Giriş yap
Similar topics
Üye Paneli
Profiliniz Bilgiler Seçenekler İmza Avatar |
Sosyal Arkadaş ve Tanınmamış Üye listesi Grup |
Özel Mesaj Gelen Kutusu ÖM Gönder |
Gözlenmiş Konular |
Kimler hatta?
Toplam 177 kullanıcı online :: 0 Kayıtlı, 0 Gizli ve 177 Misafir :: 1 Arama motorlarıYok
Sitede bugüne kadar en çok 392 kişi 10.10.24 17:51 tarihinde online oldu.
En son konular
En bakılan konular
Istatistikler
Toplam 278 kayıtlı kullanıcımız varSon kaydolan kullanıcımız: CANAN CAN
Kullanıcılarımız toplam 14129 mesaj attılar bunda 6601 konu
Arama
Kasım 2024
Ptsi | Salı | Çarş. | Perş. | Cuma | C.tesi | Paz |
---|---|---|---|---|---|---|
1 | 2 | 3 | ||||
4 | 5 | 6 | 7 | 8 | 9 | 10 |
11 | 12 | 13 | 14 | 15 | 16 | 17 |
18 | 19 | 20 | 21 | 22 | 23 | 24 |
25 | 26 | 27 | 28 | 29 | 30 |
ALİ BİN ABDULLAH BİN ABBÂS
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ALLAH DOSTLARI, ALiM ve EVLİYALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
ALİ BİN ABDULLAH BİN ABBÂS
ALİ BİN ABDULLAH BİN ABBÂS
İslâmiyetin ilk asırlarında yetişen velîlerden. İsmi, Ali bin Abdullah bin Abbâs bin Abdülmuttalib; künyesi, Ebü'l-Hasan Ebû Muhammed'dir. Soyu, Peygamber efendimizin dedesine ulaşır. 660 (H.40) senesinde doğdu. 736 (H.118) senesinde Suriye hac yolu üzerindeki Humeyme şehrinde vefât etti. Oraya defnedildi.
Ali bin Abdullah, babasının en küçük oğlu idi. Hazret-i Ali'nin şehîd edilmesinden az önce doğdu.
Hazret-i Ali, birgün, Ali bin Abdullah'ın babası Abdullah'ı öğle namazında görememişti. Yanındakilere;
"Ona ne oldu? Bugün öğleye gelmedi?" buyurunca;
"Onun bir oğlu oldu!" dediler. Hazret-i Ali öğle namazını kılınca, yanındakilere;
"Berâberce onun yanına gidelim." dedi. Oraya vardıklarında, onu tebrik etti ve Allahü teâlâya şükretti. "Allahü teâlâ, ihsân buyurduğu oğlunu sana mübârek kılsın. İsim vermemişsen, ben vereyim." deyip, çocuğu istedi. Çocuğu getirdiklerinde, onu aldı, parmağını damağına sürdü. Ona duâ buyurdu. Sonra, onu babası Abdullah'a vererek"İsmini Ali, künyesini Ebü'l-Hasan koydum!" buyurdu.
Ali bin Abdullah'ın soyu, Peygamber efendimizin akrabâlarına dayanması sebebiyle büyük îtibâr gördü. Babasının terbiye ve himâyesinde yetişti. Babası gibi fazîlet sâhibi bir zât oldu. Babasından sonra Kâbe'deki Sikâye (hacılara zemzem suyu dağıtma) ve Rifâde (hacılara yemek yedirme) vazîfesini yürüttü. Abbâsî halîfelerinin dedesidir.
Ali bin Abdullah çok namaz kılardı. Günde bin rekat namaz kıldığı rivâyet edilmiştir. Bu sebeple kendisine Seccâd (çok secde eden) lakabı verildi. Bahçesinde beş yüz kök zeytin ağacı vardı. Hergün her bir ağacın altında iki rekat namaz kılardı. Bu sebeple kendisine dizleri nasırlı mânâsına "Züs'Sefenât" lakabı da verildi.
Ali bin Abdullah babasından, Ebû Hüreyre, Abdullah ibni Ömer ve Ebû Saîd-i Hudrî'den hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de oğulları Muhammed, Îsâ, Abdüssamed, Süleymân, Dâvûd, Sa'd bin İbrâhim, Zührî, Habîb bin Ebû Sâbit, Abdullah bin Tâvus ve başkaları hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundular.
Ali bin Abdullah, Hişâm bin Abdülmelik'in yanına gitmişti. Halîfenin yanındaki iki oğlu Seffâh ve Mansur vardı. Halîfe ona yer açıp, oturttu. Çok alâka gösterdi. Bir ihtiyâcı olup olmadığını sordu. Otuz bin dirhem borcu olduğunu söyledi. Bunun üzerine halîfe derhâl bu borcun ödenmesini emretti. O da teşekkür etti ve çıkıp gitti.
Ali bin Abdullah'ın Hicazlılar yanında kıymeti çoktu. Hişâm bin Süleymân bin Mahzûmî der ki:
"Ali bin Abdullah hac için Mekke-i mükerremeye gelmişti. Mescid-i Haram'a girince herkes meclislerini ve sohbetlerini bırakıp, onun yanına koşup çok hürmette bulundular. Oturursa, oturdular, kalkarsa kalktılar. Yürürse, etrafında yürüdüler. Mescid-i Haram'dan ayrılıncaya kadar bir an bile yanından ayrılmadılar."
Ali bin Abdullah uzun boylu, heybetli, güzel yüzlü bir zât idi. Sesi gür ve çok tesirliydi. Allahü teâlâdan af ve merhâmet husûsunda Peygamber efendimizin şu hadîs-i şerîfini bildirdi:
"Kim istiğfâra iyi sarılırsa, Allahü teâlâ, onu her türlü keder ve sıkıntıda bir ferahlık ve rahatlık, darlık zamânında ise, çıkış ihsân eder. Onu, kendisine yetecek şekilde rızıklandırır."
Allahü teâlâyı, Peygamber efendimizi ve O'nun akrabâlarını sevme husûsunda babasından rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf de şöyledir:
"Verdiği rızıklarla beslediği için, Allahü teâlâyı seviniz. Allahü teâlâyı sevdiğiniz için beni seviniz. Beni sevdiğiniz için, Ehl-i beytimi seviniz."
1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.3, s.207
2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.7, s.357
3) El-A'lâm; c.4, s.302
4) Vefeyât-ül-A'yân; c.1, s.323
5) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.5, s.312
6) Şezerât-üz-Zeheb; c.1, s.148
7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.2, s.115, 116
İslâmiyetin ilk asırlarında yetişen velîlerden. İsmi, Ali bin Abdullah bin Abbâs bin Abdülmuttalib; künyesi, Ebü'l-Hasan Ebû Muhammed'dir. Soyu, Peygamber efendimizin dedesine ulaşır. 660 (H.40) senesinde doğdu. 736 (H.118) senesinde Suriye hac yolu üzerindeki Humeyme şehrinde vefât etti. Oraya defnedildi.
Ali bin Abdullah, babasının en küçük oğlu idi. Hazret-i Ali'nin şehîd edilmesinden az önce doğdu.
Hazret-i Ali, birgün, Ali bin Abdullah'ın babası Abdullah'ı öğle namazında görememişti. Yanındakilere;
"Ona ne oldu? Bugün öğleye gelmedi?" buyurunca;
"Onun bir oğlu oldu!" dediler. Hazret-i Ali öğle namazını kılınca, yanındakilere;
"Berâberce onun yanına gidelim." dedi. Oraya vardıklarında, onu tebrik etti ve Allahü teâlâya şükretti. "Allahü teâlâ, ihsân buyurduğu oğlunu sana mübârek kılsın. İsim vermemişsen, ben vereyim." deyip, çocuğu istedi. Çocuğu getirdiklerinde, onu aldı, parmağını damağına sürdü. Ona duâ buyurdu. Sonra, onu babası Abdullah'a vererek"İsmini Ali, künyesini Ebü'l-Hasan koydum!" buyurdu.
Ali bin Abdullah'ın soyu, Peygamber efendimizin akrabâlarına dayanması sebebiyle büyük îtibâr gördü. Babasının terbiye ve himâyesinde yetişti. Babası gibi fazîlet sâhibi bir zât oldu. Babasından sonra Kâbe'deki Sikâye (hacılara zemzem suyu dağıtma) ve Rifâde (hacılara yemek yedirme) vazîfesini yürüttü. Abbâsî halîfelerinin dedesidir.
Ali bin Abdullah çok namaz kılardı. Günde bin rekat namaz kıldığı rivâyet edilmiştir. Bu sebeple kendisine Seccâd (çok secde eden) lakabı verildi. Bahçesinde beş yüz kök zeytin ağacı vardı. Hergün her bir ağacın altında iki rekat namaz kılardı. Bu sebeple kendisine dizleri nasırlı mânâsına "Züs'Sefenât" lakabı da verildi.
Ali bin Abdullah babasından, Ebû Hüreyre, Abdullah ibni Ömer ve Ebû Saîd-i Hudrî'den hadîs-i şerîf rivâyet etti. Kendisinden de oğulları Muhammed, Îsâ, Abdüssamed, Süleymân, Dâvûd, Sa'd bin İbrâhim, Zührî, Habîb bin Ebû Sâbit, Abdullah bin Tâvus ve başkaları hadîs-i şerîf rivâyetinde bulundular.
Ali bin Abdullah, Hişâm bin Abdülmelik'in yanına gitmişti. Halîfenin yanındaki iki oğlu Seffâh ve Mansur vardı. Halîfe ona yer açıp, oturttu. Çok alâka gösterdi. Bir ihtiyâcı olup olmadığını sordu. Otuz bin dirhem borcu olduğunu söyledi. Bunun üzerine halîfe derhâl bu borcun ödenmesini emretti. O da teşekkür etti ve çıkıp gitti.
Ali bin Abdullah'ın Hicazlılar yanında kıymeti çoktu. Hişâm bin Süleymân bin Mahzûmî der ki:
"Ali bin Abdullah hac için Mekke-i mükerremeye gelmişti. Mescid-i Haram'a girince herkes meclislerini ve sohbetlerini bırakıp, onun yanına koşup çok hürmette bulundular. Oturursa, oturdular, kalkarsa kalktılar. Yürürse, etrafında yürüdüler. Mescid-i Haram'dan ayrılıncaya kadar bir an bile yanından ayrılmadılar."
Ali bin Abdullah uzun boylu, heybetli, güzel yüzlü bir zât idi. Sesi gür ve çok tesirliydi. Allahü teâlâdan af ve merhâmet husûsunda Peygamber efendimizin şu hadîs-i şerîfini bildirdi:
"Kim istiğfâra iyi sarılırsa, Allahü teâlâ, onu her türlü keder ve sıkıntıda bir ferahlık ve rahatlık, darlık zamânında ise, çıkış ihsân eder. Onu, kendisine yetecek şekilde rızıklandırır."
Allahü teâlâyı, Peygamber efendimizi ve O'nun akrabâlarını sevme husûsunda babasından rivâyet ettiği bir hadîs-i şerîf de şöyledir:
"Verdiği rızıklarla beslediği için, Allahü teâlâyı seviniz. Allahü teâlâyı sevdiğiniz için beni seviniz. Beni sevdiğiniz için, Ehl-i beytimi seviniz."
1) Hilyet-ül-Evliyâ; c.3, s.207
2) Tehzîb-üt-Tehzîb; c.7, s.357
3) El-A'lâm; c.4, s.302
4) Vefeyât-ül-A'yân; c.1, s.323
5) Tabakât-ı İbn-i Sa'd; c.5, s.312
6) Şezerât-üz-Zeheb; c.1, s.148
7) İslâm Âlimleri Ansiklopedisi; c.2, s.115, 116
__________________
Berzah- VEFALI ÜYEMİZ
.:. i R F @ N _ M E C L i S i .:. R @ H - i _ @ S K .:. :: (¯`·._.: İZ BIRAKANLAR & GÖNÜL YAPANLAR :._.·´¯) :: ALLAH DOSTLARI, ALiM ve EVLİYALAR
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
22.09.23 10:37 tarafından RıZa BeRKaN
» Namazı terk eden adam dinini bitirmiştir!
12.01.23 12:26 tarafından RıZa BeRKaN
» Muhammed sen canımın cananısın Muhammed sen gözümün ışığısın Muhammed
12.01.23 10:10 tarafından RıZa BeRKaN
» ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI : ACELECİLİK …!!!
17.11.22 17:23 tarafından RıZa BeRKaN
» i M a N i L e G ö N D e R B i Z i
11.10.22 18:29 tarafından RıZa BeRKaN
» Hazreti Ömer'den (r.a) birbirinden kıymetli 18 nasihat...
11.10.22 18:22 tarafından RıZa BeRKaN
» EN BÜYÜK KABADAYI'LIK EFENDİLİK'TİR
11.10.22 18:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Hep yolcuyuz böyle gelir gideriz. Dünya senin vatanın mı yurdun mu?
11.10.22 12:00 tarafından RıZa BeRKaN
» Sadece Kur’an Yeter mi ? KUR'AN YETER DİYENLERE
11.10.22 10:35 tarafından RıZa BeRKaN
» İNCEDEN İNCEYE GİYDİRİYORLAR SİZE MÜSLÜMANLAR
11.10.22 8:35 tarafından RıZa BeRKaN
» Recep Tayyip Erdoğan EVET O bir #DünyaLideri
11.10.22 8:11 tarafından RıZa BeRKaN
» Zordur kurban zordur, ayrılık zordur...
11.10.22 8:03 tarafından RıZa BeRKaN
» Allah ve Rasulü için göz yaşı dökenlere selâm olsun.
11.10.22 7:57 tarafından RıZa BeRKaN
» 2 MiLYaR TaKiPÇiSi VaR
11.10.22 7:34 tarafından RıZa BeRKaN
» Ne NeDiR?
20.01.22 11:54 tarafından RıZa BeRKaN
» ÖĞÜT VEREN AYETLER
20.01.22 10:58 tarafından RıZa BeRKaN
» Faizcileri deşifre edeceğiz.. Takip edeceğiz..
22.10.21 13:26 tarafından RıZa BeRKaN
» ANLAMSIZLIK HASTALIĞI: ANoMİ ‼
11.10.21 11:49 tarafından RıZa BeRKaN
» Mustafa Özcan Güneşdoğdu Rabbim Sana Sığınırım
11.10.21 11:46 tarafından RıZa BeRKaN
» Zengin Tüccar ve 4 eşi hikayesi.
11.10.21 11:41 tarafından RıZa BeRKaN