Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 15 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 15 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ALİ BİN YAHYÂ GEYLÂNÎ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ALLAH DOSTLARI, ALiM ve EVLİYALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
ALİ BİN YAHYÂ GEYLÂNÎ
ALİ BİN YAHYÂ GEYLÂNÎ
Büyük velîlerden. İsmi Ali olup, babasının adı Yahyâ'dır. Nesebi Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine dayanır. 1630 (H.1040) senesinde Suriye'nin Hama şehrinde doğdu.
Babası Yahyâ bin Ahmed, onun doğduğu gece rüyâsında Abdülkâdir-i Geylânî'yi gördü. Elinde etrâfı aydınlatan bir kandil vardı. Abdülkâdir-i Geylânî;
"Ey Yahyâ, Ali'yi al!" deyip ona elinde etrafa ışık saçan kandili verdi. Yahyâ Efendi sabahleyin kalkınca, hanımını uyanmış ve divanın üstünde oturuyor gördü. Hanımına;
"Bak anlatacaklarımı tasdik et. Sakın şüphe etme!" deyip, rüyâda gördüklerini olduğu gibi anlattı. Sonra;
"Eğer bir erkek çocuğumuz olursa ismini Ali koyacağız!" dedi. Sabaha karşı Ali Geylânî doğdu.
Ali bin Yahyâ, sâlih ve âbid bir insan olarak yetişti. Küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi, tecvîd üzere okudu. Fıkıh, hadîs, mantık, lügat, sarf, nahiv ilimlerini ve tasavvuf yolunun edebini zamânın büyük âlimlerinden öğrendi. Birçok âlimden icâzet aldı. İnce ve derin meseleleri öğrenmeye çok meraklı idi. İlim ve fazîlet ehli dâhil küçük büyük herkes onu severdi. Akıl, zekâ, fazîlet, verâ ve dindarlık bakımından derecesi çok yüksekti. Âkıl bâliğ olmadan, babası ile berâber hacca gitti. Hacdan önce, Medîne-i münevveredeHarem denilen yerde iken, rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü.Resûl-i ekrem ona; "Yâ Ali! Bu sene haccedersin. Hama ve Humus'taki nakîblik vazîfesini sen üzerine alırsın." buyurdu.Bir süre sonraAli Geylânî nakîblik vazîfesine tâyin edildi. Bir süre bu görevde kaldıktan sonra, Şam bölgesinde Kâdiriyye yolunu insanlara anlatmak için nakîblikten ayrıldı.
Ali Geylânî, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, iyi ve kötü ahlâkın neler olduğunu öğretti. Sayısız talebe yetiştirdi. Misâfirlerine çok ikrâmda bulunurdu. 1679 (H.1090) senesinde hacca giderken Dımeşk'a uğradı. Yanında çoluk çocuğu da bulunuyordu.Şam halkı ve ileri gelenleri, onları büyük bir hürmet ve ikrâm içerisinde karşıladı. Şamdaki âlim, meşâyih ve askerlerden onun yanına gelmeyen hiç kimse kalmadı. Bu sırada Dımeşk vâlisi Osman Paşa da ona lâzım gelen hürmeti gösterdi. Hacdan sonra memleketi Hama'ya döndü. Bir müddet sonra Trablus, Şam ve Haleb'e gitti. Uğradığı her yerde ikrâm ve iltifât gördü. Sonra tekrar döndüğü Hama'da 1701 (H.1113) senesinde vefât etti. Ali Geylânî aynı zamanda edîb idi. Bülûğ-ül-Bugye fî Şerhi Manzûmet-il-Hilye, Er-Rıhlet-ül-Mekkiyye adlı eserleri ile şiirlerinin toplandığı bir dîvânı vardır.
1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.7, s.259
2) Silk-üd-Dürer; c.3, s.246
3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.763
4) Îzâh-ul-Meknûn; c.1, s.196
5) El-A'lâm; c.5, s.32
6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.16, s.297
Büyük velîlerden. İsmi Ali olup, babasının adı Yahyâ'dır. Nesebi Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerine dayanır. 1630 (H.1040) senesinde Suriye'nin Hama şehrinde doğdu.
Babası Yahyâ bin Ahmed, onun doğduğu gece rüyâsında Abdülkâdir-i Geylânî'yi gördü. Elinde etrâfı aydınlatan bir kandil vardı. Abdülkâdir-i Geylânî;
"Ey Yahyâ, Ali'yi al!" deyip ona elinde etrafa ışık saçan kandili verdi. Yahyâ Efendi sabahleyin kalkınca, hanımını uyanmış ve divanın üstünde oturuyor gördü. Hanımına;
"Bak anlatacaklarımı tasdik et. Sakın şüphe etme!" deyip, rüyâda gördüklerini olduğu gibi anlattı. Sonra;
"Eğer bir erkek çocuğumuz olursa ismini Ali koyacağız!" dedi. Sabaha karşı Ali Geylânî doğdu.
Ali bin Yahyâ, sâlih ve âbid bir insan olarak yetişti. Küçük yaşta Kur'ân-ı kerîmi, tecvîd üzere okudu. Fıkıh, hadîs, mantık, lügat, sarf, nahiv ilimlerini ve tasavvuf yolunun edebini zamânın büyük âlimlerinden öğrendi. Birçok âlimden icâzet aldı. İnce ve derin meseleleri öğrenmeye çok meraklı idi. İlim ve fazîlet ehli dâhil küçük büyük herkes onu severdi. Akıl, zekâ, fazîlet, verâ ve dindarlık bakımından derecesi çok yüksekti. Âkıl bâliğ olmadan, babası ile berâber hacca gitti. Hacdan önce, Medîne-i münevveredeHarem denilen yerde iken, rüyâsında Resûlullah efendimizi gördü.Resûl-i ekrem ona; "Yâ Ali! Bu sene haccedersin. Hama ve Humus'taki nakîblik vazîfesini sen üzerine alırsın." buyurdu.Bir süre sonraAli Geylânî nakîblik vazîfesine tâyin edildi. Bir süre bu görevde kaldıktan sonra, Şam bölgesinde Kâdiriyye yolunu insanlara anlatmak için nakîblikten ayrıldı.
Ali Geylânî, insanlara Allahü teâlânın emir ve yasaklarını, iyi ve kötü ahlâkın neler olduğunu öğretti. Sayısız talebe yetiştirdi. Misâfirlerine çok ikrâmda bulunurdu. 1679 (H.1090) senesinde hacca giderken Dımeşk'a uğradı. Yanında çoluk çocuğu da bulunuyordu.Şam halkı ve ileri gelenleri, onları büyük bir hürmet ve ikrâm içerisinde karşıladı. Şamdaki âlim, meşâyih ve askerlerden onun yanına gelmeyen hiç kimse kalmadı. Bu sırada Dımeşk vâlisi Osman Paşa da ona lâzım gelen hürmeti gösterdi. Hacdan sonra memleketi Hama'ya döndü. Bir müddet sonra Trablus, Şam ve Haleb'e gitti. Uğradığı her yerde ikrâm ve iltifât gördü. Sonra tekrar döndüğü Hama'da 1701 (H.1113) senesinde vefât etti. Ali Geylânî aynı zamanda edîb idi. Bülûğ-ül-Bugye fî Şerhi Manzûmet-il-Hilye, Er-Rıhlet-ül-Mekkiyye adlı eserleri ile şiirlerinin toplandığı bir dîvânı vardır.
1) Mu'cem-ül-Müellifîn; c.7, s.259
2) Silk-üd-Dürer; c.3, s.246
3) Esmâ-ül-Müellifîn; c.1, s.763
4) Îzâh-ul-Meknûn; c.1, s.196
5) El-A'lâm; c.5, s.32
6) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.16, s.297
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ALLAH DOSTLARI, ALiM ve EVLİYALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN