmemiz için bize bahşeden Hazret-i Güzel'e tevcih ettirmekle.
İşte o zaman aşk bize hayat getirecek. İşte o zaman ölümlüyü sevmekle ölüme yürüyenler, yüzleri ak, bakışları sevginin şarabı ile mahmur, kalplerinde neş'e, hayata, birliğe ve ebediyete yürüyecekler.
Bir gün bir bedevi çıkageliyor Güzel'in makesi Hazret-i Muhammed'e, aleyhissalat u vesselam.
Soruyor: 'Kıyamet ne zaman?'
Efendimiz cevap veriyor: 'Kıyamet için ne hazırladın?' Zira anaların korkudan yavrularını göğüslerinden koparıp atacakları bir celal gününü soruyorsun.
Bedevi cevap veriyor: 'Allah ve Rasulünün sevgisini...'
Efendimiz, 'O halde şunu bil ki kişi sevdiğiyle beraberdir.' buyuruyor.
Bir bedevi, çölde doğmuş çölde büyümüş bir adam, başta Allah'ı, sonra Rasulü'nü seviyor.. ve böylelikle hayata, varlığa, birlikteliğe ve ebediyete yürüyor.
Bence Yunus'un torunları Yunus gibi olmalı: Başta Yaradan'ı, sonra da O'ndan ötürü yaradılanı sevmeli. Yüreğinde taşıdığı sevgiyi, başta o duyguyu kendisine veren Rabb'ine yöneltip, eşyaya saniyen ve bi'l-araz tevcih ettirmeli. Ressam dururken resme, asıl varken gölgeye yönelmemeli. Kendisini ucuza peylememeli. Zira "Müminlerin Allah'a olan sevgileri her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir." (Bakara, 165)
Eskaza bir gölgeye kapılsa 'Yâ Bâki Ente'l-Bâki, Ey Allah'ım bir tek Sensin Bâki' deyip, kalpteki geçici sevgileri izale etmeli.
Hazret-i İbrahim gibi La uhibbu'l-afilin çekip, ben göçüp-gidenleri sevmem, kalbin alakasına değmiyor demeli. Gördüğü güzele 'Ne güzelmiş!' demektense, 'Ne güzel yaratılmış!' deyip o güzelliği vereni hatıra getirmeli. Ölümden sarf-ı nazar edip, hayata yürümeli.
AHMET KURUCAN
__________________
Sultân-ı Resûl Şâh-ı mümeccedsin efendim
Bîçârelere devlet-i sermedsin efendim.
Dîvân-ı ilâhide ser-âmendsin efendim.
Menşûr-i “leamrük” le müeyyedsin efendim
Sen Ahmed-ü Mahmûd-ü Muhammedsin efendim,
Hak’dan bize Sultân-ı müeyyedsin efendim!...
Şeyh Galib
EyLüL- BAĞIMLI ÜYEMİZ
Geri: Âşık olma, sonu ölümdür!
EyLüL demiş ki:
Sevgisi ölüm değil, hayat bahşeden...
Sevdiğimizde bize ihanet etmeyen...
Sevildiğinde seven, bir iltifatımıza binler cilve ile cevap veren...
Güzelliği bütün güzelleri gölgede bırakan yegâne Güzeli sevmekle.
Aşkı, muhabbeti, sevgiyi...
Şevki, iştiyakı, cezbeyi...
Dehşeti, vecdi, hayreti.. kısacası aşka dair her şeyi, o duyguyu evvelen ve bizzat Kendisini sevmemiz için bize bahşeden Hazret-i Güzel'e tevcih ettirmekle.
İşte o zaman aşk bize hayat getirecek. İşte o zaman ölümlüyü sevmekle ölüme yürüyenler, yüzleri ak, bakışları sevginin şarabı ile mahmur, kalplerinde neş'e, hayata, birliğe ve ebediyete yürüyecekler.
"Müminlerin Allah'a olan sevgileri her şeyden daha ileri ve daha kuvvetlidir." (Bakara, 165)
Eskaza bir gölgeye kapılsa 'Yâ Bâki Ente'l-Bâki, Ey Allah'ım bir tek Sensin Bâki' deyip, kalpteki geçici sevgileri izale etmeli.
Hazret-i İbrahim gibi La uhibbu'l-afilin çekip, ben göçüp-gidenleri sevmem, kalbin alakasına değmiyor demeli. Gördüğü güzele 'Ne güzelmiş!' demektense, 'Ne güzel yaratılmış!' deyip o güzelliği vereni hatıra getirmeli. Ölümden sarf-ı nazar edip, hayata yürümeli.
AHMET KURUCAN
RABBİM BİZLERİ GÖÇÜP GİDENLERİ DEĞİL , KENDİSİNİ DELİCE SEVENLERDEN EYLESİN !
KALBİMİZE SADECE KENDİ AŞKINI VE RASULUNUN AŞKINI YERLEŞTİRSİN...AMİN !
KONU ÇOK GÜZELDİ EYLÜL , EMEĞİNE BEREKET [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
Similar topics
» Aşık, Aşka aşıktır, Aşık aslında SANA Aşıktır...
» MeVLaNa'Da YaNMa ve OLMa
» OLMa ŞeYTaNa ASKeR, NeFSiNe KöLe
» MeVLaNa'Da YaNMa ve OLMa
» OLMa ŞeYTaNa ASKeR, NeFSiNe KöLe
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: DENEME-MAKALE
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN