Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 189 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 189 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
Gül Naatı (İskender Pala)
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: KİTAP KURDU
1 sayfadaki 1 sayfası
Gül Naatı (İskender Pala)
Seçilmiş ayda, kutlu günde, güzel saatte...Bir övülmüş isim, saba yeli
gibi merhametli, içten ve nüvazişkâr...
Selamlar ki şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır.
Hasretler ki âşıkların âvâzı kadar yanıktır, elbette onadır.
Övgüler ki özlem sözlerince ateşli, ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun,
ona, hep onadır. Duyuşlar ki kurtuluşun nuruyla nurlanmış yüzler gibi aydınlık,
ve teselliler ki lale yanakların kadifesince yumuşak, anımsamalar ki şehitlerin "
ALLAH! ALLAH!" nidası ardından atılışlarınca makbul, hep onadır, hep onadır.
O ki Gül'dür, bütün mecburiyetler onadır. Bileli kendimi ben gönlümü âşık buldum.
Gönüller ki Gül'e hasret!..
Az konuşmaya ve çok sükuta vurgun... Serapa belagat ve fesahat pınarı...
Hatırımıza düştün hatırına düşür bizi. Sevdik seni, sevindir bizi. Uzaktayız yakınına vardır
bizi; yandık pınarına kandır bizi. Sıcak yaz günlerinde yaş dalların titreyişi gibi yandır bizi
serin kuyulardan; koyu gecenin yıldızlarına karşı uyandır bizi derin uykulardan. Gözyaşı
değil nice demdir gözümüzden akan; belki eriyip biten ruhumuzdur damlayan!..
Geç kalmış aylara ve yıllara inat kadehinden içelim artık gül şarabını, çölde yitmiş çaylara
ve yollara inat gerçeğinden seçelim şimdi gül serabını... Gül sözleri edelim çok çok, ve
gonca sükutu az az. Gül düşleri görelim gül gecelerinde, Gül'ün aşkını derelim gül
hecelerinde. Gözü sürmeli ile ağlayanın arasına gül serpelim, güle yeminler edip.
Gönülleri yıkayalım gül suyuyla. Gönüldendir şikayet kimseden feryâdımız yoktur.
Gönlüm ki Gül'e hasret... Üçüncü halin imkansızlığında... Ve kozanın amansız yırtılışında...
Cevher Gül'e düştü, mıknatıs bana, güzellik Gül'e, sevgi bana...
Güzeller güzelleri severmiş ve sadıklar sadıkları...
Güzelliğimi arttır benim Gül'üm, ve arındır ayrık güzelliklerden sevgilerimi...
Senden yüzüne bakma lezzetini isterim ve titrerim vefadan sonra ayrılığına düşme dehşetiyle.
Genişlet sana indirilene yaslanmakta sinemi, ve sade kıl sensiz düşüncelerden gönül ayinemi.
Bir yankı ol, ses kat sesime; bir nazar kıl can ver nefesime. Düşümde ya hayalde gel, bitirdi gerçek beni;
geldir bizi her halde gel ya yanına çek beni!. Gel Efendim! Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir!..
Gönül ki Gül'e hasret...
Güzellik kendisine sıfat değil ad olan... Gül olmayınca bağçeler berbad olan...
Bakışındandır başlangıcı bütün hadiselerin; ve en büyük yangın aşkının bir kıvılcımından...
Dönüyorsa gökler bir yüzük halkasınca, ve dönmedeyse içinde ne varsa, kaşındandır
yüzüğün, inci tanesi kaşından... İyi hal de hatırlatıyor seni bize, kötü hal de;
korktuğumuzda da sevgin var içimizde, umduğumuzda da... Gözyaşlarımız
gözbebeklerimizi boğazlıyor sensiz, duru şaraplar içinde zehirler yutuyoruz...
Gökkuşaklarını toprağa gömenler de, nurunu ağızlarında söndürmek isteyenler de senden
öte sınavlarda değiller aslında. Nefis kendini içine üflemekte daim. Gülü kendi sesinde
solduranların seni beklemekle geçecektir yüzyıllar süren ömürleri. Ah bir bilseler!.. Hâb-ı
gaflette geçen ömrümü rü'yâ gördüm.
Gönüller ki Gül'e hasret...
Gönül ki kana boyandı, ve Gül'ün aşkına yandı...
İşte bu güvenilir kente and olsun ki... Tesellilerimiz kötürüm devinmelere mahkum sensiz
Efendim, bütün ayrılıklar avuntulara, ve kendini parçalamada bütün yoksulluklar; neşterli
ellerde taze yeminler kanamakta! Hayatlarımızın altına kopya kağıtları konuldu yokluğunda
ve ruhlarımız şırıngalardan serpildi beyhude çoraklıklara. Sevgine tutulunca damarlarında
cehennemlerin dolaştığı yıldızlardan yoksun kaldı göklerimiz. Sevgini unutalı ateşler serin
ve selamet olmuyor artık; İbrahimler'i havada eller tutmuyor. Eleğimsağmalara
buketlenmiş nergislerin kül kül dökülüyor toprağa. Yolunda olduklarını söyleyenler kendi
elleriyle helak meyvelerini kendileri topluyorlar yamaçlarda. Ahdine ve sevgine sadık
kalamadığımızdandır zoraki Meryem oruçlarına tutturulmaklığımız; nimetleri nankör
ellerden dilendirilmemiz. Zamanın önündeki zalim maratonlarda yalın ayak sevgileri
unutturulduk, zulme kapılandık, oyun ve oynaşa kapıldık kaldık. ! Sen bizi cevrine şâyeste
bil ihsan olarak.
Aşk, bir Gül'ün adıydı... İmdat ki seven unuttu, vefa yine sevgiliye düştü!..
Gel ey, unutma bizi!... Seni bir seven aşkına sev hepimizi!..
Kararlıyım bu gece, bütün varlığımla seni öveceğim...
Seni sevdiğim gibi...
* Havuzlar başında bizi hâlâ bekliyorsun değil mi, ya Rasûl!.
gibi merhametli, içten ve nüvazişkâr...
Selamlar ki şeker dudaklıların vuslatı gibi içtendir, elbette onadır.
Hasretler ki âşıkların âvâzı kadar yanıktır, elbette onadır.
Övgüler ki özlem sözlerince ateşli, ve arzular ki sevgililerin saçları misali uzun,
ona, hep onadır. Duyuşlar ki kurtuluşun nuruyla nurlanmış yüzler gibi aydınlık,
ve teselliler ki lale yanakların kadifesince yumuşak, anımsamalar ki şehitlerin "
ALLAH! ALLAH!" nidası ardından atılışlarınca makbul, hep onadır, hep onadır.
O ki Gül'dür, bütün mecburiyetler onadır. Bileli kendimi ben gönlümü âşık buldum.
Gönüller ki Gül'e hasret!..
Az konuşmaya ve çok sükuta vurgun... Serapa belagat ve fesahat pınarı...
Hatırımıza düştün hatırına düşür bizi. Sevdik seni, sevindir bizi. Uzaktayız yakınına vardır
bizi; yandık pınarına kandır bizi. Sıcak yaz günlerinde yaş dalların titreyişi gibi yandır bizi
serin kuyulardan; koyu gecenin yıldızlarına karşı uyandır bizi derin uykulardan. Gözyaşı
değil nice demdir gözümüzden akan; belki eriyip biten ruhumuzdur damlayan!..
Geç kalmış aylara ve yıllara inat kadehinden içelim artık gül şarabını, çölde yitmiş çaylara
ve yollara inat gerçeğinden seçelim şimdi gül serabını... Gül sözleri edelim çok çok, ve
gonca sükutu az az. Gül düşleri görelim gül gecelerinde, Gül'ün aşkını derelim gül
hecelerinde. Gözü sürmeli ile ağlayanın arasına gül serpelim, güle yeminler edip.
Gönülleri yıkayalım gül suyuyla. Gönüldendir şikayet kimseden feryâdımız yoktur.
Gönlüm ki Gül'e hasret... Üçüncü halin imkansızlığında... Ve kozanın amansız yırtılışında...
Cevher Gül'e düştü, mıknatıs bana, güzellik Gül'e, sevgi bana...
Güzeller güzelleri severmiş ve sadıklar sadıkları...
Güzelliğimi arttır benim Gül'üm, ve arındır ayrık güzelliklerden sevgilerimi...
Senden yüzüne bakma lezzetini isterim ve titrerim vefadan sonra ayrılığına düşme dehşetiyle.
Genişlet sana indirilene yaslanmakta sinemi, ve sade kıl sensiz düşüncelerden gönül ayinemi.
Bir yankı ol, ses kat sesime; bir nazar kıl can ver nefesime. Düşümde ya hayalde gel, bitirdi gerçek beni;
geldir bizi her halde gel ya yanına çek beni!. Gel Efendim! Sen gelmeyince hatıra bilsen neler gelir!..
Gönül ki Gül'e hasret...
Güzellik kendisine sıfat değil ad olan... Gül olmayınca bağçeler berbad olan...
Bakışındandır başlangıcı bütün hadiselerin; ve en büyük yangın aşkının bir kıvılcımından...
Dönüyorsa gökler bir yüzük halkasınca, ve dönmedeyse içinde ne varsa, kaşındandır
yüzüğün, inci tanesi kaşından... İyi hal de hatırlatıyor seni bize, kötü hal de;
korktuğumuzda da sevgin var içimizde, umduğumuzda da... Gözyaşlarımız
gözbebeklerimizi boğazlıyor sensiz, duru şaraplar içinde zehirler yutuyoruz...
Gökkuşaklarını toprağa gömenler de, nurunu ağızlarında söndürmek isteyenler de senden
öte sınavlarda değiller aslında. Nefis kendini içine üflemekte daim. Gülü kendi sesinde
solduranların seni beklemekle geçecektir yüzyıllar süren ömürleri. Ah bir bilseler!.. Hâb-ı
gaflette geçen ömrümü rü'yâ gördüm.
Gönüller ki Gül'e hasret...
Gönül ki kana boyandı, ve Gül'ün aşkına yandı...
İşte bu güvenilir kente and olsun ki... Tesellilerimiz kötürüm devinmelere mahkum sensiz
Efendim, bütün ayrılıklar avuntulara, ve kendini parçalamada bütün yoksulluklar; neşterli
ellerde taze yeminler kanamakta! Hayatlarımızın altına kopya kağıtları konuldu yokluğunda
ve ruhlarımız şırıngalardan serpildi beyhude çoraklıklara. Sevgine tutulunca damarlarında
cehennemlerin dolaştığı yıldızlardan yoksun kaldı göklerimiz. Sevgini unutalı ateşler serin
ve selamet olmuyor artık; İbrahimler'i havada eller tutmuyor. Eleğimsağmalara
buketlenmiş nergislerin kül kül dökülüyor toprağa. Yolunda olduklarını söyleyenler kendi
elleriyle helak meyvelerini kendileri topluyorlar yamaçlarda. Ahdine ve sevgine sadık
kalamadığımızdandır zoraki Meryem oruçlarına tutturulmaklığımız; nimetleri nankör
ellerden dilendirilmemiz. Zamanın önündeki zalim maratonlarda yalın ayak sevgileri
unutturulduk, zulme kapılandık, oyun ve oynaşa kapıldık kaldık. ! Sen bizi cevrine şâyeste
bil ihsan olarak.
Aşk, bir Gül'ün adıydı... İmdat ki seven unuttu, vefa yine sevgiliye düştü!..
Gel ey, unutma bizi!... Seni bir seven aşkına sev hepimizi!..
Kararlıyım bu gece, bütün varlığımla seni öveceğim...
Seni sevdiğim gibi...
* Havuzlar başında bizi hâlâ bekliyorsun değil mi, ya Rasûl!.
selam ve dua ile kalınınz... [Resimleri görebilmek için üye olun veya giriş yapın.]
*GüLer*- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: KÜLTÜR SARAYI :._.·´¯) :: KİTAP KURDU
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN