Giriş yap
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 184 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 184 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
SİVRİSİNEK VIZILTISINDAN TEFEKKÜRE
3 posters
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: FİKİR ATLASI :._.·´¯) :: TEFEKKÜR AYNASI
1 sayfadaki 1 sayfası
SİVRİSİNEK VIZILTISINDAN TEFEKKÜRE
Bir sivrisineğin kulak tırmalayan sesiyle kalkmıştı sahura. Sineğin vızıltısı, beyninde rahatsız edici bir tesir bırakmıştı. Uyanır uyanmaz kendisini rahatsız eden sivrisinekleri öldürmeye karar verdi. İlk gördüğü sinek, emdiği kanla şişmiş olduğundan, oldukça ağır hareket ediyordu. "Şimdi burnundan getireceğim benden hortumladığın sıvıyı." dedi. Ellerini açarak sivrisineğin bulunduğu yere doğru hamle yaptı; fakat ıskalamıştı. Ancak sivrisineği yılmadan takip etti ve üçüncü hamlede öldürdü. Birinin daha peşine düştü, o kadar kovalamasına rağmen onu yakalayamadı. Biraz yorulmuştu. Geceleyin komşuları rahatsız ederim ve bundan dolayı da kul hakkına girerim endişesiyle sivrisinek kovalamaktan vazgeçti.
Bir müddet sonra, yaşamak ve nesillerini devam ettirmek onların da hakkı diye düşünmeye başladı. "Eğer tabiattaki dengeyi bozmamış olsaydık, bu canlılar, kendileri için gerekli sıvıyı başka bir canlıdan alıyor olacaktı." dedi. Yaklaşık 3.000 sivrisinek türünden sadece üç yüzünün dişileri kan emiyordu.
Yüce Sanatkâr, onları ne kadar da donanımlı yaratmıştı. Bu minik canlılar, başlarındaki antenleriyle tehlikeleri seziyor, gecenin karanlığında ısı, nem, gaz (karbondioksit) ve kimyevî madde (kanın terkibini) algılama sistemleriyle, besinlerini fark edebiliyordu. Bu canlıların gerek insandan gerekse diğer canlılardan emdiği kan, yumurtalarının protein ihtiyacının karşılanmasında kullanılıyordu.
Oturduğu yerden etrafı temaşa ederken, bir zamanlar rahatsızlanan kızını hastanenin acil servisine götürdüğünde, burada kan örneğinin ancak birkaç denemeden sonra alınabildiğini hatırladı. İçinde bulunduğu âna kadar, bir sivrisineğin kan almadaki maharetini fark etmemişti. O küçücük canlıya, kendisi için gerekli olan sıvıyı, en rahat, en kolay nasıl alacağı öğretilmişti.
Sivrisineğin, vücudundan kan emdiği yer, tatlı tatlı kaşınıyordu. Canlıları model alarak teknolojik icatlar yapmayı gaye edinen biyomimetik biliminin sivrisinekten nasıl faydalanabileceğini düşündü. Kitaplığından aldığı ansiklopediden, sivrisineğin kafasının anatomik ve fizyolojik yapısını okudu:
Dişi sivrisineklerin antenleri arasında, içerisinde kesme ve vakumlama mekanizmalarını gizleyen bir kan emme borusu (labium) vardır. Sivrisinek kan emerken bu kılıf geriye doğru hareket eder ve altı parçalı mekanizma devreye girer. Bu altı parçadan dördü, bir yılanın pullu derisini dahi kesebilecek vasıfta neşterlerdir. Neşterlerin biri, kesilecek yeri uyuşturacak sıvıyla (enzim), müdafaa sistemini (kanın pıhtılaşmasını önleyici tesirini ortadan kaldıran) bloke edici özellikle donatılmıştır. Diğer iki parça ise birleşerek, her yöne dönebilen esnek bir matkap hâlini almaktadır. Hortumlama işi, neşterin açtığı yerlerden sessizce gerçekleştirilir.
Bu olağanüstü donanım ona; "Sizin yaratılışınızda ve türetip-yarattığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için âyetler vardır." (Casiye/4) mealindeki âyeti düşündürdü. Her varlığın bir hikmet dairesinde vazife gördüğünü aklından geçirdi. Bilim insanlarının sivrisinekteki bu mekanizmayı taklit ederek gerek enjeksiyonlarda, gerekse kan alımlarında iğne korkusunu sona erdiren bir buluşa imza attıkları haberini hatırladı.
Sonra radyosunu açtı. Yıllardır ilk defa Ramazan ayını yalnız geçiriyordu. Bu yalnızlığın tesiriyle biraz karamsar olduğunu düşündü. Kendini "Güzel bakan güzel görür, Güzel gören güzel düşünür..." sözü ile teselli etti ve mutfağa geçti. "Bir bardak su içmek için de olsa sahura kalkınız, onda bereket vardır." mealindeki güzel sözü hatırlayarak, yiyecek bir şeyler hazırladı. Daha birkaç lokma almıştı ki, radyodaki sivrisinekle ilgili sözler dikkatini çekti. Bakara Sûresi 26. âyetin meali veriliyordu: "Allah bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, 'Allah örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?' derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır."
Bir ânda aklına öldürmüş olduğu sivrisinek geldi. Bir sivrisineği öldürmek insana bu kadar tesir eder miydi? Bu bir hassasiyet meselesiydi. İnsan dıştan göründüğü gibi et ve kemik yığını değildi. Onun içindeki yanan ateşi, püskürmeye hazır volkanı, hangi müessirin harekete geçireceği belli olmuyordu. Bazen bir sivrisinek bile, derin bir tefekküre vesilesi olabiliyordu. Âyette ifade edildiği gibi, bir sivrisinek, bazen yücelere ermenin vesilesi, bazen de aşağıların aşağısına düşmenin sebebi olabiliyordu.
*sızıntı*
Bir müddet sonra, yaşamak ve nesillerini devam ettirmek onların da hakkı diye düşünmeye başladı. "Eğer tabiattaki dengeyi bozmamış olsaydık, bu canlılar, kendileri için gerekli sıvıyı başka bir canlıdan alıyor olacaktı." dedi. Yaklaşık 3.000 sivrisinek türünden sadece üç yüzünün dişileri kan emiyordu.
Yüce Sanatkâr, onları ne kadar da donanımlı yaratmıştı. Bu minik canlılar, başlarındaki antenleriyle tehlikeleri seziyor, gecenin karanlığında ısı, nem, gaz (karbondioksit) ve kimyevî madde (kanın terkibini) algılama sistemleriyle, besinlerini fark edebiliyordu. Bu canlıların gerek insandan gerekse diğer canlılardan emdiği kan, yumurtalarının protein ihtiyacının karşılanmasında kullanılıyordu.
Oturduğu yerden etrafı temaşa ederken, bir zamanlar rahatsızlanan kızını hastanenin acil servisine götürdüğünde, burada kan örneğinin ancak birkaç denemeden sonra alınabildiğini hatırladı. İçinde bulunduğu âna kadar, bir sivrisineğin kan almadaki maharetini fark etmemişti. O küçücük canlıya, kendisi için gerekli olan sıvıyı, en rahat, en kolay nasıl alacağı öğretilmişti.
Sivrisineğin, vücudundan kan emdiği yer, tatlı tatlı kaşınıyordu. Canlıları model alarak teknolojik icatlar yapmayı gaye edinen biyomimetik biliminin sivrisinekten nasıl faydalanabileceğini düşündü. Kitaplığından aldığı ansiklopediden, sivrisineğin kafasının anatomik ve fizyolojik yapısını okudu:
Dişi sivrisineklerin antenleri arasında, içerisinde kesme ve vakumlama mekanizmalarını gizleyen bir kan emme borusu (labium) vardır. Sivrisinek kan emerken bu kılıf geriye doğru hareket eder ve altı parçalı mekanizma devreye girer. Bu altı parçadan dördü, bir yılanın pullu derisini dahi kesebilecek vasıfta neşterlerdir. Neşterlerin biri, kesilecek yeri uyuşturacak sıvıyla (enzim), müdafaa sistemini (kanın pıhtılaşmasını önleyici tesirini ortadan kaldıran) bloke edici özellikle donatılmıştır. Diğer iki parça ise birleşerek, her yöne dönebilen esnek bir matkap hâlini almaktadır. Hortumlama işi, neşterin açtığı yerlerden sessizce gerçekleştirilir.
Bu olağanüstü donanım ona; "Sizin yaratılışınızda ve türetip-yarattığı canlılarda kesin bilgiyle inanan bir kavim için âyetler vardır." (Casiye/4) mealindeki âyeti düşündürdü. Her varlığın bir hikmet dairesinde vazife gördüğünü aklından geçirdi. Bilim insanlarının sivrisinekteki bu mekanizmayı taklit ederek gerek enjeksiyonlarda, gerekse kan alımlarında iğne korkusunu sona erdiren bir buluşa imza attıkları haberini hatırladı.
Sonra radyosunu açtı. Yıllardır ilk defa Ramazan ayını yalnız geçiriyordu. Bu yalnızlığın tesiriyle biraz karamsar olduğunu düşündü. Kendini "Güzel bakan güzel görür, Güzel gören güzel düşünür..." sözü ile teselli etti ve mutfağa geçti. "Bir bardak su içmek için de olsa sahura kalkınız, onda bereket vardır." mealindeki güzel sözü hatırlayarak, yiyecek bir şeyler hazırladı. Daha birkaç lokma almıştı ki, radyodaki sivrisinekle ilgili sözler dikkatini çekti. Bakara Sûresi 26. âyetin meali veriliyordu: "Allah bir sivrisineği, ondan daha da ötesi bir varlığı örnek olarak vermekten çekinmez. İman edenler onun, Rablerinden (gelen) bir gerçek olduğunu bilirler. Küfre saplananlar ise, 'Allah örnek olarak bununla neyi kastetmiştir?' derler. (Allah) onunla birçoklarını saptırır, birçoklarını da doğru yola iletir. Onunla ancak fasıkları saptırır."
Bir ânda aklına öldürmüş olduğu sivrisinek geldi. Bir sivrisineği öldürmek insana bu kadar tesir eder miydi? Bu bir hassasiyet meselesiydi. İnsan dıştan göründüğü gibi et ve kemik yığını değildi. Onun içindeki yanan ateşi, püskürmeye hazır volkanı, hangi müessirin harekete geçireceği belli olmuyordu. Bazen bir sivrisinek bile, derin bir tefekküre vesilesi olabiliyordu. Âyette ifade edildiği gibi, bir sivrisinek, bazen yücelere ermenin vesilesi, bazen de aşağıların aşağısına düşmenin sebebi olabiliyordu.
*sızıntı*
belinay- SÜPER MODERATÖR
Geri: SİVRİSİNEK VIZILTISINDAN TEFEKKÜRE
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Baştan sona keyifle okudum.Emeğine bereket Belinay.Bir sivrisineğin yaratılışındaki ilahi kudret zihinler yorulup üzerine düşünüldüğünde tekrar tekrar hayranlık ve şükür hissi uyandırıyor.Tüm alemde içindeki varolan herşey için bu böyle keza. Yeterki düşünelim...Dünyalıklara ayırdığımız vakitleri hesab edip kendimizi sorgulayalım.Aklımızı nelerle meşgul ediyoruz?
Baştan sona keyifle okudum.Emeğine bereket Belinay.Bir sivrisineğin yaratılışındaki ilahi kudret zihinler yorulup üzerine düşünüldüğünde tekrar tekrar hayranlık ve şükür hissi uyandırıyor.Tüm alemde içindeki varolan herşey için bu böyle keza. Yeterki düşünelim...Dünyalıklara ayırdığımız vakitleri hesab edip kendimizi sorgulayalım.Aklımızı nelerle meşgul ediyoruz?
RüveYde- KuRuCu / YöNeTiCi
Geri: SİVRİSİNEK VIZILTISINDAN TEFEKKÜRE
Elbetteki Rabbimizin yarattığı her canlı da bir hikmet vardır. Her birisini de sanatla yaratmıştır. Subhanallah ! Allahüekber !
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
[Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·. _.: FİKİR ATLASI :._.·´¯) :: TEFEKKÜR AYNASI
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN