Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 103 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 103 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
BAHŞÎ HAZRETLERİ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ALLAH DOSTLARI, ALiM ve EVLİYALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
BAHŞÎ HAZRETLERİ
BAHŞÎ HAZRETLERİ
Haleb'de yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. İsmi Muhammed bin Muhammed Halebî'dir. 1628 (H.1038) senesinde Haleb köylerinden Bekfâlûn'da doğdu. 1687 (H.1098)de Mekke-i mükerremede vefât etti.
İlim tahsîline, doğum yeri olan Bekfâlûn köyünde Kur'ân-ı kerîm okumayı öğrenerek başlayan Bahşî, sonra Şam'a gitti. Orada; Abdülbâkî el-Hanbelî, Muhammed Habbâz el-Batnînî, Muhammed bin Belbân, Muhammed Aysâvî ile başka âlimlerden ilim öğrendi. Ârif-i billah Şeyh Eyyûb el-Halvetî'nin hizmetlerinde bulunup, Halvetiyye yolunda yetişti. Tasavvufun sırlarına ve inceliklerine vâkıf oldu. İlim ve evliyâlık yolunda emeline, arzu ettiği maksâdına kavuştuktan, iyice yetişip kemâle geldikten sonra, âilesinin yanına döndü. Artık ilim bakımından meyve veren bir ağaç, ilmiyle amel etmesi bakımından da o ağacın meyveleri misâli olmuştu. Fakat ilim âşığı olduğundan, ilim öğrenmeye doymuyor, ilmini durmadan arttırmak için gayret ediyordu. Haleb'e gidip orada yerleşti.Haleb müftîsi olan Muhammed bin Hasan el-Kevâkibî'nin sohbetlerine ve derslerine katıldı. Böylece ilim öğrenmeye devâm etti.
Bütün ilimlerde yükselmiş, pekçok âlimden icâzet, diploma almış, himmet sâhibi bir zât olarak, ilim neşretmeye, öğrendiği yüksek ilimlerden başkalarının da istifâde etmeleri niyetiyle, insanlara faydalı olmaya başladı. Haleb'de bulunan fazîlet sâhibi birçok zât, ondan çok istifâde etti. İlim ve tasavvuf yolunun tâlibleri onun sohbetine ve derslerine koştu. Ruhlara şifâ olan sözlerinden ve sohbetlerinden Halebliler yıllarca faydalandı.
Muhammed Muhibbî hazretleri, Hulâsatü'l-Eser isimli kitabında Muhammed Bahşî'nin hâl tercümesini verirken şöyle anlatır:
Muhammed Bahşî 1675 senesinde Anadolu'ya geldi.Ben kendisiyle Edirne'de buluştum. Edirne'de bir müddet kaldı. Ekserî vakitlerde onunla görüşüp sohbetinde bulunurdum. Konuşmasının, faydalı şeyler anlatmasının güzelliği karşısında, sohbetlerini pür dikkat dinlerdim. Onda gördüğüm güzel hâllere, edeb ve sükûnete hayran kalırdım. Gördüğüm kimseler arasında ondan daha halîm, yumuşak ve ondan daha tahammüllü, sabırlı bir kimse görmedim. Kerem ve ihsân sâhibi, iyilik yapmaktan hoşlanan, çok cömert bir kimse idi. Edirne'den İstanbul'a döndükten sonra, kendisiyle İstanbul'da da karşılaştım. Vezîri âzam Fâzıl Mustafa Paşa'nın, Muhammed Bahşî'ye karşı husûsî muhabbeti vardı. Fırsat buldukça sohbetlerine katılır ve duâsını almayı büyük nîmet bilirdi. İlminden daha çok kişinin istifâdesi için onu Haleb'de bulunan Halvetî İhlâsiyye Tekkesinin meşîhatine, şeyhliğine tâyin etti. O da kabûl edip bir müddet vazîfe yaptı. Ayrıca, Haleb'de bulunan Mukaddemiyye Medresesinde ders verdi. Bir müddet vazîfe yaptıktan sonra, yerine oğlu Muhammed Efendiyi bırakarak, hac niyetiyle yola çıktı. Şam'a uğradı. Buradan Hicaz'a gitti. Mekke-i mükerremeye ulaştığında, ahâlî Muhammed Bahşî'yi çok güzel karşıladı. Başta Mekke-i mükerreme emîri, Şerîf Ahmed bin Zeyd olmak üzere, âlim ve fâdıllardan ve diğer insanlardan birçok kimse, onun gelişinden büyük bir sevinç duyarak memnûniyetlerini belirttiler. Onu medheden şiirler söylediler.
Hac vazîfesini îfâ edip, yerine getirdikten sonra geri dönmeyen Bahşî hazretleri, bu mübârek beldede daha çok ibâdet etmek için bir müddet ikâmet etti. Orada iken 1687 yılının 18 Şubatına (5 Rebî-ül-âhir 1098) rastlayan Salı gecesi vefât etti.
Ertesi günü öğleye doğru Mescid-i Haramda, kalabalık bir cemâat tarafından cenâze namazı kılınıp, Cennet-ül-Muallâ kabristanında ümm-ül-müminîn Hadîcet-ül-Kübrâ'nın (r.anhâ) yakınında defnolundu. Cenâze namazını büyük Şâfiî âlimlerinden Ahmed en-Nahlî kıldırdı.
Eserlerden bâzılarının isimleri şöyledir:
1) Eş-Şâfiye fî Nazm-il-Kâfiye (Nahiv ilmine dâir Kâfiye isimli eserin nazm hâline getirilmişidir), 2) Tefsîr (Kur'ân-ı kerîmden bâzı sûrelerin tefsîridir), 3) Şerh-ul-Bürde (İmâm-ı Busayrî'nin Bürde isimli meşhûr kasîdesinin şerhidir), 4) Reşehât-ül-Midad fîmâ Yete'alleku bis-Sâfinât-il-Ciyâd, 5) Şems-ül-Mefâhir (Kalâid-ül-Cevâhir fî Menâkıb iş-Şeyh Muhyiddîn Abdülkâdir isimli eser üzerine, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin torunlarından bahseden bir zeyl (ilâve)dir).
1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.11, s.288
2) El-A'lâm; c.7, s.65
3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.300
4) Îzâh-ul-Meknûn; c.1, s.573, c.2, s.38, 56
5) Hulâsat-ül-Eser; c.4, s.208
6) Brockelmann; Sup-2, s.490
Haleb'de yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinden ve tasavvuf büyüklerinden. İsmi Muhammed bin Muhammed Halebî'dir. 1628 (H.1038) senesinde Haleb köylerinden Bekfâlûn'da doğdu. 1687 (H.1098)de Mekke-i mükerremede vefât etti.
İlim tahsîline, doğum yeri olan Bekfâlûn köyünde Kur'ân-ı kerîm okumayı öğrenerek başlayan Bahşî, sonra Şam'a gitti. Orada; Abdülbâkî el-Hanbelî, Muhammed Habbâz el-Batnînî, Muhammed bin Belbân, Muhammed Aysâvî ile başka âlimlerden ilim öğrendi. Ârif-i billah Şeyh Eyyûb el-Halvetî'nin hizmetlerinde bulunup, Halvetiyye yolunda yetişti. Tasavvufun sırlarına ve inceliklerine vâkıf oldu. İlim ve evliyâlık yolunda emeline, arzu ettiği maksâdına kavuştuktan, iyice yetişip kemâle geldikten sonra, âilesinin yanına döndü. Artık ilim bakımından meyve veren bir ağaç, ilmiyle amel etmesi bakımından da o ağacın meyveleri misâli olmuştu. Fakat ilim âşığı olduğundan, ilim öğrenmeye doymuyor, ilmini durmadan arttırmak için gayret ediyordu. Haleb'e gidip orada yerleşti.Haleb müftîsi olan Muhammed bin Hasan el-Kevâkibî'nin sohbetlerine ve derslerine katıldı. Böylece ilim öğrenmeye devâm etti.
Bütün ilimlerde yükselmiş, pekçok âlimden icâzet, diploma almış, himmet sâhibi bir zât olarak, ilim neşretmeye, öğrendiği yüksek ilimlerden başkalarının da istifâde etmeleri niyetiyle, insanlara faydalı olmaya başladı. Haleb'de bulunan fazîlet sâhibi birçok zât, ondan çok istifâde etti. İlim ve tasavvuf yolunun tâlibleri onun sohbetine ve derslerine koştu. Ruhlara şifâ olan sözlerinden ve sohbetlerinden Halebliler yıllarca faydalandı.
Muhammed Muhibbî hazretleri, Hulâsatü'l-Eser isimli kitabında Muhammed Bahşî'nin hâl tercümesini verirken şöyle anlatır:
Muhammed Bahşî 1675 senesinde Anadolu'ya geldi.Ben kendisiyle Edirne'de buluştum. Edirne'de bir müddet kaldı. Ekserî vakitlerde onunla görüşüp sohbetinde bulunurdum. Konuşmasının, faydalı şeyler anlatmasının güzelliği karşısında, sohbetlerini pür dikkat dinlerdim. Onda gördüğüm güzel hâllere, edeb ve sükûnete hayran kalırdım. Gördüğüm kimseler arasında ondan daha halîm, yumuşak ve ondan daha tahammüllü, sabırlı bir kimse görmedim. Kerem ve ihsân sâhibi, iyilik yapmaktan hoşlanan, çok cömert bir kimse idi. Edirne'den İstanbul'a döndükten sonra, kendisiyle İstanbul'da da karşılaştım. Vezîri âzam Fâzıl Mustafa Paşa'nın, Muhammed Bahşî'ye karşı husûsî muhabbeti vardı. Fırsat buldukça sohbetlerine katılır ve duâsını almayı büyük nîmet bilirdi. İlminden daha çok kişinin istifâdesi için onu Haleb'de bulunan Halvetî İhlâsiyye Tekkesinin meşîhatine, şeyhliğine tâyin etti. O da kabûl edip bir müddet vazîfe yaptı. Ayrıca, Haleb'de bulunan Mukaddemiyye Medresesinde ders verdi. Bir müddet vazîfe yaptıktan sonra, yerine oğlu Muhammed Efendiyi bırakarak, hac niyetiyle yola çıktı. Şam'a uğradı. Buradan Hicaz'a gitti. Mekke-i mükerremeye ulaştığında, ahâlî Muhammed Bahşî'yi çok güzel karşıladı. Başta Mekke-i mükerreme emîri, Şerîf Ahmed bin Zeyd olmak üzere, âlim ve fâdıllardan ve diğer insanlardan birçok kimse, onun gelişinden büyük bir sevinç duyarak memnûniyetlerini belirttiler. Onu medheden şiirler söylediler.
Hac vazîfesini îfâ edip, yerine getirdikten sonra geri dönmeyen Bahşî hazretleri, bu mübârek beldede daha çok ibâdet etmek için bir müddet ikâmet etti. Orada iken 1687 yılının 18 Şubatına (5 Rebî-ül-âhir 1098) rastlayan Salı gecesi vefât etti.
Ertesi günü öğleye doğru Mescid-i Haramda, kalabalık bir cemâat tarafından cenâze namazı kılınıp, Cennet-ül-Muallâ kabristanında ümm-ül-müminîn Hadîcet-ül-Kübrâ'nın (r.anhâ) yakınında defnolundu. Cenâze namazını büyük Şâfiî âlimlerinden Ahmed en-Nahlî kıldırdı.
Eserlerden bâzılarının isimleri şöyledir:
1) Eş-Şâfiye fî Nazm-il-Kâfiye (Nahiv ilmine dâir Kâfiye isimli eserin nazm hâline getirilmişidir), 2) Tefsîr (Kur'ân-ı kerîmden bâzı sûrelerin tefsîridir), 3) Şerh-ul-Bürde (İmâm-ı Busayrî'nin Bürde isimli meşhûr kasîdesinin şerhidir), 4) Reşehât-ül-Midad fîmâ Yete'alleku bis-Sâfinât-il-Ciyâd, 5) Şems-ül-Mefâhir (Kalâid-ül-Cevâhir fî Menâkıb iş-Şeyh Muhyiddîn Abdülkâdir isimli eser üzerine, Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin torunlarından bahseden bir zeyl (ilâve)dir).
1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.11, s.288
2) El-A'lâm; c.7, s.65
3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.2, s.300
4) Îzâh-ul-Meknûn; c.1, s.573, c.2, s.38, 56
5) Hulâsat-ül-Eser; c.4, s.208
6) Brockelmann; Sup-2, s.490
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ALLAH DOSTLARI, ALiM ve EVLİYALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN